Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Terhis olan askerin (ohal bölgesinde) toplama kampına giden askeri sevkiyat aracın kaza yapması sonucu ölmesi ve şehit vasfı verilmemesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-09-2011, 13:03   #1
AV.M.BURAK KINACILAR

 
Varsayılan Terhis olan askerin (ohal bölgesinde) toplama kampına giden askeri sevkiyat aracın kaza yapması sonucu ölmesi ve şehit vasfı verilmemesi

Doğu Anadolu da askerlik yapan mütevaffa askeri araçla toplama kampına giderken otobüs takla atıyor ver asker şehit oluyor ancak askerin askerlik vazifesini bitirmiş olduğu kanısıyla şehit ünvanı verilmemiştir. Aslında Terhis belgesi geciçidir, askerlik vasıfesinden sonra memlekete dönerken kısa dönemler için 12 uzun dönem askerler için ise 30 gündür, izin kullanmayan asker bu kadar kısa sürede evine dönmektedir ama bu süre dolmadan sivil kimliğini kullanamaz kural budur sevkiyatta şehit olan askerin şehit sayılmaması ve ailesine maluliyet maaşı bağlanmamasaı hakkında bilgisi olan veya böyle bir olayla karşılaşan meslektaşlarım var mı ? saygılar..
Old 01-10-2011, 00:57   #2
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba.Türk pozitif mevzuatında, kimlerin şehit sayılacağına ilişkin bir düzenleme yoktur.Sadece, kimlerin şehitliklere gömüleceğine dair bir düzenleme vardır.(MSB Şehitlik Yönergesi) ve 7. maddede bu kişiler sayılmıştır. Şehit sayılmama kararının iptali için AYİM'e dava açabilirsiniz. Ancak,kazansanız bile bu dava size sadeceşehitliğe gömülme hakkı verecektir. onun yerine tszminat ve koşulları varsa dul/yetim aylığı davası açmak bana göre daha mantıklı görünmektedir. Saygılarımla
Old 01-10-2011, 10:05   #3
avsezgin

 
Varsayılan

Öncelikle belirtmek isterim ki Türk Silahlı Kuvvetlerinde toplama kampı diye bir şey yoktur. Bu terim çok yanlış anlamlara sebebiyet verebilir. Sadece personelin görev yerlerine güvenle gidebilmeleri ya da dönebilmeleri için belirli şehirlerde Kabul Toplama Merkezleri vardır. Diğer taraftan personelin askerliği bitmiş olsa dahi personel KTM' ye katılış yapmak zorundadır. Bu sebeple personel KTM' ye ulaşana kadar devletin sorumluluğu devam etmektedir.
Old 01-10-2011, 17:03   #5
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avsezgin
Öncelikle belirtmek isterim ki Türk Silahlı Kuvvetlerinde toplama kampı diye bir şey yoktur. Bu terim çok yanlış anlamlara sebebiyet verebilir. Sadece personelin görev yerlerine güvenle gidebilmeleri ya da dönebilmeleri için belirli şehirlerde Kabul Toplama Merkezleri vardır. Diğer taraftan personelin askerliği bitmiş olsa dahi personel KTM' ye katılış yapmak zorundadır. Bu sebeple personel KTM' ye ulaşana kadar devletin sorumluluğu devam etmektedir.


Old 02-10-2011, 21:49   #6
criminal

 
Varsayılan

bir kaç yıl önce usta birliğine giderken trafik kazasında yaşamını yitiren bir erin şehit kabul edilerek aylık bağlandığına ilişkin haber okumuştum,ama tekrar aramama rağmen bulamadım.Milli Savunma Bakanlığına tazminat , Sosyal Güvenlik Kurumuna ise aylık talepli başvuruda bulununuz.Mehmetçik Vakfına yardım talepli başvurulabilir.Müteveffa için sigorta poliçesi düzenlenmişse ise Anadolu Sigorta'dan sigorta poliçesini sorgulayınız.Otobüsü tüm erleri sevk etmek üzere müteveffanın kendi birliği kiraladıysa idarenin sorumluluğu sözkonusudur.Milli Savunma Bakanlığına karşı maddi manevi tazminat talepli dava açılabilir(HMK md 3'ü gözönünde bulundurarak tabi) .Bunlarla beraber henüz yapmadıysanız otobüsün ZMMS poliçesine başvuru yapılması aklıma gelen seçenekler.
Old 03-10-2011, 19:13   #7
ilteriş

 
Varsayılan

erler için hala 5434 sk md 56 yürürlükle . sevlerdeki kazalar nedeniyle maluliyet aylığı bağlanır. ancak 5434 sk md 72 deki şartlar varsa. baba malul ve muhtaç olmalı anne ise dul ve muhtaç olmalı. aksi halde vazife malulü kabul edilse bile aylık bağlanmaz.

şehitlik yönergesine göre ise şehit sayılmaz

bir de 1.10.2011 den sonra bu davalar asliye hukukta görülecek. Ancak 6100 sk md 3 anayasa 157 maddeye aykırı. çünkü ayimin görevi anayasada açıkça düzenlenmiş. 6100 3 md ile ayimin görevi asliye hukuka verilemez.
Old 23-11-2011, 21:23   #8
criminal

 
Varsayılan

VAZİFE MALULİYETİ
ÖZETİ:
5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi düzenlemesi ve mahkememizin istikrar bulmuş kararlarına göre izine gidiş sırasında geçirdiği trafik kazası sonucu askerliğe elverişsiz hale gelen davacı hakkında vazife maluliyeti hükümleri uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle davalı kurum taradından tesis edilen işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptali gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı 02.01.2006 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesi ile özetle; Van 121 nci Seyyar Jandarma Tugay Komutanlığı emrinde askerlik görevini ifa etmekte iken 23.10.1970 tarihinde birliğinden izne giderken geçirdiği trafik kazası sonucunda ağır bir şekilde yaralandığını, bu trafik kazasından dolayı yüzünde görsel ve işitsel organlarında telafisi mümkün olmayan zararlar meydana geldiğini, bu olay nedeniyle vazife malûliyeti aylığı bağlanmasına ilişkin isteminin davalı kurumca hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini öne sürerek vazife malûlü sayılmama işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ve Emekli Sandığı Tahsis dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının 03.11.1969 tarihinde askerlik şubesince J. Mu. Eri olarak askere sevk edildiği, Van 21 nci Seyyar Jandarma Tug. Mu. Bl. K. lığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta iken ifadesine göre izinli olarak memleketine giderken geçirdiği trafik kazası nedeniyle 23.10.1970 tarihinde Mucur ilçesinden acilen sedye ile GATA Hastanesi çene cerrahisi kliniğine getirildiği, yapılan tedavi ve muayene işlemeleri sonucunda 21.12.1970 tarih ve 4567 sayılı sağlık kurulu raporu ile “trafik kazasına bağlı alt ve üst çene kırıklısı solda hafif lagoftalmi ve alt kapakta hipertrofi” tanısıyla “SMK’lı 2 ay hava değişimi” kararı verildiği, sözkonusu hava değişimi süresinin bitiminde sevk edildiği GATA Hastanesinin 05.03.1971 tarih ve 593 sayılı sağlık kurulu raporu ile de “Eski alt ve üst çene kırığı, solda hafif logeftalmi ve alt kapakta hipetrofi, solda işitme kaybı” tanısıyla “askerliğe elverişli değildir” kararı verildiği, bu karar üzerine 05.03.1971 tarihinden geçerli olarak terhis edildiği; bilahare davacının 02.03.2005 tarihli dilekçesi ile davalı kuruma müracaat ederek vazife malûllüğü aylığı bağlanması isteminde bulunduğu, davalı kurum yönetim kurulunun 28.10.2005- gün ve 617 sayılı kararı ile istemin reddedilmesi üzerine AYİM’de bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 44 ncü maddesi; “Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (malûl) denir ve haklarında bu kanun’un malûllüğe ait hükümleri uygulanır.” hükmünü amirdir.
Aynı Kanunun 45 nci maddesi; “44 ncü maddede yazılı malûllük;
a.İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa,
b.Vazifeleri dışında her hangi bir kuruma ait başka işlemi yaparken, bu işlerden doğmuş olursa,
c.Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla);
ç.Fabrika, atölye ve benzeri iş yerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa; Buna (vazife malûllüğü) ve bunlara uğrayanlara (Vazife malûlü) denir ” hükmünü içermektedir.
Öte yandan 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun “Vazife Malûllüğü” başlığı altındaki On yedinci Kısım 56 ncı maddesi; “muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin silah altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (serbest sevkler dahil) sevkleri sırasında, Yedek Subay Okulu öğrencilerinin gerek okulda, gerek okuldan evvelki hazırlık kıtasında vazife malûlü olmaları halinde, öğrenim durumlarına göre aylık bağlanır .” hükmünü amirdir.
Açıklanan mevzuat hükümlerine göre; davacıya vazife malûliyeti aylığı bağlanabilmesi için askerliğe elverişsizlik sonucu doğuran yaralanma olayının askerlik hizmetinin neden ve etkisiyle veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinde belirtildiği şekilde gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Davacı tarafından Van’daki birliğinden memleketine izne giderken 23.10.1970 tarihinde trafik kazası geçirmiş olduğu iddia edilmiş ancak sözkonusu olaya ilişkin trafik kazası tespit tutanağı, izin belgesi vs. bir belge ibraz edilmemiştir. Davacıya ait bahse konu GATA Sağlık Kurulu raporlarında “... ifadesine göre 23.10.1970 tarihinde kıtasından sıla iznine giderken trafik kazası geçirerek ağır şekilde yaralanmış..” ibaresinin bulunduğu, bu kayıtların trafik kazası sonrası davacının getirildiği GATA’da tutulduğu anlaşılmaktadır. Davacının izin belgesi veya izinli olduğuna dair başka bir kayıt bulunup bulunmadığı Mahkememiz tarafından ara kararı ile Manisa Askerlik Şubesi Başkanlığından sorulmuş; Manisa Askerlik Şubesi Başkanlığı cevabi yazısında; davacının terhis belgesi ve raporları dışındaki şahsi dosyasının imha edildiğini, ayrıca kütük kayıt defterinde de davacının kullandığı izinlere ait kayıt bulunmadığı bildirmiştir. Davacının terhis belgesine de kullandığı izinler işlenmemiştir.
Ancak burada açıklamak gerekir ki; davacının trafik kazası geçirdiği 23.10.1970 tarihinde firarda veya izin tecavüzünde olduğuna dair terhis belgesine hiçbir kayıt eklenmemiştir. Davacının birliğinin Van’da bulunması, memleketinin Manisa olması nedeniyle Mucur (Kırşehir)’un yol güzergâhında olduğu açıktır. Özellikle GATA raporlarındaki kayıtlarda davacının izinli olarak memleketine gidişi esnasında Mucur’da trafik kazası geçirdiğinin belirtilmesi, sonradan Van’daki birliği tarafından sevk işleminin yapılması ve terhis belgesinde firarda olduğuna dair bir kayıt bulunmaması karşısında davacının izine gidiş sırasında trafik kazası geçirdiği sonucuna varılmıştır. Bu durumda 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi düzenlemesi ve Mahkememizin istikrar bulmuş kararlarına göre izine gidiş sırasında geçirdiği trafik kazası sonucu askerliğe elverişsiz hale gelen davacı hakkında vazife malûliyeti hükümleri uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle davalı kurum tarafından tesis edilen işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptali gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının vazife malûlü kabul edilmemesi işleminin İPTALİNE
MUHALEFET GÖRÜŞÜ
Vazife malûllüğü aylığı bağlanmama işleminin iptali yönünde verilen karara, aşağıda belirteceğim gerekçeler ile muhalif kaldım.
Söz konusu kararda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davacının askerlik esnasındaki bir sıla iznine giderken yolda sivil bir araç içinde iken trafik kazası geçirdiği ve bu suretle malûl hale geldiği hususu sabittir. Bu kabule tarafımdan da iştirak edilmiştir.
Bilindiği üzere, sandıktan faydalanacaklar 5434 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin Ⅱnolu fıkrasında sayılmış (k) bendinde ise erler (Vazife malûllükleri ile vazifeden doğma ölümleri halinde) iştirakçi olarak dahil edilmiştir. Kanunun vazife malûllüğü aylığı başlıklı on yedinci bölümüne ait 56 ncı maddesinde ise; “muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin silah altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (serbest sevkler dahil) sevkleri sırasında...Vazife malûlü olmaları halinde” kendilerine gösterilen oranda vazife malûlü aylığı bağlanacağı şeklinde hüküm getirmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden tereddütsüz olarak anlaşılacağı üzere erlere malûl aylığı bağlanabilmesi için malûllüğün mutlaka vazife malûllüğü olması gerekmektedir.
Vazife malûllüğünün de ne olduğu Kanunun 45 nci maddesinde açıklanmıştır. Bu maddeye göre malûllük;
“a.İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa,
b.Vazifeleri dışında her hangi bir kuruma ait başka işlemi yaparken, bu işlerden doğmuş olursa,
c.Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla);
ç.Fabrika, atölye ve benzeri iş yerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa;” vazife malûllüğü sayılmaktadır.
Yukarıda zikredilen hükümleri gözönünde bulundurduğumuzda erlerin vazife malûlü olabilecekleri zaman diliminin, görev yaptıkları süre içinde ya da kanunen görevden sayılan zaman dilimi olarak kabul edilen “celp ve terhislerinde” olduğu anlaşılmaktadır. Muvazzaflık süresindeki izinlerde durumun ne olacağı kanunen tam olarak belirtilmemiştir. Ancak Kanunun, erlerin, sevkler de dâhil vazife malûllüğü hükümlerinden askerlik süresi boyunca yararlanması, bu kanundan istifade etmeleri konusundaki yaklaşımı gözönünde bulundurulduğunda, muvazzaflık süresindeki sıla izinlerinde de eğer koşulları varsa vazife malûllüğü hükümleri uygulanabilecektir.
Bu açıklamayı yaptıktan sonra somut olaya döndüğümüzde, sıla iznine giderken sivil bir araç içerisinde, şoförün dikkatsiz ve tedbirsizliği sonucunda yaralanan ve askerliğe elverişsiz hale gelen davacının malûliyetinin vazifesini yaptığı esnada ve vazifesinden doğmadığı görüldüğünden davacının vazife malûlü olmadığı kanısına varılmıştır. Zira davacı, izinli olsa da iştirakçi statüsünü devam ettirmektedir. Ancak Kanun, izinde iken, yahut izne gidiş ve gelişlerdeki her malûliyeti bizatihi vazife malûllüğü saymamıştır. Ayrıca malûliyetin vazife malûliyeti koşullarını taşımasını da öngörmüştür. Hal böyle olunca görev malûllüğü koşullarını taşımayan bir olay sonucunda malûl hale gelen davacıya vazife malûllüğü aylığı bağlanmanın, Kanun hükümlerine göre olanaksız olduğu kanısını taşıdığımdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki kabulüyle kurulan hükme muhalif kaldım. 28.09.2006
ÜYE
Ayhan AKARSU
Hak.Alb.
Dergi No:22
Karar Dairesi:AYİM. 3.D.
Karar Tarihi:28.09.2006
Karar No: E.2006/186
Karar No: K.2006/968
Old 23-11-2011, 21:23   #9
criminal

 
Varsayılan

ADİ MALULİYET
ÖZETİ:İzin dönüşü kıtasına katılmak üzere bindiği sivil aracın yaptığı kaza sonucu ölen erin ana ve babasına vazife maluliyetinden yetim aylığı bağlanması gerekir.


5434 Sayılı Kanunun 18.3.1976 gün ve 1976 Sayılı Kanunla değişik 56 ncı maddesi "muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin silâh altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (serbest şevkler dahil) şevkleri arasında, yedek subay okulu öğrencilerinin gerek okulda gerek okuldan evvelki hazırlık kıtasında vazife malûlü olmaları halinde kendilerine öğrenim durumlarına göre 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademe tutarlarının, daha önce devlet memuriyetinde bulunmuş olanlardan kazanılmış hak aylıkları veya emekli keseneğine esas aylıkları sözü edilen giriş derece ve kademe tutarının üzerinde olanlara da bu aylıklarının emeklilik gösterge tablosunda karşılığı olan derece ve kademe tutarlarının % 70 üzerinden aylık bağlanır" hükmünü taşımaktadır. Henüz askerlik hizmetini fiilen yapmaya başlamak üzere bu görevi yapmak için birliğine katılmak maksadıyla memleketinden yola çıkan erlerin sakatlanması halinde dahi vazife maluliyeti aylığından yararlanmasını öngören yasanın, silah altında iken gönderildiği memleket izninden dönüşünde sakatlanan erlerin vazife maluliyeti aylığından yararlandırılamayacağını öngördüğünü ileri sürmek yasa koyucunun amacına ters düşmektedir. Kanun, silah altında bulunulan evrede görevin sebep ve etkisiyle maruz kalınacak olgular nedeniyle oluşacak arızalanmalar ile serbest celp ve şevkte vuku bulacak arızalanmaları vazife malûlü sayarak ilgilileri himaye etmeyi amaçladığına ve izinli bulunan evrede silah altında olma, yani yükümlülük hali devam ettiğine göre izne gidiş ve dönüşte böyle bir akıbete uğramış olanların da aynı konumda yararlanacaklarını kabul etmek gerektiği ve dolayısıyla ilgiliye vazife malûlü aylığı bağlanması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Dava konusu olaya dönüldüğünde; davacıların oğlunun izin dönüşünde, İSTANBUL' dan GAZİANTEP' e kıtasına giderken yolda geçirdiği kaza neticesi olay yerinde vefat ettiğinden yukarda belirtilen görev sırasında meydana gelmiş olma şartının gerçekleştiği görülmektedir.

Yukarda açıklanan nedenlerle davacılara vazife maluliyetinden yetim aylığı bağlanmamasına ilişkin işlem özellikle sebep ve maksat unsurları yönünden hukuka aykırı bulunduğundan davalı kurumca tesis edilen İŞLEMİN İPTALİNE,
Dergi No:7
Karar Dairesi:AYİM.1.D.
Karar Tarihi:12.02.1991
Karar No: 90/370 E
Karar No: 91/420 K.
Old 23-11-2011, 21:24   #10
criminal

 
Varsayılan

Maddi Tazminat Hesaplaması
ÖZETİ:Özel sigorta şirketince desteğin yakınlarına yapılan ödemenin maddi tazminat hesaplamalarında “yarar” olarak kabulü gerekir.
Davacılar vekilinin 1 Haziran 1998 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde; davacıların oğlu ....................'un askerlik görevini ifa etmek üzere toplanma merkezine alındığını, askerî birimlerin temin ettiği araçla birliklerine sevk edildiğini, aracın 25.8.1997 tarihinde Yozgat Akdağmadeni yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiğini, olaydan idarenin objektif sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğunu, idarenin, askerlik görevini ifa amacıyla askerliğe başlamış olan erlerin birliklerine sevkini yapma eylemi sırasında meydana gelen zararı tazminle yükümlü olduğu, d6avacı anne ve babanın destekten yoksun kaldıkları ve olaydan büyük üzüntü duydukları belirtilerek, davacı anne ve babaya ayrı ayrı 4.000.000.000.er TL. maddi 1.000.000.000.er TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınması istemi ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacıların oğlu olan....................'un Kars Askerlik Şubesince 21 Ağustos 1997 tarihinde İzmir - Narlıdere İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez komutanlığına sevki üzerine birliğine gitmek için Erzurum Tali Toplanma Merkezine katıldığı 29 ncu Mekanize Piyade Tugay komutanlığının sorumluluğunda olan bu merkeze gelen er ve erbaşların anılan komutanlığın .................... Limited şirketi ile yaptığı sözleşme gereğince bu şirkete ait vasıta ile birliklerine sevkedildikleri, davacının 25.8.1997 tarihinde ................... Ltd.Şirketine ait otobüs ile birliğine giderken otobüsün Yozgat ili Akdağmadeni yakınlarında kaza yapması sonucu yaşamını yitirdiği, T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce davacı babanın malül bulunmaması nedeniyle aylık bağlanmadığı, idarece otobüs firması ile yapılan sözleşme gereğince müteveffaya ferdi kaza sigortası yaptırıldığından davacılara OYAK Sigorta tarafından 400.000.000.TL.tazminat ödendiği anlaşılmıştır.
Anayasanın 125 nci maddesine göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak, Anayasada İdarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru isterse kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte bulunması zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur.
Davacıların yakını olan.......................'un ölümü sonucunu doğuran maddi olayın askerlik hizmeti sırasında birliğine sevki esnasında, idarenin kiraladığı bir otobüsün kaza yapması sonucu meydana geldiği, hizmet ile eylem arasında illiyet bağı bulunduğu, bu nedenle zararın zarar gören üzerinde bırakılmayarak topluma yayılması adalet, eşitlik, hakkaniyet esaslarına daha uygun düşeceğinden, davacıların zararlarının kusursuz sorumluluk esaslarına göre karşılanması gerekeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı anne ve babanın maddi zararlarının tespiti için re'sen seçilen bilirkişinin 3 Ocak 2000 tarihinde tanzim ettiği bilirkişi raporunun tetkikinden davacı anne ve babaya sigorta şirketince ödenen yararların tamamının mahsubuna rağmen davacı annenin karşılanmayan maddi tazminat hak edişinin 2.216.044.000.TL., davacı babanın karşılanmayan maddi tazminat hak edişinin ise 759.007.000.TL. olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna davacılar vekilince maddi tazminat yönünden günün koşullarının ve enflasyonun dikkate alınmadığından maddi zararlarının oldukça düşük olduğu, manevi tazminat konusunda herhangi bir hesaplama yapılmadığı yolunda itirazda bulunulmuş ise de; bilirkişi raporunun incelenmesinden, davacıların maddi tazminat hesabının Mahkememizin yerleşmiş içtihatları gereğince Mahkememizce tespit edilen kıstaslara göre yapıldığı görüldüğünden ve manevi tazminat mahkemenin takdirinde olup ayrıca hesaplama yapılmasına gerek olmadığından davacılar vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Mahkememizin yerleşmiş içtihatlarına, Mahkememizce kabul edilen kıstaslara ve ilmi verilere uygun bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda tatbikat yapılmıştır.
Davacıların olay nedeniyle duydukları ve ömür boyu duyacakları acı ve ızdıraplarını kısmen de karşılayabilmek amacıyla davacılara uygun miktarda manevi tazminat verilmesi ve bu tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle;
1. Bilirkişi raporu uyarınca davacı anne........................'a 2.216.044.000.TL.-(İKİMİLYARİKİYÜZONALTIMİLYONKIRKDÖRTBİN TL.) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait isteminin REDDİNE,
2. Bilirkişi raporu uyarınca davacı baba.....................'a 759.007.000.TL.(YEDİYÜZELLİ-DOKUZMİLYON YEDİBİN TL.) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait isteminin REDDİNE,
3. Takdiren davacı anne........................ ile davacı baba...................'a ayrı ayrı 900.000.000.Tl. (DOKUZYÜZMİLYONAR TL.) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait istemlerinin REDDİNE,
4. Hükmedilen maddi tazminat müteveffanın yeniden gelir elde edeceği 1 Mayıs 1999 tarihinden ödeme tarihine kadar YASAL FAİZ YÜRÜTÜLMESİNE, fiz oranının 31 Aralık 1999 tarihine kadar % 50 (YÜZDE ELLİ), 1 Ocak 2000 tarihinden ödeme tarihine kadar % 60 (YÜZDE ALTMIŞ) olarak UYGULANMASINA,
5. Hükmedilen manevi tazminat miktarlarına olay tarihi olan 25 Ağustos 1997 tarihinden ödeme tarihine kadar YASAL FAİZ YÜRÜTÜLMESİNE, faiz oranının 31 Aralık 1997 tarihine kadar % 30 (YÜZDE OTUZ), 1 Ocak 1998 tarihinden 31 Aralık 1999 tarihine kadar % 50 (YÜZDE ELLİ), 1 Ocak 2000 tarihinden ödeme tarihine kadar % 60 (YÜZDE ALTMIŞ) olarak UYGULANMASINA,
6. Davacılar tarafından peşin yatırılan 91.172.000.TL. (DOKSANBİRMİİLYON-YÜZYETMİŞİKİBİN TL.) harcın istek halinde DAVACILARA İADESİNE,
7. Davalı idare harçtan muaf olduğundan davalı idare aleyhine harca hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
8. Davacılar tarafından peşin yatırılan sarfedilen ve sarfedilecek olan 7.800.000.TL. (YEDİMİLYONSEKİZYÜZBİN TL.) Posta pulu masrafının davalı idareden alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
9. Davacılar tarafından peşin yatırılan ve sarfedilen 15.000.000.TL. bilirkişi ücretinin davada haklılık oranına göre 9.400.000.TL.sinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA, 5.600.000.TL. (BEŞLMİLYONALTIYÜZBİN TL.) sinin davalı idareden alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
10. Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifeleri gereğince hesabedilen 120.775.000.TL. (YÜZYİRMİ MİLYON YEDİYÜZYETMİŞBEŞBİN TL.) Avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
11. Dava duruşmalı görüldüğünden reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri gereğince hesabedilen 83.025.000.TL.(SEKSENÜÇMİLYONYİRMİBEŞBİN TL.) Avukatlık ücretinin davacılardan alınarak DAVALI İDAREYE VERİLMESİNE,

Dergi No:15
Karar Dairesi:AYİM.2.D.
Karar Tarihi:22.03.2000
Karar No: E.1998/893
Karar No: K.2000/272
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Askerin kaza ile yaralanması ve tazminat elvankakici Meslektaşların Soruları 3 08-02-2014 17:40
Rehinli aracın kaza yapması halinde kasko ödeme yapar mı? Av. Ekinekin Meslektaşların Soruları 15 31-03-2013 21:30
terhis olan askerin kesinleşmeyen kararına karşı yapılacaklar ? fk_884246 Meslektaşların Soruları 0 19-03-2010 13:49
kiraya verilen aracın kaza yapması, kiraya verenin sorumluluğu ersen Meslektaşların Soruları 4 31-05-2007 08:53
AYİM Gazdan zehirlenen askeri şehit saymadı. madagaskar Hukuk Haberleri 0 23-12-2006 21:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09670591 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.