Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Nişan hediyelerinin iadesinde taraf sıfat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-06-2007, 13:04   #1
Av.Hatice Sarıbardak

 
Yeni Fikir Nişan hediyelerinin iadesinde taraf sıfat

M.K 122. md. kapsamında mutad dışı nişan hediyelerinin iadesi için vekil sıfatı ile dava açtım. Davada , karşı taraf olarak;nişanlı kız nişan tarihinde 18 yaşından ufak olduğu için nişanlı kız ile beraber onun anne ve babasını da gösterdim.Davam bu gün karara bağlandı.Davayı kazanmakla beraber karşı tarafın anne ve babasına yöneltilen davamız husumetten reddedildi,nişanlı kıza 18 yaşını, dava devam ederken doldurduğu için davalı sıfatı verilerek onun açısından davamız kabul edildi.Kafama takılan şu, taraf sıfatı davanın açıldığı tarihe göre belirlenmez mi?Davalı nişanlının anne ve babası dava açıldığı tarihte kızları adına hareket ettikleri için davalı idiler,dava tarihi esas alınırsa davanın davalı nişanlının anne ve babası açısından reddi doğru bir karar mı?

İkinci sorum;Nişanın bozulması sonucu altın ziynet eşyalarının bedeli tespit edilirken dava tarihinde davacının altını satın alırken ödediği bedel mi esas alınır,yoksa takıların dava tarihindeki satış bedelleri mi? Çünkü örnek vermek gerekirse ben 500 YTL değerinde karşı tarafa bilezik aldım diyelim,dava edebileceğim rakam,500 ytl mi yoksa dava konusu bileziğin dava tarihinde kuyumcuya satış bedeli mi?Satış bedeli ise apaçık bir zarar var demektir.Benim davamda esas alınan değer,Kuyumcu bilirkişinin bileziğin dava tarihindeki alış bedeline nazaran düşük olan satış bedeli. Ben mahkeme kararınıyukarıda yazdığım iki noktada temyiz etmek istiyorum,görüşlerinizi ve konuyla ilgili yargıtay kararlarını bekliyorum,teşekkürler.
Old 28-06-2007, 13:40   #2
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1991/6627

K. 1991/4927

T. 9.3.1992

• NİŞAN BOZULMASI NEDENİ İLE HEDİYELERİN AYNEN VEYA BEDELİNİN İADESİ ( Davacı Nişanlı Tarafından Davalıya Verildiği ve İade Edilmediği İleri Sürülen Hediyelerin İadesi )

• HEDİYELERİN AYNEN VEYA BEDELİNİN İADESİ ( İspat Sorunu Çözüldüğünde Aynen veya Bedelinin Geri Alınmasına Karar Verilmesi )

743/m.86


ÖZET :Türk Medeni Kanunun 86. maddesi hükümleri uyarınca, taraflar arasındaki nişanın bozulmasında kusur aranmaksızın, davacı nişanlı tarafından davalı nişanlıya verildiği ve iade edilmediği iddia olunan nişan hediyelerinin ispatı yönü üzerinde durularak, bunların ispatlandığı oranda aynen veya bedelinin geri alınmasına karar verilmesi gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde, nişanın bozulması nedeniyle 3.482.000 lira değerindeki hediyelerin aynen veya bedelen faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
KARAR : Mahkemece dava, taraflar arasındaki nişanın davacının kusuruyla bozulduğunun belirlendiğinden ve kusurlu olan tarafın verdiği hediyeleri geri alma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Oysa ki; Türk Medeni Kanununun 86. maddesinde nişanın bozulmasından dolayı verilen hediyelerin geri alınması, kusur koşuluna bağlı kılınmamıştır.
O halde; anılan kanun maddesi hükümleri uyarınca, taraflar arasındaki nişanın bozulmasında kusur aranmaksızın, davacı nişanlı tarafından davalı nişanlıya verildiği ve iade edilmediği iddia olunan nişan hediyelerinin ispatı yönü üzerinde durularak, bunların ispatlandığı oranda ( ve halen mevcut olup olmadıkları da saptanmak ve dava tarihindeki değerleri de uzman bilirkişi aracılığıyle tesbit edilmek suretiyle sonucuna göre ) aynen veya bedelen geri alınmasına karar verilmesi gerekirken, belirtilen şekilde davanın reddedilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ) ve peşin ödenen temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.3.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1993/3716

K. 1993/16194

T. 11.10.1993

• NİŞANIN BOZULMASI

• MUTAD HEDİYELER

• NİŞAN HEDİYELERİNİN GERİ VERİLMESİ

743/m.86

ÖZET : Medeni Kanun’un 86. maddesindeki değişkliğin yürürlüğe girdiği 23.11.1990 tarihinden sonra, nişanın bozulması halinde, mutad dışı olduğu usulünce saptanan hediyelerin, aynen veya uzman bilirkişilerce belirlenen, dava tarihindeki değerlerinin iadesine karar vermek gerekir.
DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde, nişanın bozulması nedeniyle 12.130.000 lira değerindeki hediyelerin aynen veya bedelen faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, nişanın 1991 yılında bozulmuş olduğu, dava evrakından anlaşılmaktadır.
Dava ve tamamen kabulü yolunda verilen karar TM.K.’nun 86. maddesine dayanmakta olup bu madde 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve değişen hükümlerde de yalnızca mutad dışı hediyelerinin geri alınabileceği öngörülmüş bulunmaktadır.
O halde; davada anılan değişik madde hükümlerinin uygulanarak sözkonusu hediyelerden hangilerinin mutad ve hangilerinin mutad dışı olduğunun usulünce saptanması ve bu suretle mutad dışı oldukları belirlenen hediyelerin ( dava tarihindeki değerlerinin de uzman bilirkişiler aracılığıyla tesbit edildikten sonra ) hüküm altına alınması gerekirken, bu değişiklik gözetilmeksizin ve o yolda bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/3204

K. 1995/3699

T. 21.3.1995

• NİŞAN HEDİYELERİNİN GERİ VERİLMESİ

• DAVACI VE DAVALI OLABİLECEKLER

• ALTIN ZİYNETLERİNDE MUTADLIK İNCELEMESİ ( Nişan hediyelerinin iadesi )

743/m.86

ÖZET : Nişan hediyelerinin iadesi davası; hediyeyi verenler tarafından diğer nişanlıya, nişanlı reşit değilse velisine karşı açılabilir.
Altın ziynetlerinin mutad olup olmadığı bakımından, yöresel örf ve âdetler gözetilerek, tarafların malî ve sosyal durumlarına göre, fahiş olup olmadığı konusunda araştırma ve gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verilmemelidir.
DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde, 21.235.000,- lira değerindeki nişan hediyelerinin aynen veya bedelen faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Öncelikle, Türk Medeni Kanunu’nun 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Yasa ile değiştirilen 86. maddesinde, her ne kadar nişan hediyelerinin verenler tarafından dava açılıp geri istenebileceği öngörülmüş ise de, aksine bir hüküm bulunmadığı cihetle bu hediyeler ancak diğer nişanlıdan istenebilecektir.
Olayımızda, diğer nişanlı Nazire olup, babası olan Ökkeş davalı gösterilmiş bulunmakta ve velayeten dava açıldığından da söz edilmemektedir. Oysaki; böyle bir durumda adı geçen kız nişanlının dava tarihinde reşit olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması ve eğer reşit ise davalı babası aleyhine açılan davanın ( husumet yönünden ) reddine karar verilmesi gerekir.
Kabul şekline göre de; Türk Medeni Kanunu’nun değişik 86. maddesi hükümleri uyarınca ayrım yapılmaksızın nişan hediyesi olarak verilen altın ziynetlerin de mutad ya da mutad dışı olup olmadığının ( icabında bu konuda bilirkişi de dinlenerek ve Yargıtay Kararları Dergisi’nin Mayıs 1993 sayısında yayımlanan 14.12.1992 gün ve 992/2853 - 20629 sayılı kökleşmiş Yargıtay içtihadı gözetilerek ) usulünce saptanması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu cihet düşünülmeksizin ve dolayısiyle o yönden eksik inceleme ile altın ziynetlere ilişkin istemin doğrudan doğruya kabulü yolunda hüküm kurulması Usul ve Yasa’ya aykırıdır.
Ayrıca; hüküm altına alınan altın ziynetlerin toplam değeri dava dilekçesinde 9.600.000,- lira olarak gösterilmesine karşın, temyize konu kararda 11.022.955,- lira şeklinde gösterilmesi ( istem aşılmasına yol açtığından ) usulsüzdür.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1981/5338

K. 1982/1338

T. 30.3.1982

• NİŞAN HEDİYELERİNİN İADESİ

743/m.86

818/m.61,63

ÖZET : Nişan hediyelerinin iadesi davasında, aslolan aynen iadedir. Davalı taraf altından yapılan nişan hediyelerini elden çıkarmış olsa bile benzerlerinin temini mümkün oldukça aynen iade borcu ortadan kalkmaz.
Aynen iadesi mümkün olamayan ve benzerleri temin edilemeyen hediyelerin dava tarihindeki değerlerinin ödenmesine karar verilebilir.
DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde 202.000. lira değerli nişan hediyelerinin aynen, olmadığı takdirde bedelinin faiziyle, mukabil dava dilekçesiyle de 11.400 lira değerli nişan hediyelerinin aynen olmadığında bedelinin ve ayrıca 150.000. lira manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenmiştir.
Mahkemece her iki davanın da kısmen kabullerine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı ve karşılık davalı vekili tarafından istenilmekle,
Davacı temyiz konusu altın nişan hediyelerinin aynen olmadığı takdirde bedellerinin hüküm altına alınmasını istemiş ve davalı taraf cevap dilekçesinde bunları aynen iade edeceğini bildirmiştir.
Asıl olan bu gibi altından yapılan nişan hediyelerinin aynen iadesidir. Davalı taraf bunları elinden çıkarsa bile, benzerlerinin temini mümkün oldukça bedelinin ödenmesi ile aynen iade borcu ortadan kalkmaz.
Hüküm altına alındığı halde aynen iadesi mümkün olmayan ve benzeri de temin edilemeyen veya davalı tarafça bedeli istenen bu gibi nişan hediyelerinin aynen iadeleri yerine dava tarihindeki değerinin ödenmesine karar verilebilir.
Nişan yapıldığı ve hediyelerin verildiği veya nişanın bozulduğu gündeki altın eşyaların değeri, dava tarihinde tesbit olunan değerlerinden az ise, bu bedellerin ödenmesine karar verilmekle de, aynen iade karşılığının ödenmesi sağlanmış olmaz.
Mahkemece bu yönler dikkate alınmaksızın altın nişan hediyelerinin dava tarihinde saptanan değerinden daha düşük bir bedelin ödenmesine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Bu itibarla açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/8289

K. 2005/10771

T. 25.10.2005

• NİŞAN HEDİYELERİNİN İADESİ DAVASI ( Nişanlıya Karşı Açılması Gereği - Dava Tarihinde Taraf Reşit Değilse Velisi Marifetiyle Temsil Edilmesi Gereği )

• VELİ MARİFETİYLE TEMSİL ( Nişan Hediyelerinin İadesi Davasının Nişanlıya Karşı Açılması Gereği - Dava Tarihinde Taraf Reşit Değilse Velisi Marifetiyle Temsil Edilmesi Gereği )

• REŞİT KİŞİYE TEBLİĞ ZARURETİ ( Yargılama Aşamasında Reşit Olan Bizzat Kendisi Fiil Ehliyetini Kazanmış Olduğundan ve O Tarih İtibariyle Kanunen Velayet de Sona Ereceğinden Davanın Velayeten Sürdürülemeyeceği )

4721/m.122


ÖZET : Nişan hediyelerinin iadesi davasının nişanlıya karşı açılması gerekir. Somut olayda olduğu gibi dava tarihinde taraf reşit değilse velisi marifetiyle temsil edilmesi gerekir. Yargılama aşamasında reşit olan ( şahıs ) bizzat kendisi fiil ehliyetini kazanmış olduğundan ve o tarih itibariyle kanunen velayet de sona ereceğinden davanın velayeten sürdürülüp sonuçlandırılması mümkün değildir. Bu durumda dava dilekçesi ve duruşma gününün reşit olan şahsa tebliği ile yargılama yapılıp sonuçlandırılması zorunludur. Taraf sıfatı mahkemece resen dikkate alınması gereken hususlardan olup bunun gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin aynen değilse bedeli olan 21.000.000.000 liranın ve 4.000.000.000 lira manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, nişan hediyelerinin iadesi ile manevi tazminat istenilmiş; mahkemece, manevi tazminat isteminin reddi, nişan hediyelerine ilişkin davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, TMK'nun 122.maddesine göre nişan hediyelerinin iadesi davasının nişanlıya karşı açılması gerekir. Somut olayda olduğu gibi dava tarihinde taraf reşit değilse velisi marifetiyle temsil edilmesi gerekir. Yargılama aşamasında reşit olan ( şahıs ) bizzat kendisi fiil ehliyetini kazanmış olduğundan ve o tarih itibariyle kanunen velayet de sona ereceğinden davanın velayeten sürdürülüp sonuçlandırılması mümkün değildir. Bu durumda dava dilekçesi ve duruşma gününün reşit olan şahsa tebliği ile yargılama yapılıp sonuçlandırılması zorunludur. Taraf sıfatı mahkemece resen dikkate alınması gereken hususlardan olup bunun gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, infazda şüphe ve tereddüte yol açmayacak yeni uyuşmazlıklar doğurmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken ( HUMK' mad.388/son ), "en kalınından " altı adet burma bileziğin iadesi biçiminde karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş: davalı asil'e meşruhatlı dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip, burma bileziklerin gramaİı bilirkişiye açıklattırılıp sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı maldan dolayı, bedel iadesinde ticari faiz mi, yasal faiz mi istenmeli Av.Ömer GÖKÇE Meslektaşların Soruları 7 13-04-2007 22:03
nişan hediyelerinin iadesi. Av.Hatice Sarıbardak Aile Hukuku Çalışma Grubu 1 06-04-2007 13:47
Taraf Sıfatı Turkmen Meslektaşların Soruları 2 24-02-2007 14:37
Nişan Hediyelerinin İadesi ARİF MUTLU Meslektaşların Soruları 1 23-02-2007 13:34
hediyelerin iadesinde husumet Ali Salman Aile Hukuku Çalışma Grubu 3 30-10-2006 14:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10350204 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.