Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay 2. H.D.'nin 03.0.7.1995 tarih ve 8691–7761 sayılı kararını arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-09-2014, 14:08   #1
eser_29

 
Varsayılan Yargıtay 2. H.D.'nin 03.0.7.1995 tarih ve 8691–7761 sayılı kararını arıyorum

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=3665

Yukarıdaki linkte Sayın Armağan KONYALI tarafından paylaşılan TBB Disiplin Kurulu kararı metninde yer alan Yargıtay 2. H.D.'nin 03.0.7.1995 tarih ve 8691–7761 sayılı kararını arıyorum. Kazancıda bulamadım. yardımcı olabilecek meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Old 16-09-2014, 14:20   #2
Av.Serap Kurtuldu

 
Varsayılan

Merhaba Sayın Meslektaşım,
İlgili yazıda belirtilen kararın esas numarında küçük bir hata yapılmıştır. Ancak, kararın tam metnini aşağıda bilginize sunuyorum.




T.C. YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/6891
K. 1995/7761
T. 3.7.1995


• AVUKATIN İŞİ RET ZORUNLULUĞU ( Menfaati Zıt Tarafa Daha Önce Avukatlık Yapması )
• AVUKATIN İŞİ RET ZORUNLULUĞUNUN MAHKEMECE RESEN GÖZETİLMESİ



1136/m.38



1086/m.61



ÖZET : Davacı vekili, taraflar arasında boşanma ve yoksulluk nafakasına karar verilen ilk davada kocanın vekili olmuştur. Nafakanın taktirine, esas olan mali konuda kocanın ( bu davadaki davalının ) sırlarını ve gücünü öğrenmiştir. Bu durumda davacı vekili Av. O.`nun huzuru ile davaya bakılması usul ve yasaya aykırıdır.


DAVA ve KARAR: Taraflar arasındaki Nafakanın arttırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm Davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Avukatlık Kanunu`nun 38/b maddesinde, Avukat aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mutalaa vermiş olursa, işi ret etmesi gerektiği hükmü yer almaktadır. Yasa ile izlenen amaç, avukatın aldığı vekalet sonucu vakıf olduğu sırları önceki müvekkilinin aleyhine kullanmasını önlemektir. Yasa maddesinde öngörülen husus kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re`sen gözetilir. Somut olayda davacı vekili, taraflar arasında boşanma ve yoksulluk nafakasına karar verilen ilk davada kocanın vekili olmuştur. Nafakanın taktirine, esas olan mali konuda kocanın ( bu davadaki davalının ) sırlarını ve gücünü öğrenmiştir. Bu durumda davacı vekili Av. O.`nun huzuru ile davaya bakılması usul ve yasaya aykırıdır.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASlNA, bozma nedenine göre sair yönlerinin incelenmesine yer olmadığına, oybirliğiyle karar verildi.
Old 16-09-2014, 14:39   #3
eser_29

 
Varsayılan

Peki Üstadım bu karar ışığında; bir avukatın işi kabul ettiği ve takip ettiği düşünülürse duruşmada hakim ne yönde karar verir ? Avukatın dosyaya devamı ve dosyada daha önce yapılmış işlemler/kararlar yönünden ?

Ekleme:



T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/4566
K. 2000/7553
T. 6.6.2000
• TEMYİZ SINIRI
• NAFAKANIN ARTIRILMASI ( Temyiz sınırı )
• İADEİ MUHAKEME
• VEKALET İLİŞKİSİNİN BUTLANI ( İade-i muhakeme )
• BOŞANMA ( Hileli vekâlet )
• HİLE ( Vekâletname düzenlenirken )
• ORTAK AVUKATLAR
1086/m.445/7, 8 - 93/5
1136/m.38, 43, 44
ÖZET : 1. Vekalet ilişkisinin iradeyi ifsat eden sebeple batıl olması hali ve davalının hilesi her türlü delil ile isbat edilebilir.

2. Aynı büroyu paylaşan avukatlar, aynı işte menfaati zıt olanları temsil edemezler.

DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki ( iade-i muhakeme ) davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı davalının hilesi ve vekaletname düzenlenmesi sırasında iradeyi ifsat eden sebeple yargılamanın iadesini istemiştir ( HUMK.md.445/7 ve 8 ). Vekalet ilişkisinin iradeyi ifsat eden sebeple batıl olması hali ve davalının hilesi, her türlü delil ile ispat edilebilir. ( HUMK.md.293/5 ). Davalıdan da delilleri sorulup tarafların gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan boşanma davasına ilişkin dosya arasında bulunan vekaletnamelerde davalı vekilleri ile o davada davacı Daniela'yı temsil eden Avukat E.G.'in aynı adreste ( İncirli Caddesi 24/6 ) bulundukları yazılıdır. Avukatlık Kanununun 43. maddesi uyarınca her Avukat büro edinmek zorunda olduğu gibi aynı kanunun 44. maddesi uyarınca ancak ortak avukatlar aynı büroyu paylaşabilirler. Yine aynı kanunun 38. maddesi uyarınca Avukatlar ve ortakları aynı işte menfaati zıt olanların teklif ettikleri işi ret etmek zorundadırlar. Bu zorunluluğa uyulmamış ve avukatlar, ( mahkumun leh ) yararına hüküm kurulun tarafından temin edilmişse Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445/7. maddesi şartları oluşur. Şu halde davacı kadını boşanma davasında temsil eden Avukat E.G. ile o davada erkeği temsil eden Avukatlar S.U. ve B.Ç.'nin boşanma davasının açıldığı tarihle kararın kesinleştiği tarih arasındaki bürolarının nerede olduğu, bağlı bulundukları Barodan araştırılıp sonucu uyarınca karar vermek gerektiğinin düşünülmemesi yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargılamanın iadesi talebinin reddine dair hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle hükmün onanması düşüncesindeyim.

Üye
Ferman Kıbrıscıklı

MUHALEFET ŞERHİ

Davacı ve davalı vekili aynı adreste bulunduklarını mahkemeye ibraz edilen vekaletname ve tebliğ belgesi ile doğrulamışlardır. Bu resmi belgeler karşısında artık büroların yeniden aynı olup olmadığının araştırılmasına gerek yoktur. Bu yönüyle gerekçeye katılmıyorum.

Üye
A.İ. Özuğur




MülgaHUMK. MADDE 445


1086 S.lı (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 445
Katiyen verilen veya katiyet iktisap etmiş olan kararlar hakkında aşağıdaki sebeplere binaen iadei muhakeme talep olunabilir;
1- Muhakeme esnasında esbabı mücbireye veya lehine hükmolunan tarafın fiiline binaen elde edilemiyen bir senet veya vesikanın hükmün itasından sonra ele geçirilmiş olması,
2- Hükme esas ittihaz olunan senedin sahteliğine karar verilmiş veyahut senedin sahte olduğu mahkeme veya bir mevkii resmide ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki karar hükümden evvel ittihaz olunup iadei muhakeme talebinde bulunan kimsenin, hüküm zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
3- Hükme esas ittihaz olunan bir ilam hükmü fesih ve nakzolunarak kaziyei muhkeme teşkil etmek suretiyle külliyen mürtefi olması,
4- Şahadeti hükme esas ittihaz olunan şahidin hükümden sonra yalan şahadetle mahkum edilmiş olması,
5- Ehlihibrenin kasten hilafı hakikat ihbaratta bulunduğunun hükmen tahakkuk etmesi,
6- Mahkumunlehin yalan yere yemin ettiği ikrarı veya beyyinei tahririye ile sabit olmuş olması,
7- Mahkumunleh tarafından hükme müessir diğer bir hile ve hud'anın kullanılmış olması,
8- Vekil ve mümessil olmıyan kimseler huzuriyle davanın rüyet ve hükmedilmiş olması,
9- Davayı rüyetten istinkaf etmeğe kanunen mecbur olan hakim huzuriyle muhakemenin rüyet ve hükmedilmiş olması,
10- İki tarafı ve sebebi müddehit bir dava hakkında sadır olan bir ilama mugayir yeni bir ilam suduruna sebep olabilecek bir madde yokken yine o mahkeme veya diğer bir mahkeme tarafından evvelki ilamın hükmü hilafında bir hüküm ve karar verilmiş olup da her iki ilamın katiyet kesbetmesi,
(EKLENMİŞ BENT RGT: 23.01.2003 RG NO: 25002 KANUN NO: 4793/1)
11- Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması,
(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 18.07.1981 RG NO: 17404 KANUN NO: 2494/33)
Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkümiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.


HMK
Yargılamanın iadesi sebepleri

MADDE 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
Old 16-09-2014, 16:02   #4
Av.Serap Kurtuldu

 
Varsayılan

Uygulamanın nasıl olduğunu bilmiyorum, ancak şahsi fikrimi soruyorsanız: Vekalet ilişkisinin geçersizliği mahkeme tarafından re'sen tespit edildikten sonra vekil edene kendisini şahsen temsil etmesi veya bir başka vekil tayini hususunda süre verilip yargılamaya devam edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Sırf bu sebeple davanın reddi usul ekonomisine aykırı olacağı gibi kanunla sağlanmak isteyen menfaate de ters düşecektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
HGK nun 30.12.1992 tarih 586/782 Esas ve Karar sayılı kararını arıyorum-Acil av.elfida Meslektaşların Soruları 1 30-01-2012 23:09
11. Ceza Dairesi'nin 09.01.10 tarih ve 5949/1 sayılı kararını arıyorum Batu Han Meslektaşların Soruları 6 29-06-2011 10:46
Y19HD 25.12.2003 tarih, 735/1332 sayılı kararını arıyorum hayalihakime Meslektaşların Soruları 2 23-06-2011 15:44
Yargıtay 9.H.D. 25.5.1971 tarih ve 970/13112 sayılı kararını arıyorum Levent Cirit Meslektaşların Soruları 3 08-11-2010 17:31
Yargıtay 2. HD.’nin 17.10.1975 tarih ve 7450/7757 sayılı kararını arıyorum Av.Nur Hayat BURAN Meslektaşların Soruları 2 14-12-2007 17:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05619192 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.