Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapuya Şerh Edilmemiş Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi - Haciz - İstihkak

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-02-2011, 09:49   #1
seflek

 
Varsayılan Tapuya Şerh Edilmemiş Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi - Haciz - İstihkak

19.01.2007 günlü gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan taşınmaz, satıcının tescilden kaçınması nedeniyle 22.04.2009 günü tedbir talepli olarak tapu iptali ve tescil davası açılmıştır. Tedbir talebi kabul edilerek aynı gün taşınmazın 3. kişilere devrini önlemek amacıyla kaydı üzerine tedbir şerh edilmiştir.

Cebri tescil davasının ikame edildiği ve tedbir kararının şerh edildiği tarihten 2 gün sonra davalı satıcının borcu nedeniyle taşınmazın kaydına haciz konmuştur. Dava kabulle sonuçlanmış, davalı satıcı üzerindeki kaydın iptali ile davacı alıcı adına tescile karar verilmiştir. Karar kesinleşmiş ve tescil yapılmıştır.

Ancak haczin fekki için yaptığımız müracaat icra müdürlüğünce reddedildiğinden İTM'ne şikayet yoluna gidilmiş, şikayet de "haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması nedeniyle taşınmaz üzerine konan haczin yerinde olduğundan bahisle reddedilmiştir.

Red üzerine, genel mahkemede mülkiyet iddiamız nedeniyle haczin kaldırılması davası ikame ettik. Dava halen derdesttir.

Bu arada taşınmazın icra dosyasından satış işlemlerine başlanmış, taşınmaz maliki borçludan farklı olduğundan tarafımıza haczin bildirilmesi yoluna gidilmiştir. Böylece istihkak iddiasında bulunma hakkımız doğduğundan bu hakkımızı kullandık. Ancak tetkik mercii istihkak iddiamızı reddederek istihkak davası açmakta muhtariyetimize karar verdi.

İncelediğim içtihatlar ve kaynaklardan "haciz sırasında borçlu adına kayıtlı olan ve satış vaadi sözleşmesi şerh edilmemiş bulunan taşınmazın haczinde alacaklının iyi niyetli olduğu ve korunması gerektiği, haczin kaldırılmasının mümkün olmadığı" intibaını edindim.
Satıcı iflas ettiğinden iade talep etmek gibi bir şansım yok.

1. Genel mahkemede açtığım haczin kaldırılması davamın olası akıbeti hakkında fikriniz var mı?
2. Taşınmaza ilişkin istihkak davasını genel mahkemelerde nisbi harca tabi olarak açmam gerekiyor. Yani oldukça masraflı. Genel mahkemedeki davamı beklemekle mi yetinmeliyim, yoksa mutlaka istihkak davası da açmalı mıyım. Bu istihkak davasının olası akıbeti hakkında bilgisi ve hukuk kaynakları olan meslektaşım var mı?
3. Haciz sırasında (her ne kadar rızai satışların önlenmesine ilişkin de olsa) tedbir kararı bulunması benim doğacak mülkiyet hakkımı alacaklıya karşı da ileri sürebileceğim bir durum yaratmaz mı?

Meslektaşlarıma selamlarımla...
Av. Cem ŞEFLEK
Old 02-02-2011, 13:40   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Katkı

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 08.04.2009 T., Esas: 2009/2988, Karar: 2009/4463: "Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.03.2004 gününde verilen dilekçe ile haczin fekki ve tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.02.2008 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:


Dava, 1165 parseldeki haciz şerhlerinin terkini istemiyle açılmıştır.

Davalılardan İ____ Bankası A.Ş. ve Hazine davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü davacı temyiz etmiştir.

Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacının dava dışı İ____ aleyhine açtığı davada 1165 sayılı parselin 7500/15460 payını adına hükmen tescil ettirdiği, 18.03.2003 tarihinde açtığı davada ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, taşınmazın tapu kaydına 12.05.2003 tarihinde tedbir şerhinin işlendiği, bunun 02.12.2003 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 101 ila 103. maddelerinde düzenlemesi yapılan ihtiyati tedbirden amaç, mahkeme hükmüyle davadan önce veya dava sırasında dava konusu alacağa tehlikeye düşmeden kavuşabilmek için menkul veya gayrimenkule el koymak, devir ve temlikini önlemektir.

Kuşkusuz, taşınmaz kaydına tedbir şerhi işlenmeden evvel bu kayda konulan ihtiyati haciz şerhleri hüküm ve sonuç meydana getirir. Ancak, kayda bir taraf lehine ihtiyati tedbir şerhi işlenerek aleniyet kazandıktan sonra mevcut şerhe rağmen başkaca kısıtlamalar işlenmişse bunlara değer tanınmaz. Çünkü, tapunun aleniyet prensibi gereği sonradan konulan şerh sahiplerinin daha önce konulan şerhi gördükleri kabul edilir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması da bu doğrultuda olup, ihtiyati tedbir şerhinin tapuya işlenmesinden sonra konulan şerhler sebebiyle sonradan konulan şerhlerin bağlayıcı olmayacağı yolundadır.

Mahkemece yapılan bu saptama dikkate alınarak davacı lehine 1165 parsel kaydının 02.12.2003 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan şerhlerin terkini yerine istem bütünüyle reddolunduğundan karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 08.04.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi."

Saygılar...
Old 03-02-2011, 10:56   #3
seflek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 08.04.2009 T., Esas: 2009/2988, Karar: 2009/4463: "Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.03.2004 gününde verilen dilekçe ile haczin fekki ve tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.02.2008 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:


Dava, 1165 parseldeki haciz şerhlerinin terkini istemiyle açılmıştır.

Davalılardan İ____ Bankası A.Ş. ve Hazine davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü davacı temyiz etmiştir.

Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacının dava dışı İ____ aleyhine açtığı davada 1165 sayılı parselin 7500/15460 payını adına hükmen tescil ettirdiği, 18.03.2003 tarihinde açtığı davada ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, taşınmazın tapu kaydına 12.05.2003 tarihinde tedbir şerhinin işlendiği, bunun 02.12.2003 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 101 ila 103. maddelerinde düzenlemesi yapılan ihtiyati tedbirden amaç, mahkeme hükmüyle davadan önce veya dava sırasında dava konusu alacağa tehlikeye düşmeden kavuşabilmek için menkul veya gayrimenkule el koymak, devir ve temlikini önlemektir.

Kuşkusuz, taşınmaz kaydına tedbir şerhi işlenmeden evvel bu kayda konulan ihtiyati haciz şerhleri hüküm ve sonuç meydana getirir. Ancak, kayda bir taraf lehine ihtiyati tedbir şerhi işlenerek aleniyet kazandıktan sonra mevcut şerhe rağmen başkaca kısıtlamalar işlenmişse bunlara değer tanınmaz. Çünkü, tapunun aleniyet prensibi gereği sonradan konulan şerh sahiplerinin daha önce konulan şerhi gördükleri kabul edilir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması da bu doğrultuda olup, ihtiyati tedbir şerhinin tapuya işlenmesinden sonra konulan şerhler sebebiyle sonradan konulan şerhlerin bağlayıcı olmayacağı yolundadır.

Mahkemece yapılan bu saptama dikkate alınarak davacı lehine 1165 parsel kaydının 02.12.2003 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan şerhlerin terkini yerine istem bütünüyle reddolunduğundan karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 08.04.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi."

Saygılar...

Teşekkür ederim. Çok yararlı oldu. Hatta bugün bu kararı ibraz edip tedbir de aldım.
Selamlar...
Old 03-02-2011, 11:00   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seflek
Teşekkür ederim. Çok yararlı oldu. Hatta bugün bu kararı ibraz edip tedbir de aldım.
Selamlar...

Rica ederim ve hayırlı olsun

Saygılar...
Old 15-02-2016, 16:57   #5
eser_29

 
Varsayılan

Yeni bir konu başlığı açmak yerine konuya benzerliği açısından burada sormamın bir mahsuru yoktur umarım;

Müvekkil (A) müteahhit olarak tapu malikleri (B), (C), (D) ve (E) ile Noterlikte Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi akdediyor. Bu sözleşmeye göre kendisine 3, arsa maliklerine de 1 daire düşecek.

Arsa maliklerinden (B)'nin (1) ve (2) Bankalarına olan borcu nedeni ile inşaatın bitimine yakın ama henüz müvekkil (A) adına kendi payına ait taşınmazların intikali yapılmadan "İhtiyati Haciz" şerhi işleniyor.

(B)'nin taşınmazlardaki hissesi 1/66.

Müvekkil (A) kendince bir çözüm geliştirip hacizli olarak kendi adına (B)'nin taşınmazlardaki hissesini satın alıyor.
Müvekkil inşaatındaki bağımsız bölümlere müşteri bulmuş durumda ama haliyle "ihtiyati haciz" şerhi satış için mani oluyor.

Söz konusu bu karışık durumdan Hukuken nasıl en kısa zamanda nasıl kurtulabiliriz ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
G.Menkul Satış Vaadi sözleşmesinin tapuya şerh ettirilirken malikin izni gereklimi ? alperyldrm Meslektaşların Soruları 15 05-10-2012 14:02
taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yolu ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi üzerinde umutazguler Meslektaşların Soruları 2 25-06-2010 12:58
iki taşınmaz satım vaadi akdinden sadece birinin tapuya şerh edilmesi ve tescili efekankaptan Hukuk Soruları 5 06-06-2010 11:50
Varisler arası taşınmaz satış vaadi sözleşmesi Av. Evrim Deniz Meslektaşların Soruları 3 14-09-2009 21:44
geçerisiz taşınmaz satış vaadi sözleşmesi hırs Meslektaşların Soruları 5 05-06-2007 01:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12964106 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.