Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

16 Yaşında ki Çırağın Hizmet Akdinin Feshi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-09-2012, 14:41   #1
Av.Selim Balku

 
Varsayılan 16 Yaşında ki Çırağın Hizmet Akdinin Feshi

16 Yaşındaki çırağın himzet akdi işveren tarafından sabah 10.00'da feshediliyor.

Saat 10.30'da eve gitmeye çalışan çocuk, işyerinden karşıya geçerken trafik kazası sonucu ölüyor. Çocuk 1 yılı aşkın süredir çalışmış olup işe servisle gidip gelmektedir.

1- İşverenin aile başkanı olarak sorumluluğu var mıdır?

2- Hizmet akdi feshedilirken, ailesine teslim şartı var mıdır?

3- Trafik kazası, aynı zamanda iş kazası mıdır?

Not: Hizmet akdini feshettini işveren beyan etmiştir. Belki de sorumluktan kaçmak için ancak çalışan bir tanık feshin olmadığını, sigara almak için bakkala gönderildiği söylemiştir. Cevapları her iki duruma göre değerlendirirseniz sevinirim.

Saygılarımla...
Old 30-09-2012, 16:06   #2
carlito

 
Varsayılan

İşveren yanında çalıştırdığı çırağın is saatleri icerisindeki can güvenliğinden ( kusursuz sorumluluk anlamında dahi ) sorumludur. Fakat anlattığınız durumda bu hususu muhakkak tanıklarla kanıtlamanız gerekmektedir. Bu cocuğun çıraklık egitim merkezi'nde bir kaydı bulunmakta miydi? Bu durumdaki cocuklarin Kalfa olana kadar sigorta primleri çıraklık egitim merkezince odenmektedir.
Old 01-10-2012, 11:02   #3
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan carlito
İşveren yanında çalıştırdığı çırağın is saatleri icerisindeki can güvenliğinden ( kusursuz sorumluluk anlamında dahi ) sorumludur. Fakat anlattığınız durumda bu hususu muhakkak tanıklarla kanıtlamanız gerekmektedir. Bu cocuğun çıraklık egitim merkezi'nde bir kaydı bulunmakta miydi? Bu durumdaki cocuklarin Kalfa olana kadar sigorta primleri çıraklık egitim merkezince odenmektedir.

Çıraklık eğitim merkezinde kaydı var, onların vasıtasıyla işe alınmış.

Her ne kadar hizmet akdini feshettim ondan sonra kaza oldu dese de, işverenin de Medeni kanun anlamında aile başkanlığı sorumluluğu olduğu düşünüyorum.

Kaldı ki hizmet akdi feshettiğini çocuğa karşı söylese dahi, ailesine ya da kuruma haber verip teslim etmesi gerekirdi. Bununla ilgili yönetmelik arıyorum...

Kolay gelsin...
Old 01-10-2012, 11:20   #4
carlito

 
Varsayılan İsveren,Çıraklık Egitim Merkezi'ne haber vermeliydi..

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Çıraklık eğitim merkezinde kaydı var, onların vasıtasıyla işe alınmış.

Her ne kadar hizmet akdini feshettim ondan sonra kaza oldu dese de, işverenin de Medeni kanun anlamında aile başkanlığı sorumluluğu olduğu düşünüyorum.

Kaldı ki hizmet akdi feshettiğini çocuğa karşı söylese dahi, ailesine ya da kuruma haber verip teslim etmesi gerekirdi. Bununla ilgili yönetmelik arıyorum...

Kolay gelsin...
Çıraklık egitim merkezi staj mahiyetinde cocukları tamirci, servis gibi işyerlerine yerlestirirken işyerleri sahiplerine bir form imzalatmaktadir. Buradaki sorumluluğu tam olarak aile baskani gibi düşünemeyiz ama benzer nitelikte ;is guvenligine dikkat etme yukumlulugu ,koruma ve kollama sorumluluğu diyebiliriz.
Old 01-10-2012, 16:21   #5
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

İş kazası olmadığını söyleyebilirim. Serviste hatta servisten inerken olsa iş kazası tanımına uyardı. Bu haliyle iş kazası değil, maalesef...
Old 01-10-2012, 17:18   #6
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
İş kazası olmadığını söyleyebilirim. Serviste hatta servisten inerken olsa iş kazası tanımına uyardı. Bu haliyle iş kazası değil, maalesef...

Hizmet akdi feshedildiği için mi ? Trafik kazası olduğu için mi?
Old 01-10-2012, 17:30   #7
carlito

 
Varsayılan İsveren'in Cezai sorumluluğu..

Sn.Balku; kanımca burada işverenin cezai sorumluluğu da dogabilir..Eğer bu husus ispatlanırsa ; ceza kararının kesinlesmesinden sonra tazminat haklarınız saklı kalır
Old 01-10-2012, 19:21   #8
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Hayır iş akdi sona erdiği için değil. Çünkü 5510/9-1-a'ya göre sigortalılık iş akdi feshedildiği tarihten itibaren(yani ertesi gün) sona erer. Fakat olay 5510/13'teki iş kazası şartlarına uymuyor. İşverenin sağladığı servis aracı olmasaydı, araç içinde de olsa iş kazası olmazdı. Servis olduğu için servisten ininceye kadar iş kazası olur, sonrası olmaz.
Old 01-10-2012, 22:52   #9
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Hayır iş akdi sona erdiği için değil. Çünkü 5510/9-1-a'ya göre sigortalılık iş akdi feshedildiği tarihten itibaren(yani ertesi gün) sona erer. Fakat olay 5510/13'teki iş kazası şartlarına uymuyor. İşverenin sağladığı servis aracı olmasaydı, araç içinde de olsa iş kazası olmazdı. Servis olduğu için servisten ininceye kadar iş kazası olur, sonrası olmaz.

Ben farklı düşünüyorum,

Hizmet akdini işveren feshetti, çocuğa git dedi. İş zamanı ve işlem fesih de olsa iş işlemi...

Bakkala sigara al gel dedi, iş zamanı, işveren talimatı...

Bilakis dayanağım 5510...

Sayın Carlito, işverenin cezai sorumluluğu ayıca katılıyorum hatta işverenin aile başkanı sıfatına ilişkin bir karar okuduğumu hatırlıyorum ama bulamıyorum...
Old 01-10-2012, 23:19   #10
carlito

 
Varsayılan İşverenin sorumsuzca davranışı..

Bence Hukuki Sorun Su = 16 yasında resit olmayan bir cocuk ve İsveren'e çırak olarak emanet edilmiş.. İşveren kendisinden beklenen sorumluluk ve özeni göstermemiş, basiretli bir usta gibi davranmamış.. Ben de buna benzer bir karar gordugumu hatirliyorum. Netice olarak bu olayda; bence İsveren'in cezai sorumluluğu da bulunmaktadır..
Old 02-10-2012, 19:46   #11
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Farklı sorumluluk türleri düşünülebilir. Ama gerek iş hukuku gerekse sosyal güvenlik hukuku açısından iş kazası olmadığı düşüncemi koruyorum. Sayın Balku'nun verdiği sigara alma örneği iş kazasıdır.
5510/13 md
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda
------
İş ile ilgili illiyet bağını bu kadar genişletirsek çok farklı sonuçlara ulaşırız. Sorudaki çocuk ustasından yediği fırça nedeniyle eve gidip intihar etse iş kazası olur mu? Cevabınız intihar eylemi işyerinde olursa değişir mi?
Old 05-10-2012, 12:59   #12
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Sizin olayınızla birebir uyumlu olmasa da umarım işinize yararayan bir içtihat olur.

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2002/21-1103
Karar: 2002/1067
Karar Tarihi: 18.10.2002
TAZMİNAT DAVASI - İŞ KAZASI SONUCU YARALNMA NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ - FAİZİN BELİRLENMESİ - ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ
ÖZET: Söz konusu dava, iş kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olaya göre zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu; başka bir anlatımla, alacaklının ödemeyi istemeye ve bunun için dava açmaya hakkı olduğu andan itibaren işlemeye başlar. Ne var ki somut olayda akdi ilişkiye ilişkin zamanaşımı mı, yoksa haksız eyleme ilişkin zamanaşımı süresinin mi işlemeye başlayacağı husus u ancak kesinleşen mahkeme hükmü ile sabit olmuştur. Ancak bu aşamadan sonra davacının beden gücü kayıp oranı belirlenmiş, zarar gören davacı yasanın anladığı anlamda zarar veren olayın gidişatını sonuçlarını öğrenmiştir. Yargılama aşamasında Sosyal Sigortalar Kurumu Ankara Hastanesi'nin Raporuna rağmen buna itiraz edilmiş, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun kararına gerek görülmüş ve bu kurulun 26.6.2001 tarihli kararıyla davacının %6.3 oranında sürekli iş göremezlik oranının kesin1eştiği anlaşılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle verilen usul ve kanuna aykırı bulunmuştur.
(818 S. K. m. 332, 125) (1086 S. K. m. 429)

Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5. İş Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın reddine dair verilen 19.3.2002 gün ve 1610-142 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 9.7.2002 gün ve 4986-6697 sayılı ilamı ile; (...Davacı Eylül 1989 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu uğradığı 40.000.000.- TL. maddi tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davacı, bu dava ile birleştirilen Ankara 5. İş Mahkemesinin 2000/868 Esas sayılı 27.7.2000 tarihli ek davada 2.960.000.000.- TL. maddi, 500.000.000.-TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

Mahkemece yapılan inceleme sonucu sigortalının maluliyet oranına itirazı göz önünde tutularak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 26.6.2001 tarihli kararıyla SSK. Ankara Hastanesinin 10.5.1992 tarihli maluliyet oranının %6.3 olduğuna ilişkin Raporunun doğru olduğuna karar verilmiştir. Yargılama sonunda Mahkemece 40.000.000.-TL. maddi tazminatın istek gibi olay tarihinden itibaren faizi ile davalılardan tahsiline, açılan ve birleştirilen ek davanın maluliyet oranını tespit eden 11.5.1992 tarihli SSK. Ankara Hastanesi Sağlık Kurulu'nca verilen rapor tarihidir. Çünkü davacı zararının kapsamını ancak bu raporla öğrenmiştir. Dairemizin yerleşmiş uygulaması Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.2002 gün ve E:2002/4-470-K: 2002/477 sayılı kararıyla yansıyan görüş de bu yoldadır. Hal böyle olunca ek davanın açıldığı tarihte zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça ortadadır.

Bu durumda ek davanın zamanaşımı sebebiyle reddi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, iş kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı, Eylül 1989 tarihinde iş kazası sonucu yaralandığını ileri sürerek 27.11.1998 tarihinde maddi tazminat istemli ilk davayı; 27.7.2000 tarihinde de, %6.3 oranında sürekli iş göremez duruma girdiğinin Sosyal Sigortalar Kurumunun 1 1.5.1992 tarihli raporu ile saptandığını beyanla, ilk davada saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarına dayanarak maddi ve manevi tazminat istemli ikinci davayı açmış, Mahkemece her iki dava birleştirilmiştir.

Davalı işveren; davacı, işçi olarak çalışmadığından olayın iş kazası sayılamayacağını ve ek davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını ileri sürerek davaların reddini savunmuştur.

Mahkemenin "asıl davanın kabulüne, kaza tarihine göre zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılan birleştirilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine" dair verdiği karar, yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş, Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Somut olayda, davacı 1976 doğumlu olup 13 yaşında davalıya ait işyerinde çocuk işçi olarak çalışırken Eylül 1989 tarihindeki iş kazası sonucu sol el 3. ve 5. parmaklarının dipten ampute olması nedeniyle bedensel zarara uğramıştır. İşveren, işçi olmadığı gerekçesiyle davacının çalışmasını ve işyerinde meydana gelen kazayı Bölge Çalışma Müdürlüğü ile Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmemiştir. Kazalının babasının küçüğe velayeten 15.3.1991 tarihli başvurusu üzerine Kurum müfettişi kazanın iş kazası olduğunu 3.6.1991 tarihinde tespit etmiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık Dairesi Başkanlığı yapılan muayene sonucu 11.5.1992 tarihli rapora göre davacının %6.3 oranında sürekli iş göremez duruma girdiğini, maluliyet oranına göre gelir bağlanamayacağını 29.9.1992 tarihinde davacıya bildirmiştir.

Yerel mahkeme ile Yüksek Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; zamanaşımının başlangıcında kaza tarihinin mi, yoksa maluliyet oranının tespiti tarihinin mi esas alınacağı, giderek birleştirilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilip reddedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Zamanaşımı; yasada belirlenen koşullar altında bir alacağa ilişkin dava hakkının belli bir sürenin geçmesi sonucu düşmesidir.

Borçlar Kanunumuzda, sözleşme dışı sorumluluktan, haksız eylemden doğan davalarda zamanaşımı süresi 60'ıncı maddede düzenlenmiştir.

Somut olayda işçi ile tazmin sorumlusu işveren arasında hizmet akdi ilişkisi vardır. Davalı işveren suç sayılır eylemi ile işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuata aykırı hareketi ile davacı işçinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu davranışlar Borçlar Kanunu'nun 332/1. maddesinde belirtilen akte aykırı durumları oluşturur. 1. 1.1957 gün ve 6773 sayılı Kanunun 41/F maddesiyle eklenen ikinci fıkra gereğince, işverenin bu davranışı nedeniyle açılacak tazminat davaları dahi, akte aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkında hükümlere tabidir. Borçlar Kanun'unun 125.maddesindeki on yıllık akdi zamanaşımına tabidir. Önce davalı akdi ilişkiyi ret etmiş, taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayandığı3.6.1991 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu'nca, olayın iş kazası olarak tespiti ile belirlenmiş, işveren bu belirlemeye göre davacı için işe giriş bildirgesi düzenleyerek 27.9.1991 tarihinde Kuruma vermesine rağmen, davalı işveren olayın iş kazası olmadığı iddiasını sürdürerek açtığı dava sonucu mahkeme, olayın iş kazası olduğuna karar vermiş; bu karar ile hükmen taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı sabit olmuştur. Kural olarak zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu; başka bir anlatımla, alacaklının ödemeyi istemeye ve bunun için dava açmaya hakkı olduğu andan itibaren işlemeye başlar. Ne var ki somut olayda akdi ilişkiye ilişkin zamanaşımı mı, yoksa haksız eyleme ilişkin zamanaşımı süresinin mi işlemeye başlayacağı husus u ancak kesinleşen mahkeme hükmü ile sabit olmuştur. Ancak bu aşamadan sonra davacının beden gücü kayıp oranı belirlenmiş, zarar gören davacı yasanın anladığı anlamda zarar veren olayın gidişatını sonuçlarını öğrenmiştir. Yargılama aşamasında Sosyal Sigortalar Kurumu Ankara Hastanesi'nin Raporuna rağmen buna itiraz edilmiş, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun kararına gerek görülmüş ve bu kurulun 26.6.2001 tarihli kararıyla davacının %6.3 oranında sürekli iş göremezlik oranının kesin1eştiği anlaşılmıştır.

Bu durumda ek dava için zamanaşımının başlangıcının 11.5.1992 tarihli rapor olduğuna değinen bozma kararına uyulması gerekirken, ek dava içinde zamanaşımı süresinin başlangıcının kaza tarihi olduğuna ilişkin kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Old 07-10-2012, 16:58   #13
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tug.capar
Sizin olayınızla birebir uyumlu olmasa da umarım işinize yararayan bir içtihat olur.

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2002/21-1103
Karar: 2002/1067
Karar Tarihi: 18.10.2002
TAZMİNAT DAVASI - İŞ KAZASI SONUCU YARALNMA NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ - FAİZİN BELİRLENMESİ - ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ

Somut olayda işçi ile tazmin sorumlusu işveren arasında hizmet akdi ilişkisi vardır. Davalı işveren suç sayılır eylemi ile işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuata aykırı hareketi ile davacı işçinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu davranışlar Borçlar Kanunu'nun 332/1. maddesinde belirtilen akte aykırı durumları oluşturur. 1. 1.1957 gün ve 6773 sayılı Kanunun 41/F maddesiyle eklenen ikinci fıkra gereğince, işverenin bu davranışı nedeniyle açılacak tazminat davaları dahi, akte aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkında hükümlere tabidir. Borçlar Kanun'unun 125.maddesindeki on yıllık akdi zamanaşımına tabidir. Önce davalı akdi ilişkiyi ret etmiş, taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayandığı3.6.1991 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu'nca, olayın iş kazası olarak tespiti ile belirlenmiş, işveren bu belirlemeye göre davacı için işe giriş bildirgesi düzenleyerek 27.9.1991 tarihinde Kuruma vermesine rağmen, davalı işveren olayın iş kazası olmadığı iddiasını sürdürerek açtığı dava sonucu mahkeme, olayın iş kazası olduğuna karar vermiş; bu karar ile hükmen taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı sabit olmuştur. Kural olarak zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu; başka bir anlatımla, alacaklının ödemeyi istemeye ve bunun için dava açmaya hakkı olduğu andan itibaren işlemeye başlar. Ne var ki somut olayda akdi ilişkiye ilişkin zamanaşımı mı, yoksa haksız eyleme ilişkin zamanaşımı süresinin mi işlemeye başlayacağı husus u ancak kesinleşen mahkeme hükmü ile sabit olmuştur. Ancak bu aşamadan sonra davacının beden gücü kayıp oranı belirlenmiş, zarar gören davacı yasanın anladığı anlamda zarar veren olayın gidişatını sonuçlarını öğrenmiştir. Yargılama aşamasında Sosyal Sigortalar Kurumu Ankara Hastanesi'nin Raporuna rağmen buna itiraz edilmiş, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun kararına gerek görülmüş ve bu kurulun 26.6.2001 tarihli kararıyla davacının %6.3 oranında sürekli iş göremezlik oranının kesin1eştiği anlaşılmıştır.


Faydalı oldu... Altını çizdiğim ifadeyi arıyordum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iş akdinin feshi av_dg Meslektaşların Soruları 33 02-05-2019 01:35
İş Akdinin Feshi hbelgin Meslektaşların Soruları 1 18-01-2009 20:23
hizmet akdinin haklı nedenle feshi Av.AygülKat Meslektaşların Soruları 2 22-06-2006 11:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05197310 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.