Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ödünç İş İlişkisi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-07-2009, 02:44   #1
melis aksu

 
Varsayılan Ödünç İş İlişkisi

inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir şirkette sigortalı olarak işe başlayan müvekkil , işe başlama tarihinden itibaren 6 yıl boyunca grup şirketlerden birinde çalışmış ve çalıştığı şirketle hiçbir hukuki bağ kurulmamıştır.

sigorta primleri fiilen çalışılılmayan bahsettiğim ilk şirket tarafından yatırılmıştır.

şimdilerde açılacak işçi alacağı ve son 17 aya ilişkin hizmet tespit davası ile ilgili olarak;

aradaki üçlü ilişki ödünç iş ilişkisine benzemekle birlikte bunun için aranan yazılı rıza en fazla 6 ay için yapılma , ve en fazla 2 kez yenilenme şartlarını taşımamaktadır.

işçinin bu duruma icazet göstermiş olması ilişkiyi geçerli hale getirir mi?
bu ilişki ödünç iş ilişki hükümlerine mi tabi olacaktır?

ödünç iş ilişkisinde her iki işveren ücret sigorta primleri gibi borçlardan birlikte sorumlu olduklarından davayı her iki şirkete karşı mı açmak gerekir?

ya da durum başka bir hukuki kurum hükümleri çerçevesinde mi değerlendirilir?

Paylaşımlarınız için şimdiden teşekkürler.
Old 15-07-2009, 10:12   #2
idilika

 
Varsayılan


Düşünceme göre, öncelikle bahsettiğiniz şirketlerin arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Çünkü, İK 7 maddesi holding, aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyeri veya yapılan işe benzer işlerde çalıştırmak koşuluyla başka bir işverene devir olması gerekmektedir. Bu madde kapsamında bir şirketler topluluğuveya holding var mı? Yahut işçinin devrini belgeleyen yazılı bir belge var mı? değerlendirilmesi gerekir. Çünkü genelde inşaat sektöründe şirketler topluluğuymuş gibi görünen bir taşeronluk ilişkisi sözkonusu olabiliyor. Bu durumda da birlikte sorumluluk sözkonusu. O nedenle davayı her iki işverene de yöneltip, aralarındaki hukuki ilişkinin dava esnasında çözülmesni sağlamak gerekiyor. Çünkü aradaki hukuki ilişki müvekkilin bahsettiği gibi olmayabiliyor, buna ilişkin belgeler de genelde işverende olduğu için dava açmadan tespiti çok zor görünüyor. İyi çalışmalar dilerim.
Old 15-07-2009, 18:02   #3
Av.Şentürk DURSUN

 
Varsayılan

Sayın meslekdaşım,
1- Olayda ödünç iş ilişkisi yoktur.
2- Burada muvazaalı işlem yapılarak işçinin haklarının tehlikeye düşürülmesi söz konusu olabilir. Çünkü işçinin sigortalı gösterildiği işveren (özel/tüzel kişilik)ödeme kabiliyetini haiz değilse, işçi açacağı davayı kazansa bile tahsil kabiliyeti olmamasından ötürü zarara uğrar.
3- İşverenin belge ve kayıtlarını gerçeğe/ fiili duruma uygun tutması gerekir. 'Kimse, kendi hatasından faydalanamaz' kuralı gereğince, asıl/ fiilen çalışılan işverenin işçiyi başka bir şirkette çalışıyor göstermesi hukuka aykırıdır ve cezayı gerektirir. Bu bağlamda, işçinin, işverenin bu hukuk dışı eyleminden bir zarar görmemesi gerekmektedir.
4- Alacak davasını fiilen çalışılan şirkete karşı açmak gerekir. Diğer şirket taraf değildir. Ancak, dava açmadan önce kayıtlı görünen şirketin mali durumunu incelemekte fayda vardır. Eğer herhangi bir ödeme/tahsil sorunu olmayacaksa o şirket te dava edilebilir. Bu halde ispat sorunu olmayacaktır. Ama, her iki şirkete birden dava açmanın sorunlu olacağını düşünüyorum.
5- Tespit davasına gelince... Burada bir ayrım yapmak gerekebilir: Eğer geçmiş dönem için primler yatmışsa ve kayıtlarda görünüyorsa, sorun yok. Yeni (gösterilen) dönem için de aynı şirket dava edilebilir. Primler ödenmemiş yahut hiç bildirilmemişse, bence fiilen çalışılan şirketi dava etmek uygun olabilir.
6- Önce alacak davası açıp sonuçlandırmanızı, bilahare (5 yıllık hak düşürücü süreyi kaçırmadan)hizmet tespit davası açmanızı tavsiye ederim.
Selamlar, başarılar... 15.07.2009, 19,02
Old 16-07-2009, 00:15   #4
avahmetevcimen

 
Varsayılan

davalı şirketle dava dışı sirketler arasında hukuki veya organikk bir bağ bulunup bulunmadıgı hususu da yeterınce aydınlığa kavuşturulamamıştır. Bu nedenle davacının çalıştığı süreler ve çalıştığı işyerleri hizmet aktinin kim tarafından ve ne şekilde sona erdirildiği hususu davacıya açıklattırılmalı sonucuna göre ayrıca davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki iddia edilen hukuki veya organik bağın tespiti açısından da söz konusu şirketlerin ortaklarının, faaliyet alanlarının, temsile yetkili şahıslarının, adreslerinin tespit edilerek ilgili ticaret sicili memurluklarından ticaret sicili gazetelerinin celbedilmesi Bölge Çalışma Müdürlüğünden işyeri devrinin sözkonusu olup olmadığı sorulmalı taraf tanıkları dinlenmeli ve davacının çalışma süreleri aynı adreste kurulu işyerinde çalışıp çalışmadığı, calışma tarihlerine gore işyeri ve isverenin kım olduğu, unvan degişikliği veya işyeri devri suretiyle işyeri işvereninin değişip değişmediği, değişmişse hangi tarihlerde işyerinin hangi işveren tarafından işletildiği hizmet aktinin devamlılık arzedip arzetmediği ve kim tarafından sona erdirildiği davalı .....A.Ş.nin çalışma dönemi içerisinde davacının işvereni olup olmadığı olmuşsa süresi ve bu süreye ilişkin davalının dava konusu alacaklarla ilgili sorumlu bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Old 19-07-2009, 01:14   #5
melis aksu

 
Varsayılan

Yanıtlarınız için çok teşekkür ederim. Belirtildiği gibi, işçi hukuki durumu tam olarak bilmemektedir. Fakat yaptığım uzun araştırmdan sonra durumun muvazaalı altişveren şeklinde tasnif edilmesi gerektiği sonucuna ulaştım. özelikle inşaat sektöründe iş güvencesi hükümlerinin ve diğer işçi haklarının aşılması için bu yola sıklıkla başvurulduğunu gördüm. Aslında alt işverenliğin olamayacağı durumlarda ( asıl işverenle alt işveren işçilerinin aynı bölümde aynı işi yapması, asıl işverenenin asıl faaliyet konusuna giren işlerin alt işveren işçileri tarafından gördürülmesi gibi) alt işverenlik varmış gibi, sigorta primleri başka bir şirket tarafından ödenirken diğer tüm hakları asıl işveren tarafından sağlanmaktadır. Alacak davasında muvazaalı olsa da husumetin her iki tarafa yöneltilmesigerektiğine dair içtihat birliğinden bahsediliyor. Fakat hizmet tespit davasında pasif husumet itirazının kabul edildiğibir Yargıtay kararı var. Ücretin üst işveren tarafından ödenmesinin müteselsil sorumluluk gereği normal karşılanması gerektiği, bunun muvazaa anlamına gelmediği fakat primlerin de üst işverene yüklenemeyeceğine hükmedilmiş. Fakat karşı oy aksi yönde karar vermiş ve gerekçesinde ücret prim vs. gibi borçlardan dolayı alt işverenle müteselsil sorumluluğu gerekçe göstermiş. Somut olayda muvazaa olarak kabul edilen durumları ispat ettiğimizde husumetten reddedilmeyeceğini düşünüyorum.

Faiz başlangıcı için her iki şirkete de ihtarname gönderip, alacak davasını ve ve bekletici mesele yapılmaması ve tahsilatın gecikmemesi için hizmet tespit davasını da her iki şirkete karşı açmayı düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hakimin sözleşmeye müdahalesi- ödünç sözleşmesi Themis99 Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 0 14-03-2009 10:47
ödünç olarak verilen arabanın geri verilmemesi halinde hırsızlık suçu oluşur mu? Semanur Meslektaşların Soruları 7 12-08-2008 16:26
Bu Kütüphanede Kitap Yerine İnsan Ödünç Alınabilir Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kitap 0 03-07-2008 20:37
geçici iş ilişkisi hakkında shaına Meslektaşların Soruları 2 15-09-2006 16:54
hakim sanık ilişkisi ibrahimkovanci Hukuk Soruları Arşivi 2 18-04-2006 19:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12453198 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.