Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sigorta poliçesinde yer kayması rizikosu ve hasar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-09-2007, 12:00   #1
medeni

 
Karar Sigorta poliçesinde yer kayması rizikosu ve hasar

müvekkilin evi paket poliçe ile (yer kayması ek teminatı dahil) sigortalı iken , yer kayması meydana geliyor.Mahal Afete maruz bölge ilan ediliyor ve valilik yeni yapılaşma ve aynı zamanda iskan yasağı koyuyor.Yani burda yapılaşmaya ve oturmaya izin vermiyor. daha sonra bu mahalli ,ancak önlem alınarak oturmaya uygun mahal olarak belirliyor. Bu önlemi ise ancak devlet alabilir cünki onlarca tirilyon tutarında gider gerekiyor.

sigortalı , sigorta şirketine müracaat ediyor ne varki başka şirketler odeme yaptıgı halde onun sigortacısı odeme yapmıyor sebep te, evet yer kayması olmuş ancak evde bir hasar yok önlem alınarak oturulabilir diyor.

Yer kayması gerçekleşmiş yerin 40 metre altında . Yer Afete Maruz bolge ilan edilmiş . valilik iskan yasagı koymuş evin içinde bir hasar gorunmese bile evin degeri hemen hemen sıfırlanmış . Tedbir almak ancak devletin işi bir şahsın bunu karşılaması imkansız.

Bu durumda riziko gerçekleşmiş olmuyormu ve sigortadan nasıl tazminat alabilriz yerdımlarınız bekliyorum herkese çok teşekkür ederim
Old 07-09-2007, 13:04   #2
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Medeni,
Öncelikle evin hangi sigorta türü ile sigortalandığını belirtmemişsiniz. İlgili sigorta genel şartlarını incelerseniz oradat teminat dışında kalan haller sayılmaktadır. Şayet sigortalının kusuru yoksa ve bu teminat dışı hallerden biri de mevcut değilse ilgili sigorta şirketine dava açabileceğinizi düşünüyorum.
Old 07-09-2007, 13:22   #3
medeni

 
Varsayılan

Sayın Yetkin Poliçe Türü Ev paket Poliçesi yani yangın , hırsızlık ,deprem veb rizikolar var ayrıca ek teminatlarında yer kayması rizikosuda sigortalanmış burda bir problem yok .
Sigorta şirketi evde hasar yok ayrıca önlem alınabilir vs diyerek oyalamaya almış.
Old 07-09-2007, 14:12   #4
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Sayın medeni, Sigorta sözleşmelerinde önemli olan husus rizikonun gerçekleşmesi ve zarar unsurlarıdır. Anlattığınız kadarı ile rizikonun gerçekleştiği ve zararın oluştuğu anlaşılmaktadır.( Zarar dan kastım illaki evin yıkılması yok olması gerekmemektedir.Değer kaybı, oturulmasının riskli hale gelmesi vs)
Bu sebepler ile sigorta şirketine başvurduğunuza ve olumsuz yanıt aldığınıza göre tazminat davası açabilirsiniz.Saygılar
Old 07-09-2007, 14:20   #5
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Medeni,

Sigorta şirketleri, yalan beyanlarla şirketten tazminat koparmaya çalışan çok insan olduğu için bu konuda samimi olan kişilere de maalesef aynı muameleyi yapıyorlar. Olayınızda yer kayması teminat kapsamında ve zararın poliçe tarihleri arasında doğduğu anlaşılıyor. Bu nedenle tazminat talep edebilirsiniz.
Old 07-09-2007, 14:45   #6
medeni

 
Varsayılan

değerli katkılarınız için cok teşekkur ediyorum konu hakkında olumlu yargıtay kararları bulabilirmiyiz acaba
Old 07-09-2007, 15:23   #7
TRINITY

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/12357
Karar: 2004/9662
Karar Tarihi: 12.10.2004

ÖZET: Dava, yer kayması teminatını da içeren işyeri paket sigorta poliçesi ile sigortalı işyerine dahil olan istinat duvarındaki hasar nedeniyle, sigorta teminatının tahsili istemine ilişkindir. İstinat duvarındaki hasarın teminat kapsamında olabilmesi için, duvarın yapımında davacının kusurlu olmaması değil, duvarın ayıplı yapılmamış olması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, dosya içerisindeki tüm kanıtların da dikkate alınacağı uzman bilirkişi heyetinden, dava konusu istinat duvarındaki hasarın, istinat duvarının kendi ayıbından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, buna göre hasarın sigorta kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 1263, 1264, 1299, 1301)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 22.12.2003 tarih ve 2001/92-2003/224 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 12.10.2004 günde davacı avukatı Ali Ç. ile davalı avukatı Hakan A. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin yapmakta olduğu petrol istasyonunun İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile Yangın Sigorta Poliçesi'ne ek olarak yer kayması klozu ile sigortalandığını, zaman içerisinde taşınmazda bulunan petrol istasyonuna ait bina, alet ve edavatın korunabilmesi için yapılan ve taşınmazın ayrılmaz bir parçası olan yan perde betonlar ( istinad duvarları ) ile petrol istasyonunun ayrılmaz parçası olan bina önündeki tabloda yer yer oynamalar meydana gelerek üzerindeki kanopi ve makine aksamında ve istinat duvarında büyük arızalar meydana geldiğini, davalının sadece kanopi bedeli olarak kısmi ödemede bulunduğunu ancak diğer zararın karşılanmadığını ileri sürerek, 121.305.916.000.-TL.nın 19.03.2001 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, Yangın Sigortası Genel Şartları'nın A.2.1.1.2 nci maddesi gereğince istinat duvarının teminat dışı olduğunu, poliçede istinat duvarları için teminat verilmediğini, istinat duvarının benzin istasyonunun bütünleyici parçası ( mütemmim cüzü ) olmadığını istinat duvarının da teminat dahilinde düşünülmesi halinde ise, tasdikli ruhsatı olmayan istinat duvarındaki hasarın kalıp hatasından kaynaklanması nedeniyle teminat dışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı tacir olup, davacı ile sigorta poliçesi düzenlenirken yan perde ( istinat ) duvarları hakkında hatalı yapıldığına dair poliçeye bir şerh düşmediği, poliçenin sigorta şirketinin uzman elemanlarının davacının işletmesini incelemesinden sonra yapılmış olması ve ayrıca projenin de bulunması sebebiyle yan perde duvarlarının projesiz ve hatalı yapıldığı yolundaki savunmanın yersiz olduğu, hasarın sebebinin yer kayması olup, davacının istinat duvarı yapımında kusuru olup olmadığının belirlenemediği, yörenin heyelan ve 2 nci derece deprem bölgesi olduğu, arazinin eğimli olması nedeniyle yol ile ek bina arasına dolgu yapılmasının gerekli olup, istinat duvarı yapılmadan tesisin tamamlanmasının mümkün olmadığı, istinat duvarının petrol istasyonunun mütemmim cüzü olduğu, sigorta priminin de bina sigorta bedeli içerisinde tahakkuk ettirilerek ödendiği, olayda aşkın sigortanın söz konusu olmadığı, hasarın meydana geldiği 19.03.2001 tarihinde olayı öğrenen davalının poliçeden de caymadığı gerekçesiyle, 102.636.507.000.-TL. nın 19.03.2001 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu sigorta poliçesi ile sigortalanan yerin konut niteliğindeki bir bina değil, işyeri olmasına ve sigortalanan yerin niteliği gözetildiğinde sigorta poliçesinin istinat duvarını da kapsadığının anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dava, yer kayması teminatını da içeren işyeri paket sigorta poliçesi ile sigortalı işyerine dahil olan istinat duvarındaki hasar nedeniyle, sigorta teminatının tahsili istemine ilişkindir.

Davalı vekili, istinat duvarında yapım hatası bulunduğunu, kaçak ve kusurlu inşaatın Yangın Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın A.4.4 ncü maddesi gereğince olayın teminat dışı olduğunu savunmuştur.

Yangın Sigortası Poliçesi Genel Şartları'nın A.4.4 ncü maddesi hükmüne göre, sigortalı şeylerin kendi ayıplarından, mayalanmalarından, kavrulmalarından veya bünyelerinde meydana gelen bozulmalar ile kavrulmalar nedeniyle uğradıkları zararlar, sigorta teminatı dışındadır. Davalı vekili de, istinat duvarında yapım hatası bulunduğunu, sigortalı şeyin kendi ayıbından ileri gelen hasarın, sigorta kapsamında olmadığını savunmuştur. Mahkemece gerek keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarında, gerekse dosya üzerinden alınan bilirkişi raporlarında, istinat duvarının güçlendirilmesi ile ilgili olarak neler yapılması gerektiği vurgulanmış, ancak istinat duvarında yapım hatası olup olmadığı konusunda açık bir görüş belirtilmemiştir. Mahkemenin karar gerekçesinde de, "istinat duvarının yapımında davacının kusurlu olup olmadığının belirlenemediği" gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöndeki itirazları cevaplandırılmaya çalışılmıştır. Ancak, istinat duvarındaki hasarın teminat kapsamında olabilmesi için, duvarın yapımında davacının kusurlu olmaması değil, duvarın ayıplı yapılmamış olması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, dosya içerisindeki tüm kanıtların da dikkate alınacağı uzman bilirkişi heyetinden, dava konusu istinat duvarındaki hasarın, istinat duvarının kendi ayıbından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, buna göre hasarın sigorta kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 375.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************


Birebir örtüşmüyor ama en azından poliçeye konulan klozların bağlayıcılığı açısından bir fikir verebilir
Old 07-09-2007, 19:31   #8
OLCAYK

 
Varsayılan

Hasar gerçekleşmemişse, değer kaybının sigorta poliçesi kapsamı içinde değerlendirilmesi bildiğim kadarı ile ancak açıkça bir kloz olmasına bağlı, bence bu konuda araştırma yaparsanız daha kesin sonuçlara ulaşırsınız.
Old 08-09-2007, 17:03   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol Gösterecek Bir Karar

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/3589
K. 2002/7755
T. 16.9.2002
• DEPREM SİGORTASI ( Gerçek Zararın Belirlenmesi - Konutta Deprem Öncesi İle Deprem Sonucu Uğradığı Hasarlı Durumun Arasındaki Fark )
• GERÇEK ZARARIN BELİRLENMESİ ( Deprem Sigortası - Konutta Deprem Öncesi İle Deprem Sonucu Uğradığı Hasarlı Durumun Arasındaki Fark )
• SİGORTA TEMİNATI KAPSAMI ( Deprem Sigortası - İmar Mevzuatı Uyarınca Konutta Yapılması Gereken Yeni Harcamaların Dahil Edilmesinin Mümkün Olmadığı )
6762/m.1269
ÖZET : Hükme dayanak alınan bilirkişi raporlarında, davacının gerçek zararı hesaplanırken konutun depreme dayanıklı hale gelmesi için gerekli güçlendirme ve takviyelerin de yer aldığı güçlendirme projelerinin esas alındığı anlaşılmaktadır. Bu şartlarda bilirkişilerce belirlenen hasarın, gerçek zarar olduğu söylenemez. Davacının gerçek zararı belirlenirken, deprem öncesi hali ile deprem sonucu uğradığı hasarlı durumu arasındaki farkın saptanması gerekmektedir. İmar mevzuatı uyarınca konutta yapılması gereken yeni harcamaların sigorta teminatı kapsamına dahil edilmesi mümkün değildir. Mahkemece açıklanan esaslar dairesinde, poliçede yer alan müşterek sigorta ve muafiyetlerde dikkate alınarak, aralarında sigorta uygulamasından anlar bir uzman bulunan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada ( Kocaeli Asliye Dördüncü Hukuk Mahkemesi )'nce verilen 16.10.2001 tarih ve 2000/554-2001/792 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait konutun davalı şirket nezdinde deprem rizikosunu da kapsar biçimde sigortalı olduğunu 17.6.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucunda konutun hasarlandığını, davalı sigortaca meydana gelen hasar karşılığı sadece ( 1.575.503.000 )-lira ödeme yapıldığını ileri sürerek, tespit dosyası giderleri dahil ( 2.011.374.000 )-lira bakiye alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilince poliçede yer alan muafiyetler düşülerek gerçek zarar kapsamında ödeme yapıldığını savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, davacı konutunda deprem hasarı nedeniyle meydana gelen zararın toplam ( 3.478.000.000 )-lira olduğu davalı sigortaca yapılan ödemelerin mahsubu ile ( 1.962.497.000 )-lira bakiye zararının bulunduğu, ( 48.877.000 )-lira tespit dosyası gideriyle birlikte toplam ( 2.011.374.000 )-liranın 25.8.1999 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava deprem sigortasında oluşan deprem rizikosu nedeniyle sigortalı binadaki hasar bedelinin istemine ilişkindir.

Hükme dayanak alınan bilirkişi raporlarında, davacının gerçek zararı hesaplanırken konutun depreme dayanıklı hale gelmesi için gerekli güçlendirme ve takviyelerin de yer aldığı güçlendirme projelerinin esas alındığı anlaşılmaktadır. Bu şartlarda bilirkişilerce belirlenen hasarın, gerçek zarar olduğu söylenemez. Davacının gerçek zararı belirlenirken, deprem öncesi hali ile deprem sonucu uğradığı hasarlı durumu arasındaki farkın saptanması gerekmektedir. İmar mevzuatı uyarınca konutta yapılması gereken yeni harcamaların sigorta teminatı kapsamına dahil edilmesi mümkün değildir. Mahkemece açıklanan esaslar dairesinde, poliçede yer alan müşterek sigorta ve muafiyetlerde dikkate alınarak, aralarında sigorta uygulamasından anlar bir uzman bulunan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Yine, tespit dosyası giderlerinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesi gerekirken, müddeabih içine alınarak hüküm tesisi de hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle dahi bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.9.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kasko poliçesinde zamanaşımı? avangardea Meslektaşların Soruları 4 22-06-2007 12:39
sigorta poliçesinde karşılanmayan kısımlar avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 1 25-02-2007 01:47
2003 Sigorta Primleri/Avukat Topluluk Sigorta Servisi Av.Habibe YILMAZ KAYAR Adliye Duvarı 0 22-05-2003 15:03
Hasar Sigortası saniye Hukuk Soruları Arşivi 1 26-03-2002 07:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06191707 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.