Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anlaşmali Boşanma Protokolüne Aykirilik

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-09-2016, 13:12   #1
suiuris

 
Varsayılan Anlaşmali Boşanma Protokolüne Aykirilik

Sayın meslektaşlarım,

Müvekkilem anlaşmalı boşanmış olup, protokolde geçen çocuk için davalı baba tarafından verilecek iştirak nafakası miktarı ile ayrıca okul, yuva giderleri, servis ücretinin yarısının da davalı baba tarafından karşılanacağı hükümleri karara dercedilmiştir. Yani protokolde bulunan bu iki hüküm aynı şekilde mahkeme kararına da ayrı ayrı hükümler olarak geçirilmiştir.

Davalı baba, başlatmış olduğumuz icra takibine itirazında, ödemekte olduğu iştirak nafakasının 5 yaşında bir çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olduğunu söylemiş. Ancak hem sözleşmeyle hem kararla aslında eğitim masraflarını iştirak nafakasından bağımsız ve ayrı olarak karşılamayı kabul etmiştir diye düşünüyorum (kaldı ki kendisi 10.000 TL civarında maaş almakta) ve açacağım itirazın iptali davasında temel iddiam bu olacak. Fakat konuyla ilgili Yargıtay kararı bulamadım. Bu konuda desteklerinizi rica eder, şimdiden teşekkür ederim.
Old 05-09-2016, 15:16   #2
abdurrahman pehlivan

 
Önemli

Sayın Meslektaşım,

Protokol her ne kadar karara dercedilmiş ise de şahsi kanaatim uygulaması muğlak olacak şekilde karar verilmemelidir. Belirli bir bedel üzerinden yıllık artırımlar şeklinde bir nafaka ödemesi daha sağlıklı bir karar olurdu diye düşünüyorum.

Mevcut durumda çocuğa ait bütün eğitim harcamalarınızı belgelendirmeniz gerekecektir. İspat yönünden zorlu bir süreç sizi bekliyor. Aynı zamanda nafaka için icra ceza yoluna gitseniz mahkeme bence bu karara göre tazyik hapsi dahi veremeyecektir.

Sonuç olarak, düşüncem şudur ki nafaka artırım davası açarak en azından bir miktar belirleyerek karar altına aldırmanız her iki taraf açısından da sağlıklı olacaktır.

Ayrıca mahkeme kararı sonucu ilamlı takibe itiraz edemeyecektir. İcra takibine karşı şikayet yoluna mı başvurdu merak ettim.

Saygılarımla.
Old 05-09-2016, 16:39   #3
suiuris

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan abdurrahman pehlivan
Sayın Meslektaşım,

Protokol her ne kadar karara dercedilmiş ise de şahsi kanaatim uygulaması muğlak olacak şekilde karar verilmemelidir. Belirli bir bedel üzerinden yıllık artırımlar şeklinde bir nafaka ödemesi daha sağlıklı bir karar olurdu diye düşünüyorum.

Mevcut durumda çocuğa ait bütün eğitim harcamalarınızı belgelendirmeniz gerekecektir. İspat yönünden zorlu bir süreç sizi bekliyor. Aynı zamanda nafaka için icra ceza yoluna gitseniz mahkeme bence bu karara göre tazyik hapsi dahi veremeyecektir.

Sonuç olarak, düşüncem şudur ki nafaka artırım davası açarak en azından bir miktar belirleyerek karar altına aldırmanız her iki taraf açısından da sağlıklı olacaktır.

Ayrıca mahkeme kararı sonucu ilamlı takibe itiraz edemeyecektir. İcra takibine karşı şikayet yoluna mı başvurdu merak ettim.

Saygılarımla.

Değerli meslektaşım,
Öncelikle yanıtınız için teşekkürler. İlamda okul masraflarına ilişkin olarak "davalıdan alınıp davacıya verilmesine" şeklinde bir hüküm olmadığı için ancak ilamsız takip yoluna gidebildik. Bir aile mahkemesi hakimine danıştığımda protokoldeki bu hükmün karara geçirilmesinin, ileride açılması muhtemel itirazın iptali davasında delil olması amacıyla olduğunu söylemişti.

Çocuğun 1 yıllık yuva ücretlerine ilişkin tüm faturalar elimizde mevcut. Protokoldeki karara dercedilen okul masraflarına ilişkin hükme dayanarak ilamsız icra takibini başlattığımızda tüm bu faturaları da takibe eklemiştik. Dolayısıyla belgelendirme konusunda bir problemimiz bulunmuyor. Yalnız sanıyorum bu şekilde bir hüküm uygulamada çok rastlanan bir durum değil. Bu sebeple de benzer bir Yargıtay kararı bulamadım.
Old 05-09-2016, 17:25   #4
FiNaZZi

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, hem iştirak nafakasinin hemde çocuğun eğitim giderlerinin boşanma protokolünde ve ilamda geçmesi durumunda; iştirak nafakası, çocuğun eğitim giderlerini de kapsadıgindan ayrı bir hüküm olarak konulması Yargıtay ictihatlari gereğince geçersizdir..
Old 05-09-2016, 18:20   #5
suiuris

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan FiNaZZi
Sayın meslektaşım, hem iştirak nafakasinin hemde çocuğun eğitim giderlerinin boşanma protokolünde ve ilamda geçmesi durumunda; iştirak nafakası, çocuğun eğitim giderlerini de kapsadıgindan ayrı bir hüküm olarak konulması Yargıtay ictihatlari gereğince geçersizdir..
Sayın meslektaşım, kesinleşmiş mahkeme kararı nasıl geçersiz olabilir? İştirak nafakasından ayrı olarak okul masrafları hususunda anlaşıldığı açık diye düşünüyorum. Yoksa mahkeme protokolü bu haliyle onaylamaz, okul masraflarını ayrıca karara dercetmezdi. Sonuç itibariyle kanaatimce boşanma ilamında okul masraflarının ayrıca belirtilmiş olması, iştirak nafakasından ayrı olarak davalı baba tarafından ödeneceği konusunda delil teşkil etmeli. Bahsettiğiniz Yargıtay içtihatlarını paylaşabilir misiniz? Teşekkürler.
Old 05-09-2016, 22:04   #6
FiNaZZi

 
Varsayılan

Yargıtay HGK, 22.03.2006 T., E: 2006/12-92, K: 2006/85: "...(İlamların infaz edilecek bölümleri hüküm bölümünde yer alan kısımlarıdır. Ancak, ilamla hükmedilse dahi hüküm bölümünün infazı kabil olması zorunlu olup yorum, tahmin, takdir yoluyla infaz kabiliyeti olmayan ilam hükmünün infazı sağlanamaz. Bu nedenle takip dayanağı ilamın hüküm bölümünün 5. bendinde yer alan ( tarafların talep ve kabulleri gereğince küçük S____'nın yuva ve S____ 'nin okul masraflarının davacı baba tarafından karşılanmasına ilişkin hükmün infaz kabiliyeti yoktur. ( HGK'nın 8.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. - 1997/776 K. ) Zira, her zaman tek taraflı olarak temin edilebilecek okul taksitleri ve dershane ücretlerine ilişkin belgelere ( kaldı ki ilamda dershane ücreti de yer almamaktadır ) dayanılarak ( ayrıca alacak ilama bağlanmaksızın ) ilamların icrası yoluyla takip yapılamaz. Açıklanan nedenlerle borçlu şikayetinin kabulüne karar vermek gerekirken reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir... Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır..."
Old 05-09-2016, 22:47   #7
suiuris

 
Varsayılan

Tam da bu sebeple ilamlı değil ilamsız takip başlattık zaten üstat... Dediğim gibi, şu aşamada istediğimiz ilamda ayrıca belirtilen okul masraflarına ilişkin hükmün, itirazın iptali davasında delil olması. İlginize teşekkürler.
Old 06-09-2016, 09:29   #8
abdurrahman pehlivan

 
Önemli

Sayın Meslektaşım,

Duruma ilişkin diğer bir sıkıntıyı da belirtmek isterim. Karşı taraf eğer itiraz yerine şikayet yoluna icra mahkemesine gitse idi. Şikayet davasında da "ilama dayanan alacak için ilamsız takip yapıldığından takibin iptalini " talep etse idi. Yargıtay 12. H.D.'nin bu yönde oldukça kararı var. Takibinizin iptaline de karar verilirdi.

Bence, karşı taraf ile belki de anlaşarak nafaka konusu üzerinden bir çözüm getirmeye çalışmak daha hızlı ve daha sağlam bir çözüm olabilir.

Saygılarımla.
Old 06-09-2016, 13:29   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Merhaba,

Ben farklı düşünüyorum. İştirak nafakası haricinde kararda ve protokolde ayrıca okul, yuva ve servis ücretinin yarısının da baba tarafından ödeneceği belirtilmişse kişinin bunları da ayrıca ödemesi gerekir diye düşünüyorum.

İştirak nafakası sadece eğitim giderlerinden ibaret değil sonuçta.. Barınma, giyim, sağlık, sosyal aktiviteler vs.den de oluşmakta. Mahkeme eğitim giderlerini kalem kalem belirtmiş zaten; tespit ve hesap edilebilirlik açısından sorun yok. Bunların yarısının da ayrıca baba tarafından ödeneceğine hükmetmişse, baba da bunu mahkeme ve protokol ile kabul etmişse borcundan dönmesi hukuka uygun olmayacaktır.

Boşanmayı sağlayabilmek için karşı tarafı aldatmanın hukuken himaye görmeyeceğini düşünüyorum.
Alıntı:
Davalı baba, başlatmış olduğumuz icra takibine itirazında, ödemekte olduğu iştirak nafakasının 5 yaşında bir çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olduğunu söylemiş.
Davalı babanın bu savunması dürüstlük ve ahde vefa kurallarına aykırıdır.
Saygılarımla,
Old 06-09-2016, 13:32   #10
suiuris

 
Varsayılan

Ufuk Bey,

Ben de aynen bahsettiğiniz hususlara dayandırdım itirazın iptali davamın temelini. Karara çıktığında bu başlık altında sonucu paylaşacağım.

Saygılarımla.
Old 06-09-2016, 14:47   #11
AVUKAT43

 
Varsayılan

Konuya yaklaşımı açısından yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir kararı ekliyorum.Kolaylıklar diliyorum.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/10279
K. 2008/15022
T. 18.9.2008

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Boşanmadan Sonra Nafaka Davası Açıldığı/Davalının Yetim Maaşı Alması Nedeniyle Açılan Davada Davalının Yoksulluk Nafakasının Azaltıldığı – Boşanma Davasında Davacının Davalının Yetim Maaşı Alacağı Konusuna Vakıf Olduğu/Davacının Talebinde İyiniyetli Olmadığı )
• YOKSULLUK NAFAKASI ( Tarafların Anlaşmalı Olarak Boşanırken Yoksulluk Nafakası Ödenmesine Karar Verildiği/Davacının Davalının Yetim Maaşı Alması Nedeniyle Nafakanın Azaltılması İçin Dava Açtığı – Davacının Boşanırken Eşinin Maaşı Alacağına Dair Bilgisi Olduğu/Davanın Reddedileceği )
• NAFAKANIN AZALTILMASI ( Tarafların Anlaşmalı Olarak Boşanırken Yoksulluk Nafakası Ödenmesine Karar Verildiği/Davacının Davalının Yetim Maaşı Alması Nedeniyle Nafakanın Azaltılması İçin Dava Açtığı – Davacının Boşanırken Eşinin Maaşı Alacağına Dair Bilgisi Olduğu/Davanın Reddi Gerektiği )
• YETİM MAAŞI ALINMASI NEDENİYLE NAFAKANIN AZALTILMASI TALEBİ ( Tarafların Anlaşmalı Olarak Boşandığı/Davacının Boşanırken Eşinin Maaşı Alacağına Dair Bilgisi Olduğu – Davacının Talebinde İyiniyetli Olmadığı/Talebin Reddine Karar Verileceği )

4721/m. 176, 331

ÖZET : Nafaka davasında; taraflar yaklaşık 34 yıllık evlilikten sonra anlaşmalı olarak boşanmış ve onaylanan anlaşma gereğince aylık yoksulluk nafakası verilmesi kararlaştırılmıştır. Aradan yaklaşık 7 ay geçtikten sonra işbu nafakanın kaldırılması, olmazsa azaltılması istemiyle dava açılmıştır. Mahkemece, davalının asgari ücretin üzerinde yetim maaşı alması nedeniyle nafaka miktarı azaltılmıştır. Oysa boşanmakla davalı kadının yetim maaşı alabileceği davacı tarafından öngörülebilir bir durum olup, davacı koca da bunu bilerek ve sırf boşanmayı gerçekleştirmek amacıyla yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmiştir. Buna rağmen nafakanın kaldırılması ya da azaltılması istemiyle dava açılması, hakkın kötüye kullanılması olduğu gibi, iyi niyetle ve ahde vefa ile de bağdaşmamaktadır. Verilen karar hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, anlaşmalı boşanma ile kabul edilen aylık 200.YTL yoksulluk nafakasının, davalının yetim maaşı alması nedeniyle kaldırılması, olmazsa azaltılması istenilmiş; mahkemece, davalının asgari ücretin üzerinde yetim maaşı alması nedeniyle nafaka miktarı 100.YTL’ye indirilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.

TMK. mad. 176/1V hükmüne göre: “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Aynı şekilde 331. madde uyarınca; “…durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”

Somut olayda, taraflar yaklaşık 34 yıllık evlilikten sonra anlaşmalı olarak Nisan 2006 tarihinde boşanmış ve onaylanan anlaşma gereğince aylık 200 YTL yoksulluk nafakası verilmesi kararlaştırılmış, aradan yaklaşık 7 ay geçtikten sonra işbu nafakanın kaldırılması, olmazsa azaltılması istemiyle dava açılmıştır. Oysa boşanmakla davalı kadının yetim maaşı alabileceği davacı tarafından öngörülebilir bir durum olup, davacı koca da bunu bilerek ve sırf boşanmayı gerçekleştirmek amacıyla yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmiştir. Buna rağmen nafakanın kaldırılması ya da azaltılması istemiyle dava açılması, hakkın kötüye kullanılması olduğu gibi, iyi niyetle ve ahde vefa ile de bağdaşmamaktadır. Tarafların 7 ay öncesine göre sosyal ve ekonomik durumlarında olağanüstü bir değişiklikte olmadığına göre delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu nafakanın indirilmesi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Rağmen Çekişmeli Boşanma Davası Açılması cesur_yürek Meslektaşların Soruları 13 04-08-2011 11:22
boşanma protokolüne aykırılık Av.Eren Meslektaşların Soruları 3 07-10-2008 12:44
Boşanma Protokolüne Aykırılık Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 02-12-2007 14:05
Boşanma Protokolüne Uyulmaması Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 26-11-2007 20:57
Boşanma Protokolüne Aykırılık attorneytalay Meslektaşların Soruları 3 24-10-2007 18:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04850006 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.