Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hukuk Devleti Duyurusu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-05-2009, 09:20   #1
av.sally

 
Varsayılan Hukuk Devleti Duyurusu

Hukuk Devleti Duyurusu başlığı ile İstanbul Barosu, hukuk devletinin güçlendirilmesine yardımcı olmak ve temel hak ve özgürlüklerin korunmasına dikkat çekmek amacı ile hukukçuların katılımına açık bir duyuru yayınlamıştır.Bu duyuru da aşağıdaki iki madde dikkat çekicidir.

"36.
Tutuklama ve tutukluluğun devamı kararlarında mutlaka gerekçe bulunmalıdır. “Dosya içeriği”, “suçun vasıf ve mahiyeti”, “kaçma veya delilleri karartma şüphesinin varlığı”ndan ibaret soyut cümleler tutuklama gerekçesi olamaz. Tutuklama kararında mutlaka, şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren deliller açıklanmalı, hangi davranışlarının kaçma şüphesini veya delilleri karartacağı tehlikesini gösterdiği ortaya konulmalıdır. "


"37. Tutuklama, son çaredir. Yurt dışına çıkma yasağı, teminat gösterme gibi adli kontrol tedbirleriyle amaca ulaşılabilecek hallerde tutuklama kararı verilir ise, kişi hürriyeti hukuka aykırı olarak ihlal edilmiş olur. Adli kontrol kurumunun hayata geçirilmesi kaçınılmazdır."denmektedir.

Yukarıdaki maddelerden 36.madde dikkat çekicidir.Gerçektende klişeleşmiş bu cümleler yeterli olmamalıdır.Bizimde hep savunduğumuz hukukun ancak gerekçesi ile baki olacağı gerekçesiz hiçbir düşüncenin ya da savın hukuk anlamında sonucu etkilemeyeceğidir.
Ancak 37.madde için görüşüm aynı doğrultuda değildir.Her ne kadar yasalarda tutuklama için bir sınır çizilmiş ise de bu doğrultuda sınırlı sayıda tutuklama kararı verilmesini doğru bulmamaktayım.Bunun toplumda hukuka olan inancı ve güveni sarsacağı düşüncesindeyim.Hatta bir infial yaratacaktır.Hırıszlık olayının şüphelilerinin bile kısa sürede tutukluluk hallerinin sona erdirilmesinde ağır eleştiriler alınan bir toplumda daha ağır suçların faillerinin ellerini kollarını sallayarak dolaşmasının adalete olan inancın sağlanması konusunda ve hukuk devleti oluşumunda çokta müsbet bir yan olmadığı kanaatindeyim.Bu sebeple çoğu zaman hakimlerin vermiş olduğu bu kararların da sessizce arkasındayım.

Belki bu duruşumdan dolayı sitede yoğun bir eleştiri alacağımdan da emin olarak yine de fikirleriniz tarafımca kıymetli olduğundan okumak isterim.Sizler ne düşünüyorsunuz?

Saygılarımla


Old 11-05-2009, 10:08   #2
uye8490

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Uygulamada suçun sanık tarafından işlendiği yönünde kuvvetli deliller varsa , suçun vasıf ve mahiyeti tutuklama tedbirine başvurulmasını gerektibilecek nitelikteyse zaten tutuklama yoluna gidiliyor.

Ancak suçun şüpheli veya sanık tarafından işlendiği yönünde kuvvetli delillerin mevcudiyeti şöyle dursun,bir soruşturmada herhangi bir şekilde ismi geçmiş olan kişinin "kamu vicdanı" gerekçe gösterilerek özgürlüğünden yoksun kılınmasını ben açıkçası pek hukuka uygun bir tutum olarak görmemekteyim.
Old 20-05-2009, 21:40   #3
Av.Fahri ALİMOĞLU

 
Varsayılan Adalet insan içindir, insan adalet için değil...

Adalet kavramının terazide insan kavramından daha ağır çekmesinin nedenlerini anlamakta güçlük çektiğimi belirtmek isterim.
Hele ki kavram zamana, mekana ve konjöktüre göre inanılmaz farklı anlamlar yüklenbiliyorsa ve her uygulayıcının kavramdan algıladığının farklı olması normal bir duruma dönüşmüşse,
nasıl olur da adalet kavramı insandan daha fazla önemsenebilir.
Bu yüzden baro bildirisinin 37.maddesinde "tutuklama son çaredir" cümlesinin forumda bu şekilde eleştirilmesi, insan kavramının biz hukukçuların savunma ile ilgili bölümünde bile erezyona uğradığını göstermesi açısından önemlidir.
Her önüne geleni tutuklamaya sevk ederek insan kavramını ülkede iğdiş eden hukuk sistemimizin yılmaz savunucularının arkasında değilim.
Adalet insan içindir ve insandan daha değerli değildir.
Old 21-05-2009, 11:26   #4
poseidonmavi

 
Varsayılan

Benim gözlemlediğim kadarıyla ülkemizde ne kadar iyi yasalar yapılırsa yapılsın mahkemelerin pratikte ihtiyaç duyduğu eksiklikler giderilmedikçe tutuksuz yargılamanın asliliği teorinin ötesine geçemeyecektir. Hakimlerin çoğu gerçekten de sanığını tutuksuz yargılanmasını ister, fakat sanığın sonrai duruşmaya gelmesini sağlayacak etkin bir kolluk ve adres kayıt sistemi ülkemizde maalesef bulunmamakta. gelişmiş ülkelerde mahkum edilmiş kişiler randevu usulü ile infaz kurumuna çağırılırken ülkemizde mahkum edilmemiş sanıklar tutuklu yargılanmaktadır. hele atfedilen suçun ağırlığı fazla ise tutuklu yargılanmak adeta şaşmaz bir uygulama halinde. Hakimlerin ihtiyaçlarına en etkin biçimde cevap verilmedikçe bu uygulama değişmez. Adalet bakanlığı başta olmak üzere pek çok bakanlık çağdaş bir milli yargı sistemi için üzerlerine düşeni yapmalıdırlar. çünkü sorun yasadan ziyade uygulamada doğmaktadır.
Old 21-05-2009, 13:10   #5
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

Kıymetli meslektaşımın yaklaşımında bir kusur yok. Kendisi bizlerin yani toplumun genel kanaatindeki sapkınlığa dikkat çekmiş.
Gerçekten de tüm yurttaşların tutuklama tedbirine ilişkin yaklaşımı aynı sapkınlığı taşıyor.
Sanık yakınları da bundan vareste değil elbette.
Yargılamanın tutuksuz yapılmasına karar verilmiş ise artık ceza verilmeyeceği yönünde bilinç gelişmiş durumda. Tutuksuz yargılanan sanığın avukatı, iş bitirici avukat oluyor.
Öyle ki ceza davalarında avukatla yapılan ücret pazarlığının yegane konusu "kaçıncı celsede çıkarırsın" şeklinde.
Ortalıkta ilk celsede çıkarırız abi çeteleri kol gezmekte.
Falanca savcının yakını olduğunu söyleyenler falancanın işini bitirmekte.
Bir tane sanık yakını görmedim ki müracaat savcısını tanıyan birini tanıyan birinin dayısına para vermeyi düşünüyor olmasın.
Hal böyle olunca bir sanığın tutuksuz yargılanıyor olması dahi basın ve televizyon yorumlarında kendisine yer bulabiliyor.
Bir köşe yazarı dosyayı okumadan görmeden soruşturmayı yürüten savcı hakkında "senin kızın olsa bırakır mıydın?" şeklinde ifadeler sarfedebiliyor.
Giderek zeka geriliğine evrilen bu sapkın yaklaşım, sanığın haklarının korunması ile ilgili her konuda artarak devam ediyor.
Basın ve yayın organları da halkın ortak vicdanının sesi olarak bu zeka geriliğini dillendirmeye devam ediyorlar.
Zorunlu müdafilik uygulamasının kapsamının daraltılma nedenlerini düşünelim.
Önce CMK görevlendirme ücretlerinin ödenmeyişini ardından da görevlendirme sayısının son derece düşürülmesini hatırlayınız. Bu gelişmeleri sadece ekonomik nedenlere bağlayabilir misiniz?
Yoksa "hırsıza uğursuza bizim paralarımızla avukat atanıyor" şeklindeki anlayışın toplumun genelinde kabul görmesi midir asıl sebep? Buna ilişkin haberlerin boy boy yayınlandığını, hatta manşetten verildiğini hatırlayalım.
Old 21-05-2009, 22:23   #6
aleeumut

 
Varsayılan

Bu konuları değerlendirirken gerçekten de öncelikle kanunda yazılandan öte uygulanmakta olan hukuka bakmak gerekmektedir. gerçekten de gözaltı süreleri, hakim karşısına çıkarılmayı bekleyen yüzlerce şüpheli ve beklemenin aylarca sürdüğü örnekler yadsınacak sayıda değildir. bu yüzdendir ki benim kanaatime göre de suçun niteliği değerlendirmeye alınarak tutuklamadansa tutuksuz yargılama sistemi genişletilmelidir.fakat yukarıda da belirttiğim gibi uygulamaya bakıldığı zaman gerçekten de sanığın 2. duruşmaya gelmesini sağlamak için de bir sistem bununla beraber işletilirse ancak bu hal hukuk vicdanına uygun hale gelecektir. örneğin teminat parası. bu uygulamanın gelmemeyi yahut kaçmayı caydırıcı miktarda teminat göstermeyle işler hale geleceğini düşünmekteyim. takdirinizdir ki, ceza kanunu ve ceza infaz kanunu da sanığın lehine uygulamaları öncel uygulamaktadır. böyle bir uygulamanın kanunun ruhuna daha uygun olacağını düşünmekteyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hukuk devleti burcu nas Hukuk Lisans Eğitimi 3 08-01-2007 17:07
hukuk devleti slmons Hukuk Sohbetleri 17 09-07-2006 00:05
hukuk devleti ve biz ahmetsacit Hukuk Sohbetleri 2 05-07-2006 17:45
Hukuk Devleti msandikli Hukuk Soruları Arşivi 8 16-04-2006 18:20
Ekmek - Tuz - Hukuk Devleti Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 6 23-06-2002 17:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05244493 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.