Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Birden Fazla kiralayanlardan birisinin hissesini kiracıya devri ve kira tespit davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-09-2008, 22:01   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Birden Fazla kiralayanlardan birisinin hissesini kiracıya devri ve kira tespit davası

Bir olay var, tartışmak ve sonuca ulaşmak istiyorum.

Olay şöyle:

A, B ve C bir arsanın müşterek malikleridir. Bu arsayı D'ye, (üç malikin de kiralayan durumunda olduğu) bir kira sözleşmesi ile kiralıyorlar.

Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra hissedarlardan C, hissesini kiracı D'ye satıyor.

Bu satıştan sonra C'nin hissesini satın alan kiracı D, kira ödemeye yanaşmıyor. Ayrıca Kira artırımı taleplerine uymuyor.

Bilindiği üzere birden fazla kiralayan varsa, her türlü ihtar ve davanın mecburi dava arkadaşlığı temelinde birlikte yapılması gerektiği yerleşik kuraldır. Yargıtay bu yönde kararlar vermektedir.

Kira alacakları bakımından ise, mal sahibi hissedarların kira üzerindeki hisseleri belli ise herkesin kendi payına düşen kira bedelini isteyebileceği Yargıtay kararında belirtilmiş.

Sorun, kira tespit ve temerrüt nedeniyle tahliye davasında düğümleniyor. Kira Tespit ihtarı ile Temerrüt ihtarının tüm kiralayanlar tarafından birlikte ifası gerektiğinden ve C buna yanaşmadığından Kayyım tayini suretiyle mi ihtar ve dava açılmalıdır?

Ben Kayyım tayini için mahkemeye müracaat edilip tayin edilecek kayyımın C'yi temsil etmesi ile irade bütünlüğünün sağlanması ve bu yolla ihtarın gönderilip, davaların açılması gerektiği düşüncesindeyim.

Farklı bir düşüncesi yahut önerisi olan meslektaşımız varsa bu konudaki görüş ve katkılarına sevinirim.
Old 09-09-2008, 22:32   #2
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Bence C'nin varlığına (veya kayyım atanmasına) ihtiyaç yok, çünkü taraf sıfatı kalmamış.

Her ne kadar kira sözleşmesini kiralayan olarak imza etmiş ise de, kendi nam ve hesabına, malik sıfatıyla hareket etmiştir. Mülkiyeti sona erdiğine ve evvelki imzası da mülkiyete binaen olduğuna göre, artık kontratta ve dolayısıyla tahliye davasında taraf sıfatı kalmamıştır, diye düşündüm.

Saygılarımla...
Old 09-09-2008, 23:02   #3
Admin

 
Varsayılan

Herhangi hukuki bir işlem yapmayı denediniz mi? Mesela D kira ödemiyorsa, A adına 30 günlük icra takibi yapmayı denediniz mi? İcra Müdürlüğünün takip talebinde C'nin imzasını arayacağını sanmıyorum ama ola ki bu konuda sorun yaşarsanız, A adına noterden temerrüt ihtarı gönderin. (Notere kontrat ibrazı zorunlu olmadığından, noter böyle bir denetimi zaten yapmayacaktır) İcra takibi yaparsanız ve bu yönde bir itiraz olursa, 30 gün sonra tetkik merciinden tahliye talep edersiniz. (Veya noter yoluyla gittiyseniz SH'de tahliye davası açarsınız). D'nin hukuki görüşü haklı bulunursa, en fazla vekalet ücreti ödersiniz ama Mahkeme temerrüte yoğunlaşır, bu savunmayı dikkate almazsa, D tahliye olur. Dolayısıyla mecur değerliyse bu D'nin oynamaması gereken bir kumar. D'nin iddiası haklı bulunsa ve davayı kazansa dahi, bu defa da bu kararı dayanak yaparak ecrimisil istemek mümkün olur, A ve B açısından gene büyük bir sorun olmasa gerek.

Enteresan ve güzel bir hukuki mesele ancak bence doğru taraftasınız, ben bu olayda D'nin avukatı olmak istemezdim.
Old 09-09-2008, 23:27   #4
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Her koşulda, A ve B'nin birlikte hareket etmesi şekli zorunluluk.
Old 09-09-2008, 23:52   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Bu satıştan sonra C'nin hissesini satın alan kiracı D, kira ödemeye yanaşmıyor. Ayrıca Kira artırımı taleplerine uymuyor.

C, kira sözleşmesini sona erdiren nedenlerden olan, "kiracı ve kiralayan sıfatlarının (burada kısmen) aynı kişide birleşmesi" olgusuna dayanarak, "Artık geçerli bir kira akdi yoktur" savunmasında bulunacak da olabilir...

Muteberiyetinin akibeti için de, biraz daha çalışmak lazım.

Saygılarımla...
Old 10-09-2008, 00:11   #6
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sorunun ilginç olduğu kesinlikle doğru, tek problem “pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması” ise aşağıdaki Yargıtay 6.HD'nin kira bedelini ödemede temerrüde ilişkin kararı işe yarayabilir. Faydalı olmasını dilerim.

Saygılarımla.

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/59
Karar: 2005/1610
Karar Tarihi: 28.02.2005

ÖZET: Davalı ibraz ettiği makbuzun dışında ödeme savunmasında bulunmuş, davacı ödemelere karşı çıkmamıştır. Bununla birlikte davalının makbuz dışı yaptığı ödemeleri kanıtlaması gerekir. Davalı bu ödemelere ilişkin belge ibraz edemediğine göre davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi yönünden hükmün bozulması gerekmiştir.

(1086 S. K. m. 347)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye-alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Uyuşmazlık, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 412.500.000.-TL kira alacağının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve verilen otuz günlük sürede ödeme yapılmadığından temerrüdün gerçekleşmesine göre temyiz eden davalının tahliyeye ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda aylık 165.000.000.-TL bedelle kiracı olduğunu, Aralık 2003-Haziran 2004 ayları kirası 1.155.000.000.-TL'den müvekkilinin 1/2 payına düşen 577.500.000.-TL’yi ödemediği gibi, temerrüt ihtarnamesine konu edilen Aralık 2003 - Nisan 2004 ayları kirası 412.500.000.-TL’yi ödemeyerek temerrüde düştüğünü, her ne kadar kiralanan diğer paydaş ile birlikte kiraya verilmiş ise de paylı mülkiyete konu taşınmazda her paydaşın payının belli olması nedeniyle paydaşın belli olan payı için kiracıya ihtarname gönderebileceğini belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini ve 412.500.000.-TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı, 2004 yılında ekonomik durgunluk nedeniyle ödemelerini geciktirdiğini, ancak Ocak-Mart 2004 ayları kiralarını ödediğini, çok az bir borcunun kaldığını, onu da ödeyeceğini, taşınmazın diğer paydaşının tahliye isteminin olmadığını, davacının pay ve paydaş çoğunluğunu sağlamadan tek başına dava açamayacağını, davanın reddini savunmuştur.

Davacı, Aralık 2003-Nisan 2004 ayları kirasından payından payına düşen 412.500.000.-TL’nin tahsili istemiş ise de, davalının dosyaya sunduğu banka dekontlarından davacının banka hesabına Ocak 2004 ayı kirası olduğunu belirterek 13.4.2004 tarihinde 165.000.000 TL ve Mart-Nisan 2004 ayları kirası olduğunu belirterek 2.8.2004 tarihinde 330.000.000 TL yatırdığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece bu ödemeler üzerinde durulmamıştır. Ayrıca davalı ibraz ettiği makbuzun dışında ödeme savunmasında bulunmuş, davacı ödemelere karşı çıkmamıştır. Bununla birlikte davalının makbuz dışı yaptığı ödemeleri kanıtlaması gerekir. Davalı bu ödemelere ilişkin belge ibraz edemediğine göre davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi yönünden hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 Nolu bentte yazılı nedenle tahliyeye ilişkin hüküm kısmının ONANMASINA, yukarıda 2 Nolu bentte yazılı nedenle alacağa ilişkin hüküm kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.02.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 10-09-2008, 10:09   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Herhangi hukuki bir işlem yapmayı denediniz mi? Mesela D kira ödemiyorsa, A adına 30 günlük icra takibi yapmayı denediniz mi? İcra Müdürlüğünün takip talebinde C'nin imzasını arayacağını sanmıyorum ama ola ki bu konuda sorun yaşarsanız, A adına noterden temerrüt ihtarı gönderin. (Notere kontrat ibrazı zorunlu olmadığından, noter böyle bir denetimi zaten yapmayacaktır) İcra takibi yaparsanız ve bu yönde bir itiraz olursa, 30 gün sonra tetkik merciinden tahliye talep edersiniz. (Veya noter yoluyla gittiyseniz SH'de tahliye davası açarsınız). D'nin hukuki görüşü haklı bulunursa, en fazla vekalet ücreti ödersiniz ama Mahkeme temerrüte yoğunlaşır, bu savunmayı dikkate almazsa, D tahliye olur. Dolayısıyla mecur değerliyse bu D'nin oynamaması gereken bir kumar. D'nin iddiası haklı bulunsa ve davayı kazansa dahi, bu defa da bu kararı dayanak yaparak ecrimisil istemek mümkün olur, A ve B açısından gene büyük bir sorun olmasa gerek.

Enteresan ve güzel bir hukuki mesele ancak bence doğru taraftasınız, ben bu olayda D'nin avukatı olmak istemezdim.



Çok teşekkürler cevabınız için. Henüz hiç bir işlem yapmadık. D'ye kirayı ödemesi için nazik bir şekilde telefon açtık.

Bekliyoruz bir iki gün.
Old 10-09-2008, 10:19   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Av. Şehper Ferda Demirel ve Sayın Av. Ö.Erol Yavuz,önemli katkılarınız için ayrı ayrı teşekkür ederim.
Old 10-09-2008, 11:24   #9
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Borçlar Hukuku - Cilt 1/2 Haluk Tandoğan Sayfa: 107
Sadece iki kişi arasında ortak olan bir şeyin paydaşlardan birinin kendi payını diğerine kiralaması caizdir(Dn.258)...
...
paydaşlardan her biri payına düşen kira bedeli belli ise, kiracının temerrüdü dolayısıyla tek başına tahliye davası açmak hakkına sahiptir(D.n.261)
Dip Not(258): Yarg.İçth.Bir.27/11/1946, E 28 / K 15. Bundan başka bk.Yarg.13.HD.29/03/1974 E 573 / K 725, YKD c.1 (1975),S.1 sh.96-97: "taraflardan birinin 1/14 payı satın alması kiralayan ile kiracı arasındaki kişisel bir hak doğuran kira sözleşmesi ve bunun meydana getirdiği hukuki durumda herhangi bir değişiklik yapmaz. Kiracının sözleşme uyarınca kira parasını ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekir. Ancak davalının satın aldığı 1/14 paya isabet eden kira parasının bu borçtan indirilmesi zorunludur."
Dip Not (261): Yarg.6.HD.13/11/1964 E 4116/ k 4888...6HD 30/9/1965 E1951 / k 3866...6 HD.9/3/72 944/997...
Old 10-09-2008, 11:39   #10
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/12633

K. 2006/2544

T. 14.3.2006

• KİRALAYANIN BİRDEN FAZLA KİŞİ OLMASI ( Tahliye İstemine Yönelik İcra Takibinin Kiralayanların Tümü Tarafından Başlatılması ve Davanın da Birlikte Açılmasının Zorunlu Olduğu )

• TAHLİYE TAKİBİ ( Kiralayanların Tümü Tarafından Başlatılması ve Davanın da Birlikte Açılmasının Zorunlu Olduğu )

2004/m.269/ c


ÖZET : Kira sözleşmesi ilişkisinde birden fazla kiralayan bulunması halinde, tahliye istemine yönelik icra takibinin kiralayanların tümü tarafından başlatılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur.
Somut olayda, dava hakkının kullanılmasındaki eksiklik muvafakat verilerek giderilmiş ise de, bu aşamada icra takibinin başlangıcında oluşan eksiklik giderilemeyeceğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez.
DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istekli icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş. karar davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına. toplanan delillere. kararın dayandığı gerekçelere göre davalı borçlu vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı borçlu vekilinin tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince icra takibinin dayanağı olan 1.1.1994 başlangıç tarihli kira sözleşmesi sözlü olup. icra takibi tek başına davacı alacaklı tarafından payına isabet eden kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak yapılmıştır. Davalı kiracı ihtara ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde yaptığı itirazında kiralayanların iki kişi olduğunu ileri sürmüştür. Bu husus davacı alacaklı tarafından dava dilekçesinde kabul edilmiş olup yargılama sırasında diğer kiralayan AKÖ'nün davaya muvafakati sağlanmıştır. İİK'nın 269/c maddesine dayanan itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde ilamsız icra takibinin kiralayanların tümü tarafından birlikte yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. Dava hakkının kullanılmasındaki eksiklik muvafakat sağlanması suretiyle giderilmiş ise de ihtar yerine geçen icra takibindeki eksikliğin bu aşamada giderilmesi mümkün olamayacağından temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü olanaksızdır. Bu nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1.bentte yazılı nedenle kararın alacağa ilişkin kısmının ONANMASINA, 2. bentte yazılı nedenle tahliyeye ilişkin kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına. 14.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/6584

K. 2006/8792

T. 19.9.2006

• DAVA VE TAKİP YETKİSİ ( Kira Sözleşmesinde Kiracıların İki Kişi Olması - Davacı Alacaklının Tek Başına Takip Yapmasında ve Dava Açmasında Bir Usulsüzlük Bulunmadığı )

• KİRA ALACAĞININ İCRA YOLUYLA TAKİBİ ( Borçlu Kesinleşen Miktar Borcu Ödediğini İİK'nun 269/C Maddesinde Belirtilen Nitelikte Bir Belge İle Kanıtlaması Gereği )

• KİRALAYANIN BİRDEN FAZLA OLMASI ( Davacı Alacaklının Tek Başına Takip Yapmasında ve Dava Açmasında Bir Usulsüzlük Bulunmadığı )

2004/m.269


ÖZET : Dava, kira alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kiracılar iki kişi olup kira parasının her ayın 15. gününe kadar kiralayanların 1/2 payları oranında banka hesabına ödeneceği kararlaştırılmış olması karşısında davacı alacaklının tek başına takip yapmasında ve dava açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davalı takibe dayanak yapılan kira sözleşmelerindeki imzasını açık ve kesin olarak inkar etmediği gibi ödeme emrinde belirtilen kira miktarına da açıkça karşı çıkmadığından bu miktar borcun varlığı kesinleşmiştir. Borçlu, bu miktar borcu ödediğini İİK'nın 269/c maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile kanıtlaması gerekir.
DAVA : İcra mahkemesince verilmiş karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle başlatılan icra takibi üzerine düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve icra tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı 15.01.2004 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak borçlu hakkında başlatmış olduğu icra takibi ile 1/2 payı karşılığı bakiye 7.340.00.YTL kira alacağının tahsilini istemiş 15.10.2005 tarihinde tebliğ edilen örnek ( 7 ) sayılı ödeme emrine karşı borçlu kiracı: "kiralayanların iki kişi olup kiralayanlardan biri tarafından yapılan takibin usulsüz olduğunu, kiranın ödendiğini, hiçbir borcu bulunmadığını" bildirerek itiraz etmiştir. Kiralayanlar Yusuf ve Şevki olup, kira sözleşmesinin özel şartlar 3. maddesinde "kiraların her ayın 15. gününe kadar kiralayanların 1/2 payları oranında bildirdikleri banka hesabına ödeneceği" hususunun kararlaştırılması karşısında davacı alacaklının tek başına takip yapmasında ve dava açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davalı takibe dayanak yapılan kira sözleşmelerindeki imzasını açık ve kesin olarak inkar etmediğinden İİK'nın 269/2. maddesi uyarınca kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır. Borçlu, ödeme emrinde belirtilen kira miktarına da açıkça karşı çıkmadığından bu miktar borcun varlığı da kesinleşmiştir. Borçlu ödeme emrinde belirtilen kira miktarına karşı çıkmadığından bu miktar borcu ödediğini İİK'nın 269/c maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile kanıtlaması gerekir. Borçlu kiracı ödeme savunmasını açıklanan nitelikte bir belge ile kanıtlayamadığından itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 19.09.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 10-09-2008, 13:33   #11
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarımın tüm görüşleri kabul edilebilir,ancak işi sağlama almak ve diğer risklere girmemek için:

TMK..M.691 Kullanılabilir. "İşletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi, adi kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir.

Olağan yönetim sınırlarını aşan ve paylı malın değerinin veya yarar sağlamaya elverişliliğinin korunması için gerekli bakım, onarım ve yapı işlerinde de aynı çoğunluk aranır.

Pay ve paydaşların eşitliği halinde hakim, paydaşlardan birinin istemi üzerine bütün paydaşların menfaatini gözeterek hakkaniyete uygun bir karar verir; gerekli gördüğü işlerin yapılması için paydaşlar arasından veya dışarıdan bir kayyım atayabilir."

Yine Yargıtay'ın eski tarihli bir kararında "Taşınmazın müşterek mülkiyet konusu olması itibariyle MK.’nun 624. maddesinin 3. fıkrası doğrultusunda pay ve paydaş çoğunluğunun oylarının aranması gerekirse de, bu çoğunluk sağlanamadığı takdirde paydaşlardan birinin veya birkaçının hâkime müracaatla onların iradesi yerine geçecek bir karar istemesi mümkündür. Taşınmazda kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmamış olması istemin reddine neden teşkil etmez. O halde davaya bakılarak ve bu arada bu iş için yapılacak muhtemel gider dikkate alınıp görev hususu da düşünülerek ona göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir" (14. HUKUK DAİRESİ E. 1988/9149 K. 1989/1851 T. 23.2.1989)

Yani kanun ve içtihat birlikte değerlendirildiğinde kira sözleşmesinin feshi için ihtar, vs gibi sözleşmesinin feshi tahliye için tüm işlemlerinin yapılması için bir kayyım atanması talep edilebilir, diye düşünüyorum.
Old 10-09-2008, 13:40   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan adnan koray
Sayın Meslektaşlarımın tüm görüşleri kabul edilebilir,ancak işi sağlama almak ve diğer risklere girmemek için:

TMK..M.691 Kullanılabilir. "İşletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi, adi kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir.

Olağan yönetim sınırlarını aşan ve paylı malın değerinin veya yarar sağlamaya elverişliliğinin korunması için gerekli bakım, onarım ve yapı işlerinde de aynı çoğunluk aranır.

Pay ve paydaşların eşitliği halinde hakim, paydaşlardan birinin istemi üzerine bütün paydaşların menfaatini gözeterek hakkaniyete uygun bir karar verir; gerekli gördüğü işlerin yapılması için paydaşlar arasından veya dışarıdan bir kayyım atayabilir."

Yine Yargıtay'ın eski tarihli bir kararında "Taşınmazın müşterek mülkiyet konusu olması itibariyle MK.’nun 624. maddesinin 3. fıkrası doğrultusunda pay ve paydaş çoğunluğunun oylarının aranması gerekirse de, bu çoğunluk sağlanamadığı takdirde paydaşlardan birinin veya birkaçının hâkime müracaatla onların iradesi yerine geçecek bir karar istemesi mümkündür. Taşınmazda kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmamış olması istemin reddine neden teşkil etmez. O halde davaya bakılarak ve bu arada bu iş için yapılacak muhtemel gider dikkate alınıp görev hususu da düşünülerek ona göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir" (14. HUKUK DAİRESİ E. 1988/9149 K. 1989/1851 T. 23.2.1989)

Yani kanun ve içtihat birlikte değerlendirildiğinde kira sözleşmesinin feshi için ihtar, vs gibi sözleşmesinin feshi tahliye için tüm işlemlerinin yapılması için bir kayyım atanması talep edilebilir, diye düşünüyorum.

Çok teşekkürler sayın Koray. Ben de aynı şekilde düşünüyorum.

Esasen işin komik yanı şu: Bu gün sabah kiracıyı aradığımızda "Kayyım atanır!" demesi beni şaşırttı.

Yani dersine iyi çalışmış belli.
Old 10-09-2008, 13:41   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın BaharB ve Sayın Av. Hülya Özdemir önemli katkınız için çok teşekkür ederim.
Old 10-09-2008, 14:05   #14
Admin

 
Varsayılan

Merhaba,
Alıntı:
Yazan Saim
Esasen işin komik yanı şu: Bu gün sabah kiracıyı aradığımızda "Kayyım atanır!" demesi beni şaşırttı.

Yani dersine iyi çalışmış belli.
THS'yi okuyor olabilir. Okuyorsa benden bir de tavsiye: Kirasını ödesin!

Zira aslında kendisinin kayyım atanması gerektiğini düşünmesi, kira ilişkisini de ikrar ettiği anlamına geliyor ki, bu durumda ödemediği kiralar için temerrüt tehlikesiyle karşı karşıya kalacak demektir.

Eğer kiracının savunması, mevcut durum nedeniyle eski kira aktinin hükümsüz kaldığı ve paydaş sıfatıyla kiracı olarak değerlendirilemeyeceği olsaydı, bunun kendi içinde bir mantığı olabilirdi ve bu savunma -belki- artık kira ödenmemesi için bir mazeret teşkil edebilirdi.

Öte yandan kiracı kiralayan için kayyım atanmasını öngörüyorsa, kira ilişkisine de itirazı yok demektir, bu durumda temerrüt olgusu sabit olacaktır ve niçin kira ödemediğinin bir gerekçesini bulması pek güç.

Ona önerim kirasını ödesin, size önerim örnek 13 gönderip icra takibi yapın 30 gün içinde kirayı ödemezse, ya derdini İTM'de anlatacak ya da tahliye olacak demektir.
Old 10-09-2008, 14:11   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Merhaba,
THS'yi okuyor olabilir. Okuyorsa benden bir de tavsiye: Kirasını ödesin!

Zira aslında kendisinin kayyım atanması gerektiğini düşünmesi, kira ilişkisini de ikrar ettiği anlamına geliyor ki, bu durumda ödemediği kiralar için temerrüt tehlikesiyle karşı karşıya kalacak demektir.

Eğer kiracının savunması, mevcut durum nedeniyle eski kira aktinin hükümsüz kaldığı ve paydaş sıfatıyla kiracı olarak değerlendirilemeyeceği olsaydı, bunun kendi içinde bir mantığı olabilirdi ve bu savunma -belki- artık kira ödenmemesi için bir mazeret teşkil edebilirdi.

Öte yandan kiracı kiralayan için kayyım atanmasını öngörüyorsa, kira ilişkisine de itirazı yok demektir, bu durumda temerrüt olgusu sabit olacaktır ve niçin kira ödemediğinin bir gerekçesini bulması pek güç.

Ona önerim kirasını ödesin, size önerim örnek 13 gönderip icra takibi yapın 30 gün içinde kirayı ödemezse, ya derdini İTM'de anlatacak ya da tahliye olacak demektir.

Benim de ilk olarak aklıma THS'yi okumuş olabileceği geldi.

Neticede o bizim istediğimiz noktaya gelecek. Bundan kuşkum yok. Tek endişem yola çıktıktan sonra başa dönme riskidir. Baştan kayyım isteyip yapmak çok risksiz bir yöntem. Ama kira parasının payımıza düşen kısmını isteyip, sonra temerrütten tahliye davası açmak da mümkün. Mahkeme en fazla eksikliği gider der.

Bakalım yarın bir aksilik olmazsa yüzyüze görüşeceğiz.
Old 10-09-2008, 16:10   #16
recepbarlas

 
Varsayılan

Hissesini satmış dediniz.Şufa davasını açmayı düşündünüz mü? Belki böyle daha iyi sonuca ulaşırsınız.En azından karşı tarafı zorlamış olursunuz.
Old 10-09-2008, 16:19   #17
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan recepbarlas
Hissesini satmış dediniz.Şufa davasını açmayı düşündünüz mü? Belki böyle daha iyi sonuca ulaşırsınız.En azından karşı tarafı zorlamış olursunuz.

Recep Bey,

Müvekkilimiz kiranın ödenmesini ve yeni dönem için kira tespit davası açmamızı istiyor.

Şufa hakkını kullanmak istemediği için bu konuyu gündeme getirmedik bile. Malum şufa hakkını kullananın satın alacak parasının da olması lazım.
Old 12-09-2008, 12:29   #18
Av.Ali KAYA

 
Varsayılan

Ek soru:Mirascı 4 kardeşin iştirak halinde sahip olduğu dükkan,kardeşlerden birinin kiralayan sıfatı ile(diğerlerinin şifahi rızasıyla)hareket ettiği yazılı kira sözleşmesi ile 3 yıl önce kiralanıyor.Bu süre içinde herhangi bir sorun yaşanmıyor.Ancak şimdi kardeşlerden biri şifahi rızasını geri çektiğini,kendi payına düşen kira parasının kendisine ödenmesini kiracıdan talep ediyor.Diğer kardeşler de buna karşı çıkıp,kiranın eskiden olduğu gibi 'kiralayan' kardeşe ödenmesini talep ediyorlar.Kiracının tutumu ne olmalıdır.Görüş bildiren arkadaşlara teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira Tespit Davasından Sonra Yeni Kira Tespit Davası FTKY Meslektaşların Soruları 9 15-03-2012 11:06
Birden fazla nedene dayalı boşanma davası krizantem Meslektaşların Soruları 6 19-08-2010 09:00
Kira Sözleşmesinde Birden Fazla Artış Oranı Belirlenmesi doctod Meslektaşların Soruları 2 25-07-2008 11:32
tek bir kira sözleşmesi ile birden fazla taşınmaz kiraya verilebilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 4 06-01-2008 22:40
Aynı Kira Döneminde Birden Fazla Kira Sözleşmesinin Olmasının Sonuçları Gürkan Çalışkan Meslektaşların Soruları 5 10-09-2007 14:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06491709 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.