Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

idareye tekrar tekrar dilekçe vererek yeni dava süreleri yaratılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-12-2013, 21:28   #1
Av.Gamze Nur Demir

 
Soru idareye tekrar tekrar dilekçe vererek yeni dava süreleri yaratılması

Değerli meslektaşları

Bir idari başvuru yapılmış;idarece cevaplanmış.Ancak dava açma süresi geçmiş.
Aynı konuya ilişkin tekrar bir idari başvuru yapılarak tekrar bir idari dava açma süresi yaratılamayacağı görüşündeyim.Ancak elimdeki dava için bu konuya değinilen bir danıştay kararı bulamıyorum.

Daha önce böyle bir olay ile karşılaşmış ve elinde ''aynı konuya ilişkin olarak tekrar tekrar idareye başvurup yeni dava açma süreleri yaratılamaz.'' konulu bir danıştay kararı olan varsa benimle paylaşabilir mi acaba?

Saygılar..
Old 22-12-2013, 21:17   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu
Esas: 2006/133
Karar: 2006/763
Karar Tarihi: 23.06.2006

İstemin Özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19.12.2005 günlü, E:2005/7722, K:2005/6037 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Mustafa Karabulut'un Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ünal Demirci'nin Düşüncesi: Danıştay dava dairelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül etmiş olduğu anlaşıldığından, davacının yürütmenin durdurulması istemi incelenmeyerek gereği görüşüldü:

Dava; davalı idare tarafından 21.11.2003 günlü, 248/14 sayılı şartlı onay kararıyla yürürlüğe konulan 19.11.2003 tarihli Doğalgaz Alımına İlişkin Ek Mektup ve Zeyilnamelerle kabul edilen fiyat formülünün uygulanmasıyla ilgili olarak yapılan 12.4.2005 günlü başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19.12.2005 günlü, E:2005/7722, K:2005/6037 sayılı kararıyla; olayda, davacının uyuşmazlığa konu ettiği Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 21.11.2003 tarih ve 248/14 sayılı kararını 07.04.2005 tarihinde öğrendiğinin,12.04.2005 tarihinde davalı idareye başvurarak anılan kararın kaldırılmasını istediğinin, davacının bu başvurusuna 10.05.2005 tarihinde tebliğ edilen 10.05.2005 tarih ve 7877 sayılı yazıyla yanıt verildiğinin ve talep etmiş oldukları hususların değerlendirilerek gerekli çalışmaların yapılacağı ve sonucu hakkında bilgi verileceğinin bildirildiğinin, davacının bunun üzerine 10.05.2005 tarihinde aynı içerikli istemle idareye başvurduğunun, davacının bu başvurusuna da davacıya 26.05.2005 tarihinde tebliğ edilen 17.05.2005 tarih ve 8519 sayılı yazı ile yanıt verildiğinin, davacının 30.06.2005 tarih ve 28.07.2005 tarihli yanıtsız bırakılan başvuruları üzerine 28.07.2005 tarihinde bakılan davayı açtığının anlaşıldığı, bu durumda, davacının, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 21.11.2003 tarih ve 248/14 sayılı kararının öğrenildiği 07.04.2005 tarihinden itibaren 60 gün içinde doğrudan ya da 11. madde uyarınca 60 günlük dava süresi içinde idareye başvurarak cevap verilmesi halinde cevap tarihinden; cevap verilmeyerek zımnen reddi halinde ise, zımnen ret tarihinden itibaren, idareye yapılan başvuru tarihinde duran ve zımni ret kararından sonra kaldığı yerden devam eden 60 günlük dava açma süresi içinde, yani davalı idarece davacıya 10.05.2005 tarihinde tebliğ edilen kesin olmayan cevap aleyhine en son 04.07.2005 tarihine kadar dava açması gerekirken, belirtilen yasal süreler geçirildikten sonra 28.07.2005 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesi olanağının bulunmadığı, 2577 sayılı Kanun'da yer alan düzenleme dikkate alındığında, 11. madde kapsamında yapılan başvurularda kesin olmayan yanıtlar üzerine kesin cevabın beklenmesi olanağı öngörülmediğinden davacının kesin cevabı beklediğinden söz edilemeyeceği gibi, davacının başvurularını yineleyerek 10.05.2005 tarihli başvurusu sonucu idarece verilen 17.05.2005 tarihli yanıt üzerine dava açma süresinin yenilenmeyeceğinin de açık olduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Davacı, usule aykırı olduğunu ileri sürerek anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 11. maddesinde ise, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvuru tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükme bağlanmıştır.

Olayda, davacının uyuşmazlığa konu ettiği Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 21.11.2003 günlü, 248/14 sayılı kararını 7.4.2005 tarihinde ayrıntılı olarak öğrendikten sonra 12.4.2005 tarihinde davalı idareye başvurarak anılan kararın kaldırılması, uygulamanın durdurulması yolunda istemlerde bulunduğu; davacının bu başvurusu ve benzer nitelikteki diğer başvuruları üzerine davalı idarece verilen 10.5.2005 ve 17.5.2005 tarihli cevapların başvuruyla ilgili gerekli çalışmaların yapıldığına ilişkin olduğu görülmekte olup, belirtilen süreç sonunda davacı tarafından 28.7.2005 tarihinde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Temyiz istemine konu Daire kararında, her ne kadar, davalı idarece 10.5.2005 tarihinde tebliğ edilen kesin olmayan cevap aleyhine en son 4.7.2005 tarihine kadar dava açılmasının gerektiği, 2577 sayılı Yasanın 11.maddesinde kesin cevapların beklenmesi olanağının öngörülmediği belirtilmekte ise de, adı geçen Yasanın 11. maddesinde belirtilen cevaptan anlaşılması gereken "isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması" hali olup davalı idarece verilen cevapların ise, idarenin işleyişiyle ilgili olduğu görülmektedir.

Dolayısıyla, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesinde belirtilen nitelikte kabul edilemeyecek cevaplar esas alınarak dava açma süresinin hesaplanmasında hukuki isabet bulunmamakta olup, davacının başvurusunun zımnen reddi üzerine başvuru tarihine kadar geçen süre de dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, 28.7.2005 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19.12.2005 günlü, E:2005/7722, K:2005/6037 sayılı kararının BOZULMASINA, kullanılmayan 19,90 YTL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, dosyanın adı geçen Daireye gönderilmesine, 23.06.2006 günü oybirliği ile karar verildi.

Danıştay 12.Dairesi
Esas: 2005/3077
Karar: 2007/4588
Karar Tarihi: 24.10.2007

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...

Vekili: Av. ...

Karşı Taraf: Milli Eğitim Bakanlığı

İsteğin Özeti: Ankara 4. İdare Mahkemesince verilen 31.12.2004 günlü, E: 2004/471, K: 2004/2018 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Tülay Seran Balaban

Düşüncesi: 27.9.2001 günlü başvurusunun zımnen reddi üzerine 2577 sayılı Yasanın 11. maddesinde öngörülen süre içerisinde dava açmayan davacının, bu başvurusuna cevap verilmesi istemiyle yaptığı ikinci başvuru dava açma süresini yenilemeyeceğinden davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, davacının talebi açıktan atama istemi gibi ele alınarak ve işin esasına girilerek verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamakta ise karar sonuç itibariyle yerinde olduğundan, kararın sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: Yaşar Uğurlu

Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Davacı tarafından, 2001 yılında Ağrı İli emrine öğretmen olarak atanmasına ilişkin işlemde yapılan hatanın düzeltilmesi istemiyle 27.9.2001 tarihinde verdiği dilekçeye cevap verilmesi talebiyle 9.1.2004 tarihinde yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Ankara 4. İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E: 2004/471, K: 2004/2018 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, başvurusu üzerine 2001 yılında Ağrı İline Müzik Öğretmeni olarak atanan davacının, tercihlerine göre yanlış yere atandığından bahisle göreve başlamaması üzerine atamasının iptal edildiği, 2002 yılında öğretmen alımları ile ilgili yaptığı başvurusunun ise 2001 yılında yapılan atamasının iptal edilmesi nedeniyle 657 sayılı Yasanın 63. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, bu işlemlerin davacı tarafından dava konusu edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacının 2001 yılında yapılan atamada tercihleri arasında yer almadığı halde Ağrı İline atandığından bahisle atamasının düzeltilerek mağduriyetinin giderilmesi suretiyle açıktan öğretmenliğe atanmak istemiyle 9.1.2004 tarihinde yaptığı başvurusunun reddedilmesinde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmediği, esasen davalı idareyi, davacıyı açıktan öğretmen olarak ataması konusunda mahkeme kararı ile zorlama olanağının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı, 2001 yılında başvurusunda yer almamasına rağmen Ağrı İline yapılan hatalı atamanın sorumlusunun bulunması gerektiğini, idarenin bu hatasından dolayı mağduriyetinin devam ettiğini, eksik inceleme ile verilen kararın hukuka uygun olmadığını ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, aynı Yasanın 11. maddesinde ise; ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı, kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü mezunu olan davacının, 2001 yılı öğretmen alımı döneminde tercihleri arasında üst kısma 42 (Konya) olarak yazmasına rağmen 4 (Ağrı) olarak kodlaması ve bu tür işlemlerde kodlamanın esas alınması nedeniyle Ağrı İli emrine atandığı, davacının bu işlemin hatalı olduğu, tercihleri arasında Ağrı İli olmadığından bahisle bu hatanın giderilerek Konya İline atanması, bunun mümkün olmaması halinde kendisine ayrı bir mehil süresi verilmesi halinde göreve başlayabileceğinden bahisle 27.9.2001 tarihinde davalı idareye başvurduğu, başvurusuna her hangi bir cevap verilmediği, süresinde görevine başlamaması üzerine atamasının iptal edildiği, davacının bir yıl sonra 2002 yılı atama döneminde tekrar başvurduğu, ancak başvurusunun, 657 sayılı Yasanın 63. maddesi uyarınca daha önceki atamasının iptalinin üzerinden bir yıl geçmeden başvuramayacağı nedeniyle işlemden kaldırıldığı, davacının bu kez 9.1.2004 tarihli dilekçe ile idareye başvurarak, hatalı atamasının düzeltilmesi istemiyle 27.9.2001 tarihinde yaptığı başvurusuna cevap verilmesini istediği, bu dilekçe üzerine davalı idarece daha önce Ağrı İline yapılan atamasının bu ilde göreve başlamaması nedeniyle iptal edildiği, yine 2002 yılı atama dönemindeki başvurusunun ise 657 sayılı Yasanın 63. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, 9.12.2002 günlü yazı ile bu durumun kendisine bildirildiği yolunda tesis edilen 19.1.2004 günlü işlem üzerine 18.2.2004 tarihinde bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.

Olayda, davacının Ağrı İline yapılan atamasının kendisine tebliğinden sonra bu işlemin düzeltilmesi istemiyle yaptığı 27.9.2001 günlü başvurusuna 60 gün içerisinde cevap verilmemesi üzerine zımni ret işlemi oluştuğundan, bu tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresinden, tebliğ ile başvuru arasında geçen süre düşüldükten sonra kalan süre içerisinde dava açması gerektiği açıktır. Davacının bu süreler geçirildikten çok sonra 9.1.2004 tarihinde, 27.9.2001 günlü başvurusuna cevap verilmesi istemiyle verdiği dilekçeye verilen cevap, dava açma süresini yenilemeyeceğinden, bu cevap üzerine açılan davanın esasını süre aşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, davacının talebinin gerek başvuru gerekse dava dilekçesinde açıkça 21.9.2001 günlü dilekçesine cevap verilmesi ve 2001 yılındaki hatalı atamanın düzeltilerek göreve başlatılması yolunda olmasına rağmen, açıktan atama istemi gibi ele alınıp, işin esasına girilerek davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiş ise de, karar sonuç itibariyle yerindedir.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 4. İdare Mahkemesince verilen 31.12.2004 günlü, E: 2004/471, K: 2004/2018 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle sonuç itibariyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 24.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Işverenin Işçiyi Kidem Ve Ihbar Tazminati Vererek Işten Çikarip 1 Ay Sonra Tekrar Işe Almasi avgözde Meslektaşların Soruları 1 26-06-2013 09:48
kapanan dava tekrar açılabilir mi ? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 15-01-2013 07:21
idari mahkemede idareye karşı dava açma süreleri avsenanur Meslektaşların Soruları 1 10-02-2012 11:37
dava,barışma,tekrar dava ve ziynet eşyaları Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 07-12-2010 14:17
Usulden red olan bir konuda tekrar dava açılabilir mi? Veysel Hukuk Soruları Arşivi 2 27-04-2006 12:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,22420192 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.