Sanığa Ait Olmayan Yerde Bulunan Silah (Yargıtay Kararı)

Müvekkilin evinin avlusunu çevreleyen çitin 85 metre uzağında, müvekkile ait olduğu iddia edilen saman yığınına 10 metre uzaklıkta, toprağa yarı gömülü halde bulunan bir kalaşnikof marka silahtan dolayı müvekkile 6136 sayılı kanunun 13/2 maddesi gereğince 4 yıl 2 ay hapis cezası ve para cezası verildi. Mahallinde keşif yapılmasına ilişkin talebimiz ve ihbarda bulunan kişi ile müvekkilin oğlu arasında silahla yaralama suçu nedeniyle husumet bulunduğu iddiamız esasa etkili olmayacağından reddedildi. Silahın bulunduğu yerin dış müdahalelere açık olduğu, burasının sanığın zilyetliğinde olmadığı ve dolayısıyla hakimiyet alanı içinde olmadığı, köy yoluna 10 metre uzaklıkta olduğu, silahın toprağa yarı gömülü bir şekilde saklanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve tutanak tanıklarının dinlenilmesi gerektiği yönündeki savunmamız kabul görmedi.
Mahkeme, müvekkile ait evin eklentisinde 20 adet tabanca mermisinin de bulunduğunu ve dolayısıyla kalaşnikof marka silahında sanığa ait olduğu kanaatiyle mahkumiyet yoluna gittiğini kararında belirtmiştir. Savunmamız da tabanca mermisinin sanığın oğluna ait olduğunu ve yapılan aramada sadece 20 adet merminin değil bu mermilerle birlikte bir adet tabancanın da ele geçirildiğini ve müvekkilin oğlunun bu suçtan dolayı yargılandığını ve ceza aldığını dolayısıyla tek suça tek ceza ilkesi gereğince müvekkilin bundan sorumlu tutulamayacağını ve söz konusu dosyanın celp edilmesini talep ettik. Ancak mahkeme bu talebimizi de reddetti.
Olayla ilgili olarak, yani sanığa ait olmayan yerlerde bulunan silahlarla ilgili olarak temyiz dilekçesine ek olarak sunmak üzere Yargıtay kararına ihtiyacım var. Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

Eski tarihli bir karar. Umarım işinize yarar.





T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 2000/17778

K. 2001/12692

T. 9.7.2001

DAVA : 6136 Sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Nurettin yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne ve zoralıma dair (SİVEREK) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 12.7.1999 gün ve 187 esas, 275 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 27.6.2000 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Oluşa, dosya içeriğine, yapılan keşfe, keşifte elde edilen bulgulara ve bilirkişi raporuna göre suça konu tüfeğin yapılan bir ihbar sonucu sanığın evinin ve . dışında etrafı açık zemine gömülü olarak elde edilmiş bulunması ve sanığın aşamalarda tutarlı olarak elde edilmiş bulunması ve sanığın aşamalarda tutarlı olarak silahın kendisine ait olmadığını, hasımları tarafından konulmuş olabileceğini savunması karşısında, bu savunmasının aksine silahın sanığa ait olduğuna dair her türlü kuşkudan uzak mahkumiyetine yeterli kanıt elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine kanıtların değerlendirmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 9.7.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Çok teşekkür ederim. Bizim olaya uyuyor. Elimde yine aynı mahkemenin benzer bir olay için 2008 yılında verdiği bir beraat kararı vardı. Fakat bir türlü yargıtay içtihadına ulaşamamıştım.

Alıntı: Yazan mehmet sirn Çok teşekkür ederim. Bizim olaya uyuyor. Elimde yine aynı mahkemenin benzer bir olay için 2008 yılında verdiği bir beraat kararı vardı. Fakat bir türlü yargıtay içtihadına ulaşamamıştım.

Sayın meslektaşım, karar arayışınızı sadece 6136 sayılı yasayla sınırlı tutmayınız. Zira bahsettiğiniz olay, maddi olay ve suçun niteliğinden bağımsız olarak, ceza yargılamasına ilişkin olarak bütün suçlarda geçerli olan;

*** Ceza mahkûmiyeti tam bir kesinliğe dayanmalıdır.

*** Şüphenin sanık aleyhine açıkça yenilmediği, tecrübe kurallarına, isbat hukukuna ve büyük sayılar kanununa (yaşamsal oluşa) aykırı delillerle ceza hükmü kurulamaz.

*** Ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu amaçtan vazgeçilemez. Ceza muhakemesi ön-görünüşle yetinemez; şekli isbata itibar edemez.

*** Toplanan deliller akılcı, olayı temsil edici, ikna ve tatmin edici, kesin, şüpheden uzak, çelişkisiz, lehe delillere galebe çalacak mahiyette olmak zorundadır.

Gibi kurallara ilişkindir. Bu sebeple, müsned suçtan başka suçlara ilişkin olan ve ceza yargılamasının yukarıda bahsettiğin özelliklerini ortaya koyan içtihatları dilekçenize ekleyebilirsiniz. Zira bu husus suça değil, suçluluğun tesbitine götüren yola yani "usule" ilişkindir. Suçlar değişebilir, fakat yargılama usulüne ilişkin ilkeler değişmez...

Bu hususta hem site-içi arama ile hem de içtihat programlarında oldukça fazla içtihat bulmanız mümkündür.

Saygılarımla.