Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Konut kredisi - ana para ödemesinin kredi bedelini aşan kısmının iadesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-08-2015, 09:07   #1
manolimato_06

 
Varsayılan Konut kredisi - ana para ödemesinin kredi bedelini aşan kısmının iadesi

Müvekkil x bankasından 180.000 TL kredi kullanmış, bir kısım taksitlerini ödedikten sonra faizlerin düşmesi üzerine krediyi yapılandırmış bu kez 145.000 TL kredi kullandırılmıştır. İşbu kredi 120 ay vadelidir. 145.000 TL lik yapılandırmaya dair kredinin geri ödeme planında toplam ana para ödemesi 150.000 TL olarak görünmektedir.

Aradaki 5.000 TL nin kredi yapılandırma masrafı vs. isimler altında müvekkilden tahsil edilmek istenen bir bedel olduğunu düşünüyorum.Zira hiçbir kredide ana para ödemesi kullanılan kredi bedelini geçmemeli diye düşünüyorum.

KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞMELERİ YÖNETMELİĞİ'ne göre
i) Ödeme planı: Konut finansmanı sözleşmesinde tüketicinin yapacak olduğu ödemede esas alınacak taksit, tutar ve vadeleriyle birlikte anapara, faiz, vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülükler ve varsa ücretlerin ayrı ayrı belirtildiği tabloyu" ifade etmektedir.

Yapılandırmadan sonra (120 ay vadeli) taksitler şu an için ödenmeye devam etmekte. Müvekkil henüz 30 taksit ödemiş durumda.

5000*30/120= 1250 TL

Açacağım davada, ana parayı aşan kısmın ödenen taksite oranlanması suretiyle bugüne kadar haksız ödediğimiz 1250 TL nin iadesini talep edebileceğimiz, -salt geri ödeme planında görünüyor diye- henüz ödemediğimiz taksitler dolayısıyla fazladan ödeyeceğimiz bedelleri (5000-1250) isteyemeyeceğimizi düşünüyorum.

Fakat müvekkil geri ödeme planına bağlı kalarak ödemelerine devam edeceğinden, bu plana bağlı kalarak ödeme yapılmaması halinde hesabın kat edileceği ortada olduğundan henüz ödememiş olsak da diğer 3750 TL nin tahsilinin engellenmesi için ne yapabiliriz? Geri ödeme planının uyarlanması gibi bir talepte bulunabilir miyiz?

Teşekkürler
Old 05-08-2015, 09:51   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Üstada bu 5.000 TL yapılandırma masrafı, yapılandırma komisyon bedeli vb adlar altında alınmış olabilir mi? Zira bu şekilde masraf olarak kesilen bedelleri, haskız kesinti ve masraflar olarak yada yaygın şekilde bilindiği ismiyle kredi masralarının iadesi olarak alabiliyoruz da
Old 05-08-2015, 10:47   #3
manolimato_06

 
Varsayılan

5.000 TL lik farkın nasıl oluştuğunu anlamak için şubeye dahi gittim ama personel açıklama yapamadı.

Hesap hareketlerinden ise, hiçbir masraf alınmadığı kullandırılan tüm kredinin müvekkilin hesabına aktarıldığı görünüyor. Yani yapılandırma bedeli vs. adı altında herhangi bir bedel tahsil edilmemiş, ana para geri ödemesinde oluşan fark sizin de tahmin ettiğiniz üzere yapılandırma vs. masrafı olabilir ama bu şekilde bir belirtme de yok kaldı ki henüz taksitlerin tamamını da ödemedik.
Old 05-08-2015, 11:07   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Yapılandırma ile nasıl müvekkilinizin hesabına para giriyor? Zaten mevcut bir borç yeniden taksitlendirilmiş olmuyor mu? Siz bilgi edinme kanunu çerçevesidne başvuru yapın ve bu aradaki farkı sorun bakalım ne cevap verecekler. Yada müvekkiliniz kesilen masraflara ilişkin dekont talebinde bulunsun. Ancak onun yapılandırma masrafı vb. olduğunu düşünüyorum. Ki her halde; haksız bir kesinti mevcut. Ve bu kesintiyi talep etmeniz taksitlerin ödenmesine yada borcun bitmesini gerektirmiyor. Belirsiz alacak davası açmaya ne dersiniz? Yargılama esnasında nasılsa tespit edilecektir. Zira belirttiğim üzere her halükarda haksız bir alacak mevcut
Old 05-08-2015, 11:25   #5
manolimato_06

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Yapılandırma ile nasıl müvekkilinizin hesabına para giriyor? Zaten mevcut bir borç yeniden taksitlendirilmiş olmuyor mu?

Yapılandırmada, önceki kredi borcunun kapatılması ve yeni bir kredi kullandırılması gibi işlem gerçekleştiriyor bankalar. Bu yüzden hesaba giriş oluyor.

Farkın sebebini, belirttiğiniz gibi yazılı olarak sorabilirim.

Haksız kesintinin mevcut olduğu 1250 TL var doğrudur fakat arta kalan kısım için henüz bir kesinti söz konusu değil, henüz ödemediğimiz bir bedelin iadesini isteyemeyiz bence.

Belirsiz alacak davası açtığımda ise, haksız kesinti tutarları mahkemeye başvuru sınırının altında kalacağından davanın reddi gündeme gelecek diye düşünüyorum. O yüzden henüz ödenmemiş taksitlerin uyarlanması gibi bir talepte bulunmamız mümkün mü diye sormuştum.
Old 05-08-2015, 11:44   #6
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Meslektaşım kararı tam olarak bulamadım ancak yargıtayın; belirsiz alacak davası açıldığında, miktar olarak Tüketici Hekem Heyeti sınırında kalsa bile, belirsiz alacak davasının niteliği gereği mahkemenin yargılamaya devam ederek karar vermesi gerektiği yönünde bir kararı olduğunu hatırlıyorum. Bulursam ekleyeceğim.

T.C YARGITAY 13.Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 23588 Karar: 2014 / 34305 Karar Tarihi: 05.11.2014
ÖZET: Davacının, davalı bankadan isteyebileceği masrafların kapsamının yargılama safahatinde belirlenecek olması göz önünde bulundurularak belirsiz alacak davası açılabileceğinin kabulü ile, işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir.(6100 S. K. m. 107, 114, 115)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

******Karar: Davacı, davalı bankadan 08.11.2007 tarihinde konut kredisi kullandığını, bankanın hem kredinin kullandırıldığı tarihte dosya masrafı adı altında, hem de kredinin sonraki tarihlerde yapılandırılması nedeniyle başka adlar altında hukuka aykırı olarak fazladan ücret tahsil ettiğini, kesilen meblağları bilmediğinden dolayı belirsiz alacak davası açıp yargılamanın ileriki safhalarında talebini artırma hakkını saklı tuttuğunu, HMK 107. maddedeki hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan 1.200,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.*************
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini talep etmiştir. Davacı, dava dilekçesinde dava değeri olarak 1.200,00 TL göstermiş, HMK.'nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açtığını belirtmiştir. Mahkemece davacının, davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktar ve değerini tam olarak belirleyebilecek durumda olduğu ve 6100 sayılı yasanın 114. maddesinde dava şartlarına yer verilirken, hukuki yarar şartının da dava şartı olduğu, 115. maddesinde ise "Mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı" belirtmesi karşısında, davanın dava şartı yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa ki Dairemizin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, bankalar ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebilir. Davacının, davalı bankadan isteyebileceği masrafların kapsamının yargılama safahatinde belirlenecek olması göz önünde bulundurularak belirsiz alacak davası açılabileceğinin kabulü ile, işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken dava şartı yokluğundan usulden ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 05.11.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
Old 05-08-2015, 11:51   #7
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Ben borca yansıtılmış olduğundan tamamı hakkında kesinti yapılmamış olsa dahi istenebileceğini düşünüyorum. Zira bankalar uygulamalarında; taksştlern bir kısmını ana para, bir kısmını faiz ve bir kısmını da masraf adı altında alıyor. Ama buna rağmen taksitlern tamamı yatırılmamış olsa dahi masrafların tamamı istenebiliyor.


Kararı da şimdi buldum. Diyor ki;

T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 11230
Karar: 2015 / 11810
Karar Tarihi: 13.04.2015

ÖZET: Mahkemece, dava değerinin hakem heyetine zorunlu başvuru sınırının altında kaldığı, gereği açılan belirsiz alacak davalarında da, dava dilekçesinde asgari miktar olarak gösterilen ve değeri 3000 TL nın altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetine başvuru yapılmadan tüketici mahkemesi nezdinde dava açılamayacağı, hakem heyetine başvurunun dava şartı olduğu kanaatine varıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı davayı açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası açmış olduğundan mahkemece, delillerin toplanarak işin esasına girilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.(6502 S. K. m. 68) (6100 S. K. m. 107, 115)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kendisinden çeşitli adlar altında kesintiler yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL nın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.

Eldeki davada, davacı davayı açarken, davalı bankadan kredi kullandığını kredi kullanırken kendisinden çeşitli adlar altında kesintiler yapıldığını ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 2.000,00 TL nın tahsiline ilişkin talepte bulunduğunu açıkça belirtmiştir. Mahkemece, dava değerinin 6502 sayılı Kanunun 68. maddesinde gösterilen hakem heyetine zorunlu başvuru sınırının altında kaldığı, HMK 107 gereği açılan belirsiz alacak davalarında da, dava dilekçesinde asgari miktar olarak gösterilen ve değeri 3000 TL nın altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetine başvuru yapılmadan tüketici mahkemesi nezdinde dava açılamayacağı, hakem heyetine başvurunun dava şartı olduğu kanaatine varıldığından HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı davayı açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası açmış olduğundan mahkemece, delillerin toplanarak işin esasına girilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.


Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 13.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 06-08-2015, 15:48   #8
manolimato_06

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Ben borca yansıtılmış olduğundan tamamı hakkında kesinti yapılmamış olsa dahi istenebileceğini düşünüyorum. Zira bankalar uygulamalarında; taksştlern bir kısmını ana para, bir kısmını faiz ve bir kısmını da masraf adı altında alıyor. Ama buna rağmen taksitlern tamamı yatırılmamış olsa dahi masrafların tamamı istenebiliyor.

Borca yansıtılmış olduğunda hemfikiriz fakat masrafların bir kısmı (3750 TL) henüz muaccel hale gelmemiş taksitler içerisinde yer alıyor. Bence en mantıklısı tüketici mahkemesinde 1250 TL'nin tahsili ve ödeme planının düzeltilmesi şeklinde bir talep ile dava açmak olacak.


Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Kararı da şimdi buldum. Diyor ki;

T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 11230
Karar: 2015 / 11810
Karar Tarihi: 13.04.2015

...
Davacı davayı açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası açmış olduğundan mahkemece, delillerin toplanarak işin esasına girilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ben, malesef kararı sizin gibi yorumlayamıyorum, olayda mahkeme fazlaya ilişkin hak saklı tutulup 2.000-TL değer belirtilerek açılan belirsiz alacak davasını usulden reddetmiş Yargıtay da esasa girmeden dava değeri kesin olarak belli olmadığı için usulden reddedilmemeli demiş. Burada sorun yok fakat esasa girildiğinde, rapor ile birlikte dava değeri mahkemeye başvuru sınırının altında belirlenirse yine davanın reddi gerekecektir diye düşünüyorum. Yoksa, sizin yorumunuza göre tüm davaların tüketici mahkemesinde açılabileceği düşünülür yeter ki belirsiz alacak davası şeklinde açılsın.
Old 06-08-2015, 15:56   #9
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Benim yorumumdan o sonucu nasıl çıkardınız inanın şaşırdım !
Elbetteki bilirkişi raporu ile alacağın tüketici mahkemesi sınırının altında olduğu anlaşılırsa görevsizlik kararı verilecektir. Bunu açıklamaya gerek dahi duymadığımdan belirtmedim.

Kararı benim gibi yorumlamıyorsunuz ama benim yorumumu yanlış yorumluyorsunuz. Sizin anladığınız şekilde benim yorumumdan, tüm davaları belirsiz alacak şeklinde açarak görev sınırlarından kaçabiliriz (Örneğin; ticaret mahkemelerinde) gibi bir anlam çıkıyor ki, bunu burada bir hukukçunun dile getireceğini sanmıyorum. Bu mümkün mü?

Bakın ne demişim : "Ben borca yansıtılmış olduğundan tamamı hakkında kesinti yapılmamış olsa dahi istenebileceğini düşünüyorum " Ben kesintinin 5000 TL olduğundan bahisle böyle bir öneride bulunmuştum.

Karar yeni tarihli bir karar ve pek bilinmiyordu. Zaten siz de kararı gördüğünüzde memnun olacağınız anlamında bir mesaj yazmıştınız ama sonradan silmişsiniz. Ki amacım size bir öneri getirip yardımcı olmaktı VE BU SİTEDEKİ AMAÇ DA BUDUR.


Siz 1250 TL talepli bir dava açtığınızda; neyse...

İyi çalışmalar meslektaşım. İyi günler
Old 06-08-2015, 16:15   #10
manolimato_06

 
Varsayılan

Niye bu kadar sitemkar davrandığınızı anlayamadım aslında ama, tek tek cevap vereyim şimdi size,

Önceki mesajlarınızdan birinde,

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Meslektaşım kararı tam olarak bulamadım ancak yargıtayın; belirsiz alacak davası açıldığında, miktar olarak Tüketici Hekem Heyeti sınırında kalsa bile, belirsiz alacak davasının niteliği gereği mahkemenin yargılamaya devam ederek karar vermesi gerektiği yönünde bir kararı olduğunu hatırlıyorum. Bulursam ekleyeceğim.
dediniz,

Muhakkak ki, bu yönde bir karar bulursanız ben de mutlu olurum tabi kastınız görevsizlik kararı değilse

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Kararı da şimdi buldum. Diyor ki;

T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 11230
Karar: 2015 / 11810
Karar Tarihi: 13.04.2015

...
Eldeki davada, davacı davayı açarken, davalı bankadan kredi kullandığını kredi kullanırken kendisinden çeşitli adlar altında kesintiler yapıldığını ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 2.000,00 TL nın tahsiline ilişkin talepte bulunduğunu açıkça belirtmiştir. Mahkemece, dava değerinin 6502 sayılı Kanunun 68. maddesinde gösterilen hakem heyetine zorunlu başvuru sınırının altında kaldığı, HMK 107 gereği açılan belirsiz alacak davalarında da, dava dilekçesinde asgari miktar olarak gösterilen ve değeri 3000 TL nın altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetine başvuru yapılmadan tüketici mahkemesi nezdinde dava açılamayacağı, hakem heyetine başvurunun dava şartı olduğu kanaatine varıldığından HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı davayı açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası açmış olduğundan mahkemece, delillerin toplanarak işin esasına girilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Kararı buldum deyip eklediğiniz karar sonrasında ben kararın işime yaramayacağını söyledim ki neden yaramayacağını da anlattım size eğer siz kendi ifadeniz olan "bilirkişi raporu ile alacağın tüketici mahkemesi sınırının altında olduğu anlaşılırsa görevsizlik kararı verilecektir. Bunu açıklamaya gerek dahi duymadığımdan belirtmedim." şeklindeki görüşünüze -benim yorumumdan evvel- zaten sahip olduğunuzu iddia ediyorsanız diyecek bir şey bulamam

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Kararı benim gibi yorumlamıyorsunuz ama benim yorumumu yanlış yorumluyorsunuz. Sizin anladığınız şekilde benim yorumumdan, tüm davaları belirsiz alacak şeklinde açarak görev sınırlarından kaçabiliriz (Örneğin; ticaret mahkemelerinde) gibi bir anlam çıkıyor ki, bunu burada bir hukukçunun dile getireceğini sanmıyorum. Bu mümkün mü?
Ben de mümkün olmaması gerektiğini ifade etmeye çalışmıştım ama tartıştığımız konu ile alakalı olarak ticaret mahkemesinde görev ile ilgili bir sorun olacağını düşünmüyorum. Zira ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığı dava değerine göre belirlenmez.


Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Siz 1250 TL talepli bir dava açtığınızda; neyse...

devamını da söyleyin lütfen ama önce talebimin tamamını gözden geçirin derim...

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
İyi çalışmalar meslektaşım. İyi günler

Size de, bu arada kıymetli vaktinizi ayırdığınız için tüm samimiyetimle çok teşekkür ederim
Old 06-08-2015, 16:42   #11
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Anlaşılan her kelimemei tek tek açıklamak zorunda kalacağım.

5235 SK. MD.5/3; "Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında KanunAsliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın;

1. İflas, iflasın ertelenmesi, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan davalara,

2. 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara,

3. Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara,

4. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalarına, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara,

ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır."
300.000 tl TİCARET MAHKEMELERİNDE, HEYETLE BAKILMASI SINIRIDIR.


Kararın sizin işinize yaramayacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ki zaten ben 5000 tl'nin tamamının istenebileceğini düşürken siz yanlızca 1250 TL'lik kısmının istenebileceğini düşünüyorsunuz. Bende 1250 TL'lik kısmın talep edilebileceği kanısında olsaydım sizinle aynı görüşte olurdum. Ancak bunun dile getiriliş biçimi vardır. Kararı benim bambaşka bir şekilde anlamlayarak dile getirdiği sonucuna varırsanız orada yanlışlık başlar.

Bakın halen tavrınız devam ediyor. "tabi kastınız görevsizlik kararı değilse" ve "konu ile alakalı olarak ticaret mahkemesinde görev ile ilgili bir sorun olacağını düşünmüyorum" gibi sınırı aşan cümleler kullanıyorsunuz. Tekrar söylüyorum; burada hukukçular arası yardımlaşma söz konusu. Bir hukukçunun da sizin belirttiğiniz gibi yorumlar getireceğini sanmıyorum ama siz benim o tip yorumlar getirdiğimi düşünerek bana cevap veriyorsunuz. Elbette ben size görevsizlik kararı göndermem hiçbir hukukçunun da kastı böyle bir olayda görevsizlik kararı olmaz. Ticaret mahkemelerinden kastım görev sınırı değildi. Ki yukarıda da ilgili maddeyi verdim. Heyetle görüşülecek işler için miktar sınırı vardır. Ki belirsiz alacak davasında aynı durum heyetle yada tek hakimli görüşülüp görüşülemeyeceği hususunda çıkacaktır.

Burada ben her kelimemi açıklamak zorunda kalırsam sorunun çözümüne ulaşamayız. Ki zaten siz yeterince söylenenden farklı anlamlar çıkarıyorsunuz. Konunun çözümünde uzaklaşıp konu beni eleştirme noktasına geliyorsunuz.

Kusura bakmayın ticaret mahkemeleri ile ilgili yorumuma bile cevap olarak; "tartıştığımız konu ile alakalı olarak ticaret mahkemesinde görev ile ilgili bir sorun olacağını düşünmüyorum. Zira ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığı dava değerine göre belirlenmez" gibi bir cevabı bu siteye yakıştıramıyorum. Sizce benim konunun ticaret mahkemesi ile ilgili olmadığını yada ticaret mahkemelerinin görevli olup olmadığının dava miktarına göre belirlenmediğini bilmemem mümkün mü? Bu bile tavrınızı ortaya koymak için yeterli sanırım.

Son olarak sizin tarzınızla cevap vereyim : Ticaret mahkemelerinde 300.000 TL üzerindeki davalar heyet halinde görülür. Bi bakın derim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Dosya masrafı iadesi(Esnaf ve Sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifi kanalıyla bankadan işletme kredisi) Av.Nevzat AKIN Meslektaşların Soruları 3 25-05-2015 15:53
2013 konut kredisi masraf iadesi gençavukat01 Meslektaşların Soruları 4 15-05-2014 11:13
Bitmemiş konut Projesinde kredi taksitlerinin iadesi sinequanon Hukuk Haberleri 1 04-03-2013 23:32
yabancı para üzerinden konut kredisi çekilmiş,yabancı para birimi çok yüksek değer artışı göstermiştir. kerem polat Meslektaşların Soruları 3 07-01-2011 20:56
İhale bedelini aşan motorlu taşıtlar vergisinin terkini avalaattin61 Meslektaşların Soruları 3 27-04-2007 06:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05714607 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.