Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Satış İlanına KDV oranın %1 olması gerekirken %18 yazılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-06-2010, 09:46   #1
tugceturk

 
Varsayılan Satış İlanına KDV oranın %1 olması gerekirken %18 yazılması

İyi günler,
Satış İlanına KDV oranın %1 olması gerekirken %18 yazılması nedeniyle iştiraki azaltıcı sebep olmasından dolayı ihalenin feshi davası açtım. Dosyaya 1988 tarihli Yargıtay kararı sundum ancak yakın tarihli Yargıtay kararı arıyorum. Bilgisi olan arkadaşlar tarih ve numarasını iletirse çok sevinirim.
İyi çalışmalar.
Old 24-06-2010, 16:44   #2
Av.Ender

 
Varsayılan

Son Yargıtay kararlarında "satış ilanında KDV oranının yanlış yazılmasının ihalenin feshine neden olmayacağı" yönünde oldukça fazla miktarda karar var.Özellikle Av.T.UYAR'ın ihalenin feshi isimli kitabında bulabilirsiniz.
Saygılarımla
Old 24-06-2010, 19:24   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Aleyhe Karar

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/19087
K. 2004/20748
T. 1.10.2004
• İMAR DURUMU ( Sorulmasına İlişkin Bir Şikayet Bulunmamasına ve İmar Durumunda Değişiklik Olmamasına Rağmen Bu Hususun İhalenin Feshine Neden Gösterilmesinin Hatalı Olduğu )
• İHALENİN FESHİ ( KDV Kesinleşen İhale Bedeli Üzerinden Alınacağından Buna İlişkin Nispetin İlanda Belirtilmemesinin İhalenin Fesih Sebebi Olarak Kabul Edilmesinin Hatalı Olduğu )
• KDV’NİN KESİNLEŞEN İHALE BEDELİNDEN ALINMASI ( Buna İlişkin Nispetin İlanda Belirtilmemesinin İhalenin Fesih Sebebi Olarak Kabul Edilmesinin Hatalı Olduğu )
2004/m.34
ÖZET : imar durumunun sorulmasına ilişkin bir şikayet bulunmamasına ve imar durumunda değişiklik olmamasına rağmen bu hususun ihalenin feshine neden gösterilmesi, KDV kesinleşen ihale bedeli üzerinden alınacağından buna ilişkin nispetin ilanda belirtilmemesinin ihalenin fesih sebebi olarak kabul edilmesi de isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin davalı-alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Şikayetçi S.S. Özkent Konut Yapı Kooperatifi takip dosyasında taraf olmadığı gibi, satışı yapılan A Blok 2, 5, 6, 9; B Blok 1, 3, 4, 7, 8 no'lu bağımsız daireler üzerinde tapu kaydında adına inşaat şerhi bulunmadığından, bulunsa bile bu hak şahsi hak niteliğinde olduğundan tapuda ilgili sıfatıyla da dava açma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece adı geçen şikayetçinin şikayetinin aktif husumet nedeni ile reddi gerekir iken kabulü isabetsizdir.

Öte yandan inşaat şerhinin C Blok 8 numaralı dairenin kaydı üzerine konulduğu satışı yapılan taşınmazlar üzerinde bu şerhin bulunmadığı gözardı edilerek şartnamede ve ilanda anılan hususun gösterilmemesinin ihalenin feshi sebebi kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/13 sayılı dosyasında alacaklının taraf olmadığı, cebri icrayı engelleyici tedbir kararının da bulunmadığı, satışın durdurulması kararının ise satışı yapılan taşınmazları kapsamadığı halde bu kararların ihalenin feshine dayanak yapılması da yerinde değildir.

Ayrıca, imar durumunun sorulmasına ilişkin bir şikayet bulunmamasına ve imar durumunda değişiklik olmamasına rağmen bu hususun ihalenin feshine neden gösterilmesi, KDV kesinleşen ihale bedeli üzerinden alınacağından buna ilişkin nispetin ilanda belirtilmemesinin ihalenin fesih sebebi olarak kabul edilmesi de isabetsizdir. Bunun dışında satış ilanının ihalenin feshini isteyen Selime Kıraç'a 14.10.2002 tarihinde tebliğ edilmesine, kıymet takdirine de 02.10.2001 tarihinde itiraz edilmesine ve kıymet takdiri üzerinden kıymet takdiri tarihinden itibaren 2 yıl geçmemesine rağmen bu hususların da ihalenin feshine dayanak gösterilmesi yerinde değildir.

Mahkemece şikayetçi Selime Kıraç'ın da anılan durum karşısında şikayetinin reddine karar vermek gerekir iken dosyaya uygun olmayan şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-06-2010, 18:09   #4
tugceturk

 
Varsayılan

İlginize teşekkür ederim ancak ben fesih nedenidir diye bir karar arıyorum. Sanırım yanlış anlaşıldı.
Aslında 'İştiraki azaltıcı neden olması sebebiyle fesih nedenir' ancak bununla ilgili karar çok az, yada ben bulamıyorum
Old 26-06-2010, 09:51   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tugceturk
İlginize teşekkür ederim ancak ben fesih nedenidir diye bir karar arıyorum. Sanırım yanlış anlaşıldı.
Aslında 'İştiraki azaltıcı neden olması sebebiyle fesih nedenir' ancak bununla ilgili karar çok az, yada ben bulamıyorum

Yargıtay HGK, 24.04.1991 T., Esas: 1991/12-98, Karar: 1991/210: "Taraflar arasındaki "ihalenin feshi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. İcra Hakimliği'nce davanın reddine dair verilen 15.2.1990 gün ve 1989/408-1990/139 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 26.3.1990 gün ve 2926-3251 sayılı ilamı:

( ...İİK.nun 126. maddesi son fıkrası yoluyla uygulanması gerekli 114. maddelerinin son fıkrası gereğince gazete ile yapılacak ilanlara satış şartnamesinde yazılı satılacak şeyin cinsi, mahiyeti ve önemli vasıfalarının yazılması gerektiği bu duruma rağmen ilanda taşınmazın nitelikleri gösterilmeyip bilirkişi raporuna atıf yapılmakla iktifa edildiği taşınmazın önemli vasıflarının talibi ve talebi etkileyecek nitelikte olduğu nazara alınmadan satış bedeli ile muhammen değer arasındaki fark şahadetle birlikte nazara alındığında ihalenin normal şartlar altında yapılmadığı 3065 sayılı KDV. Kanununa 3099 sayılı kanunla eklenen 1.1.1985 de yürürlüğe giren 31.12.1988'e kadar muteber olan ve 3393 sayılı kanunla 3065 sayılı kanuna eklenen geçici maddeye göre 1992 tarihi sonuna kadar uzatılan 17. maddesi 4-1 bendine göre net alanı 150 metrekareye kadar olan konutların KDV'ye tabi olmadığı halde bunun satış ilanına geçirilememesinin talebi ve talibi menfi yönde etkileyebileceği düşünülmeden davanın red olunması isabetsizdir.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır."

Yargıtay 12. HD, 22.09.1988 T., Esas: 1988/7556, Karar: 1988/10209: "3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu`na 3099 Sayılı Kanunla eklenen ve 1.1.1985`de yürürlüğe giren 31.12.1988`e kadar muteber olan 17. maddesinin 4-ı bendine göre net olan 150 m2 ye kadar olan konutların teslimi K.D.V.`ye tabi değildir. Bilahare çıkartılan 3393 Sayılı Kanunla 3065 Sayılı Kanuna eklenen geçici 8. maddeye göre, bu hüküm 1992 tarihi sonuna kadar uzatılmıştır. Satış 3099 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1.1.1985 tarihinden sonra yapılmıştır. Bu Kanun hükmüne rağmen icra dairesince KDV.`nin müşteriye ait olduğu, satış ilanına dercedilmiştir. Bu yasal olmayan sorumluluğun talebi ve talibi azaltacağına, bu nedenle de yalnız alacaklının ihaleye katılmış olduğunun anlaşılmısına, 28.000.000.- TL. muhammen değerli taşınmazın tek talip alacaklıya 21.000.000.- liraya ihale edilmesi nedeniyle İİK`nun 134/5. fıkrasındaki zarar unsurunun da mevcut bulunmasına binaen ihalenin feshine karar verilmek gerekirken isteğin reddolunması isabetsiz olup, merci kararının bozulması gerekirken isteğin onandığı anlaşıldığından tashih isteğinin kabulü ile 5.5.1988 tarih 4328-6124 Sayılı Yargıtay onama ilamının kaldırılarak 9.3.1988 tarih 1995-439 sayılı merci kararının yukarıda gösterilen nedenle İİK`nun 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.9.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi."

P.S: Ek donelerinizin de bulunması gerektiği kanaatiyle...

Saygılarımla...
Old 30-12-2010, 18:34   #6
eser_29

 
Varsayılan

İhale şartnamesindeki g.menkul 121 m2 olmasına rağmen 240 m2 yazılmış ve satış kdv'si %18 olarak tahsile dilmiştir.

İhaleyi alan şahıs ihalenin feshini istememekle birlikte taşınmazın 150 m2'den küçük olması nedeniyle kdv oranının %1 olması gerektiği ve fazla ödediği kdv bedelinin iadesini icra müdürlüğünden talep etmiştir.

İcra müdürlüğü kdv'nin iadesi talebini reddetmiş, buna karşılık ihaleyi alan kişi "hasımsız" olarak bu kararın iptali ile fazla döediği miktarının iadesini talep etmiştir.

Mahkeme çağrı kağıdında müvekkil bankayı "davalı" olarak göstermiştir.

Davacı, kesinlikle muhatap olarak müvekkilden bahsetmemiş, davasını "hasımsız" olarak açıp icra müdürlüğünün kdv iadesinin reddinin iptalini talep etmiştir.

1. Mahkemenin müvekkili "davalı" göstermesi usule aykırı değil midir ? Zira söz konusu dava mvüekkilin işleminden kaynaklanmamakla birlikte dava sonucu da müvekkile menfi-müspet etki yapmayacaktır.

2. Mahkemenin davalı olarak bizi göstermesine karşı nasıl bir beyanda bulunabiliriz ?

3. İlk duruşmada "husumet" yönünden itirazda bulunmak haricinde ne yapabilirz ?
Old 26-03-2013, 21:39   #7
sevda mert

 
Varsayılan

bu konuda benim de bir sorum olacak.ihale şartnamesinde 158m2 olarak yazılan mesken niteliğindeki bir evi müvekkilim ihale yoluyla alıyor.İhalenin feshi davası açmak için gerekli 7 günlük süre geçmiş durumda.simdi 150m2 nin üzerinde olduğu için %18 kdv yatırması gerekli müvekkilin.ancak evi gidip gördüğünde evin kendi tahmininde 150m2 altında olabilceği düşüncesinde.evin küçük olduğunu düşünüyor.buna karşı hangi itirazı nereye yapmalıyız?kdv &18 olarak yatırıldığı ancak %1 olduğuna kanaat getirildiği takdirde yüksek yatan kdv nin iadesini kimden talep edeceğiz?
Old 26-03-2013, 21:47   #8
Av. Özge Çavuş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sevda mert
bu konuda benim de bir sorum olacak.ihale şartnamesinde 158m2 olarak yazılan mesken niteliğindeki bir evi müvekkilim ihale yoluyla alıyor.İhalenin feshi davası açmak için gerekli 7 günlük süre geçmiş durumda.simdi 150m2 nin üzerinde olduğu için %18 kdv yatırması gerekli müvekkilin.ancak evi gidip gördüğünde evin kendi tahmininde 150m2 altında olabilceği düşüncesinde.evin küçük olduğunu düşünüyor.buna karşı hangi itirazı nereye yapmalıyız?kdv &18 olarak yatırıldığı ancak %1 olduğuna kanaat getirildiği takdirde yüksek yatan kdv nin iadesini kimden talep edeceğiz?

Öncelikle evin tam yüzölçümünü tespit etmeniz gerekir. Göz kararıyla bir evin tam olarak kaç m2 olduğunu tespit etmek sağlıklı olmaz takdir edersiniz ki.

Ev gerçekten 150 m2nin altında çıkar ise genel hükümlere göre fazla yatırdığı parayı alabilir kanaatimce. Ama tabi bunun için parayı yatırmış olması lazım
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmamış olması avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 8 14-04-2010 20:33
İmam olarak atanması gerekirken hafız olarak atanma av__emrah Meslektaşların Soruları 5 16-01-2010 21:57
Gayrimenkul satış ihalesinin feshi- Borçlulara satış ilanının tebliğatı av.remzieroglu Meslektaşların Soruları 3 15-09-2009 13:14
satış işlemleri dışında takibin durdurulmamış olması halinde icra inkar tazminatı ali kılıç Meslektaşların Soruları 1 03-07-2009 22:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04793692 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.