Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Komşuluk Hukuku

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-10-2008, 15:23   #1
lacivert_37

 
Varsayılan Komşuluk Hukuku

Değerli site üyeleri;
Bir yakınımın alt dairede oturan komşusu sebepsiz yere her şeyden şikayet etmekte,yakınıma "çok gürültü yapıyorsunuz,evde dolaşırken terlik giymeyin,balkondan halı kilim silkelemeyin" vb.. ikazlarda bulunmakta hatta ikaz boyutunu aşıp kimi zaman hakaret niteliğine ulaşmaktadır.
Ayrıca yakınlarımın çocukları ve bizzat kendileri hakkında yüzlerine karşı ağza alınmayacak derecede hakaretler sarf etmekte,ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de yönetim kurulunda adeta suç bizdeyiş gibi bizi şikayet edip durmakta ve bu sebeple de yönetim kurulundan ikaz almaktayız.
İlk etapta hakaret sebebi ile c. savcılığına suç duyurusunda bulunmayı akabinde ceza mahkemesinin kararını emsal tutarak manevi tazminat davası açmayı düşünüyoruz.
Ancak tüm bunların dışında komşuluk hukukundan doğan ne gibi haklar ileri sürebiliriz.Nasıl ileri süreriz.Bu konu ile ilgili görüşü ve en önemlisi elinde yargıtay kararı olan arkadaşlar varsa lütfen acilen paylaşsın.
Old 26-10-2008, 10:50   #2
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/13785

K. 2003/7489

T. 10.6.2003

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Bina Tadilatı Sırasında Gereksiz yere Ağır İş Makinaları Kullanılması İle Oluşan Gürültü ve Sarsıntıdan Doğan Zararın Tazmini Talebi )

• KİŞİLİK DEĞERLERİNE SALDIRI ( Kişinin Kişilik Haklarının Teori ve Yargısal Kararlarda Kişinin Yaşamı ve Sağlığı ile Vücut ve Ruh Bütünlüğü Olarak Öngörülmüş Olması )

• KİŞİLİK HAKLARININ KORUNMASI ( Komşuluk Hukukuna Aykırı Olarak Komşunun Hoş Karşılayıp Katlanacağı Sınırı Aşan Davaranışların Hukuken Korunmayacağının Açık Olması )

• KOMŞULUK HAKLARININ İHLALİ ( Komşuluk Hukukuna Aykırı Olarak Komşunun Hoş Karşılayıp Katlanacağı Sınırı Aşan Davaranışların Hukuken Korunmayacağının Açık Olması )

• BİNANIN KONUMU ( Sessizliği ve Sakinliği Nedeniyle Tercih Edilen Bir Yerde Tüm Yaz Boyunca Aşırı Gürültü ve Sarsıntının Olması Kişinin Ruh ve Sinir Sağlığını Olumsuz Etkileyeceğinin Gözetilmesi )

• EKSİK BİLİRKİŞİ RAPORUNA DAYANILMASI ( Yerel Mahkemenin Maddi Zararın Kapsamını Yeterince Belirleyememiş Olan Bilirkişi Raporuna Dayalı Olarak Karar Vermesinin Hukuka Aykırı Olması )

4721/m.737,738

ÖZET : Her üzüntü veren olay manevi tazminatı isteme hakkını kazandırmaz. Bunun için, kişilik değerlerinin saldırıya uğramış olması gerekir. Kişilik değerleri, kişinin kişilik haklarını oluşturup, bu hakların, yazılı hukukta bir tanımı yapılmamış olmakla birlikte, teori ve yargısal kararlardaki tanıma göre, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini sağlayan ve koruyan haklar olduğu söyoluşurlar. İşte kişi, blenebilir. Yine bu haklar fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerlerinden u değerlerin oluşumu ve korunmasının var olduğu durumlarda yaşamı bir anlam ve değer kazanabilir. Bu bakımdan kişiye ait olan bu değerlerin korunmasında zorunluluk vardır.MK. m. 737 ve 738 ), taşınmazın kullanma biçim ve amacı ile yerel geleneklerin öngördüğü sınırlar içinde kalan davranışları, komşunun hoş karşılayıp katlanacağı bu sınırı aşan davranışların ise hukuken korunamayacağı belirtilmiştir.Olayda davalının bu sınırları aştığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumun, davacıya davalının davranışını önleme hakkını tanıdığı açıktır.
Taraflara ait binaların İstanbul Boğazı kenarında oluşuda gözetildiğinde, sessizliği ve sakinliği nedeniyle tercih edilen böyle bir yerde tüm yaz boyunca aşırı gürültü ve sarsıntılardan davacıların rahatsızlık ve sıkıntı duydukları anlaşılmaktadır.Bunun sonucu olarak da davacının kişilik değerleri içinde yer alması gereken ruh bütünlüğü de bozulmuş olacağı için kişilik haklarına zarar verildiği kabul edilmeli davacılar için uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmelidir.Diğer taraftan maddi tazminat yönünden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuda eksik olarak düzenlenmiştir.
DAVA : Davacılar Levent T. ve diğerleri vekili Avukat Orhan Özacun tarafından, davalı Aydan Ş. aleyhine 8/7/1998 ve 19/2/1999 gününde verilen dilekçeler ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/7/2002 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 10/6/2003 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat Orhan Özacun geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Davacılar, davalıya ait komşu taşınmazdaki bina tadilatı sırasında gereksiz yere ve uzun süre ağır iş makineleri kullanılmasının yarattığı gürültü ve sarsıntılardan kaynaklanan zararlar ve duyulan rahatsızlıklar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemişlerdir. Mahkemece maddi tazminat isteği kısmen kabul edilmiş ve diğer yönlerin komşuluk hukuku içinde katlanılması gereken hususlar olduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteği reddedilmiştir.
Yukarıya özeti alınan davacının iddiasından da anlaşılacağı üzere, davacı kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi tazminat istemiştir. Manevi bir zararın doğması için kişinin, kişilik değerlerinin saldırıya uğraması gerekmektedir. Kişilik değerleri, kişinin kişilik haklarını oluşturup, bu hakların, yazılı hukukta bir tanımı yapılmamış olmakla birlikte, teori ve yargısal kararlardaki tanıma göre, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini sağlayan ve koruyan haklar olduğu söylenebilir. Yine bu haklar fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerlerinden oluşurlar. İşte kişi, bu değerlerin oluşumu ve korunmasının var olduğu durumlarda yaşamı bir anlam ve değer kazanabilir. Bu bakımdan kişiye ait olan bu değerlerin korunmasında zorunluluk vardır.
Bir kimsenin, her üzüntü duyduğu bir olay ve olgu karşısında, manevi tazminat isteme hakkı doğmamış olabilir. Diğer bir anlatımla, her üzüntü veren olay manevi tazminatı isteme hakkını kazandırmaz. Bunun için, kişilik değerlerinin saldırıya uğramış olması gerekir.
Sorun, davalının kendisine ait bulunan evin onarım ve tamiratını yaptırması nedeniyle, meydana gelen gürültü ve çalışmalar sonucu, davacının kişilik değerlerinin saldırıya uğramış olup-olmadığıdır. Kural olarak, evin tamiri sonucu, yakın komşularında rahatsız olacağı doğaldır. Bu bakımdan MK.nun 661. maddesinde ( yeni MK. m. 737 ve 738 ), taşınmazın kullanma biçim ve amacı ile yerel geleneklerin öngördüğü sınırlar içinde kalan davranışları, komşunun hoş karşılayıp katlanacağı bu sınırı aşan davranışların ise hukuken korunamayacağı belirtilmiştir. Yine aynı madde de, kullanmanın taşkın olmaması da öngörülmüştür. Olayda davalının bu sınırları aştığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumun, davacıya davalının davranışını önleme hakkını tanıdığı açıktır. Bunun yanında, davacı manevi tazminat da isteyebilecekmidir.
Dosya içindeki kanıtlara göre, davalının tüm yaz sezonu boyunca gürültü kontrol yönetmeliğinde ön görülen sınırların üzerinde ses çıkaran ve davacılar binası ile içinde eşyalarda dahi hissedilen ölçüde sarsıntılar yaratan iş makineleri ile çalışmalar yapıldığı anlaşılmaktadır. Taraflara ait binaların İstanbul Boğazı kenarında oluşuda gözetildiğinde, sessizliği ve sakinliği nedeniyle tercih edilen böyle bir yerde tüm yaz boyunca aşırı gürültü ve sarsıntılardan davacıların rahatsızlık ve sıkıntı duydukları anlaşılmaktadır. İnşaat çalışmalarının çok uzun süre devam ettiği ve adeta hakkın kötüye kullanıldığı görülmüştür. Böylece davacıların oturdukları evdeki huzur ve sükunun bozulduğu, sinir sistemindeki dengenin sarsıldığı kabul edilmelidir. Bunun sonucu olarak da davacının kişilik değerleri içinde yer alması gereken ruh bütünlüğü de bozulmuş olacağı için kişilik haklarına zarar verildiği kabul edilmeli davacılar için uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmelidir.
Diğer taraftan maddi tazminat yönünden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının eyleminin davacılar binasının temel ve taşıyıcı sistemlerine bir zarar verip vermediği açıklanmadığı gibi, binadaki diğer zararlarda denetime elverişli biçimde gösterilmemiştir. Bu nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davacılar vekili için takdir olunan 275.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi
YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/3713

K. 1996/4111

T. 8.4.1996

• MANEVİ TAZMİNAT ( Hükmedilebilmesinin Şartları )

• KİŞİLİK DEĞERLERİNDEKİ EKSİLMENİN MİKTARI ( Manevi Tazminat )

743/m.24

818/m.49

ÖZET : Manevi tazminata hükmedilebilmesi için; davaya konu olayın, özellikle manevi zararın esaslı unsurunu teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığının saptanması gerekir.
DAVA : Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davalının "manevi tazminat" isteği dışında kalan öteki istekleri yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak; olayda, manevi tazminat isteyebitme koşullarının gerçekleştiğini söyleyebilmek olanağı yoktur.
Hemen belirtilmelidir ki, İsviçre/Türk öğretisi, manevi müdahalelerin de ( iç huzurun bozulması, ruhsal yapının etkilenmesi gibi hallerinde ) MK.nun 661 ve devamı maddelerinde ifadesini bulan "komşuluk hukuku" kapsamına girebileceğini kabul etmektedir. Federal Mahkeme kararlarında da bu konuya değinilmiştir: Ne var ki, manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektif eksilmeden ise, sadece o kişi için değil; toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara ( duruma ) düşmeleri anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar ( TCK. md. 38 ), kişilik değerlerinin zedelenmesi ( MK. md. 24 ), isme saldırı ( MK. md. 25 ), nişan bozulması ( MK. md. 85 ), evlenmenin feshi ( MK. md. 126 ), babalığın benimsenmemesi ( MK. md. 305 ), bedensel zarar ve öldürme ( BK. md. 47 ) ile kişilik haklarının zedelenmesidir ( BK. md. 49 ). İçlerinden MK. md. 24 ve BK. md. 49'da belirlenen kişisel çıkarlar; kişilik haklarıdır. Kişilik hakkı ise; kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, insanın insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Davaya konu olayın, bu çerçeve kapsamında kaldığı; özellikle, manevi zararın esaslı unsurunu teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığı saptanabilmiş değildir.
SONUÇ : Hal böyle olunca, manevi tazminata ilişkin isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, buna da hükmedilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı değinilen hususa hasren yerindedir; kabulüyle hükmün yalnızca açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.4.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Komşuluk hukuku Fishman Meslektaşların Soruları 13 14-10-2020 19:25
Komşuluk Hukuku Bir Konuk Hukuk Soruları Arşivi 3 02-03-2002 23:33
Komşuluk Hukuku hamdi kurnaz Hukuk Soruları Arşivi 3 01-03-2002 23:21
Komşuluk Problemleri Murat B Hukuk Soruları Arşivi 2 20-02-2002 20:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04956508 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.