ölüm aylığı 900 günü borçlanmasının mümkün olması

Değerli arkadaşlar, isteğim 5510 s.Y. nın yürürlük tarihinden sonra ölenler için ölüm aylığının bağlanabilmesi için 900 günün borçlanmasının mümkün olduğuna dair bir karara ulaşmak.
SGK yürürlük tarihi 01.10.2008 olan 5510 S. Y. nın 32. maddesinde geçen
“… her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır.” ibaresine göre, yasanın yürürlük tarihinden sonra ölenin hak sahibinin emeklilik istemini reddetmektedir. Anak internette Y.21.H. D. ' nin bu ibareyi şöyle yorumladığı yer almaktadır: "Madde metnine göre 5 yılı tamamlamak için borçlanma yapılamaz ama 900 günü doldurmak için borçlanma hakkı vardır." Bu karara ulaşamadım. Bu karar metnine ulaşanlar veya elinde benzer Yargıtay kararları olanların yardımını bekliyorum.
İyi çalışmalar

Alıntı: Değerli arkadaşlar, isteğim 5510 s.Y. nın yürürlük tarihinden sonra ölenler için ölüm aylığının bağlanabilmesi için 900 günün borçlanmasının mümkün olduğuna dair bir karara ulaşmak. SGK yürürlük tarihi 01.10.2008 olan 5510 S. Y. nın 32. maddesinde geçen “… her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır.” ibaresine göre, yasanın yürürlük tarihinden sonra ölenin hak sahibinin emeklilik istemini reddetmektedir. Anak internette Y.21.H. D. ' nin bu ibareyi şöyle yorumladığı yer almaktadır: "Madde metnine göre 5 yılı tamamlamak için borçlanma yapılamaz ama 900 günü doldurmak için borçlanma hakkı vardır." Bu karara ulaşamadım. Bu karar metnine ulaşanlar veya elinde benzer Yargıtay kararları olanların yardımını bekliyorum. İyi çalışmalar

Sayın burçin solmaz;

SGK'nın ret kararı hatalıdır. 01.10.2008 tarihinden sonra vefat edenlerin borçlanma yoluyla 900 gün prim şartını sağlayabilmelerine de işaret ettiğiniz Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin kararı ile imkan tanınmıştır ancak karar metnine ulaşamadım.

İlgili karara her platformda atıfta bulunuluyor ve neredeyse efsane halini aldı. Vakit kaybetmeksizin ret işleminin iptaline ilişkin dava açmalısınız.

Saygılarımla..

Konuya ilişkin olarak bu kararı bulabildim. Umarım işinize yarar

T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/5071

K. 2011/5968

T. 23.6.2011

• YAŞAMINI YİTİREN SİGORTALIDAN ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI GEREKTİĞİNİN TESPİTİ ( Askerlik Borçlanma Süresinin 5 Yıllık Sigortalılık Süresine Katılamayacağı - 900 Günlük Malullük Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Primine Katılabileceği/Ölüm Aylığına Hak Kazanılacağı )

• ASKERLİK BORÇLANMA SÜRESİ ( 5 Yıllık Sigortalılık Süresine Katılamayacağı - 900 Günlük Malullük Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Primine Katılabileceği/Ölüm Aylığına Hak Kazanıldığının Kabulü Gereği )

• ÖLÜM AYLIĞINA HAK KAZANMA ( Askerlik Borçlanma Süresinin 900 Günlük Malullük Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Primine Katılabileceği - Ölüm Aylığına Hak Kazanıldığının Kabul Edileceği )

• 5 YILLIK SİGORTALILIK SÜRESİ ( Askerlik Borçlanma Süresinin 5 Yıllık Sigortalılık Süresine Katılamayacağı - 900 Günlük Malullük Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Primine Katılabileceği/Ölüm Aylığına Hak Kazanılacağı )

5510/m.32

ÖZET : Dava, davacılara ölen sigortalıdan ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti ve aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Yaşamını yitiren sigortalının hak sahipleri için 5510 Sayılı Kanunun 32. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, fasılalarla 663 gün zorunlu sigortalılığı bulunan sigortalı bakımından askerlik borçlanmasına karşılık gelen 240 gün ile birlikte toplam 903 günlük malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiştir. Her türlü borçlanma sürelerinin (askerlik borçlanma süresinin )sadece 5 yıllık sigortalılık süresine katılamayacağı, bunun dışındaki 900 günlük malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primine katılabileceği belirgindir. Hal böyle olunca, ölüm aylığına hak kazandıkları gözetilmelidir.

DAVA : Davacılar, murisinin 10 yıldan fazla sigortalı olması ve 900 günün üzerinde prim ödemesi bulunması sebebiyle 01.03.2009 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- )Davacıların temyizine gelince:

Dava, davacılara ölen sigortalıdan ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti ve aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren "ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" başlıklı 32. maddesinde ölüm aylığının, en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin 1. fıkrasının (a )bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için. her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağının hüküm altına alınmıştır.

Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibarıyla yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır.

Somut olayda. 19.11.2008 tarihinde yaşamını yitiren sigortalının hak sahipleri için 5510 Sayılı Kanunun 32. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, 01.05.1997-29.10.2008 tarihleri arasında fasılalarla 663 gün zorunlu sigortalılığı bulunan sigortalı bakımından askerlik borçlanmasına karşılık gelen 240 gün ile birlikte toplam 903 günlük malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiştir. 5510 Sayılı Kanunun 32. maddesinde yer alan "her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının" ibaresinden, her türlü borçlanma sürelerinin (askerlik borçlanma süresinin )sadece 5 yıllık sigortalılık süresine katılamayacağı, bunun dışındaki 900 günlük malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primine katılabileceği belirgindir. Hal böyle olunca, davacıların 5510 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince ölüm aylığına hak kazandıkları ortadadır.

Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde davacıya iadesine, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Merhaba,
Müvekkilin eşi 1145 gün sigortalı olup, 3 yıl 2 ay 7 gün hizmet süresi bulunmaktadır. 5510 sayılı kanunun 32.maddesinde sigortalılık başlangıcı ile ölüm tarihi arasında 5 yıllık hizmet süresi olmasını şart koşmuş fakat bu sürenin kesintisiz mi olması gerektiğini belirtmemiştir. Buradan yola çıkarak ölenin çalışması 18.12.2002-25.02.2006 tarihlerinde olduğundan 5 yıl çalıştığı kabul edilebilir mi?
Saygılarımla...

Alıntı: Merhaba, Müvekkilin eşi 1145 gün sigortalı olup, 3 yıl 2 ay 7 gün hizmet süresi bulunmaktadır. 5510 sayılı kanunun 32.maddesinde sigortalılık başlangıcı ile ölüm tarihi arasında 5 yıllık hizmet süresi olmasını şart koşmuş fakat bu sürenin kesintisiz mi olması gerektiğini belirtmemiştir. Buradan yola çıkarak ölenin çalışması 18.12.2002-25.02.2006 tarihlerinde olduğundan 5 yıl çalıştığı kabul edilebilir mi? Saygılarımla...

Sayın TRINITY;

Kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Kanun koyucu, her ne kadar "...5 yıldan beri..." şeklinde muğlak bir ifadeyle geriye dönük olarak 5 yılı kastetmiş gibi bir izlenim doğurmuş da olsa, düzenlemenin ruhundan kastedilenin "en az 5 yıl" olduğu kanaatindeyim.

Kanun koyucu geriye dönük olarak kasıtta bulunmuş olsa idi, işsizlik ödeneğindeki gibi "son 120 gün prim ödeme şartı" ve/veya son "3 yılda sigortalı olmak" gibi net ifadeler kullanırdı diye düşünüyorum.

Saygılarımla..