işe iade

Merhaba

X markalı beyaz eşya bayisi işçisine sözlü ihbarda bulunarak ihbar süresine uyararak işine son vereceğini beyan etmiş.

işe iade davaası açma süresi sözlü fesih beyanın yapıldığı günden itibaren başlıyor diye biliyorum ama bu durum nasıl ispatlanacak?

bayi sahibinin üç bayisi var ama toplam 30 kişiyi aşmıyor işçi sayısı. Ama beyaz eşya markası çok büyük bir marka. Bu durumda işe iade davası açılabilinir mi?

Alıntı: Merhaba X markalı beyaz eşya bayisi işçisine sözlü ihbarda bulunarak ihbar süresine uyararak işine son vereceğini beyan etmiş. işe iade davaası açma süresi sözlü fesih beyanın yapıldığı günden itibaren başlıyor diye biliyorum ama bu durum nasıl ispatlanacak? bayi sahibinin üç bayisi var ama toplam 30 kişiyi aşmıyor işçi sayısı. Ama beyaz eşya markası çok büyük bir marka. Bu durumda işe iade davası açılabilinir mi?

Sayın Av.DM;

İşe iade davasında davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi gerektiği kanaatindeyim. Zira sunduğum bağlantıda meslektaşlarımızca paylaşılan Yargıtay kararlarını ve internette yapacağınız bir araştırmayla ulaşacağınız kararları incelediğinizde Yargıtay'ın 30 işçi çalıştırılması konusuna bakış açısını görme imkanı bulacaksınız. bknz:http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=36020

İşverenin fesih ihbarına uyarak sözleşmeyi feshedeceğine ilişkin beyanı dikkate alındığında, yazılı ya da sözlü fesih bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren (belirttiğiniz sözlü fesih bildirimi bilgisi hem doğru değil hem de zaten fesih bildiriminde bulunulmamış) başlayacak olan hak düşürücü süre açısından işçinin beklemesinde yarar görüyorum. Zira somut olayda tam anlamıyla bir fesih iradesinden bahsetmek mümkün değil ve işçiden herhangi bir savunma almaksızın yahut bildirimde bulunmaksızın sadece işten çıkarılacağı bilgisi verilmiş.

Saygılarımla..

Bildiğim kadarıyla, yanlışsam düzeltin lütfen işverenin haklı nedenle fesihlerinin yazılı olmalısına ve savunma alınmasına gerek yok.
İşçiden kaynaklanan fesihler yazılı olmalı ve savunma alınmalı.
İşverenin ihbar süresine uyarak sözlü olarak ve savunma almadan 2 ay sonra işten çıkacaksın demesi fesih iradesini yansıtmaz mı?

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Sayın Av.DM; İşe iade davasında davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi gerektiği kanaatindeyim. Zira sunduğum bağlantıda meslektaşlarımızca paylaşılan Yargıtay kararlarını ve internette yapacağınız bir araştırmayla ulaşacağınız kararları incelediğinizde Yargıtay'ın 30 işçi çalıştırılması konusuna bakış açısını görme imkanı bulacaksınız. bknz:http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=36020 İşverenin fesih ihbarına uyarak sözleşmeyi feshedeceğine ilişkin beyanı dikkate alındığında, yazılı ya da sözlü fesih bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren (belirttiğiniz sözlü fesih bildirimi bilgisi hem doğru değil hem de zaten fesih bildiriminde bulunulmamış) başlayacak olan hak düşürücü süre açısından işçinin beklemesinde yarar görüyorum. Zira somut olayda tam anlamıyla bir fesih iradesinden bahsetmek mümkün değil ve işçiden herhangi bir savunma almaksızın yahut bildirimde bulunmaksızın sadece işten çıkarılacağı bilgisi verilmiş. Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Av.DM Bildiğim kadarıyla, yanlışsam düzeltin lütfen işverenin haklı nedenle fesihlerinin yazılı olmalısına ve savunma alınmasına gerek yok. İşçiden kaynaklanan fesihler yazılı olmalı ve savunma alınmalı. İşverenin ihbar süresine uyarak sözlü olarak ve savunma almadan 2 ay sonra işten çıkacaksın demesi fesih iradesini yansıtmaz mı?

Elbette ki, işverenin haklı nedene dayalı olarak iş sözleşmesini feshinde yazılı bildirim yahut savunma alınması gibi zorunluluklar yoktur. Yazılı bildirim/savunma alınması gibi hususlara değinirken, İş Kanunu'nun 25/II düzenlemesine değil 19. maddesine atıfta bulunmuştum.

İşverenin işçiye "iş sözleşmeni şu kadar süre sonra feshedeceğim" şeklinde yapmış olduğu sözlü bildirimin başlı başına fesih iradesini yansıtmayacağı şeklindeki görüşümü yineliyorum. Zira bu durumda, 25/II şartları söz konusu değil ise 19. madde devreye girecektir.

üstat işveren bayi değilde yetkili sevis olsa yine işçiler iş güvencesi altında oluyorlar mı

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Elbette ki, işverenin haklı nedene dayalı olarak iş sözleşmesini feshinde yazılı bildirim yahut savunma alınması gibi zorunluluklar yoktur. Yazılı bildirim/savunma alınması gibi hususlara değinirken, İş Kanunu'nun 25/II düzenlemesine değil 19. maddesine atıfta bulunmuştum. İşverenin işçiye "iş sözleşmeni şu kadar süre sonra feshedeceğim" şeklinde yapmış olduğu sözlü bildirimin başlı başına fesih iradesini yansıtmayacağı şeklindeki görüşümü yineliyorum. Zira bu durumda, 25/II şartları söz konusu değil ise 19. madde devreye girecektir.

Alıntı: Yazan Av.DM üstat işveren bayi değilde yetkili sevis olsa yine işçiler iş güvencesi altında oluyorlar mı

Yargıtay'ın işveren bünyesindeki tüm işyerlerinde çalışan işçileri iş güvencesi kapsamında değerlendirdiği kararları dikkate alındığında yetkili serviste çalışan işçilerin de iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecekleri kanaatindeyim.

Sözlü fesih beyanının hukuken bir geçerliliği yoktur. bunun yazılı yapılması lazım ki ispat edilebilsin. Bayyi konusuna gelince, bayiler ayrı birer tüzel kişilik olduğu ve ilgili beyaz eşya firmasının alt işvereni sayılamayacağı için bence 30 işçi şartı yoksa işe iade davası açılamaz. eğer aksi görüş benimsenirse beyaz eşya firmaları türkiyenin en çok işçi çalıştıran şirketleri olur. tüm işçilik haklarından mesul olurlar ki bu da onların batması demektir.

Alıntı: Yazan JACELYN Sözlü fesih beyanının hukuken bir geçerliliği yoktur. bunun yazılı yapılması lazım ki ispat edilebilsin. Bayyi konusuna gelince, bayiler ayrı birer tüzel kişilik olduğu ve ilgili beyaz eşya firmasının alt işvereni sayılamayacağı için bence 30 işçi şartı yoksa işe iade davası açılamaz. eğer aksi görüş benimsenirse beyaz eşya firmaları türkiyenin en çok işçi çalıştıran şirketleri olur. tüm işçilik haklarından mesul olurlar ki bu da onların batması demektir.

Konuya ilişkin kararları incelerseniz Yargıtay'ın, iş güvencesi hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı kıstasını değerlendirirken aynı işverene ait aynı iş kolunda olup da yurt dışında çalışan işçilerin de hesaba katılması gerektiğine ilişkin saptamalarını göreceksiniz.

Dolayısıyla bayilerin alt işveren olup olmaması, ayrı tüzel kişiliklerinin olup olmaması gibi hususlar da kanunun ve Yargıtay'ın, iş güvencesini değerlendirirken ele aldığı ölçütler arasında değildir.

Ayrıca, beyaz eşya firmaları işçilerin haklarını gasp etmediğinde batacaksa varsın hiçbiri kalmasın ayakta..

Saygılarımla..

Üstat ben de savunmadım onları, aman yanlış anlaşılma olmasın. Sadece görüşümü belirttim. Yoksa banane batarlar mı çıkarlar mı)

Alıntı: Yazan JACELYN Üstat ben de savunmadım onları, aman yanlış anlaşılma olmasın. Sadece görüşümü belirttim. Yoksa banane batarlar mı çıkarlar mı)

İfadelerimden savunduğunuzu kastettiğimi çıkarmanız sanırım zor değildi fakat o şekilde düşündüğünüz aklımdan geçmemişti.

Saygılarımla..

Yok üstat hoşgörünüze sığınarak biraz takıldım sadece, kastınızın o olmadığını tabii ki biliyorum, saygılar

Ancak üstat ben görüşümde ısrarlıyım. Sizin tartışmış olduğunuz kararların farklı konular olduğunu ve bu olaya uygulanamayacağı kanaatindeyim. Böyle bir dava reddedilir.