öğrenci mesajı öğretmen tarafından okunabilirmi?

merhaba 17 yaşında olan kızım öğrenci pansiyonunda kalıyor kayıt olurken akşamları telefonlar toplanacak diye sözlü olarak anlaşma yapılmıştı aradan 1 ay geçtikten sonra yurt sorumlusu bayan öğretmen telefonları topluyor kızımın sms lerini okuyor tabi bu arada kızımın erkek arkadaşından da sms geliyor bunları diğer öğretmenlere okutuyor ben kızımı aradğımda öğretmen açıyor telefonu bana kızım hakkında bu kız okumaz alın kızınızı dizinizin dibinde oturtun diyor ( kızım takdirlik bir öğrenci) terbiyesiz bir kız erkek arkadaşı var gibi hakaret dolu bir sürü kelime sarfetti kızımın psikolojisi bozuldu 4 gün rapaor aldım biraz moral verdim kızımı yolladım yeniden o yurda başka yapacak bişey yok başka pansiyon yok bulunduğu yerde ben bu öğretmenden davacı olabilirmiyim nasıl ispatlarım yardımcı olumusunuz saygılarımla

Sayın Referans, TCK. 132. madde, ' Haberleşmenin Gizliliğini İhlal' suçu, belli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin öğrenilmesiyle işlenmektedir. Kızınız ve erkek arkadaşı arasındaki mesaj yolu ile haberleşmeyi, bu haberleşmenin tarafı olmayan öğretmeni tarafından, mesajların okunması sureti ile öğrenilmesi ve diğer öğretmenlere ifşa edilmesi bu suçun unsurlarının oluştuğu anlamına gelir. Altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası gerektirir. Kızınız hakkında söyledikleri ve yaptığı yakıştırmalar, kızınızın onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte somut bir olgu veya fiil isnadı şeklinde olmuşsa TCK. 125. madde gereği, hakaret suçu oluşur. Cezası üç aydan iki yıla kadar hapistir. Suçun işlendiği yer Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe ile müracaat etmelisiniz. Bir avukat yardımı almanız, ekonomik gücünüz yetersizse bulunduğunuz yer baro adli yardım servisine başvurmanız yerinde olur.

Sayın REFERANS;
Ben Sayın Av.Neslihan gibi, somut olayda "haberleşmenin gizliliğini ihlal" ve "hakaret" suçunun oluşabileceğinden emin değilim. Öncelikle belirtmek isterim ki gıyapta hakaret suçunda "ihtilat" unsuru vardır. Çocuğun babasına telefonda söylenen sözler, ihtilat unsuru olmadığından hakaret suçu oluşmaz.
Olayda hakların yarışması söz konusudur. Küçüğün bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminden anne, baba gibi öğretmenlerde sorumludur ve bu yönde çocuğun özgürlük ve haklarını kısıtlayabilirler. Örneğin anne veya babanın, çocuğunun telefon mesajlarını okuması, gerekli görürse çocuğunu uyarması, ceza vermesi, hatta uygun bir üslupla (yapılanın ayıp veya terbiyesizlik olduğu gibi) hakaret olarak değerlendirilebilecek şekilde tahkir etmesi hukuka aykırı olmayabilir. Daha da doğrusu hukuka aykırı eylem, üstün hak olan "terbiye etme hakkı" nedeniyle hukuka uygun hale gelebilir. Anne babanın bu haklarının bir kısmı, çocuğun eğitim ve öğretimiyle görevli olan öğretmenler için de geçerlidir. Örneğin evde özel ders veren üniversite matematik bölümü öğrencisinin dahi, ders verdiği öğrencinin dikkatinin dağılmaması için cep telefonunu kapattırması veya telefonu alıkoymak istemesi "haberleşme hürriyetinin ihlali" anlamına gelmez. Hatta, komşusunun çocuğunu sigara içerken gören bir kişinin, çocuğu azarlaması dahi hukuka aykırı değildir.
Bunun sınırları bizim gibi toplumlarda genellikle örf ve adetle çizilmektedir. Takdir edersiniz ki bu sınırlar toplumun gelişmişlik düzeyi ve kişinin düşünsel kapasitesi ile de ilgilidir. Diğer taraftan çocuk haklarının benimsenmesi konusundaki gelişmelerde topluma yön vermektedir. Hatta çocuğun yaşı dahi bu yetkinin sınırlarında etkilidir. 17 yaşındaki bir çocuk hakkında kullanılacak yetki, 12-13 yaşındaki bir ilk öğretim öğrencisinden çok daha sınırlıdır.
Netice itibariyle benim kanaatime göre somut olayda terbiye etme hakkının kötüye kullanıldığı ve hakkın sınırlarının aşıldığı, TCK'nun 232. maddesinin özellikle 2. fıkrasının ihlal edildiği düşüncesindeyim.

Alıntı: "(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir."

1. Sayın Referans,
Öğretmenlerin, devamlı telefonla üğraşıp dersin ahengini bozmasınlar düşüncesiyle, öğrencilerin telefonlarını toplamasını anlayışla karşılarım. Ama Çocuktan alınan telefonun kayıtlarının incelenmesi, çocuğun kiminle konuştuğu, kime na yazdığının araştırılması, çocuğun kişilik haklarına bir saldırıdır benim görüşüme göre. Bu sebepten Sayın Av. Neslihan’ın önerdiği şekilde hareket etmenizi tavsiye ederim.


2. Bu alana yazılan soruları cevaplandıran katılımcılardan ricam: Bu alanı ‚iki hukukçu bir araya geldiğinde en azından üç değişik görüş ortaya çıkar’ tezinin doğruluğunu kanıtlama alanı olarak görmemek gerekir. Verilen cevapların, soru sahibine bir fikir vermesi, ona gideceği yolu ve uygulayacağı yöntemleri belirleme konusunda yol gösterici olması gerekir benim düşünceme göre. Çocuğa vereceğimiz adın ‚haberleşme gizliliğini ihlal mi, hakaret mi yoksa sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanma mı olduğu soru sahibi için ikinci planda gelir. Bir katılımcının verdiği cevabın ikinci katılımcı tarafından eleştririlmesi soru sahibini şaşırtmaktan başka bir neticeye götrürmez.


3. Verilen bir cevap bizim görüşümüze göre doğru değilse, bunu tartışmanın ortamı burası olmamalı bence. Verilen cevabı doğru olarak kabul etmiyorsak durumu ya cevabı yazan katılımcıya bildirmek ve olaya bir açıklık getirmek, ya da site yönetimine bildirmek hem soru sahibine tatmin edici bir cevap vermek, hem de sitenin kalitesini yükseltmek açısından faydalı olur düşüncesindeyim.

4. neden 3 numarada belirttiğim esaslara ters düşen bu mesajı yazmak gereği duyuyorum peki?
Yazdıklarımın genel anlamda anlaşılmasını istediğim ve herkesin üzerinde düşünmesini istediğim için.

5. Çocukların temel haklarını ‚Çocuk Hakları Çalışma Grubu’nda’ tartışmaya açmak istiyorum


Saygılarımla