İnançlı İşlem-Bağışlama

Merhaba meslektaşlarım,

Mesleğe yeni başlamış biri olarak, karşıma çıkan bence karışık ve zorlu bir davada görüşlerinizi almak istiyorum.

Baba emekli ikramiyesi ile taşrada bir ev ve arabasını satıp elde ettiği parayla, Ankara'da biri kendisine biri de altı çocuğundan en büyük oğluna olmak üzere iki ev alıyor. Oğlu banka kredisi çekemediği için onun evinin bedelini peşin veriyor. Kendine aldığı evin bedelinin yarısı peşin, yarısı babanın çektiği banka kredisiyle ödeniyor. Oğul hem banka kredilerini kendisinin ödeyeceğini hem de ilerde diğer kardeşlere ev alırken yardımcı olacağını söylüyor. Ancak kredi çekildikten sonra oğul hiç ödeme yapmıyor, baba ekonomik sıkıntıya giriyor. Baba oğlundan yardımcı olmasını istediği zamanda hakaret ve müessir fiille karşılaşıyor. Ertesi gün oğul babanın evine sabahtan girerek yastıkla boğmaya çalışıyor ama baba kendini kurtarıyor. Bu olay için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu ancak tanık yok.

Baba bu yaşanan olumsuz olaylardan sonra, hem de ödemelerde yardımcı olmadığı için tapu iptali davası için bana geliyor. Her ne kadar davayı açmış ve sonuç bölümünde "Tapu iptali ve tescil" olarak belirtmiş olsam da, dava dilekçesinde inançlı işlemle bağışlama arası bir durum varmış gibi belirttim. Daire alınırken yapılan bütün ödemeler babanın hesapları üzerinden yapılmış, ayrıca diğer evlatlar, müteahhit, emlakçı baba lehine tanıklık yapacaklar.

Cevap dilekçesi de doğal olarak ortada inançlı işlem yoktur, bağışlama olduğu varsayılırsa da, gayrimenkulun kendi adına tescili değil, karşılıksız kazandırma varsa bunun ispat edilerek talep edilmesi gerekir, diye verildi.

Şimdi davayı inançlı işlem üzerinden devam ettirmek acaba sonuç getirir mi? Davayı ıslahla değiştirme şansım olabilir mi?

Alıntı: T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1994/1-248 K. 1994/538 T. 21.9.1994 • MURİS MUVAZAASI ( Murisin parasını ödeyerek mirasçısına taşınmaz mal alması ) • MURİSİN PARASINI ÖDEYEREK MİRASÇISINA TAŞINMAZ MAL ALMASI ( Muris muvazaası ) • MUVAZAA 818/m.18 ÖZET:Kural olarak Yargıtay İnançları Birleştirme Kararları konulan ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Butlan sonucunu doğuracak, murisin temliki tasarruflarının iptaline imkân tanıyan 1.4.1974 gün 1/2 sayılı tevhidi içtihat kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın murisin tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak resmi memur huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder. Oysa somut olayda, miras bırakanın parasını ödeyerek üçüncü şahıstan aldığı taşınmazın sicilini davalı ikinci eşi adına oluşturduğu ileri sürülmüştür. Bu ileri sürüşe göre; tapudaki temlikte üçüncü şahıs durumundaki murisi yorum yoluyla taraf durumuna getirmek suretiyle 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yİ.B.K.nun uygulama yerinin bulunmadığının kabulü icap eder. 0 halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.

Alıntı: İstek, davacı tarafından davalıya tapuda yapılan bağışın rücu sebebiyle iptaline ilişkindir. Tapu kaydında davacı tarafından davalıya yapılan bir taşınmaz bağışı ile ilgili kayda rastlanmamıştır. Davacı, davalının 3.kişiden satın aldığı taşınmazların alımı sırasında bedelin kendisi tarafından ödendiğini ileri sürdüğüne göre iddia gerçekleşirse davacı, ancak davalıya verdiği bedeli isteyebilir. Davacı taşınmazların tapusunun iptalini istediğine göre davanın reddi zorunlu olup hükmün bu sebeple bozulması gerekirken inceleme sırasında bu yön gözden kaçmış bulunduğu ve önceki bozma kararı kesin nitelikte olmadığı için bozmaya uyulmakla taraflar yararına kazanılmış hak doğmayacağı için davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulmasına karar verilmesi uygun düşer.(YHGK, 1987-776 E)

Sayın meslektaşım,

Kararlar incelendiğinde, olayda muvazaa ve inançlı işlem hukuki nedenlerine dayanılamayacağı, (kaldı ki inançlı işlemin ve taraf muvazaasının yazılı delile ihtiyaç duyduğu) bağıştan rücuu şartının ise tapuda bağış kaydı olmadığından bunun ancak yazılı bir delille ispatlanabileceği, davacının talep hakkının bu nedenle ödenen bedele münhasır olduğu sonuçları çıkmaktadır.

Teşekkür ederim sayın meslektaşım. Benim davama uygun bir durum gibi görünüyor.

Yanıtınız sonuçları açısından benim için iç açıcı olmadı. Ancak yapacak birşey yok sanırım. Bu durumda davayı ıslah edebilir miyim, yani "tapu iptali ve tescil" davasından, "alacak" davasına dönüştürebilir miyim?