Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

teminat çeki yazılı delil başlangıcı mıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-08-2007, 09:10   #1
madlock

 
Varsayılan teminat çeki yazılı delil başlangıcı mıdır?

Merhaba; bu konu ile ilgili sitede araştırma yaptım ancak yeterli bir sonuca ulaşamadım. Teminat çekleri veya bonoları ile ilgili bazı sorularımı meslekdaşlarımla paylaşmak isterim. Sayın meslakdaşlarım yanlış ise lütfen düzeltsinler. Öncelikle teminat çekleri (yani üzerinde teminattır ifadesi yer alan çekler) bazı Yargıtay kararlarından da anladığım üzere bankaya ödeme için ibraz edilebiliyor. Karşılığı yok ise bu husus çekin arkasına yazılabiliyor. Hatta karşılıksız çek keşide etmekten dolayı şikayet konusu yapılabiliyor. Öte yandan karşılıksız çıkan teminat çeklerinin icra takibine konu edilemeyeceğini de biliyoruz. Şu halde teminat çeklerinden kaynaklanan borç mücerret olmaktan çıkıp sebebe bağlı hale geliyor. Yani başka delillerle de desteklenmesi gerekiyor. Bu durumda bir sözleşmenin teminatı olarak alınan çek veya bono yazılı delil balşangıcı mı oluyor? Eğer böyle oluyorsa teminat olarak çek veya bono almanın bir esprisi de kalmıyor. Sayın meslakdaşlarım bu konudaki bilgi ve tecrübelerini paylaşırlarsa sevinirim. Teşekkürler
Old 16-08-2007, 17:11   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın madlock,
Ya sizin karıştırdığınız yada benim tam algılayamadığım bir husus var.
1-Çekte yada senette bedeli teminattır ibaresinin bulunması,çekin yada senedin gerçekten teminat olduğu ve bu sebeble icra takibine konu edilemeyeceği hususu doğru değildir.
Çek veya senette "bedeli teminattır" ibaresi yazsa dahi,herhangi bir sözleşme ile gerçekten bu çek yada senedin teminat olduğu anlaşılabiliyorsa(önreğin kira sözleşmesi veya satış sözleşmesinde bu çeklerin bu sözleşmenin teminatı olduğuna dair bir ibare var ise ) ancak o takdirde çek yada senedin kayıtsız şartsız bir borç ikrarını ihtiva etmemesi sebebiyle icra takibine konu edilmemesi yani kambiyo senedi vasfı taşımaması sebebiyle mümkündür.
Ancak bir sözleşmeye bağlanmamış ve sadece bedeli teminattır ibaresi bulunan çek yada senetler icraya intikal ettirilebilir.Bu senetlerin "Kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva etmediği ve senet olmadığı " yönündeki iddia yazılı belge ile borçlu tarafından ispatlandığı takdirde ancak takip iptal edilebilir.Böyle bir sözleşme yok ise "Bedeli teminattır " yazısı tek başına kambiyo senedi vasfını etkilemez.
2-Bu çek in teminat çeki olduğuna dair bir sözleşme var ise o takdirde çek,çek vasfını kaybedeceğinden,imzası yazısı inkar edilmediği takdirde kanımca yazılı delil başlangıcı olan bir belge hükmünde değil tam tersi yazılı delildir.Bu takdirde hem sözleşme hemde çek iki ayrı yazılı belge olup,bu belgelerle alacağın varlığı ispatlanabilir,diye düşünüyorum.
3-Çekin yazılı delil başlangıcı sayılabilmesi için yasanın aradığı hususlardan şekil şartlarından birinin eksikliği yada çekin zamanaşımına uğramış olması gerekir.Ancak bana göre açıkladığınız hususlardan sizin elinizdeki çekin yasal unsurları taşıyan gerçek bir çek olduğu ortaya çıkmaktadır.Elinizde böyle bir ispat vasıtası var iken daha azıyla yetinmenin yersiz olacağı inancındayım.

Saygılarımla.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/21684

K. 2004/26551

T. 23.12.2004

• KAMBİYO SENEDİ ( Salt Teminattır İbaresi Kambiyo Senedini Teminat Senedine Dönüştüremeyeceği )

• ÇEK ÜZERİNDEKİ TEMİNATTIR İBARESİ ( Salt Bu İbare Kambiyo Senedini Teminat Senedine Dönüştüremeyeceği )

• TEMİNAT SENEDİNDE KOŞUL ( Neyin Teminatı Olduğu Ayrıca Açıklanması Gereği - Sadece Çek Üzerindeki Teminattır İbaresinin Çeki Teminat Çeki Haline Getiremeyeceği )

2004/m.68


ÖZET : Salt "Teminattır" ibaresi, kambiyo senedini teminat senedine dönüştürmez.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takip dayanağı çekte "teminattır" ibaresi mevcut ise de bunun neyin teminatı olduğu ayrıca açıklanmadığı, sadece çek üzerindeki ibarenin çeki teminat çeki haline getiremeyeceğine göre ve çek altındaki imzada inkar edilmeyip borcun bulunmadığı İİK'nın 68. maddesinde belirtilen bir belge ile de ispat edilemediği nazara alınarak itirazın reddi yerine yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nın 366. ve MK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/932

K. 2002/1298

T. 11.2.2002

• İTİRAZIN İPTALİ ( Senedin Süresinde Takibe Konulamaması-İlamsız Takip Yapılması )

• BONO ( Yasa Unsurlarından Birinin Eksik Olması-Bu Belgeye Dayanılarak Alacağın Varlığı Hakkında Hüküm Kurulmasının Mümkün Olmaması )

• ADİ YAZILI BELGE ( Bono Şeklinde Düzenlenmekle Birlikte Yasal Unsurlarından Birinin Eksik Olması Nedeniyle )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Adi Yazılı Belge Niteliğini Taşıyan Belge-Bono Şeklinde Düzenlenmekle Birlikte Yasal Unsurlarından Birinin Eksik Olması

2004/m.67

1086/m.292


ÖZET : Bono şeklinde düzenlenmekle beraber yasal unsurlarından biri noksan olduğu için bono niteliği taşımayan belgeye doğrudan doğruya dayanılarak alacağın varlığı hakkında hükmün kurulması mümkün değildir. Adi yazılı belge niteliği taşıyan belge, davalı tarafından verilmiş olduğundan yazılı delil başlangıcı sayılır. Bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinleme olanağı sağlar.
DAVA : Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının işlerini takip ettiğini karşılığında senet verildiğini ancak senet süresinde takibe konulamadığı için ilamsız takibe geçildiyse de itiraz ile durduğundan bahisle itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, senetlerin zamanaşımına uğradığını, davacıya herhangi bir borçları olmadığını savunmuş mahkemece davacının senede dayandığı ve imzanın inkar edilmemiş olması nedeniyle davanın kabulü cihetine gidilmiş olup hükmü davalı taraf temyiz etmektedir.
Bono şeklinde düzenlenmekle beraber yasal unsurlarından biri noksan olduğu için bono niteliği taşımayan belgeye doğrudan doğruya dayanılarak alacağın varlığı hakkında hükmün kurulması mümkün değildir. Adi yazılı belge niteliği taşıyan belge, davalı tarafından verilmiş olduğundan HUMK.nun 292. vd. anlamında yazılı delil başlangıcı sayılır. Bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinleme olanağı sağlar.
O halde davacı tarafın temel borç ilişkisinin ispatı konusunda göstereceği deliller toplanıp hepsi birlikte değerlendirilerek ( gerektiğinde davacı tarafın yemin teklifi hakkı da hatırlatılarak ) sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/172

K. 2002/791

T. 24.1.2002

• İTİRAZIN İPTALİ ( Karşılığı Bulunmayan Hamile Yazılı Çekin Alacağın Varlığını Tek Başına İspata Yeterli Olmaması )

• ÇEK ( Karşılığı Bulunmayan Hamile Yazılı Çekin Alacağın Varlığını Tek Başına İspata Yeterli Olmaması )

• KARŞILIKSIZ ÇEK ( Hamile Yazılı Çekin Alacağın Varlığını Tek Başına İspata Yeterli Olmaması )

• HAMİLE YAZILI ÇEK ( Karşılığı Bulunmayan Hamile Yazılı Çekin Alacağın Varlığını Tek Başına İspata Yeterli Olmaması )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Karşılığı Bulunmayan Hamile Yazılı Çek )

2004/m.67


ÖZET : Karşılığı bulunmayan hamile yazılı çek alacağın varlığını tek başına ispata yeterli olmaz. Bu nedenle yazılı delil başlangıcı olarak kabulü ile taraflar arasındaki mücerret borç ilişkisinin davacı tarafından ispatı gerekir.
O halde davacıya tanık dahil tüm delilleri sorularak, gerektiğinde yemin teklif etme hakkının bulunduğu da hatırlatılarak yapılacak yargılamanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Dava dilekçesinde 470.168.000 liralık takibe yönelik itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı davada, davalının aralarındaki ticari ilişki nedeni ile kendisine borçlandığını ve karşılığında da davalının kendisine toplam 260.000.000 lira tutarında iki adet çek verdiğini, bu çeklerin karşılığını tahsil edemeyince alacağının tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve %40 icra-inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, savunmasında davanın reddine karar verilmesini ifade etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davada davacı dava ve takip konusu çeklerin karşılıklarının bulunmadığını belirterek bedelinin faiz ve inkar tazminatı ile birlikte tahsilini istemekle temel borç ilişkisine dayandığı anlaşılmaktadır.
Karşılığı bulunmayan hamile yazılı çek alacağın varlığını tek başına ispata yeterli olmaz. Bu nedenle yazılı delil başlangıcı olarak kabulü ile taraflar arasındaki mücerret borç ilişkisinin davacı tarafından ispatı gerekir.
O halde davacıya tanık dahil tüm delilleri sorularak, gerektiğinde yemin teklif etme hakkının bulunduğu da hatırlatılarak yapılacak yargılamanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.1.2002 gününden oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/10393

K. 1999/10381

T. 11.10.1999

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI NİTELİĞİ ( Zamanaşımına Uğramış Çek )

• ÇEKİN ZAMANAŞIMINA UĞRAMASI ( Yazılı Delil Başlangıcı Niteliği ve Alacağın İspatı )

• ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ ÇEKİN DELİL OLABİLME KABİLİYETİ ( Yazılı Delil Başlangıcı Niteliği )

• KAMBİYO SENEDİ VASFININ KAYBI VE YAZILI DELİL BAŞLANGICI NİTELİĞİ ( Zamanaşımına Uğramış Çek )

1086/m.292

6762/m.692,697


ÖZET : Zamanaşımına uğramış çek, kambiyo senedi niteliğini kaybeder ve alacak için yazılı delil başlangıcı oluşturur. Alacağın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir.
DAVA : Dava dilekçesinde 125.000.000 lira için takibi yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davada dayanılan çekin karşılığı olmadığının tesbit edildiğini, oysa bu çekin kendisine mevcut bir borcun itfası için ciro edildiğinden davalıdan 125.000.000 lira alacaklı olduğunu iddia etmiş ve asıl ilişkiye dayanarak davalıya ( cirantaya ) karşı alacağının tahsili için yaptığı ilamsız icra takibine borçlu davalının haksız itirazının iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Olayda çekin süresinde ibraz edildiği, karşılığı olmadığından ödenmediği, takas odasınca çek üzerine iptal şerhi verildiği, davacının ciranta olan davalıya kambiyo hukukuna dayanan başvurma hakkının da zamanaşımına uğradığı uyuşmazlık konusu değildir. Çek borç ikrarını kapsayan bir senet değil, bir ödeme vasıtasıdır ve bir miktar paranın ödenmesi için verilmiş havale emrini ihtiva eder. Ödeme, bir borcu itfa amacı ile olabileceği gibi ödünç verme amacı ile de yapılabilir. Bu itibarla dayanılan çek, davacının davalıdan yazılı miktar kadar alacağı olduğunu kesin bir delil teşkil etmez. Ne var ki; olayda çekteki imza inkar edilmediğine göre çek, davacının alacak iddiası hakkında yazılı delil başlangıcı teşkil edebilir ve bu suretle alacağın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir. O halde, mahkemece çekin verilmesine neden olan asıl hukuki ilişkinin mahiyetinin açıklattırılması ve davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması için tüm delillerinin toplanması, dava dilekçesinde ( vs. ) deliller denilerek yemin deliline de dayanıldığına göre gerekirse yemine de başvurulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bir ödeme vasıtası olan çekin adi senet niteliğinde yazılı belge olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1991/4420

K. 1991/1669

T. 3.2.1992

• ÇEK ( Keşide Yeri Olmayan - Yazılı Delil Başlangıcı Sayılması )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Keşide Yeri Olmayan Çek )

• TANIK DİNLENİLME İMKANI ( Keşide Yeri Olmayan Çek - Yazılı Delil Başlangıcı Sayılması )

• ALACAK DAVASINDA YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Keşide Yeri Olmayan Çek )

1086/m.292


ÖZET : Çek şeklinde düzenlemekle beraber yasal unsurlarından birisi ( keşide yeri ) noksan olduğu için çek niteliği taşımadığı belirlenen söz konusu belgenin adı genel olarak kabulü ve doğrudan doğruya ona dayanılarak alacağın varlığı hakkında hüküm kurulması hukuken olanaksızdır. Alelade havale emri niteliği taşıyan böyle bir belge, davalı tarafından verilmiş bulunduğu cihetle HUMK.nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı sayılabilir ve bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinlenmesi olanağı sağlar. O halde; belirtilen nedenlerle davacı tarafın varlığını iddia ettiği sözkonusu temel borç ilişkisinin ispatı konusunda göstereceği diğer delillerde toplanıp hepsi birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde 1.500.000 lira alacağın % 40 icra inkar tazminatı, faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın asıl istem yönünden kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:

KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davada; temel borç ilişkisi olarak karz aktine dayanılmış olmasına karşın mahkemece bu yön üzerinde hiç durulmaksızın, davalı tarafından imzası inkar edilmeyen ( keşide yeri unsurunu içermemekle çek niteliği taşımayan ) 15.2.1987 tarihli belge esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Oysaki; çek şeklinde düzenlenmekle beraber yasal unsurlarından birisi ( keşide yeri ) noksan olduğu için çek niteliği taşımadığı belirlenen sözkonusu belgenin adi senet olarak kabulü ve doğrudan doğruya ona dayanılarak alacağın varlığı hakkında hüküm kurulması hukuken olanaksızdır. Alelade havale emri niteliği taşıyan böyle bir belge, davalı tarafından verilmiş bulunduğu cihetle HUMK.nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı sayılabilir ve bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinlenmesi olanağı sağlar.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/10368

K. 2004/460

T. 22.1.2004

• ÇEKİN ZAMANAŞIMINA UĞRAMASI ( Yazılı Delil Başlangıcı Niteliği ve Tanıkla İspat Edilebilmesi - Yeminin Bölünememesi )

• ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ ÇEK ( Yazılı Delil Başlangıcı Niteliği ve Tanıkla İspat Edilebilmesi - Yeminin Bölünememesi )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI NİTELİĞİ VE TANIKLA İSPAT EDİLEBİLİRLİK ( Zamanaşımına Uğramış Çek )

• TANIKLA İSPAT EDİLEBİLİRLİK ( Zamanaşımına Uğramış Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Niteliğinde Olması )

• YEMİNİN BİR BÜTÜN OLUP BÖLÜNEMEMESİ ( Zamanaşımına Uğramış Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Niteliğinde Olması ve Tanıkla İspat Edilebilmesi )

1086/m.292


ÖZET : Çek, takip hukuku bakımından zamanaşımına uğramış olsa da, taraflar arasındaki temel ilişki yönünden yazılı beyyine başlangıcı teşkil edeceğinden iddianın tanıkla ispatı mümkün olmasına; davacı, elindeki çeki bankaya ibraz edip karşılığı olmadığına dair kaşe basıldığına ve bunun üzerine, ödemede bulunmadığından bahisle alacağını tahsil amacıyla davalı aleyhine açtığı işbu davada tanık deliline dayandığına; yemin bir bütün olup bölünemeyeceğine göre, diğer tarafın karşı çıkması üzerine tanık dinlenmeyerek davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılıp, bu şekilde teklif edilen yemin sonucuna göre davanın kabulü isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının 1.550.000.000 TL borcundan dolayı 23.12.1998 tarihli çek keşide ederek verdiğini, çekin süresinde ödenmediğini ve karşılığının bulunmadığının anlaşıldığını, çek vasfını kaybeden adi senede müsteniden alacaklı olduğunu ileri sürerek, 1.550.000.000 TL.nin 23.12.1998 tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, davacıdan ticaretle uğraştığı yıllardan şirketi adına borç para aldığını ve borcunu ödediği halde, davaya konu olan çekin teminat olarak davacının elinde kaldığını bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 1.500.000.000 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, karz akdinden kaynaklanmaktadır. Davacı, çek ile tanık deliline dayanmıştır. Davacı çeki bankaya ibraz etmiş ve karşılığı olmadığına dair kaşe basılmıştır. Ne var ki; buna rağmen davacı, davalı ödemede bulunmadığından bahisle bu davayı açmıştır. Çek, takip hukuku bakımından, zamanaşımına uğramış olsa bile, taraflar arasındaki temel ilişki yönünden HUMK.nun 292. maddesi gereğince yazılı beyyine başlangıç teşkil eder. Bu nedenle davacının iddiasını tanıkla ispatı mümkündür. Davacı alacaklı, yukarıda değinildiği gibi, tanık deliline dayandığı halde, diğer tarafın karşı koyması üzerine mahkemece HUMK.nun 292. maddesi dikkate alınmadan, tanık dinlenmeyerek, davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmış ve teklif edilen bu yemine göre hüküm kurulmuştur. Oysa dairemizin sapma göstermeyen içtihatlarına göre, yemin bir bütün olup, bölünemez. Bu şekilde teklif edilen yemin sonucuna göre, davanın kabulü isabetsizdir. Ne var ki, temel ilişkinin gerçekte varlığının belirlenebilmesi için, davacının tüm delillerinin toplanması gerekir. Bu itibarla davacının tanık dinletme isteminin kabulü ile tanıkları dinlenmeli, buna karşılık davalının da karşı deleri sorulup varsa toplanarak, değerlendirilip, hasıl olacak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 22.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 16-08-2007, 17:18   #3
NİLGÜN

 
Varsayılan

H.U.M.K. gereğince yazılı delil başlangıcı, davanın tamamen subutuna kafi olmamakla beraber vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir.
Söz ettiğiniz teminat senedi karşı tarafça verilmiş -karşı tarafın yazı veya imzasını taşıyor -ise yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilecektir.
Old 21-08-2007, 12:14   #4
madlock

 
Varsayılan teminat çeki yazılı delil başlangıcı mıdır?

Sn. Gamze Dülger; sadece teminattır vb. benzeri ifadeler kambiyo takibi yapmaya engel değil, açıkça bir sözleşmenin teminatı olduğu yazılı ise bir kambiyo senedi kambiyo takibine konu edilemiyor. Sizinle aynı fikirdeyim. Sanırım ben ifade edemedim. Ancak bu şekilde bir çek yanı üzerinde açıkça bir sözleşmenin teminatı olduğu yazılı olan bir çek kambiyo takibine konu edilemezken ödeme için bankaya ibraz edilebilir mi? ve banka bu şekilde üzerinde kayıt bulunan çekin karşılığını ödemekle yükümlü müdür? Bu noktada tereddütlerim var. Bazı Yargıtay kararlarından sanki ödeme için bankaya ibraz edilebileceği kanısına vardım.
Old 21-08-2007, 12:37   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Madlock,
Ben aynı fikirde değilim.
Eğer Bir sözleşme var ve bu sözleşmede bedeli teminat olan çeke atıf var ise bu takdirde çek "Kayıtsız şartsız havale " unsurunu ihtiva etmediğinden kanımca çek değildir.
Bir an için bunun icraya intikal edilebileceğini farzedersek,çek alacaklısı gerçekten teminat olan ve fakat icra takibine haksız olarak konu edilen çekle ilgili tazminat davaları açabilir.
Teminat olan bir çek eğer temin şartı henüz aranmıyor ise neden ödeme için bankaya ibraz edilsin?Teminat koşulu yada riski mi doğmuştur?
bu takdirde bence bu çek pek tabiki bankaya ibraz edilebilir ve hatta karşılıksız ise şerh dahi verilir.
Ancak bu çeki eğer şart oluşmamış ve teminat koşulu gerçekleşmemiş ise icraya intikal ettirmeden önce araştırma yapmanızı tavsiye ederim.
sonuç olarak çekin bankaya ibrazı mümkün olup ve hatta icra takibi dahi yapılabilir.Salt eminat olması 3167 anlamında suç teşkil etmesini de engellemez.(Ekteki Karar)
Fakat borçlu Teminat şartının gerçekleşmediği ve alacaklının kötü niyetli olduğu iddiasıyla yeni davalar açabileceğinden bu davalara cevap hazırlamadan takip yapmamanızı tavsye ederim.
Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/6192

K. 2004/1092

T. 10.2.2004

• TEMİNAT ÇEKİ ( Protokol Hükümlerine Aykırı Şekilde İbrazı/Manevi Tazminat - Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelendiğine Göre Davacı Şirketin Ticari İtibarının Sarsıldığının Kabulü Gereği )

• TİCARİ İTİBARIN ZEDELENMESİ ( Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelenmesi Nedeniyle - Manevi Tazminat Talebinin Kabulü Gereği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Teminat Çekinin Protokol Hükümlerine Aykırı Şekilde İbrazı Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelendiğine Göre Davacı Şirketin Ticari İtibarının Sarsıldığının Kabulü Gereği )

• PROTOKOL HÜKÜMLERİNE AYKIRI ÇEK İBRAZI ( Teminat Çekinin Protokol Hükümlerine Aykırı Şekilde İbrazı Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelendiğine Göre Davacı Şirketin Ticari İtibarının Sarsıldığı )

818/m.49


ÖZET : Uyuşmazlık, teminat çekinin protokol hükümlerine aykırı şekilde ibrazı ile davacının manevi yönden zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Olayda teminat çekinin davalı şirket adına takas aracılığı ile ibraz edilerek arkası belgelendiğine göre, davacı şirketin ticari itibarının sarsıldığının kabulü gerekir. Mahkeme manevi tazminat talebini, BK.nun 49 ncu maddesi ve yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirmelidir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.12.2001 tarih ve 2000/503 - 2001/769 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalılar ile arasında yapılan protokol uygun olarak 4 adet teminat çeki verdiğini, teminat çeklerinin keşide tarihlerinden bir hafta önce iade edileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeye rağmen 30.06.1999 keşide tarihli 5.000.000.000.-TL bedelli çekin bankaya ibraz edilip arkasına karşılıksızdır şerhinin yazdırıldığını, 31.07.1999 keşide tarihli 5.000.000.000.-TL bedelli teminat çekinin icraya konulmaması için ve iptal istemini içerir dava açtıklarını, müvekkil şirketin ticari itibarının zedelendiğini, 5.000.000.000.-TL manevi zararlarının oluştuğunu, ek dava ile de; davalıların neden oldukları iptal istemli davada 178.500.000.-TL maddi zararlarının oluştuğunu ileri sürerek, bu meblağların temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, teminat çeklerinin sözleşmeye aykırı şekilde ibrazından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 19.03.1999 tarihli protokol hükümlerine göre 30.06.1999 keşide tarihli 3136814 nolu 5.000.000.000.-TL bedelli çekin teminat çeki olduğu tartışmasızdır.
Uyuşmazlık, bu teminat çekinin protokol hükümlerine aykırı şekilde, ibrazı ile davacının manevi yönden zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda da, anılan teminat çekinin 30.06.1999 tarihinde davalı şirket adına takas aracılığı ile ibraz edilerek arkası belgelendiğine göre, davacı şirketin ticari itibarının sarsıldığının kabulü gerekir.
O halde mahkemece, BK.nun 49 ncu maddesine yukarıdaki açıklamalar ışığında manevi tazminat açısından değerlendirme yapılmak, sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2002/2911

K. 2002/10701

T. 5.3.2002

• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK ( Bankaya İbraz Edildiğinde Karşılığı Bulunmaması Halinde Kısmen De Olsa Ödenmeyen Çeki Keşide Eden Kişilerin Cezalandırılacağı )

• 3167 SAYILI ÇEK KANUNUNA MUHALEFET ( Bankaya İbraz Edildiğinde Karşılığı Bulunmaması Halinde Kısmen De Olsa Ödenmeyen Çeki Keşide Eden Kişilerin Cezalandırılacağı )

• BİÇİMSEL SUÇ ( Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçunun Niteliği )

3167-1/m.16


ÖZET : Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2.3.1992 tarih ve 1992/7-28 esas 51 karar numaralı ilamında da açıklandığı üzere yasa koyucu, 3167 sayılı Kanunun 16. maddesi ile karşılıksız çek keşide etmeyi, biçimsel bir suç olarak düzenlemiştir. Bu maddeye göre bankaya ibraz edildiğinde karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler cezalandırılır.
DAVA : 3167 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık E.K. ın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne dair Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 22.11.2000 gün ve 2000/296 esas, 2000/1139 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen tebliğnamesi ile 7.1.2002 tarihinde daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Çek, görüldüğünde ödenir ve bono poliçe gibi bir kredi aracı olmayıp, ödeme aracıdır. Bir kambiyo senedi olması nedeniyle, mücerret bir alacağı ihtiva etmekte; yani asıl borç ilişkisinden bağımsız bir varlığa sahip bulunmaktadır. Bu nedenle, keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki, çekin hukuki varlık ve niteliğini etkilemez.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2.3.1992 tarih ve 1992/7-28 esas 51 karar numaralı ilamında da açıklandığı üzere yasa koyucu, 3167 sayılı Kanunun 16. maddesi ile karşılıksız çek keşide etmeyi, biçimsel bir suç olarak düzenlemiştir. Bu maddeye göre bankaya ibraz edildiğinde karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler cezalandırılır.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeksizin, dava konusu çekin müştekiye hatır niteliğinde teminat olarak verildiği ve henüz tebliğe çıkarılmadığından, şekli anlamda kesinleşmediği için, maddi hukuk anlamında da kesin hüküm niteliğinde, yani bağlayıcı olmayan ve kesin hüküm niteliğinde olsa bile, çekin hukuki niteliğini ve tedavülünü engelleyici olmayıp, sadece takip hukukuna ilişkin olan Mersin İcra Tetkik Merci Hakimliğinin 2000/821 esas, 1251 karar numaralı hükmü esas alınarak, sanıkla müşteki arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğundan bahisle sanığın beraatine karar verilmesinin yasaya aykırı olması ve bu durumda da;
17 Ekim 2001 tarih 24556 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4709 sayılı Kanunun 15. maddesi ile değiştirilen Anayasa'nın 38. maddesinin son fıkrası karşısında yasal düzenlemenin ne olacağının belirlenmesi açısından acilen uyum yasası çıkartılması zorunluluğu da nazara alınarak sonucun beklenmesi ve buna göre yeniden takdir ve değerlendirme yapılarak uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan başka yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 5.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-10-2007, 11:57   #6
av.medine

 
Varsayılan

Sayın Gamze Dülger konu ile açıklamanızı okuduktan sonra takip ettiğim ve açıkça tıkandığım dava ile ilgili bir soru sormak istiyıum size cevağlarsanız çom sevinirim. Vekili olduğum kurum, ticari bir şirket temsilcisi ile sözleşme düzenliyor ve sözleşmenin kendilerinde kalan suretinin en altına ( imza safhasından sonra ) sözleşmede kuruma şirketin ödemesi gereken bedele mahsuebn şirket temsilcisinin keşidecisi olduğu açık çekin TEMİNAT mukabili alındığına dair ibare yazdırılıyor.
Bundan sonra sözleşme bedelinin ilgili şirket tarafından ödenmesinde problem yaşanınca kurum tarafından teminat çeki doldurulup Örnek no163 ödeme emri şirket temsilcisi olarak sözleşmeyi imzalayan ve teminat çekini keşide eden şahıs aleyhine takip yapılıyor . iŞ BU TAKİPTEN SONRA YİNE KURUM BU DEFA aynı miktar üzerinden şirket aleyhine sözleşmeye dayanarak Örnek No:49 öDEME EMRİ İLE TAKİP YAPIYOR . ( tAKİBE HER NEKADAR şirket olarak İTİRAZ EDİLSE DE FAYDA VERMİYOR VE TAKİP HALEN DERDEST fakat infaz edilemedi çünkü ilgili şirket iflas etmiş ve hacze kabil mal yok ) Çeke dayalı yapılan takibe, karşı taraf çekin teminat çeki olduğundan bahisle mahkemede itiraz ediyor fakat talepleri kabul edilmeden dava red olunca temyizde mahkemenin vermiş olduğu karar BOZULDU.
Şimdi ilk duruşmada mahkeme çekin temina çeki olduğundan bahisle takibi iptal edecek .
Benim sorum şu ; sözleşmeden kaynakalan bedele karşı teminat mukabili alınan çeke karşı sözleşme bedeli ödenemediğinden çek icra takibine konu ediliyor. Yani teninat karşılığı alınan çek temin işlevi yerine getirlmediğinden icraya konulmuş ve sözleşmeden oluşan lacak yaklaşık 6 yıl olmasına rağmen halen borçlu şirket veya temsilcisi tarafından kuruma ödenmedi.
Teminat çeki olduğundan bahisle bozulan karara karşı bu savunmayı kullanmak doğru olmaz mı?Biliyorum kafanızı epey karıştırdım ama aslı sorum şu? Teminat karlılığı alınan çeklerde temin edilen iş veya bedel ödenememiş ise ( konumuzda olduğu gibi ) çek icra takibine konu edilemez mi? Edilmiş ise itirazı ve sonuçta takibin iptalini nasıl önleyebiliriz. ?Şimdiden teşekkürle
Old 19-10-2007, 13:57   #7
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın av.medine
Kanımca aynı borca karşılık aynı sebebe dayanan iki farklı takip yapmış durumdasınız.
Bunlardan biri sözleşmede i"teminat çeki " diğer ise sözleşmeye aykırılık sebebiyle ilamsız takip olmalı..
Yargıtay'ın bozma kararına katılıyorum.
Teminat olduğu hususu bir sözleşme ile ispatlanan çek,Çek vasfını yani kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünü kaybettiğinden bu çek;TTK anlamında çek olmak vasfını yitirdiğinden kambiyo senedine mahsus takip yoluyla icraya intikal ettirilemez.
İddianız doğrudur.Sözleşmeye uyulmamış ve teminat şartı gerçekleşmiştir.Ancak bu teminatı yani çeki ilamsız icra yoluyla takibe koysa idiniz takibiniz iptal edilmeyecekti.Burada iptal sebebi "Takip Hukukundan kaynaklanan şikayet sebebidirYani çek,çek değildir.Teminattır.Bu takdirde 163-yeni 10 örnek ödeme emri ile icra takibine konu edilemediğinden takip iptal edilecektir.
Yani sizin iddia ettiğniz gibi işin esasına girilememekte,Mahkemece sadece şekli hukuk açısından takibi iptal etmekte ve fakat çekin-sözleşmenin esasına girememektedir.Bu şikayet tamamen Takip hukuku "Çek vasfı varmı-süresinde bankaya ibraz edilmiş mi,sürelere uluymuş mu gibi TTK da yada İİK belirlenen çek unsurları vs sebebiyle takip hukukunu ilgilendiren hususlarda yapılmıştır.

Bana göre siz bu yolu tamamen kapatıp (zaten elinizde ilamsız takibiniz var) aynı yolda ilerleyin.

Anlatabildiğimi umuyorum.
saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Zamanaşımına Uğramış Hamiline Yazılı Çekte Yazılı Delil Başlangıcı Sorunu ad-hoc Meslektaşların Soruları 4 19-08-2008 15:27
Tapu İptali ve Tescil Davasında Yazılı Delil Başlangıcı fulaydın Meslektaşların Soruları 4 30-04-2007 22:42
cd yazılı delil başlangıcı kabul edilebilirmi? Av.mdogan Meslektaşların Soruları 8 29-12-2006 16:02
teminat çeki ıhlara Hukuk Soruları Arşivi 1 28-11-2006 18:23
yazılı delil başlangıcı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 2 12-10-2006 23:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06739402 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.