Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Terk sebebiyle gönderilen ihtar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-04-2009, 14:13   #1
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan Terk sebebiyle gönderilen ihtar

Merhaba, müvekkili kocası yaklaşık altı ay önce gece yarısı kızıyla birlikte dısarı atmış.Bunun üzerine şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtık.Boşanma davası açtığımız tarihte onlarda aynı tarihli müvekkile eve dön ihtarı göndermişlir.

Bu durumda ne yapmalıyım?Saygılarımla

Şimdiden yardımlarınızdan dolayı teşekkür ederim...
Old 08-04-2009, 14:23   #2
Ahmet AHMETOĞLU

 
Varsayılan

Boşanma davası açılması ile eşlerin ayrı yaşama hakları doğar. Bu sebeple ihtarın hukuki bir değeri olmaz düşüncesindeyim. Ayrıca evden atma vakıasını ispat ederseniz yine ihtarın hukuki bir değeri olmayacaktır.
Old 08-04-2009, 14:29   #3
miss_lawyer

 
Varsayılan

Sn Ahmet Ahmetoğlu'na katılıyorum Ayrıca davalı davanıza cevap olarak şiddetli geçimsizlik sebeplerine dayanırsa ve müvekkilinize kusur atfederse bu durumda ihtarın samimi olmadığı şeklinde savunma yaparsanız lehinize olur.iyi çalışmalar!
Old 08-04-2009, 14:42   #4
hilallal

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
1982/2-781
Karar No.
1984/240
Tarihi
14.03.1984
743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/132
TERK NEDENİYLE BOŞANMA
GEÇERSİZ İHTAR
AYRI YAŞAMA HAKKI
ÖZET
İHTARDAN ÖNCE AÇILMIŞ BOŞANMA DAVASI BULUNDUĞUNDAN DAVALININ AYRI YAŞAMAK HAKKI VARDIR
Taraflar arasındaki "terk nedeniyle boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.9.1981 gün ve 1980/671981/160 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 4.2.1982 gün ve 145-829 sayılı ilâmıyla, ( ...1- İhtar dilekçesinde ve davalıya tebliğ olunan ihtar kararında davalının çağrıldığı ev adresi gösterilmemiştir. Buna rağmen geçersiz bir ihtara dayanılarak davalının eve dönmediğinden söz edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2- Tatvan'daki görevine 11/1/ 1980 tarihinde başlamış olduğu halde, 12.2.1980 gününde ihtar isteğinde bulunmuş olmakla, davacının ihtardan iki ay öncesinde bağımsız ev hazır etmediği anlaşılmaktadır. Şu suretle, davacının davalıyı eve davet etmesinde samimi olmadığı gözetilmeden tarafların boşanmalarına karar verilmesi bozmayı gerektirir.
3- Kaldı ki, daha önce davacının şiddetli geçimsizlik sebebi ile açtığı davada tarafların 30.5.1979 günlü oturuma gelmemeleri üzerine dosyanın işlemden kaldırılmasına, aradan bir sene geçtikten sonra da 30.5.1980 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Sözü edilen dosyada davacının davadan feragatına ilişkin dilekçesi bulunmakta ise de; bu feragat dilekçesinde Hâkim havalesi ve tarihi veya feragat dilekçesinin dosyaya konulduğu tarihi belirleyecek herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu durumda, feragat dilekçesinin davanın açılmamış sayılması sebebiyle dosyanın kaydının kapatılmasına ilişkin 30.5.1980 günlü karardan önce verildiği anlaşılmadığından 30.5.1980 günün, kadar, önceki boşanma davası nedeni ile davalının ayrı yaşamak hakkı vardır. O halde davalı ihtara uyumamakta haklıdır. Davanın bu yönden dahi reddi gerekirken, iddianın kabulü ile boşanmaya karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince Bozulmasına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.3.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 2
Esas No.
1987/4675
Karar No.
1987/5191
Tarihi
15.06.1987
743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/132/152
BOŞANMA
TERK
BOŞANMA DAVASI
EVE DAVET İHTARI
ÖZET
DAVACI KOCA, BAŞKA BİR KADINLA EVLİLİK DIŞI İLİŞKİ KURMUŞ OLDUĞUNA GÖRE TERK NEDENİYLE MÜŞTEREK EVE ÇAĞRILAN ( DAVET EDİLEN ) EŞ, ÇAĞRIYA ( DAVETE ) UYMAMAKTA HAKLIDIR.
DAVA VE KARAR : Ali ile Hevi arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda, tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, Medeni Kanun’un 132. maddesine dayalı olarak terk sebebiyle boşanma isteminden ibarettir. Söz konusu maddeye göre boşanmaya karar verilebilmesi için, davet edilen davalı eşin, haklı bir sebeple birlik dışında kaldığının, davete uymamakta haksızlığının gerçekleşmesi gerekir. Oysa mahkeme kararında da açıklandığı üzere, davacı koca başka bir kadınla evlilik dışı ilişki kurmuş ve bu ilişkiden doğan 1978, 1981 ve 1983 doğumlu üç çocuğunu da 2526 sayılı Kanun’a göre tescil ettirmiştir. Ayrıca dinlenen tanıklar, davacı kocanın söz konusu ilişkisini devam ettirmekte bulunduğunu da açıklamışlardır. Öyle ise yapılan davet evlilik birliğini sürdürme amacına dayalı samimi bir arzunun ürünü olmadığı gibi, ayrı evde bile olsa kadın, kocasını başka bir kadınla paylaşmak zorunda değildir. Şu durumda davalı kadın, davete uymamakta haklıdır. Mahkeme kararında öngörülen "çevrenin sosyal özellikleri itibarıyla halk arasında bu tür davranışların yaygın" olması, Medeni Kanun’un tek kadın ile evlilik ilkesini ve 152. maddesinin tanımladığı sadakat yükümlülüğünü ortadan kaldırıcı ve fiilen değerden düşürücü bir durum sayılamaz. Öyle ise yapılan davete, davalının haklı bir sebeple uymadığı gerçekleştiğinden, isteğin reddi gerekirken kanun hükmünün yorumunda önemli yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi Usul ve Kanun’a aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2000/2-142
Karar No.
2000/158
Tarihi
13.02.2000
743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/132
BOŞANMA
İHTARDA SAMİMİYET
TERK SEBEBİNİ ETKİSİNİN GEÇMEMESİ
ÖZET
DAVACI, 8 AYLIK HAMİLE EŞİNİ MERDİVENDE DÖVMÜŞ VE DAVALI EVİ BU SEBEPLE TERK ETMİŞTİR. BU OLAYIN ETKİSİ GEÇECEK BİR SÜRE DOLMADAN EŞİN EVE DAVETİ SAMİMİ KABUL EDİLEMEZ.
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Körfez Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 5.5.1998 gün ve 1996/1844 E. 1998/205 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 16.11.1998 gün ve 1998/10626 E. 1998/12246 K.sayılı ilamı;
( ... İhtarın sonuç doğurabilmesi için samimi bir arzunun ürünü olması gerekir. Davacının, davalı 8 aylık hamile iken onu merdivende dövdüğü ve davalının evi terkettiği anlaşılmaktadır. İhtar istek tarihi gözönünde tutulduğunda bu olayın etkisinin geçtiği kabul edilemeyeceği gibi davacının, davalıyı boşayıp 16-17 yaşlarında bir kızla evleneceği şeklinde sözleri birlikte değerlendirildiğinde ihtar ve eve davette samimi olmadığının kabulü gerekir. Davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
1998/2-630
Karar No.
1998/648
Tarihi
30.09.1998
743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/132
BOŞANMA
ÖZET
KOCANIN KARISINI DÖVMESİ KESİNLEŞTİĞİNE GÖRE, İHTARI HUKUKİ SONUÇ DOĞURMAZ. BU DURUMDA KOCANIN AÇTIĞI TERK SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASININ REDDİ, KADININ KARŞILIK DAVA OLARAK AÇTIĞI ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASININ KABULÜ GEREKİR.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.9.1997 gün ve 857 - 549 sayılı kararın incelenmesi davalı - karşılık davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 22.1.1998 gün ve 13608 - 650 sayılı ilamı;
( ... Davacı kocanın davalı kadını dövüp evden kovduğu, Ağustos 1996 tarihinde dahi dövme izlerinin geçmediği dinlenen tanık beyanları ile belirlenmiştir. O halde 19.8.1996 tarihinde yapılan ihtar hukuki sonuç doğurmaz. Kocanın açtığı davanın reddi kadının açtığı Medeni Kanun’un 134. maddesine dayanan davanın kabulü gerekir.
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı - karşılık davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verild
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No.
1996/2-785
Karar No.
1997/95
Tarihi
19.02.1997
743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/132/2
BOŞANMA
TERK SEBEBİYLE BOŞANMA
MANEVİ UNSUR
KOCANIN KÖTÜ MUAMELESİ
ÖZET
DAVALI EŞİN, DAVACI TARAFÇA DÖVÜLÜP KOVULMASINDAN 2 GÜN SONRA EVİ TERKİNİN; EVDEN ATILMASI SEBEBİYLE DEĞİL DE, EVLİLİK BİRLİĞİNİN KENDİSİNE YÜKLEDİĞİ GÖREVLERİ YERİNE GETİRMEMEK AMACIYLA GERÇEKLEŞTİĞİNİN KABULÜ İNSAN ONURU İLE BAĞDAŞMAZ. EŞİNİ EVE DAVET EDEN KİMSENİN, BU İSTEKTE HAKLI OLABİLMESİ İÇİN; KÖTÜ DAVRANIŞIN ETKİSİNİ KALDIRACAK MAKUL BİR SÜRENİN GEÇMİŞ OLMASI VEYA EŞLERİN BİRBİRİNİN DAVRANIŞINI HOŞGÖRÜ İLE KARŞILAYABİLECEKLERİNİ ORTAYA KOYMUŞ OLMALARI GEREKİR.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki ''boşanma'' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesin'ce davanın kabülüne dair verilen 2.5.1995 gün ve 1994/314-1995/160 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 18.11.1996 gün ve 1996/13754-486 Sayılı İlamı;
( ... Toplanan delillerden davacının Mayıs 1994 te davalıyı dövdüğü anlaşılmaktadır. Bu hale göre ihtar isteğinin bulunulduğu 25.7.1994 tarihinde davalının Medeni Kanun 132. maddesinde belirtilen evlenmenin kendisine yüklediği vazifeleri ifa etmemek maksadiyle davacıyı terketmesi koşulunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmaz. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YAGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle ''karı kocadan biri evlenmenin kendisine tahmin ettiği vazifeleri ifa etmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya muhik bir sebep olmaksızın evine dönmediği takdirde, ayrılık süresi en az üç ay sürmüş ve devam etmekte bulunmuş ise, diğeri boşanma davasında bulunabilir.'' ( M.K.132 ) Görüldüğü üzere terk nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için, eşler arasında ortak hayatın sona ermiş bulunması, ayrılığın evlilik ödevlerini yerine getirmeme amacına yönelik olması, ayrı yaşamanın haklı bir nedene dayanmaması ve nihayet bu olgunun enaz üç ay sürmesi ve devam etmekte olması gerekir. Davanın kabulü için fiilen ayrılığın subutu zorunlu maddi unsur olup, fiili ayrılığın evlenmenin yüklediği ödevleri yerine getirmemek amacına yönelik olması da, manevi unsuru oluşturur.
Bu unsur, terk eden eşin bilinçli hür iradesi ile ortaya koyduğu özel kastını ve kötü niyetini ifade eder. Onun haksız davranışıdır. Bu amacın mevcut olmadığı başka bir saik altında oluşan; örneğin kötü muameleye maruz kalan eşin terki ve fiili ayrılığı halinde, ayrı yaşayan eşin haksızlığından söz edilemez. Şüphesiz fiili ayrılığın başlangıcında bu saik altında oluşmayan fiili ayrılığın daha başka bir ifade ile ayrı yaşamakta haklılığın yeni olgular bulunmadan ömür boyu devamı evlilik kurumu ile bağdaşır nitelikte kabul edilemez. Hayatın olağan akışı içinde normal ve makul insanların davranışlanna uygun düşmeyen davranış içine girmiş olmak, başlangıçta bulunan ayrı yaşama hakkını kaldınr ve kanunda yer alan süreler işlemeye başlar. Kanun, başlangıçta bulunan bu haklılığı kaldırmak için resmi bir işlem yapılmasını öngörmemiştir. Şu halde, birliği terk eden eşin terkteki haklılığının sürmesini haklı gösterecek sebebin varlığının ortadan kalkıp kalkmadığının; terk eden eş bakımından terki haklı kılan sebeplerin etkilerinin silinebileceği makul sürede dikkate alınarak, ayrı yaşayan ve birliği terk eden eş yönünden bu haklılığının devam edip etmediğinin hakim tarafından takdiri gerekir "Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.5.1976 tarih ve 1975-2/997- 2081 sayılı kararı". Somut bu olayda olduğu gibi 23.5.1994 günü evden dövülüp atılan eşin eve dönmesi için 25.7.1994 günü ortaya konan ihtar isteğinde, kanunun öngördüğü ihtar istenebilmesi için haklı bir sebep olmadan 2 ay evlilik dışında kalma unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün değildir. Davalının dövülüp 23.5.1994 gününde evden davacı tarafca kovulma olgusunun etkisinin 2 gün içinde geçtiğini, artık eşinin 25.5.1994 tarihinden itibaren dövülüp evden atılması sebebı ile değilde evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemek amacıyla birlik dışında kaldığını kabul etmek, insan onuru ile de bağdaşmaz. Eşini eve davet eden kimsenin bu istekte haklı olabilmesi için, davet eden eşin kötü davranışının etkisini kaldıracak makul sürenin geçmesi veya eşlerin birbirinin davranışını hoşgörü ile karşılayabilecekleri davranışların ortaya konması gerekir. Eşini dövüp evden atan eşin; kısa bir süre sonra kanunda gösterilen haklı bir sebep olmadan ( evlilik birliğinin yüklediği görevleri ifa etmemek amacıyla ) eşim "iki aydır evlilik birliği dışındadıc. Onu birliğe dönmeye davet edin" demesi Medeni Kânunu 2. maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz.
Öte yandan dosyadaki bilgi ve belgelerden ihtardan önceki iki aydan az bir zamanda veya ihtardah sonraki bir aylık süre içinde ayrı yaşamakta haklı oluşun kalkmış bulunması ve unsurları da oluşmadığından M.K. nun 132. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi hukuken mümkün değildir. O nedenle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsene Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki karada direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) yapılan 2. görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Old 08-04-2009, 14:55   #5
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan miss_lawyer
Sn Ahmet Ahmetoğlu'na katılıyorum Ayrıca davalı davanıza cevap olarak şiddetli geçimsizlik sebeplerine dayanırsa ve müvekkilinize kusur atfederse bu durumda ihtarın samimi olmadığı şeklinde savunma yaparsanız lehinize olur.iyi çalışmalar!

Bu durumda şuan yapmam gereken bir şey yok sanırım.Davalı davamıza cevap verirse mi cevaba cevap dilekçemde ihtardan bahsetmeliyim yoksa bunun başka bir yolu var mı?
Old 08-04-2009, 15:15   #6
Av.Dilara Özbey

 
Varsayılan

Boşanma davası açmakla karşı tarafa dilekçeniz tebliğ edileceğinden ayrıca ihtara cevap vermeye gerek yoktur. Zaten dava açmamış olsaydınız ihtara cevapta dönmeme sebebi olarak geçimsizlik halleri ile dışarı atılma netincesinde evden ayrılındığını bildirecektiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Terk Sebebiyle Boşanma Davası,Tebligat Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 3 13-07-2009 09:43
terk sebebiyle açılan boşanma davasında ev eşyalarının satılması tolgaaltun Meslektaşların Soruları 8 17-07-2007 13:21
Terk nedeni ile boşanma davasında terk ihtarının kötüniyetli olduğunun ispatı hırs Meslektaşların Soruları 3 27-04-2007 21:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08093905 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.