Tahliye Mi Yoksa Haksiz Işgal Mi?

Sayın meslektaşlarım merhabalar,

Benim de yeni devir aldığım bir hukuki sorun hakkında görüşlerinizi merak etmekteyim.

Müvekkil 2015 yılında boşanıyor.

Evlilik birliğinde de tapusu kendisine ait olan bir taşınmaz var.

Boşanmanın kesinleşmesi akabinde müvekkilin eski kocası 2017 yılında taşınmazı üçüncü bir kişiye kira sözleşmesi yaparak kiralıyor.

Müvekkil Almanya'da yaşamakta olduğundan bu durumdan geç haberi oluyor. Haberi olur olmaz bir başka avukat meslektaş ile ihtar çekiyor ve akabinde haksız işgal nedeniyle müdahalenin meni ve ecrimisil davası açıyor. Ancak müdahalenin meni harcını karşılayamadığı için müdahalenin meni talebinden dava açıldıktan sonra feragat etmek zorunda kalıyor, ancak mahkemece haksız işgalin tespiti ile ecrimisil bedeline hükmediliyor.

Akabinde üçüncü şahıs hala kesinlikle müvekkile kira/ ecrimisil ödemesi yapmıyor. Evi de tahliye etmiyor.

Akabinde avukat arkadaş ecrimisil davasında baz alınan aylık bedelden yola çıkarak 13 örnek icra takibi başlatıp, borçlunun itirazı akabinde itirazın kaldırılması ve tahliye davası açıyor.

Meslektaşın vefatı nedeni ile dosyayı biz devralıyoruz. Ancak icra hukuk mahkemesi müvekkil ile üçüncü şahıs arasında bir kira sözleşmesi olmaması nedeni ile davayı reddediyor.

Şimdi sizce açılacak yeni davanın sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye davası mı yoksa yine asliye hukuk mahkemesinde müdehalenin meni davası mı olması gerekir?

Şimdiden değerli yorumlarınız için telekkür ederim.

Meslektaşım, ilk mahkeme zaten haksız işgal demiş. Örnek 13 yanlış olmuş. Anladığım kadarıyla ikinci mahkeme de aynı kanaatle davayı reddetmiş.

Öncelikle kaymakamlıktan 3091 sayılı kanun dayanağıyla tahliye talebinde bulunabilirsiniz. Haksız işgale dair mahkeme kararı da var elinizde. Eğer başvuru süresinde değil diye reddedilirse, müdahalenin meni gündeme gelir.

Elinizde kesinleşmiş ecrimisil kararı olduğuna göre, artık hukuki ilişki fuzuli işgal olarak sabitlenmiş demektir. Bu halde örnek 13 göndermenin hatalı olduğunu ve mahkemenin kararının da doğru olduğunu düşünüyorum. Müdahalenin meni üzerinden devam edilmesi gerekiyor bence de.

Ayrıca fuzuli işgalciyle ilgili yapılacak hukuki işlemlerin hiçbir sınırı yokken, içerideki kişiyi adeta "zorla" kiracı yapıp, ona BK'nın kiracılara bahşettiği bir çok koruma kalkanı sağlamanın da doğru olmadığını düşünüyorum naçizane.

Alıntı: Yazan Av. Tuba A. Sayın meslektaşlarım merhabalar, Benim de yeni devir aldığım bir hukuki sorun hakkında görüşlerinizi merak etmekteyim. Müvekkil 2015 yılında boşanıyor. Evlilik birliğinde de tapusu kendisine ait olan bir taşınmaz var. Boşanmanın kesinleşmesi akabinde müvekkilin eski kocası 2017 yılında taşınmazı üçüncü bir kişiye kira sözleşmesi yaparak kiralıyor. Müvekkil Almanya'da yaşamakta olduğundan bu durumdan geç haberi oluyor. Haberi olur olmaz bir başka avukat meslektaş ile ihtar çekiyor ve akabinde haksız işgal nedeniyle müdahalenin meni ve ecrimisil davası açıyor. Ancak müdahalenin meni harcını karşılayamadığı için müdahalenin meni talebinden dava açıldıktan sonra feragat etmek zorunda kalıyor, ancak mahkemece haksız işgalin tespiti ile ecrimisil bedeline hükmediliyor. Akabinde üçüncü şahıs hala kesinlikle müvekkile kira/ ecrimisil ödemesi yapmıyor. Evi de tahliye etmiyor. Akabinde avukat arkadaş ecrimisil davasında baz alınan aylık bedelden yola çıkarak 13 örnek icra takibi başlatıp, borçlunun itirazı akabinde itirazın kaldırılması ve tahliye davası açıyor. Meslektaşın vefatı nedeni ile dosyayı biz devralıyoruz. Ancak icra hukuk mahkemesi müvekkil ile üçüncü şahıs arasında bir kira sözleşmesi olmaması nedeni ile davayı reddediyor. Şimdi sizce açılacak yeni davanın sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye davası mı yoksa yine asliye hukuk mahkemesinde müdehalenin meni davası mı olması gerekir? Şimdiden değerli yorumlarınız için telekkür ederim.

Şimdi sizin müdahalenin meni’nden yürümeniz gerekiyor ancak müdahalenin meniyle ilgili kesinleşmiş bir feragat mı var?

Evet, müvekkil harcı yatıramamış olması sebebiyle meni müdahale talebinden feragat etmiş, karar da 27/09/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Ancak aynı kararda haksız işgale dayalı ecrimisil kabul edilmiş ve belirli bir bedele hükmedilmiştir.

Alıntı: Yazan norrinradd Şimdi sizin müdahalenin meni’nden yürümeniz gerekiyor ancak müdahalenin meniyle ilgili kesinleşmiş bir feragat mı var?

Sayın Meslektaşım, değerli görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Dediğiniz gibi 3091 sayılı kanun ile ilgili idareden tahliye isteyip, sonuç alınamaz ise ise tekrardan bir müdehalenin meni davası açmak en mantıklısı olacak sanırım.

Alıntı: Yazan Av. Erdem Akçay Meslektaşım, ilk mahkeme zaten haksız işgal demiş. Örnek 13 yanlış olmuş. Anladığım kadarıyla ikinci mahkeme de aynı kanaatle davayı reddetmiş. Öncelikle kaymakamlıktan 3091 sayılı kanun dayanağıyla tahliye talebinde bulunabilirsiniz. Haksız işgale dair mahkeme kararı da var elinizde. Eğer başvuru süresinde değil diye reddedilirse, müdahalenin meni gündeme gelir.

Sayın Meslektaşım, değerli görüşleriniz için çok teşekkür ederim. 13 örnek konusundaki görüşlerinize kesinlikle katılıyorum. Dediğiniz gibi tamamen fuzuli işgalden yürümek (önce 3091 talep hakkı akabinde sonuç alınamazsa men davası) en mantıklı olacak sanırım.

Alıntı: Yazan Admin Elinizde kesinleşmiş ecrimisil kararı olduğuna göre, artık hukuki ilişki fuzuli işgal olarak sabitlenmiş demektir. Bu halde örnek 13 göndermenin hatalı olduğunu ve mahkemenin kararının da doğru olduğunu düşünüyorum. Müdahalenin meni üzerinden devam edilmesi gerekiyor bence de. Ayrıca fuzuli işgalciyle ilgili yapılacak hukuki işlemlerin hiçbir sınırı yokken, içerideki kişiyi adeta "zorla" kiracı yapıp, ona BK'nın kiracılara bahşettiği bir çok koruma kalkanı sağlamanın da doğru olmadığını düşünüyorum naçizane.

3091'e göre başvuruda hak düşürücü süreleri de dikkate alın ( 60 gün ve 1 yıllık). Ayrıca ilk dosyada feragat durumu var. Tekrar açacağınız bir meni müdehale davasında usulden ret durumu olabilir.

Tesekkurler Sayin Meslektasim, peki usulden ret halinde bir oneriniz var midir? Zira hala sahis kira odemiyor ve tahliye etmiyir. Haksiz isgal hala devam ettiginden, guncel tarihe iliskin men talep edildiginden mukerrer dava sayilmama olasiligi sizce var midir?

Alıntı: Yazan av.hyurdakul 3091'e göre başvuruda hak düşürücü süreleri de dikkate alın ( 60 gün ve 1 yıllık). Ayrıca ilk dosyada feragat durumu var. Tekrar açacağınız bir meni müdehale davasında usulden ret durumu olabilir.

Bir kez meni müdahale davası açan kişi bu davadan feragat ettiğinde, yeniden meni müdahale davası açmasına izin vermeyecek şekilde bir hukuki yorum yaparsak anayasal mülkiyet hakkını tamamen ortadan kaldırmış olabiliriz. Çünkü böyle bir durumda işgalci ölene kadar orayı kullanma hakkına sahip olur. Usuli bir işlem olan feragatin anayasal hakları zedeleyecek derecede bu kadar ağır sonuçları olması düşünülemez bence.

O dosyadaki feragati o davayı açmayı doğuran koşullara ve ana özgü kabul etmek gerek diye düşünüyorum. Müdahalenin meni talebinden feragat eden davacının işgalcinin dava tarihine kadar işgaliyle ilgili müdahale talebinden feragat ettiği anlamında yorumlamak daha sağlıklı olabilir. Neticede müdahale devam eden bir eylemdir ve feragattan sonra müdahale devam ediyorsa, bu tarihten sonraki müdahale için de el atma istenebilmelidir düşüncesindeyim.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açtığı davadan feragat eden davacı, o davaya dayanak yaptığı geçimsizliği affetmiş anlamı çıkar. Feragatten sonra başka sebeplerden geçimsizlik devam ediyorsa, bir kez feragat ettiği için bir daha sonsuza kadar geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açamaz anlamında yorumlamak bence mümkün değil. Aynı durumun devam eden bir eylem olan meni müdahale için de söz konusu olduğununu düşünüyorum.

Doğmamış haktan feragat edilmez

Alıntı: Yazan Admin Bir kez meni müdahale davası açan kişi bu davadan feragat ettiğinde, yeniden meni müdahale davası açmasına izin vermeyecek şekilde bir hukuki yorum yaparsak anayasal mülkiyet hakkını tamamen ortadan kaldırmış olabiliriz. Çünkü böyle bir durumda işgalci ölene kadar orayı kullanma hakkına sahip olur. Usuli bir işlem olan feragatin anayasal hakları zedeleyecek derecede bu kadar ağır sonuçları olması düşünülemez bence. O dosyadaki feragati o davayı açmayı doğuran koşullara ve ana özgü kabul etmek gerek diye düşünüyorum. Müdahalenin meni talebinden feragat eden davacının işgalcinin dava tarihine kadar işgaliyle ilgili müdahale talebinden feragat ettiği anlamında yorumlamak daha sağlıklı olabilir. Neticede müdahale devam eden bir eylemdir ve feragattan sonra müdahale devam ediyorsa, bu tarihten sonraki müdahale için de el atma istenebilmelidir düşüncesindeyim. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açtığı davadan feragat eden davacı, o davaya dayanak yaptığı geçimsizliği affetmiş anlamı çıkar. Feragatten sonra başka sebeplerden geçimsizlik devam ediyorsa, bir kez feragat ettiği için bir daha sonsuza kadar geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açamaz anlamında yorumlamak bence mümkün değil. Aynı durumun devam eden bir eylem olan meni müdahale için de söz konusu olduğununu düşünüyorum.