Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hakim Mi? bilirkişi Mi?

Yanıt
Konu Notu: 3 oy, 4,67 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-01-2005, 15:35   #1
nfb

 
Varsayılan Hakim Mi? bilirkişi Mi?

Özellikle iş kazaları nedeniyle gerek işçinin ve gerekse SSK' nun işveren aleyhinde açtığı tazminat davalarında mahkemelerce iş kazası olayının irdelenmesi ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmaktadır.

Yıllardır bu tür davaları yoğunlukla takip etmeme ve davanın her iki tarafında da yer almama rağmen, ne bilirkişi raporlarındaki değerlendirmeleri anlayabilmiş, ne de mahkemelerin bu raporlara göre hüküm kurmalarını içime sindirebilmiş değilim.

Elbette ki iş kazaları, nitelikleri itibariyle teknik bir olayın çözümünü gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yapılacaktır. Ancak bu güne kadar beni hukuken tatmin eden bir bilirkişi raporuyla karşılaşamadım.

Çoğu davamda 3 den az ve üstelik birbirine aykırı bilirkişi raporu alınmış değildir.

Bir davamda işveren %10 kusurla başlayıp sırasıyla %25, %50, %90 oranında kusurlu bulunduktan ve bu son rapor üzerine neredeyse savunma sınırlarını aşan ifade ve itirazlarımız üzerine 5. kez ve bu kez 5 kişilik heyetten alınan rapor sonucunda işveren %10 kusurlu bulunarak hüküm kurulmuştur.

Bir başka davamda, SSK müfettişinin kusursuz bulduğu işveren için ilk raporda İşveren kusursuz iken, itiraz üzerine dosya üzerinde inceleme yapan 3 kişilik heyet raporunda işveren %25 kusurlu bulunmuştur. Yine itiraz üzerine 3 kişilk heyet bu kez işvereni %75 kusurlu bulmuş, bizim itirazımız üzerine ise 5 kişilik heyet yine işvereni %75 kusurlu bulmuş ve hüküm buna göre tesis edilmiştir.

Artık son zamanlarda her ne hikmet ise, işveren kusuru %70-75 den aşağı olmamaktadır. Sanki bilirkişiler-yerel mahkemeler ve Yargıtay arasında sessiz bir konsensus sağlanmıştır.

HUMK Madde 275 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/18 md.)

Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.

Madde 286 - Ehlivukufun rey ve mütalaaları hakimi takyit etmez.

HUMK nun bu düzenlemeleri karşısında iş kazalarında verilen bilirkişi raporlarındaki kusur dağılımını mahkemelerin aynen benimsemeleri Anayasanın 138. maddesinde yazılı olan
"Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler."

ilkesiyle sizce ne kadar bağdaşır?

Bir başka soru ise, SSK'nun işverene karşı açtığı davada verilen rücuan tazminat davasında verilen hüküm aleyhinde AİHM' ne başvuru imkanı var mıdır?
Old 11-07-2006, 22:10   #2
Av.Mine Alagaç

 
İnceleme yanlış yol..

Ülkemiz adalet sisteminin en önemli sorunlarından birine parmak basmışsınız bence..hakimler resmen dosyaları başlarından atmak için bir yol gibi görüyorlar artık bilirkişilik kurumunu! (tabiki özellikle iş mahkemelerinde)ayrıca bilirkişiden gelen rapor ne ise, hakkında değerlendirme yapmadan takdir yetkisini kullnmadan rapora göre karar çıkıyor..maalesef ülkenin gerçeği bu ve şöyle de bir kanı varki iş mahkemeleri ile ilgili, eğer işveren vekili iseniz olaya zaten 9-0 yenik başlıyorsunuz.onun için artık hakimler bilirkişiler de tabulaşmış kararlar veriyorlar.bu tabuyu da kırıp haklının haksızın artık ayırt edilmesi gerekiyor...
Old 12-07-2006, 22:30   #3
Gündüz AKGÜL

 
Varsayılan

BİLİRKİŞİLİK,
Yargıçlarımızın aldığı hukuk eğitimine yabancı konularda bilirkişi dinleme ve rapor almak hem yasanın emredici kuralı hemde,doğru karar vermede önemli bir etkendir.Ancak Ülkemizde her alanda olduğu gibi bilirkişilik kurumu da maalesef dejenere edilmiş ve tamamen ticari bir meslek haline getirilmiştir. Öğleki bir olayda değişik bilirkişilerden alınan raporlarda, birbirinin zıttı düşünceler ileri sürülmekte,bu durum hem yargılamanın gereksiz uzamasına ve taraflara gereksiz masraf yükletilmesine neden olmakta, hemde tarafları tatmin edici,kuşkudan uzak doğru bir karar vermede yargıya güveni azaltmaktadır. Yüzde yüz olmazsa bile yaslarımızda bunun önüne geçilecek yasal düzenlemeler vardır.
Örneğin Ceza Muhakemesi yasasının (CMY) 69. maddesi Hakimin reddini gerektiren sebeplerin bilirkişiler hakkında da uygulanacağına amirdir.Hakimin reddini düznleyen ayni yasanın 24. maddesinde,tarafsızlığından şüpheye düşülen hakimin reddedilebileceğini belirtmektedir.
Diğer yandan CMY nın 62. maddesine göre tanıklar hakkında uygulanan hükümlerin bilirkişiler de uygulanacağını belitrmektedir. Türk Ceza Yasasının 272. maddesi yalan söyleyen tanıklara uygulanacak yaptırımı düzenlemektedir. Dolayısıyla gerçeğe aykırı düşünce belirten bilirkişilerde bu madde kapsamında sorumlu tutulurlar.
Önemli olan bilirkişi dinleyen Cumhuriyet Savcısı veya yargıcın bu konular üzerinde titizlikle durması ve yasalara aykı bir durum saptadıklarında mutlaka gereğini yapmaları çözümlerden biri ve en önemlisidir.İkincisi devamlı adliyenin mutemedi durumuna gelmiş ve yargı mensupları ile yakınlık kurma gayretinde olan bilirkişilerin her zaman çağrılmamasıdır.
Bir diğer önlem ise red hakkını kullanmaya yetkili olan Cumhuriyet Savcısı ile tarafların bu hakkı titizlikle kullanmaya özen göstermeleridir.
uzun yıllar Cumhuriyet Savcılığı yapmış biri olarak ceza yasaları kapsamındaki bilirkişilik kurumu hakkında verdiğim bu kısa bilgilerle genç meslektaşlarıma faydalı olabildimse ne mutlu bana.
Old 31-12-2007, 15:56   #4
Av.EErdem

 
Varsayılan

Bugün davacı vekili olarak yürütmekte olduğum bir davada; bilirkişinin raporunda tıpkı hakimmiş gibi, hakim yerine geçerek saptama yaptığını görmem üzere bu konuyu tekrar gündeme taşıma gereği duydum.
Bilirkişi raporunda; tarafımıza iadesini istediğimiz bir eşyanın, faturalar , kredi kartı ekstreleri vs. belgeler dikkate alınarak tarafımıza ait olup olmadığını tespit etmek yerine , ''davacıya ait olan eşyanın aynen iadesine, manevi tazminat hususunda yeterli kanıt bulunamadığından talebin reddine karar verilmesi görüşünde olduğumu bildiririm'' şeklinde görüş beyan etmiş. Ben duruşmada ; sadece aleyhime olan raporlara değil lehime bile olsa böyle bir rapora itiraz etmem gereklidir görüşüyle, bilirkişinin hakimin alanına giren hususlarda hukuki saptama yapamayacağını belirttim. Bilirkişinin yaptığı birinci hata, hakim ise ''bilirkişi raporlarını zaten çok ciddiye almıyorum, delil listesinde gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmasını istemişsiniz diye dosyayı bilirkişiye yolladım'' cevabını verdi ve davayı reddetti bu da ikinci hata. Biz gerektiği takdirde ibaresi ile delil listemizde bilirkişi delilinden bahsetmiş isek de hakimin, bilirkişi incelemesini gerektirir bir durum olmadığından bahisle talebimiz reddetme insiyatifi bulunmakta. Sonunda dava reddedildiğinden, boşu boşuna bilirkişi masrafı ödemiş olduk. Konu hakkında; yaşadığınız sıkıntıları ve bu tarz örnekleri paylaşırsanız sevinirim.
Old 31-12-2007, 20:10   #5
Av.Barış

 
Varsayılan

meslekte yeniyim, ama avukatlığa başladığım ilk günden beri adalet sistemi içine yerleşen ve davaların vazgeçilmez unsuru olan bilirkişilik kurumuna(kurum diyorum çünkü o hale gelmiş durumda)karşı olmama rağmen yapacak birşeyin olmaması beni gerçektende üzmektedir.
Hakimin vicdani ve hür kararına dayanarak Anayasada ve diğer kanunlarda yer alan takdir yetkisine dayanılarak karar verilmesi gereken davalarda bile artık bilirkişiler dinlenilerek karar veriliyor.
Artık bilirkişilik davaların vazgeçilmez unsuru haline gelmiş durumda.
Yargıtay bağnaz uygulamaları sonucu bilirkişi incelemesinden geçmeyen dosyaları aynen iade etmekte ve hakimlerden dosyanın bilirkişiye inceletmesi gerektiğini söylemektedir.
Kısacası Hakimlerimiz hakimlik yapamamakta ve kararları bilirkişiler vermektedir.
Benim okulda ki hocamın ifadesi ile "Bilirkişiyi etki altına alan davayı kazanır" ifadesi gerçektende doğru bir söylemdir.(Hepsi için söylemiyorum)
Bir davamda dava değeri 143,00 YTL.
Dosya bilirkişi incelemesi için Ankaraya gönderildi ve bilirkişi ücreti 200,00 YTL.
Böyle bir durumda dava devam eder mi siz söyleyin?
İş davasında(Daha bilirkişi incelemesi yapılmamış)tanıklar dinlendikten sonra hakim dosyayı incelemeye aldı.
Bir sonra ki duruşma "Davanın kabulüne karar verilsin" dediğimde hakim;"Bilirkişi incelemesi olmadan karar verilir mi?" şeklinde ki sorusundan sonra anladım ki bu kadar yıl hakimlerimiz,biz boşu boşuna hukuk okumuşuz.Baksana adamlar hakimin yerine geçmiş bile.
Size bir soru daha sormak istiyorum.Burada artık dosyalar (ceza,hukuk) incelenmek üzere bilirkişiye gönderiliyor.Yani hakimler dosyayı inceleme gereksinimi bile duymadan bilirkişiye dosyayı incelettiriyor.
Adalet denilen olguyu hukukçular mı sağlar yoksa bilirkişiler mi?
Old 02-01-2008, 06:10   #6
Av. Ali Akçay

 
Varsayılan

Merhabalar.Bilirkişilik kurumuna ilişkin yakınmaları sergileyen arkadaşlara katılarak ben de yaşadığım bir dava sürecini paylaşmak istedim.2001 yılında eksik ödenen kıdem tazminatını talep ettiğimiz bir dava açıyoruz.Başka illerde de konusu, davalısı aynı olan davalar açılıyor.Aşağı yukarı her iş davasında olduğu gibi bizim dosyamız da -davacının talep ettiği kıdem tazminatını alıp alamayacağı konusu hakkında görüş alınması için-bilirkişiye gönderiliyor. Bizim dosyamıza bakan bilirkişi -davacının iddia ettiği kıdem tazminatını almasının mevcut yasal düzenlemere göre mümkün olmadığını belirten- aleyhimize bir rapor düzenliyor.hernekadar rapora itiraz ediyorsak ta mahkeme yargıcı rapordaki cümlelerle hüküm kurarak davamızı reddediyor.Diğer illerde açılan benzer dava dosyalarını inceleyen bilirkişiler ise,davacıların taleplerinin yasal olduğunu,istemleri gibi karar verilmesinin uygun olacağını belirten rapor düzenliyorlar ve iş mahkemesi yargıçları da bilirkişi raporları uyarınca davaların kabulüne karar veriyorlar.Biz kararı davacı taraf olarak,diğer illerdekiler de verilen kararları davalı taraf olarak temyiz ediyoruz. Aynı İş yasası,aynı toplu sözleşme hükümlerine dayanılarak yapılan aynı talepler karşısında verilen kararlar temyiz edilerek YARGTAY 9. H.D.nde inceleniyor ve heriki çelişkili karar da onaylanıyor.İlgili dairece,bizim için verilen RED kararı da,diğer mahkemelerce verilen KABUL kararı da doğru. Devamında,içtihadı birleştirme talebinde bulunduk.İçtihatları birleştirecek yeterli örnek bulunmadığı gerekçesiyle bu talebimiz de reddedildi.Anlayamadığım bilemediğim birşeyler mi var? bilemiyorum..görüşü olan arkadaşları ilgiyle izleyeceğim. geç te olsa herkese iyi yeni yıllar.
Old 02-01-2008, 09:52   #7
Av.Barış

 
Varsayılan

Bazı hakimlerimiz artık maalesef dosyayı bile incelemeden bilirkişiye gönderiyor.Çünkü en kolay yol bu!
Old 02-01-2008, 12:31   #8
Av. Rahşan KÜPELİ

 
Varsayılan

Tüm meslektaşlarımın yeni yılını kutluyorum.
Ben özellikle 'hukuk bilirkişisi' tabirini anlayamıyorum. Bir hakim olayı hukuken yorumlayıp, bir karara varamayacaksa o zaman neden hakimlik yapıyor. bence hukuk bilirkişisi kavramı yargıdan çıkarılmalı ve bu şekilde bir inceleme yasaklanmalı. Düşünsenize, sanığın sarf ettiği sözlerin hakaret olup olmadığına yönelik, ya da kira davalarında bilirkişi avukattan inceleme isteyen bir hakiminin kararlarına nasıl güvenilebilirsiniz.
Ayrıca bazen dosya bilirkişiye gönderiliyor bu nedenle 2-3 celse geçiyor, siz rapora göre davanızı ıslah ediyorsunuz; sürpriz davanız esastan reddoluyor. Ben başıma gelene kadar böyle bir şey olabileceğini ummazdım ama bizzat yaşadığım ve dinlediğim aynı vakalardan sonra, yapabileceğim en kötü şeyi yaparak buna da alıştım.
Acaba hakimden boşu boşuna yapılan inceleme ve ıslah masrafları tazminat olarak istenebilir mi?
Old 02-01-2008, 19:22   #9
Av.Barış

 
Varsayılan

Bilirkişilik artık bir sektör.Hemde karlı bir sektör.Düşünsenize 1 dosya okuyup 2 sayfa yazı yazıp 200 YTL almak...
Hem hakimlerimizin işine yarıyor hemde bilirkişilerin.Hakimlerin bu sayede dosyaları yargıtaydan dönmüyor,bilirkişiler ise bizden çok kazanıyor.
Old 02-01-2008, 20:40   #10
Adli Tip

 
Varsayılan

Galiba, bilirkişi raporuyla hakimin yetki alanına girilerek hüküm kurulduğu gerekçesiyle Yargıtay'ın bozduğu kararları beklemek durumundayız.

Ben yukarıda yazılan sıkıntılara katılmakla birlikte bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum:

Bilirkişilik yapan meslektaşlarımızın, bilirkişi olarak atandıkları mahkemelerde taraf vekili olarak da bulunmaları bence çok sakıncalı bir uygulamadır.

Saygılarımla,
Old 03-01-2008, 11:02   #11
Av.EErdem

 
Varsayılan

En son velayet davamda yaşadıklarım ilginizi çeker diye paylaşmak istiyorum
Evlilik dışı doğan çocuğu tanıma yolu ile babanın nüfus hanesine geçirdik. Daha sonra da velayetin babaya verilmesi talebiyle dava açtık, anne celse arası mahkemeye müracaat ederek kendisinin geçici orman işçisi olarak çalıştığını, çok fakir olduğunu, Antalya'ya işçi olarak gidip bir daha dönmeyeceğini, çocuğa sahip çıkamadığını, tahsilini bile ormanda barınmaları sebebiyle yaptıramadığını vs. belirterek velayetin babaya verilmesine rıza gösterdiğini yazılı olarak beyan etti. Hatta kalem müdürü davayı kabul beyanı imzalattı. Çocuk ise sık sık evden kaçtığı için ve devam eden bir ceza davası mağduru olarak geçici olarak Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumunda tedbir altında. Hakim önce kabul beyanında annenin delil bildirmekten vazgeçtiğine dair ifadesi olmadığından bu beyanı kabul etmediğini, bayanı bulup getirmemi söyledi. Asla bulamayacağımı, davayı kabulün, aleyhe delil ibrazından feragat anlamına geldiğini söyledim. Babanın maddi durumunun normalin çok çok üzerinde olduğunu belirttim. Hakim ne mi yaptı. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, nasıl bir yermiş, çocuk açısından iyi mi olurmuş diye iki bilirkişi ile Kuruma keşfe gidilmesine karar verdi. Bu şaka gibi olayı hangi meslektaşıma anlatsam; Devlet kurumuna keşif mi olurmuş, o kurumun pedagogları bilirkişilik yaparken tarafsız olabilir miymiş diyor.
Yine aynı mahkemede bir kaç boşanma davasında müvekkilin telefonunun mesaj kutusunda davalının tehdit, hakaret ve aldatmayı ikrarını gösteren mesajlar olduğunu ileri sürdüm ve telefonlar sim kartları ile birlikte mesajları okuyup kağıda dökmesi için bilirkişiye gönderildi. Hakimin yapabileceği bu mesaj okumaları bilirkişi yaptığında maliyeti dava başına 150 YTL. ve israftan başka bir şey değil.
Old 03-01-2008, 17:45   #12
Av.Barış

 
Varsayılan

Adalet mekanizması içerisindeki bu uygulama karşısında yakında "x Üniversitesi Bilirkişi Fakültesi Açılırsa Hiç şaşmam"
Yukarıda da söyledim.Bilirkişilik artık bir sektör.Kalemlerde kimin tanıdığı varsa o dosyalara o bilirkişilik yapıyor.Bence Yeni HMUK'un acilen bu soruna çözüm bulması gerekmektedir.EN azından Taraf vekilleri istemden dosya bilikişiye gönderilmemeli!
Old 06-01-2008, 20:50   #13
Hukukçu55

 
Varsayılan

[quote=Av.BarışKalemlerde kimin tanıdığı varsa o dosyalara o bilirkişilik yapıyor.Bence Yeni HMUK'un acilen bu soruna çözüm bulması gerekmektedir.EN azından Taraf vekilleri istemden dosya bilikişiye gönderilmemeli![/quote]
mahkemeler seçtikleri bilirkişilerin isimlerini ara kararına yazmalıdır. Aksi uygulama red hakkının kullanılması vs. yönlerden kanuna da uymamaktadır. Yazılmadığı takdirde bilirkişi tayininin yapılması fiilen kaleme geçmektedir ne yazık ki...
Old 06-01-2008, 21:05   #14
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.EErdem

Yine aynı mahkemede bir kaç boşanma davasında müvekkilin telefonunun mesaj kutusunda davalının tehdit, hakaret ve aldatmayı ikrarını gösteren mesajlar olduğunu ileri sürdüm ve telefonlar sim kartları ile birlikte mesajları okuyup kağıda dökmesi için bilirkişiye gönderildi. Hakimin yapabileceği bu mesaj okumaları bilirkişi yaptığında maliyeti dava başına 150 YTL. ve israftan başka bir şey değil.
Bence hakimin buradaki işlemi yerinde. Zira hakim müvekkilinizin cep telefonunun gelenler kutusuna girerek oradaki mesajlardan davalınınkileri ayırıp hakaret ve tehdit dolu mesajları tek tek ve kelime kelime kağıda dökmek tarih ve saatlerini saptamak zorunda değildir. Bu amaçla bilirkişiye ödenilen ve bilahara karşı tarafdan davayı kazandığınız takdirde geri alacağınız 150YTL de israf değildir.kaldı ki sim kartların kime ait olduğu ve mesajın karşı tarafça gönderilip gönderilmediği gibi hususların da tespiti gerekmektedir.
Old 07-01-2008, 17:44   #15
Av.EErdem

 
Varsayılan

Sayın Hukukçu55;
Eleştirileriniz yerinde fakat uygulamada işler karışık. Dediğiniz gibi sim kartların kime ait olduğunun tespiti önemli. Ancak bilirkişiler; avukatlık yapan bilirkişiler ve sim kartların kime ait olduğu hususu raporlarda hiç geçmiyor.
Ayrıca ceza yargılamalarında telefon mesajları bizzat hakimlerce incelenerek zapta geçiyor. Ceza ve Hukuk mahkemeleri arasında neden uygulama farklılığı var açıklamak mümkün değil.
Ayrıca ben, dava kazanıldığı takdirde masrafın karşı tarafça karşılanacak olmasına rağmen bu giderin bir israf olduğunu düşünüyorum.
Old 07-01-2008, 21:03   #16
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Bilirkişilik artık bir sektör.Hemde karlı bir sektör.Düşünsenize 1 dosya okuyup 2 sayfa yazı yazıp 200 YTL almak...
.
Bir dava dosyasını baştan sona yerine göre bir kaç çuval ekleri ile birlikte okuyup değerlendirip rapor yazmak bence basite ingirgenecek bir iş değil. Üstelik taşrada ortalama ücret 100YTL neti yaklaşık 80YTL ceza davalarında ise bu ücreti almak için ayrıca aylarca beklemek gerekiyor.Bir çok yetkin ve kariyerli insan ne yazık ki ücretlerin düşüklüğü ve diğer olumsuz nedenler yüzünden bu işi yapmıyor.
Old 07-01-2008, 21:19   #17
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış

Bir davamda dava değeri 143,00 YTL.
Dosya bilirkişi incelemesi için Ankaraya gönderildi ve bilirkişi ücreti 200,00 YTL.
Böyle bir durumda dava devam eder mi siz söyleyin?
Bilirkişinin sarfedeceği emek ve mesai davanın müddeabihine göre değişmez. 143 YTLlik davayada 143 milyarlık davayada aynı emek sarf edilecektir. 143 liralık hakkını Ankarada yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu elde edebilecek kişi bu incelemenin hakkını da avans olarak vermek zorundadır. Dava 143 lira diye bilirkişiye 10 lira mı vereceğiz?
Old 07-01-2008, 22:26   #18
Av.Barış

 
Varsayılan

"Bilirkişinin sarfedeceği emek ve mesai davanın müddeabihine göre değişmez. 143 YTLlik davayada 143 milyarlık davayada aynı emek sarf edilecektir. 143 liralık hakkını Ankarada yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu elde edebilecek kişi bu incelemenin hakkını da avans olarak vermek zorundadır. Dava 143 lira diye bilirkişiye 10 lira mı vereceğiz?"
Sayın Hukukçu 55,
Burada bilirkişilerin bazı dosyalardaki gereksizliğinden bahsediliyor.Hakimlerin yetkisini bilirkişiye devretmeleri ve Bilirkişileri kalkındırmanın anlamı yok.
Tüketici davası old. için tüm dava boyunca Avukatın vekalet ücreti 200 YTL iken 1 sayfa yazı yazan birisinin ücreti aynı olamaz ve olmamalıda.
Old 08-01-2008, 08:53   #19
Adli Tip

 
Varsayılan Sn. Av.Barış;

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Avukatın vekalet ücreti 200 YTL iken 1 sayfa yazı yazan birisinin ücreti aynı olamaz ve olmamalıda.

Bu forumda, mahkemelerimizde hakimin de pek ala çözebileceği, hatta çözmesi gerektiği -özellikle hukuki konularda- dosyanın bilirkişiye gönderilmesi eleştirilmektedir. Ki bu uygulamayı destekleyen bir üye arkdaşımız da olmamıştır.
Keza bu uygulamanın aynı zamanda usul ekonomisine de aykırı olduğu, hiç bir gereklilik yokken dosyanın bilirkişiye gönderilmesinin yargılama giderini gereksiz yere artırdığına da değinilmiş, bu konuda da itirazı olan bir arkadaşımız olmamıştır.

Hatta bilirkişiliğin neredeyse bir sektör haline geldiği de vurgulanmıştır. (ki bence de yerinde bir eleştiridir.)

Ancak; bilirkişilerin aldıkları ücretlerin miktarı konusunda bir genelleme yapmak bence yanlıştır. Hele ki uzman sıfatıyla rapor düzenleyen bir kişinin emeğinin karşılığının "kaç sayfa yazdığına göre" takdir edilmesi son derece yanlıştır.
Bu düşünce tarzına en çok karşı çıkan, her zaman avukatlar olmuştur.
Vatandaşlarımızın, yılların birikimiyle bir soruya cevap veren avukata, "iki kelime laf etti, bir de para istiyor!" demeleri, "iki sayfa dilekçe yazdı başka bir şey yapmadı" demeleri ne kadar yanlışsa, bizim de "bilirkişiler 1 sayfa yazıyor avukatla aynı ücreti alıyor" dememiz yanlış olur diye düşünmekteyim.
Bilginin değeri, izahının uzun sürüp sürmemesine göre değerlendirilemez.
Bazen, bir kelime için, sadece "evet" ya da "hayır" demesi için bir uzmanın fikrine ihtiyaç duyulabilir.

Saygılarımla,
Old 08-01-2008, 13:02   #20
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
"
Tüketici davası old. için tüm dava boyunca Avukatın vekalet ücreti 200 YTL iken 1 sayfa yazı yazan birisinin ücreti aynı olamaz ve olmamalıda.
doğru bir değerlendirme değil bence. Av. Uygar arkadaşımıza aynen katılıyorum.
Old 22-02-2008, 20:57   #21
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

Av.Uygar Bey size katılıyorum. Vatandaşların kendi başlarına yada bir arzuhalciye yazdırdıkları dilekçelerin akibetlerini bir katip olarak bazen gülerek, bazen üzülerek çok görmüşlüğüm oldu.

örneğin : Kıdem tazminatı 10.000 YTL
ihbar tazminatı 5.000 YTL
fazla mesai alacağı 5.000 YTL açıyor. rapor sonucunda ve Hakimin takdiri indiriminde bu taleplerin 1/5 i kabul oluyor. Karşı tarafa olan vekalet ücretini hesaplamama gerek var mı bilemiyorum.

ya da dava dilekçesinde faiz talep ediyor, ıslah dilekçesinde talep etmiyor. talebi kabul olsa bile yalnızca dava dilekçesinde belirttiği meblağlara faiz yürütülüyor.

Bilirkişilere gelince, Hukuk Mahkemelerinde bilirkişilik yapanlar genelde Hakime yakın kişiler oluyor. harcadığı emeğe bir sözümüz yok ancak 10 dosyadan 8 ine aynı bilirkişi seçilmez ki.

Bir de şu var, Hakimler, yeni bilirkişilik için kendisine başvuranlara Mahkemeye bilirkişi incelemesi için gelen talimat dosyalarını veriyorlar ki kesinlikle bunlardan 100 den 90 ı ek rapor için geri geliyor ve ücret üstüne ücret alıyorlar. yazık değilmi paraya ve zamana. Siz Avukatlar da bazen söylemiyormusunuz, "şu bilirkişinin yaptığına bak aynı mahiyette başka bir dosyama müvekkilimin alacağı yok, buradaki dosyamdaki müvekkilim için de şu kadar var" bilirkişiliğin artık bir sınava tabi tutulması kanaatindeyim. Bilirkişilik yapmak isteyen Avukat arkadaşlarınızı ve diğer uzmanlarıda hem Baro Başkanlığınız hemde Adalet Komisyonu Başkanlığı sınava tabi tutsun. böylece Hakim, anlaşamadığınız takdirde seçtiği bilirkişi için şüpheniz kalmaz. "bu bilirkişiyi hakim seçti ama hem baromuz hemde Komisyon Başkanlığınca onay verildi." dersiniz. yoksa öteki türlü Hakimin yanına gidip (özellikle hakim ve savcı çocukları ve Emekli Hakimler) "ben yeni Avukatlığa başladım. bu arada da kendimi geliştirmek için bilirkişilik yapmak istiyorum." diyenler bilirkişilik yaparlar ve yapıyorlar.
Saygılar,
Old 18-10-2008, 21:13   #22
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nfb

HUMK Madde 275 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/18 md.)

Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.

Madde 286 - Ehlivukufun rey ve mütalaaları hakimi takyit etmez.

HUMK nun bu düzenlemeleri karşısında iş kazalarında verilen bilirkişi raporlarındaki kusur dağılımını mahkemelerin aynen benimsemeleri Anayasanın 138. maddesinde yazılı olan
"Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler."


Öncelikle Sayın Meslektaşımın AHİM ile ilgili sorusuna görüş bildirmek istiyorum. Eğer Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa, bence mümkün gerekçe adil yargılanmama.

Bilirkişilerin durumu ile ilgili tartışmaya başka bir boyuttan girmek istiyorum. Malumunuz bir çok uygulama Yargıtay Kararları ile hukuk ve yargılama düzenimize girmiştir. Mahkemelerin olur olmaz konularda bilirkişilere gitmesinin önemli bir sebebi de Yargıtay Kararlarıdır.

Usule ilişkin bir çok konuda hatta ilk itirazlarda yer alan ve Hakimin öncelikle karara bağlayacağı ve yargılamaya öyle devam edeceği hususlarda bile bilirkişiye gidildiğine tanık oldum. Hatta zamanaşımı iddiamı değerlendirmek üzere dosyayı bilirkişiye yönlendirme eğiliminde olan Ticaret Mahkemesi naib üyesine "1. sınıfa ayrılarak Ankara'da görev yapan 3 kişilik Ticaret Mahkemesi Heyetinin zamanaşımı iddiamızı inceleyecek bilgiye ve hukuki donanıma sahip olduğu düşüncesi ile dosyanın bilirkişiye gönderilmesini yersiz bulmaktayım, illa bir bilirkişi tayin edilecek ise her hangi bir HUMK dersinden başarı sağlamış hukuk fakültesi 4. sınıf öğrencisinin bilirkişi olarak atanmasını talep ediyorum" sözlü savunmasını yaptıktan sonra (bu açıklamam salonda olan tüm hukukçuların sesli gülmesine neden olmasına rağmen) dosyanın bilirkişiye gönderilmesi kararına karşı aynı konuda yazılı açıklamada yapmış olmam hatta kararı temyiz ederken bu hususu özellikle vurgulamam halinde dahi mahkemenin görüşünü değiştirememiş ve Yargıtay'dan bu konuda karar çıkmamıştır.

Konu için kaç kere açıkoturumlar düzenlenmiş, makaleler yayınlanmışken hala bir nevi yargının özelleştirilmesi niteliğinde gördüğüm olurolmaz konularda bilirkişi incelemesine gidilmesi yarasının kapanacağı günleri özlemle bekliyorum.

Her konuda bilirkişiye gitmek konusu ciddi bir zaman, para ve yargının itibar kaybına sebeptir. Bir çok başlık altında tartışılan meslek içi tartışmalarda göz önüne alındığında bazı hakim ve savcıların dosyayı okumamak için avukatları bilirkişi olarak atamaları ama diğer yandan mesleki ast üst gibi havalarda olunmasını bu bağlamda ironik olarak karşılıyorum. Hatta bu konuda daha önce hakimlik yapmış ve emekli olduktan sonra avukatlık mesleğini icra eden meslektaşlarımızın kürsünün o tarafı ve bu tarafı hakkındaki yorumlarını özellikle dinlemenizi rica ederim.
Old 19-10-2008, 10:20   #23
Av.Zafer Erman

 
Varsayılan

Hizmet tespitine ilişkin aynı dönemleri kapsayan benim ve bir başka meslektaşımın açtığı iki dava birer hafta ara ile görülmekte idi. Arkadaşımın dosyası ile benim dosyam ara karar ile iki farklı bilirkişiye gönderildi. Diğer dosyada bilirkişi "davacının... tarihleri arasındaki talepleri yerindedir, isteminin kabulü gerekir..." gibi benzeri beyanlarda bulundu, benim dosyamın gönderildiği bilirkişi ise "davacının ... tarihleri arasındaki talepleri yerinde değildir, davanın reddi gerekir..."şeklinde beyanlarda bulundu. Benim dosyamın duruşması bir hafta sonra olduğu için diğer dosyanın sonuçlanmasını bekledim. Dosyaya bakan hakim,arkadaşın dosyasında bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne karar verdi. Benim dosyamdaki bilirkişi raporunun olumsuz olması nedeniyle diğer dosyanın bilirkişi raporunun ve ara kararının bir örneğini dosyaya sundum, bir hafta önce diğer dosyanın kabulüne karar verildiğini ve konusunun aynı olduğunu vs.söz ettim. Dosyaya bakan aynı hakim "kararı ben vermiş olsam da o dosya Yargıtay aşamasından geçip kesinleşmemiş bu nedenle emsal olamaz" dedi ve davamın reddine karar verdi. Çoğu zaman hakimlerimizin noter gibi çalışmaları biz hukukçuları üzüyor. Ama gerçek bu.
Old 01-06-2009, 11:46   #24
enginer

 
Varsayılan bilirkişiliğin etkin kullanılması

Arkadaşlarım.
Bilirkişiliği ciddiye alıyorum.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanıyım.
Atandığım bilirkişilikler bazen değişik alanları içeriyor.
Genelde,saatlerce günlerce tarama yapıyorum.
Teknik açıdan karar verip rapor yazmak,basit bir işlem gibi görünüyor,yazıp geçebiliriz.Ancak yazdıklarımızı,teknik verilere,delillere olduğu kadar,hukuki mevzuata da ilişkisini araştırmak ve belirlemek durumundayız.
Eğer bir bilirkişi atandı ise elbette bilen bir kişinin gözünden davanın incelenmesi,taranması ihtiyacındandır.
İyi hazırlanmış bir rapor davayı hızlandırdığı gibi,tarafların da olayı açıkça anladığı bir ortam yaratır.
Bilirkişinin seçimi,mahkeme için çok önemlidir.Suya sabuna dokunmayan bir rapor,dava sürecini uzatıp,zorlaştıracaktır.
Bilirkişilik mekanizmasının tartışılması bence sağlıklı bir süreçtir.
Hukuk eğitimi almamış,bizlerin raporları sonuçta "iştişari" belgelerdir.
(Bir atasözümüz:"Marifet iltifat tabidir",der.)
selamlar
saygılar
Old 01-06-2009, 17:49   #25
AvTürk

 
Varsayılan

mesleki uzmanlık ve teknik gerektiren bilirkişiliği anlayabilirim de: hukuk bilirkişisi de ne oluyor yahu?
Old 01-06-2009, 18:52   #26
enginer

 
Varsayılan

Bildiğim kadarı ile hukuk fakültesinde her hukuk dalı için bir kürsü var; Roma Hukuku ,Medeni hukuk ,Ceza hukuku v.b.

O zaman Bir hukuk adamı her dalda uzman olmayabilir.
Hakimler de hukukun belli alanlarında uzmanlara danışabilirler.
Araştırmaya zaman ayırmanın zor olduğu binlerce davanın beklediği mahkemeleri düşünürsek; kolaycılığa kaçma olarak görmememiz gerekir.Bu hakimlerin kapasitesini artırır "Adaletin Gecikmesi" ni azaltır.
Diye düşünüyorum.
Saygılarımla.

(Benzer bir olay,iş yerlerinin denetiminde müfettişlerin yetersiz kalması şeklind bilinen bir olayın çözümünü içerir.Hizmet satın alma bazan denetim (ve hüküm ) kapasitesini artırabilir.Ve doğru olabilir.)
Old 01-06-2009, 21:55   #27
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan enginer
Bildiğim kadarı ile hukuk fakültesinde her hukuk dalı için bir kürsü var; Roma Hukuku ,Medeni hukuk ,Ceza hukuku v.b.

O zaman Bir hukuk adamı her dalda uzman olmayabilir.
Hakimler de hukukun belli alanlarında uzmanlara danışabilirler.
Araştırmaya zaman ayırmanın zor olduğu binlerce davanın beklediği mahkemeleri düşünürsek; kolaycılığa kaçma olarak görmememiz gerekir.Bu hakimlerin kapasitesini artırır "Adaletin Gecikmesi" ni azaltır.
Diye düşünüyorum.
Saygılarımla.

(Benzer bir olay,iş yerlerinin denetiminde müfettişlerin yetersiz kalması şeklind bilinen bir olayın çözümünü içerir.Hizmet satın alma bazan denetim (ve hüküm ) kapasitesini artırabilir.Ve doğru olabilir.)

Sayın enginer,

Bir hakim çıktığı kürsü de mahkemesinin görev alınına giren konularda ki hukuki meselelerde konulara vakıf olması onun asli görevidir. Hakim önüne gelen bir dosya ile ilgili olarak ben bu hukuki konunun uzmanı değilim deme lüksüne sahip değildir. Zaten bilirkişilere dosyalar nitelik itibariyle hukuki değerlendirmeyi değil hukuk dışı teknik konuları araştırmak ve sadece istişari nitelikte görüş bildirmek için görevlendirilir.

Eğer hakim sorunun hukuki boyutunu çözemediğinde dosyayı bilirkişiye yollamasının en insaflı yorumu yargıyı doğrudan özelleştirmek olarak değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
Old 05-06-2009, 00:00   #28
Av. Arzu Mercan

 
Varsayılan

Davada Davacı vekili,Davalı vekili olmak üzere iki avukat kürsüde bir hakim olmak üzere salonda üç hukuk fakültesi mezunuyuz.Ara karar: dosyanın hukukçu bilirkisi Avukat... a ya tevdiine
Bu ara karardan ne anlıyoruz aramızda hukukçu yok...

Old 17-07-2013, 11:39   #29
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Bilirkişilik artık bir sektör.Hemde karlı bir sektör.Düşünsenize 1 dosya okuyup 2 sayfa yazı yazıp 200 YTL almak...
Hem hakimlerimizin işine yarıyor hemde bilirkişilerin.Hakimlerin bu sayede dosyaları yargıtaydan dönmüyor,bilirkişiler ise bizden çok kazanıyor.

Bir çok bilir kişinin meslektaşımız olduğunu, emeklerini 1 dosya okuyup 2 sayfa yazı yazmak şeklinde küçümsemenin doğru olmadığını düşünüyorum.. İş yoğunluğu sebebiyle gecesini gündüzüne katarak ve aslında hatalı olan sistem olmasına rağmen sanki bütün hataların müsebbihiymiş gibi davranılan bilir kişilere haksızlık edildiği kanaatindeyim..Ve eğer bizden çok para kazanıyorlar ise bizden çok çalıştıkları için olabilir diye düşünüyorum...
Old 24-08-2013, 23:36   #30
hukukkurdu

 
Varsayılan hukuk rezaleti

Bir ülkede hukukun adaletle birlikte insanların vicdanında yer edindiğini anlamak için, hakimlerin hakkaniyete uygun bir şekilde tarafların haklarını zedelemeden mesleğinin ilkelerini vicdanında hissederek hüküm kurmalıdır.Bilirkişi kurumu tamamen ticari bir kazanç kapısı olmuştur.hakim konusu teknik ve özel olan hukuki konularda bilirkişiye başvurması uygundur;ancak bilirkişi raporu direk hükme aynen esas alınması tamamen basit hakim olduğunu gösterir ve mesleğinin sorumluluğunu taşımadığını gösterir.Keyfi rapor yazilmalar,gücü olanın da raporda etkisini gösterebilme ihtamalini da göz önünde bulunduğunda bilirkişiye her durum ve olayda başvurulmasına karşıyım.Kanunla bunu düzenlemek ve sınırlama getirmek gerekir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bilirkişi Ücreti Av.Dr.Yahya DERYAL Meslektaşların Soruları 52 12-11-2011 14:10
bilirkişi müessesesi av.füsun kimiran Hukuk Sohbetleri 0 05-12-2006 10:03
Adli tıp Kurumu bilirkişi raporları mustafaaladag Meslektaşların Soruları 1 30-11-2006 01:10
bilirkişi raporları hakkında olcsvl Meslektaşların Soruları 2 19-11-2006 17:46
ilamlı icrada bilirkişi raporu alirizadizdar Meslektaşların Soruları 1 03-05-2006 18:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09119606 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.