İtirazın İptali

A (borçlu)şahsı ile B ve C (alacaklı) arasındaki alış-veriş neticesinde 10.500 YTL meblağlı bono tanzim ediliyor. Günü geldiğinde bononun 5.250 YTL'lik kısmı A tarafından ödeniyor. Akabinde taraflar arasında meydana gelen tartışma sırasında borçlu A senedi alıp yırtıyor. Akabinde A hakkındaşikayetle resmi belgeyi bozmak ve yoketmek suçundan kamu davası açılıyor ve A'nın cezalandırılmasına karar veriliyor. (Dosya temyiz aşamasında) Borçlu A savcılıktaki ifadesinde inkar etmediğini,daha sonra ödeyeceğini belirtiyor fakat senedi yırtmadığını söylüyor. Olaya tanık D de borcun kalan kısmının ödenmediğini ve senedi A'nın yırttığını
söylüyor. Bu aşamada biz kalan 5.250 YTL için ilamsız ktakip yaptık ve borçlu A'nın itirazı üzerine takip durdu. İtirazın iptali davası açtık ve ceza dosyasını delil olarak gösterdik. İddiamızda sanığın suçunun ve borcun sabit olduğunu ve itirazın kaldırılması gerektiğini ileri sürdük. Mahkeme ise ceza hükmünün kesinleşmesinden bahisle dosyayı bekletici mesele yaptı.
Bu durumda olayın bekletici mesele yapılması gerekli mi? Yargıtayın buna ilişkin bir kararı mevcut mu?
İlginiz için teşekkürler...

Alıntı: Yazan Turkmen ) Borçlu A savcılıktaki ifadesinde inkar etmediğini,daha sonra ödeyeceğini belirtiyor fakat senedi yırtmadığını söylüyor. Mahkeme ise ceza hükmünün kesinleşmesinden bahisle dosyayı bekletici mesele yaptı. Bu durumda olayın bekletici mesele yapılması gerekli mi? Yargıtayın buna ilişkin bir kararı mevcut mu? İlginiz için teşekkürler...

Borçlu savcılıktaki ifadesinde açıkça borcu kabul edip imzaladıysa mesele yoktur. Ancak ve aksi halde ceza dosyası sonucu beklenmelidir.

Sayın Türkmen,

Bilindiği üzere, daha önce çözülmesi gereken bir meselenin başka bir mahkeme tarafından (başka bir davada) karara bağlanması gereken hallerde bekletici sorun söz konusu olur.

Somut olayda, ceza davasının eldeki davaya etkisinin incelenmesi, mahkemece ön mesele olarak kabul edilmiş ve iddia yönünden ceza kararının kesinleşmesinin beklenmesi kararı verilmiştir.
İddia yönünden ceza kararının kesinleşmesinin beklenmesi kararı isabetlidir.

Bu konuda hiçbir Yargıtay Kararı olmasaydı, siz nasıl bir karar verirdiniz?

Borçlu ve olayın tanıklarından birisi (tanık aynı zamanda borçlu ile ortak) Savcılıktaki ifadelerinde borcu inkar etmediklerini, maddi durumunun elverişsiz olması nedeniyle borcu ödeyemediğini belirtmiştir. Olayın ilginç yanı hem Ceza Davasına (Asliye Ceza) hem de hukuk (itirazın İptali) (Sulh Hukuk) davasına bakan hakim aynı hakim. Aynı hakim ceza davasında sanığın senedi yırttığından bahisle mahkumiyet kararı veriyor; hem de Hukuk davasında ceza dosyasının kesinleşmesini bekliyor. Yani bu bir anlamda kendi hükmüne güvensizlik olmuyor mu? Veya bu durumda yani ortada sanık ve ortağı olan taınğın Savcılıktaki beyanı karşısında ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi mutlaka gerekli mi?

kanaatimce de ceza davasının neticesi beklenmelidir. Nitekim borçlunun isnat edilen suçu işlediği henüz bir yargı kararıyla sabit değil. Hal böyle iken borçlunun borcunun olduğu aşikar değildir.