Taşınmazın Gerçek Değerinin Altında Satılması Muris Muvazaası Olarak Değerlendirilir mi?

Müvekkilin murisi, taşınmazdaki hissesini A isimli kızına satıyor. Tapuda satış bedeli olarak 1.000 TL gösteriliyor. Gerçekte elden 3.000 TL alıyor, aldığı parayı B isimli oğluna veriyor. Satış tarihinde, satılan hissenin değeri yaklaşık 12.000 TL. Murisin C isimli kızı muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açmak istiyor.
Yargıtay içtihatlarında gerçekteki bağış sözleşmesinin şekil şartlarına uygun olmadığı için iptalinin gerektiği vurgulanıyor. Dosyada muris, hisse devri sonucu bedel aldığı için teknik olarak bağış sözleşmesi yok.Taşınmazın gerçek değerinin altında satılması muris muvazaası olarak değerlendirilir mi? Nası bir yol izleyebiliriz?
Site içindeki soruları, Yargıtay ve BAM kararlarını detaylı olarak inceledim, net bir bilgi bulamadığım için yeni başlık açtım.

"Dinlenen davacı tanıkları mal kaçırma amacını açık bir şekilde ortaya koymamıştır. Aksine davalı tanıkları yapılan temlikin gerçek bir satış olduğunu beyan etmişlerdir. Son olarak, temlik tarihinde dava konusu payın rayiç değeri ile akit tablosunda gösterilen değer arasındaki fahiş fark tek başına muvazaanın kanıtı değildir." (1. HD.,T. 6.2.2020 E. 2016/15273 K. 2020/698)

Muris muvazaasında satış bedelinin gerçek bedel olduğu ve hatta emsaline göre daha fazla olduğu olgusu tek başına davayı çözümleyecek bir ölçü değildir.

Kuşkusuz bedelin gerçek değerden fazla olması davalının lehine değerlendirilecek unsurlardab bir tanesisir.Ne var ki; Satıcıya gerçek bedelin üstünde satım parası ödenmesi tek başına muvazaanın olmadığını gösterecek bir delil değildir.

Burada tanık beyanları önem gösterir.Değerler arasındaki farklılığın yanısıra, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki , diğer mirasçılara karşı düşmanlık duyup duymaması, miras bırakanın denkleştirme gayesiyle hareket edip etmediği gibi olgulardan da yararlanılarak durum hakim tarafından takdir edilir.