Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

özel alacak ve vergi alacağı arasındaki öncelik problemi

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-12-2007, 14:26   #1
Gürkan Çalışkan

 
Varsayılan özel alacak ve vergi alacağı arasındaki öncelik problemi

Herkezin yeni yılını kutlar,2008'in hukuki güvenliğin eksiksiz yaşandığı bir ülke, ve adil bir dünya getirmesini dilerim. Türk Hukuk Sitesi'nde emeği olanlar ve tüm üyelerine şükranlarımı sunarım.

Sorum şu;
1. haciz ihbarnamesinin tebliği sonrası işçi maaşının 1/4'ü işveren tarafından ödenmekteyken, 6183 s. s. K. ile vergi alacağından dolayı vergi dairesi tarafından bir başka haciz ihbarnamesi ile işçi maaşının bu kez 1/3'üne haciz işlemi uygulanıyor.

Bu durum karşısında, işveren
a) 2. haciz ihbarnamesine karşı cevabi yazıyla işçi maaşının daha önceki tarihli bir haciz ihbarnamesi ile haczedildiğini mi bildirmekle yetinmelidir?
b) devlet alacağı terditli olarak önceliklidir diye düşünerek 1. haciz ihbarnamesi gönderilen dosyaya para göndermekten vazgeçmeli ve bunu dosyasına bildirmeli midir?
c) Devlet alacağı karşısında işçinin 1/4'lük maaş güvencesini tanımayarak her iki dosyaya da haciz işleminin gereğini mi yapmalıdır.?

Teşekkür ederim..
Old 31-12-2007, 15:36   #2
ilke

 
Varsayılan garameten paylaşım..

amme alacaklarının tahsili hakkındaki kanuna göre ;

AMME ALACAKLARINDA RÜÇHAN HAKKI :
MADDE 21 - Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur. (Ek hüküm: 5479 - 30.3.2006 / m.4) "Genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü uygulanmaz." (MADDE 268 - (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.108) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.64) 261 inci maddeye göre ihtiyaten haczedilen mallar, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden önce diğer bir alacaklı tarafından bu Kanuna veya diğer kanunlara göre haczedilirse, ihtiyati haciz sahibi alacaklı, bu hacze 100 üncü maddedeki şartlar dairesinde kendiliğinden ve muvakkaten iştirak eder. Rehinden önce ihtiyati veya icrai haciz bulunması halinde amme alacağı dahil hiçbir haciz rehinden önceki hacze iştirak edemez. )
İhtiyati haciz masrafları satış tutarından alınır.
İhtiyati haciz diğer rüçhan hakkını vermez.
Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Ancak, gümrük resmi, bina ve arazı vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan âmme alalcakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel gelir.
Borçlunun iflâsı, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde âmme alacakları hakkında İcra ve İflâs Kanununun 206'ncı maddesindeki sıraya göre muamele yapılır. (Değişik son fıkra: 5479 - 30.3.2006 / m.4) Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dahil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur.


ilgili bir yargıtay kararı da size sunayım:
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1993/19-490

K. 1993/718

T. 17.11.1993

• GARAMETEN PAYLAŞMA ( Kamu Alacağının Tahsili )

• KAMU ALACAĞININ TAHSİLİ ( İştirak Haczi )

• İŞTİRAK HACZİ ( Kamu Alacağının Tahsili )

2004/m.100,101

2918/m.20,21

6183/m.54,64,77

ÖZET : Olayda araç, 31.5.1990 tarihinde haczedilmiş ve 26.11.1991`de satılmak suretiyle paraya çevrilmiş, alacaklı vergi dairesinin haczinin ise bu tarihten önce trafik kaydına işlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı vergi dairesinin 31.5.1990 tarihli hacze iştirak ettirilerek, satış bedelinin garemeten paylaştırılması gerekmektedir.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "derece kararına itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep İcra Tetkik Merciince itirazın reddine dair verilen 3.2.1992 gün ve 1991/975 E. - 1992/81 K. sayılı kararın incelenmesi muteriz ( davacı ) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18.1.1993 gün ve 1992/11300 E - 1993/54 K. sayılı ilamı: "... 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54. maddesinde, süresinde ödenmeyen amme alacağının cebren tahsili yoluna gidilerek, borçlunun borcuna yetecek mallarının haczedileceği, 64. maddesinde haciz muamelelerinin tahsil dairesince düzenlenen onaylı haciz zabıt varakasına dayanılarak yapılacağı, 77. maddesinde de menkul malların haczinin yapılış biçimi açıklanmış bulunmaktadır.
2918 sayılı Yasanın 20/D maddesinde, araç alım satımının geçerliliği, işlemin noter kanalıyla yapılması koşuluna bağlanmış olmakla, anılan hüküm karşısında aracın haczinin trafik kaydına işlenmesiyle, haciz gerçekleşmiş olur. Yine 6183 sayılı Yasanın 21. maddesinde, amme alacaklarında rüçhan hakkı düzenlenirken, 3. kişilerce haczettirilen mallar, paraya çevrilmeden önce o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacağın hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin aralarında garemeten paylaştırılacağı ön görülmüştür.
İcra İflas Yasası`nın hacze iştiraki düzenleyen 100. ve 101. maddeleri yanında bu konuda özel düzenlemeler getiren ve anılan genel hükümleri tamamlayıcı nitelikte bulunan yasa hükümlerinin de gözönünde tutulması gerekir.
Somut olayda araç, 31.5.1990 tarihinde haczedilmiş ve 26.11.1991`de satılmak suretiyle paraya çevrilmiş, alacaklı vergi dairesinin haczinin ise bu tarihten önce trafik kaydına işlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı vergi dairesinin 31.5.1990 tarihli hacze iştirak ettirilerek, satış bedelinin garemeten paylaştırılması gerekmekte olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararını süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Muteriz ( davacı ) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, oyçokluğu ile karar verildi.


</IMG></IMG>
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
(Alacak Davası) Turizm İşletmesinin Tur Operatöre Şirketten Alacağı ibreti Meslektaşların Soruları 5 21-06-2013 17:52
idari sözleşmeler ile idari özel hukuk sözleşmeleri arasındaki fark burcu nas Hukuk Soruları 4 02-02-2008 21:22
Stopaj alacağı/3. kişinin vergi borcuna mahsup Av.Hatice Sarıbardak Meslektaşların Soruları 4 25-10-2007 20:16
vergi alacağı için 89/1 av.zuhala Meslektaşların Soruları 3 25-01-2007 03:24
vergi hukuku özel hayata müdahale ederse?? MeLoDyY Hukuk Soruları Arşivi 1 29-03-2006 22:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05259109 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.