Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

asıl işveren-istihdam eden ihale makamı- iş kazası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-03-2009, 12:36   #1
avyıldız

 
Varsayılan asıl işveren-istihdam eden ihale makamı- iş kazası

müvekkillerimin murisi, A firmasından ihale ile iş alan B firmasının işçisi olarak çalışırken elektrik çarpması sonucu vefat ediyor. Bilirkişi raporlarında B firma sahibinin kusurlu olduğu, ancak A firmasının kusuru bulunmadığı belirtilmiş.
A firması, kendisinin ihale makamı olmasından dolayı "asıl işveren olarak nitelendirilemeyeceğini" ve kusuru da bulunmadığı için, kendisi hakkında açılan maddi-manevi tazminat davasının husumet yönünden reddini talep ediyor.
Ancak Ave B firması arasında yapılan sözleşmeler ve ihale şartnameleri incelendiğinde, A firmasının " gerekli gördüğü taktirde işin niteliğini, şeklini, zamanlamasını" değiştirme yetkisi olduğuna dair hüküm var.
bu şartlar altında ilk sorum şu: Davalı A firmasının husumet itirazı gerçekten haklı olabilirmi.
İkinci sorum ise; bir an için A fiurmasının Asıl işveren olmadığı yönünde savunması kabul edilse bile, İSTİHDAM eden sıfatıyla sorumlu tutmak mümkünmüdür.
Değerli görüşlerini ve elinde bu konu ile ilgli yargıtay kararlarını paylaşan sayın meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum
Old 07-03-2009, 14:17   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın avyıldız;

Davalı A firmasının husumet itirazı haklı olabilir. Şöyle ki; bir iş "anahtar teslim suretiyle" bir başka firmaya verilmişse, iş yerinde ihale verenin de işçisi çalışmıyorsa ve benzeri koşullar altında ihale verenin sorumlu olmayacağına ilişkin kararlar var.

A fimrasının asıl işveren olduğu kabul edilmezse isthdam eden olduğu da kabul edilmez.
Old 07-03-2009, 16:20   #3
avzafer

 
Varsayılan

Somut olayın özelliklerini aşağıda yer alan kararda belirtilen açıklamalar ışığında değerlendirerek bir sonuca varabilirsiniz.


Davacı, iş kazası sonucu geçici işgöremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.

Hükmün, davacı ve davalılardan A. Mekanik Müh. Danışmanlık ve Taah. A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava, iş kazasında yaralanan sigortalıya Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının 506 sayılı Kanun uyarınca rücuan tahsiline ilişkin olup; mahkemece, davalı C. A.Ş.'nin asıl işveren değil, ihale makamı olduğu gerekçesi ile bu davalı yönünden reddine, diğer davalılardan A. Mühendislik A.Ş.'nin asıl işveren, G. İnşaat Ltd. Şti.'nin ise, taşeron olarak sorumluluğuna karar verilmiştir.

Davada, öncelikle halledilmesi gereken sorun, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalıyı çalıştıran davalı G. İnşaat Ltd. Şirketi ile diğer davalılar C. A.Ş. ile A. Mühendislik A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin, bir başka ifade ile, asıl işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığının saptanmasıdır.

506 sayılı Kanun'un 87. maddesi hükmüne göre; aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.

Asıl işveren-taşeron ilişkisinin varlığı için, öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri yada işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.

İşin belirli bir bölümünün değil de tamamının bir bütün halinde yada bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise; bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.

Diğer taraftan; işverenle işyerindeki işleri gördürdüğü kişiler arasındaki ilişkinin vekillik sözleşmesine dayandığının ve kendilerinin vekil sıfatıyla hareket ettiklerinin anlaşılması halinde işin devrinden söz edilemeyeceği açıktır.

Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise; asıl işverenden üstlenilen işin, asıl iş yada işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ile bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır. Bu yönde; asıl işverenin, o işyerinden elde etmeyi düşündüğü neticeye yönelik olan asıl faaliyet, bir başka ifade ile doğrudan doğruya o işyerinden beklenen hizmet yada üretime yönelik olan işler, onun asıl işini teşkil edecektir.

Somut olayda; davalı C. Anonim Şirketi'ne ait asıl iş, "ticaret merkezi inşaatı"dır. C. A.Ş. ile sigortalıyı çalıştıran G. Ltd. Şirketi ve A. Mühendislik A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin incelenmesinde; A. Mühendislik A.Ş., davalı C. A.Ş.'den, G. İnşaat Limited Şirketi ise davalı A.'dan, asıl işverene ait ticaret merkezi inşaatının belirli bir bölümünü teşkil eden "Mekanik Tesisat İşleri" işini üstlenmiştir. C. ve A. arasındaki sözleşme içeriklerinden ve özellikle sözleşmenin 13 ve 19. maddeleri ile A. ile G. arasındaki sözleşmenin 1, 7, 11 ve 15. maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; işyerinde alınacak işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine ilişkin kuralların saptanması, işte çalıştırılacak işçilerin vasıflarının belirlenmesi, işin sevk, idaresi ve denetimi ile şantiye yönetiminde C. A.Ş.'nin yetkili olduğunun anlaşılması karşısında artık işin bütünüyle, işten el çekmek suretiyle başkalarına verildiğinden, bir başka ifade ile işin devrinden söz edilemez. Bu bağlamda C. A.Ş. ile A. Mühendislik A.Ş. arasında 506 sayılı Kanun'un 87. maddesi kapsamında asıl işveren-taşeron ilişkisi bulunduğunun ve bunun sonucu olarak da asıl işveren Anonim Şirketin taşeronun kusur payından sorumluluğunun kabulü zorunludur.

Mahkemenin C. A.Ş.'nin ihale makamı olduğuna ilişkin kabulü, açıklanan nedenlerle yerinde değildir. Mahkemece; davalılardan C. Anonim Şirketinin asıl işveren. A. Mühendislik A.Ş. ve G. Mühendislik Ltd. Şirketinin alt işveren sıfatı ile sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.

Açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçelerle karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı SSK vekili ile, davalılardan A. Mühendislik A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davalılardan A. Mekanik Mühendislik Danışmanlık ve Taah. A.Ş.'ye iadesine, 04.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
asıl işveren-alt işveren yargıtay kararları Av.Elvan Akkaya İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Çalışma Grubu 16 04-09-2013 08:40
Asıl işveren alt işveren ilişkisi Hukuka Saygı Meslektaşların Soruları 20 09-03-2009 16:28
Asıl işveren-Alt işveren ayrımı ve tazminat sorumluluğu.. talveq Meslektaşların Soruları 8 21-07-2008 15:13
devlet hastanesi iş kanunu kapsamında mıdır?alt işveren-asıl işveren avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 4 10-08-2007 23:02
sözleşmenin hukuki mahiyeti- alt işveren, asıl işveren sorunu Fatma Çınar Meslektaşların Soruları 4 08-08-2007 15:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03574491 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.