Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Yarını Çalınan

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-01-2010, 04:13   #1
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan Yarını Çalınan



Sırtımda sızlayan sancıdan akıyorum sabaha,
Yüreğimde doğranmış acıyla kulaç attığım karanlıktan.
Dört mevsim bellemiştim kainatı,görünmeyeni unutmuş tanılar,
Bir mevsimlik hayat daha keşfettim gözlerimde,
çaresizliklerin yaprak dökümü olan…


Sabır taşı oldum düzleminde hayatın, paralandım en sert yerimden,
Toprak oldum kimi zaman hayata can veren, bellendim bin yerimden.
Tutkuyla bağlandığım hayat, düğümlendi boğazımda bir cigaralık nefesimde…
Azap içinde kıvranan ötenazim, acı doğradı musallaya.
Duymuyorum ağıtları… sahte
Dokunma buz kesen yaraya, bir yıldız daha kaydı geceye.

Söndürdüm tüm ışıkları, perdeler karanlık gözlerimde.
Duvara çarpan hasretimde asılıyorum geceye,
Kalemi kendim kırdım,
Sehpaya en okkalısından vurdum tekmeyi,
Urganı doladım yüreğime, en hassas yerinden…
Faili benim düşlerin, yargıcı hayatın…
Karar… idamına…

Vay be ,
kimsesizlikleri yüklediğim kahpe kader,
Baş ucumda mırıldayan sahte sözcük,
Buz kesen bedenime dokunan kalleş parmak,
Alnıma damlayan timsah gözyaşı,
Veda etmedim çakal kılıklı dostluklara,
gidiyorum ...

Söndürdüm Öksüz büyüdüğüm varoş sokak lambasını
Karanlık geceler kapatmayacak artık günahları,
Okyanuslar bile yıkamaz vebalini kardeşim,
Tanrılar kapatsa da insafa kapıları ,
Kırıldığım yürek sürgün gözlerimde.

Dibine vurdum kadehin, son damlasında dudağım,
Döküyorum dilimden son sözcüğü, … neden ? niçindi ?
Boğazıma düğümlenmiş son nefesimde soluyorum hayatı,… ölüm…
Artık şafağı özlemeyecek kapanan ruhum, gözünüz aydın ey ahali...


Ne olur bir kez de olsa vuraydım gözünden turnayı,
Sustum şimdi çığlıklarımda,
ağlayamam da,
utanırım...
Haykıramıyorum gitmelerimi, tutuluyum.
Dizlerimde dermanım yok, alamadım menzili felek.
Haybemde kalan birkaç özlem, son umudumu içitim avuçlarımda.

Pırıltısı söndü gözlerimin,
biliyorum şafak sökmeyecek.
Ne beyaz atlı prensi oldum hayatın, ne de prensesi olan.
Ne kölesi oldum kulun, ne de kölesi olan.
Ne efendisi oldum kainatın, ne de efendisi olan,
Sırtımda bir tek derviş sevdam, bir çıkın umut,
Alnıma çizdiğim kadere isyandır adım,
Bir ben vardım mazide, geleceği olmayan.
Hayat-i özetim,
Sade bir insan… sadece insan.

ama ...
yarını çalınan.


Koçak
09.01.2010
İstanbul 03.55 h.
Old 15-01-2010, 20:17   #2
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Yaralı yüreğime sardım hasretimi, beşiği olmayan bebek... avunmaz,
ipini çeksem yamanın,
her bir parçası başka diyara vurgun kalır,
Gün kararırken gözlerime,
geceye kurşun olur feryadım..
zabani dokunuşlardan ürkerim.
karanlığa akan bir yıldız olur düş,
her birir bir kuytuda can alır tenimden,

dört yanımı sarmalayan ihanet zincirine bir halka olur şafak,
ok olur söz,
iner yedi düvene,
dolaştırır hasretimi derviş selamında.
inci karası umut, saklarım avuçlarımda sıkıca,
hoyrat elde çürümüş bedenimden alır beni gider gizlice.


beynime inen balyoz misali gün karartıları,
uçurumlarda savurur bedenimi,
düğümlenir boğazıma hasret, kahrolur giderim ahlarımda.
sözcükler dizilir ellerime dilimden,
kalem kana boyanır dizelerde,

tutulu kalıyorum parçalanmış avuntularına daldığım mazide,
bir dilek daha tutuyorum susmalarımda,
titriyor temin, alev alev yanıyorum gitmelerimde,
ruhların buluştuğu sonsuzluk belirir isyanlarımda.


Uçuyorum mavi boşluklarda, kanadım değdikçe bulutlara
kanıyor bir-bir yalnızlıklarım.
üşüyorum cehennem harında, dirilmek bilmeyen varoş sevdalarda ölürüm.
eğerti düşler sarmalar, süzülürüm sonrasında ışıksız pencereden,

ve;
hain gecelerde feryatlar, kucak açar yalnızlıklara,
kim bilir kaç bin desibel titreşimle sarsılır sabahlar,
gün görmemiş yüreklerde mayın olur patlar kaybolur umutlar,
kar etmez derman yaraya, açan ise firarda.

gün firarda,
hasret firarda.

KOÇAK
İZMİR
15.01.2010 16:48 h.
Old 13-05-2010, 16:08   #3
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Ben,
Bu kenti seninle sevmiştim.
kıyıldığım uçurumlarınıda.
kabus geceler kovulmuştu rüyalarda,
katleden bir karanlık yoktu gözlerimde,
sabır taşıydı bekleyişler çatlamak bilmeyen,
doğmak bilmeyen şafağı beklerken...

sorguları prangaya vurdum dirilen hasretlerde,
gelişin, ömür sıfır noktasında çan çekirişken,
adımlarımda hesaplamadan uzayan gölgeyi,
kara çalan sözcükler dökülmezdi sevilere,

kör kuytulara sakladım mazeretsiz haykırışları,
bir ucundan tutunmak adına davetsiz sevdaya,
karanlığın kalleş avuntusunda katledilmeden sabahlar,
hüzün bulutları yağmadan sensiz bu kente.

kahır yağmurlarına tutuldum sokaklarında bu şehrin,
ağıt yakar sessizlik, varoş bekleyişler can çekişir,
serseri avuntular dövüyor kaldırımları,
gülüşler kelepçeli, hain dokunuşlarda ağlar sabahlar.

Bağışıklık kazanmış acılar, nasırlı tutunmalar zindan,
yılların tortusunda yosunlu yürek arta kalan,
yalın ayak, çıplak beden....
dikenli yolunda hayatın bir başıma,
tükenmek bilmeyen yokuşunda bir içim cigaram,
dumanında savrulan umutlarda verilmiş son mola...

Bitkin ve şaşkın, bir adresi de olmayan,
kimliği bilinmeyen bir militan kahpe düş,
Kurttan-çakaldan arta kalan yüreğin
son parçası elimde dolanan,
... sım-sıkı avuçlarımda.

şimdi,
zaman karanlığın yarısından beş fazlası,
ve ben, darağacına dayadım yalnızlığı,
yorgun ve katil gecelerin kollarına attım kimsesizliği,
dönüşü ve tanığı olmayan.
ay fahişe bulutlarla sevişedursun kuytuda,
ben;
kışkırtan bir nikotin kokusuyla doğruyorum yüğreğimi,
son parçası ihanet- hançer yarası...

Mağrur bir bakış, masum dokunuş hayat gözlerimde,
bir yanım sürgün ve bir yanım kahır yüklenen,
bir yanım gurbet ve bir yanım hasret kokan,
sığındığım son limana kırık dökük bir sal,
vuruldu kıyıdan kıyıya sevdalarım, yıkıldım horat elde, bir başıma.


geriya kalan,
göçebe bir düş, sürgün hayat.
mülteci bir özlem, kıyıdan dağlara savrulmuş.
gök kuşağında rengi yer almayan, tanımlanamayan.
mazlum bir çığlık, geceyi kana boyamış kimsesizlik.


şimdi;
Doğmayan aşafağı çektim darağacına,
bilinçsiz ağlamıyorum artık her gidişe,
susumuyorum ay buluta saklanırken,
vuruyorum tekmeyi sehpaya şafk suya serpilirken.
gidiyorum buralardan bilinmeze, dönülmeze...
müsebbihim sen, saikim çilelerim...


KOÇAK
13.05.2010
İZMİR
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çalınan aracın değer tespiti sailor1981 Meslektaşların Soruları 4 24-09-2009 12:24
Çalınan çeki keşidecinin ikinci kez ödemesi _EEE_ Meslektaşların Soruları 1 02-04-2009 17:23
çalınan boş çeklerin doldurularak tedavüle çıkması Av.F.Yalçın Meslektaşların Soruları 31 27-02-2009 14:20
Çalınan PC'ye uzaktan koruma Seyda Teknoloji ve Bilgisayar 1 27-05-2007 17:07
Teknik serviste çalınan cep telefonu Av Volkan KURTAR Meslektaşların Soruları 1 27-10-2006 16:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07402396 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.