Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sözleşmeye dercedilen teminat senedi, Menfi tespit davası...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-08-2009, 18:30   #1
nephilis

 
Varsayılan Sözleşmeye dercedilen teminat senedi, Menfi tespit davası...

Müvekkille X gerçek kişisi arasında yapılan sözleşme kapsamında müvekkilim mal kaçırmak kastıyla hileli olarak malvarlığına haciz koydurmayacağı taahhüdünde bulunmuş ve bunun teminatı olarak da karşı tarafa 100.000 TL bedelli bono vermiştir. Sözkonusu bono müvekkilime karşı yapılmış hileli-hilesiz hiçbir icra takibi olmamasına karşın karşı tarafça ihtiyati haciz kararı alınmış ve uygulanmıştır. Yani sözleşmedeki risk gerçekleşmeden bu riski teminat altına alan bono hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak alınan karar tatbik olunmuştur. Bu durumda sözkonusu riskin gerçekleşmemesi ve alacağın muacccel hale gelmemesi nedeniyle menfi tespit davası açmayı düşünüyorum.
Bu konuda lehimize olacak Yargıtay kararı ekleyebilen meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim..

İyi çalışmalar..
Old 06-08-2009, 20:23   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın nephilis,

Alıntı:
Yazan nephilis
sözleşme kapsamında müvekkilim mal kaçırmak kastıyla hileli olarak malvarlığına haciz koydurmayacağı taahhüdünde bulunmuş ve bunun teminatı olarak da

Sözleşmede bono, ayrıntıları ile zikredilmiş midir; belirttiğiniz şarta bağlı teminaten verildiği yazılı mıdır?

Alıntı:
Yazan nephilis
teminat altına alan bono hakkında

bonoda teminat olduğu yazılı mıdır?
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=39929 (bakmanızda fayda var diye düşünüyorum )

Saygılarımla...
Old 06-08-2009, 21:55   #3
nephilis

 
Varsayılan

Sayın hades;

Sözleşmede sözkonusu bono somutlaştırılmıştır ve yine sözleşmede açık bir şekilde bahsetmiş olduğum şarta bağlı olarak teminat senedi olarak verildiği belirtilmiştir.
Old 06-08-2009, 22:31   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın nephilis,

Sözleşmenin ne için yapıldığını, senedin teminat olarak verildiğini belirten cümlenin tam olarak ne şekilde olduğunu ve sözleşme içeriğini bilmemekle birlikte anlatımınız dahilinde;
Menfi tespit davası açabilir ve bononun bağlandığı şartın gerçekleşmemesi sebebiyle borçlu olmadığınızı ispatlarsınız.
Veya;
Takibe konulacak senet, sözleşmenin teminatı olarak verildiğine göre (aslında bence şarta bağlı olmakla) işbu senet “kayıtsız şartsız borç ikrarını” içermemekle kambiyo vasfını yitirdiğinden müvekkiliniz hakkında “kambiyo takibi” yapılamaz; “kambiyo takibi” yapılması halinde “icra takibinin iptalini” talep edebilirsiniz.
Veya;
Bononun ayrıntıları belirtilmek suretiyle düzenlenen sözleşmenizdeki muacceliyet şartı geçerli olmakla; şayet senet “ilamsız takibe” konu edilirse takibe itiraz edersiniz ve işbu itirazınız üzerine ikame edilecek “itirazın iptali” davasında da senedin bağlı olduğu şartın gerçekleşmediğini ve böylece senede bağlı borcun henüz muacceliyet kazanmadığını ispat edersiniz.
(diye düşünüyorum )

Saygılarımla...
Old 06-08-2009, 23:19   #5
nephilis

 
Varsayılan

Sayın hades,
İlgilenip vermiş olduğunuz cevaplar için teşekkürler fakat ben menfi tespit davası açma yoluna gideceğimi ilk mesajımda belirtmiştim. Fakat sadece ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açmak esas takibin açılmasını önleyeceği ve fakat ihtiyaten haczedilmiş müvekkile ait mallar üzerindeki haczi kaldırmayacağı için ayrıca İİK 265/I doğrultusunda ihtiyati hacze de itiraz edeceğim.Ne yapacağım konusunda bir kararsızlığım yok. Sadece dstekleyici Yargıtay içtihadı arıyordum..

Teşekkürler, iyi çalışmalar..
Old 06-08-2009, 23:33   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın nephilis,

Kusura bakmayınız o zaman
Yalnız;
Alıntı:
Yazan nephilis
ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açmak esas takibin açılmasını önleyeceği

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu m.72: Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir..."

Takipten önceki menfi tespit davası; icra takibinin açılmasını önlemez.

Saygılarımla...
Old 06-08-2009, 23:52   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Karardaki muaccel olmama ile ilgili kısımların yardımcı (?) olabileceği kanaatiyle;

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 19.11.2007 T., 2007/6565 E., 2007/7260 K.: "Dosya kapsamına ve sözleşmeye göre yanlar arasındaki ilişki otelinin cam, ayna imalat ve montaj işinden ( eser sözleşmesinden ) kaynaklanmıştır. Bu ilişki nedeniyle taraflar arasında düzenlenen 12.09.2005 tarihli "TAŞERON SÖZLEŞMESİ"nin madde 21'e göre taşeron Cam Pazarlama Limited Şirketi tarafından, işveren Termal Turizm San. ve Tic. A.Ş. adına 282.464,00.- YTL bedeli çek işin kat'i teminatı olarak verilmiştir. Her ne kadar çek bir tediye vasıtası ise de gerek sözleşme ve gerekse çek üzerinde yazılı bulunan "işbu çek ... Termal Turizm San. ve Tic. A.Ş.'de söz konusu yaptığımız işlerin teminat çekidir" ibaresinden teminat maksadıyla düzenlendiği anlaşılmakla çekteki alacağın ve tespit bilirkişi raporu ile belirlenen alacağın muaccel hale geldiğinden söz edilemez.

İİK'nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması, muaccel hale gelmeyen alacaklarda ise malların gizlenmeye, kaçırılmaya çalışılması veya borçlunun kaçmaya hazırlanması veya borçlunun alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlere başvurması gerekir.
Alacağın henüz muaccel olmadığı, sözleşmeye konu iş nedeniyle dava açılmadığı, ancak borçlular tarafından da faturaya dayalı olarak, alacaklı sıfatları ile Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/587 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı aldıkları anlaşılmaktadır. Diğer ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu ise ispatlanamamıştır. Bu durumda istemin kabulüyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması uygun görülmüştür. "

Saygılarımla...
Old 07-08-2009, 16:54   #8
nephilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Sayın nephilis,

Kusura bakmayınız o zaman
Yalnız;


2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu m.72: Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir..."

Takipten önceki menfi tespit davası; icra takibinin açılmasını önlemez.

Saygılarımla...

Sayın Hades,
Öncelikle eklediğiniz yargıtay içtihadı için teşekkürlerimi sunarım. Yalnız
Alıntı:
Takipten önceki menfi tespit davası; icra takibinin açılmasını önlemez.
ifadenize katılamayacağım. Şöyleki her nekadar kanunun lafzında "...icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir." şeklinde bir ifade geçse de bu tamamen bir yazılış hatasıdır. İcra takibi henüz açılmadan, ortada bir takip mevcut değil iken hangi takibin durdurulmasına karar verilecektir.
Bu nedenledir ki;
- Mahkeme tarafından, icra takibinden önce açılan olumsuz tesbit davasında talebe uygun olarak “dava konusu senetlerin icraya konu edilmesinin önlenmesi” hususunda verilen ihtiyati tedbir kararına rağmen, alacaklı tarafından senetlerin icraya konulması halinde, icra mahkemesince “takibin iptaline” karar verilmesi gerekecektir.
- Fakat mahkemeden talep edilen tedbir kararı - yukarıda belirttiğim ve benim de mahkemeden talep ettiğim gibi - değil de , “icra takibinin durdurulması” şeklinde ise ve mahkemece icra takibinden önce “icra takibinin durdurulması” konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmişse, alacaklı takip açabilir fakat yaptığı icra takibini devam ettiremez.

Arada uygulama da pek de bilinmeyen ince bir nüans var
Old 07-08-2009, 17:41   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın nephilis,

Alıntı:
Yazan nephilis
Şöyleki her nekadar kanunun lafzında "...icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir." şeklinde bir ifade geçse de bu tamamen bir yazılış hatasıdır

Ben de size katılamayacağım. Kanun maddesi açıktır (kanunkoyucu ne amaçladı ise madde o şekildedir) ve hiçbir yazım hatası yoktur.

Alıntı:
Yazan nephilis
İcra takibi henüz açılmadan, ortada bir takip mevcut değil iken hangi takibin durdurulmasına karar verilecektir.
Bu sebeple icra takibinden önce ikame olunan "ihtiyati tedbir" talepli menfi tesbit davasında Mahkeme; karşı tarafın icra takibini başlatması akabinde "teminat" ile icra takibinin durdurulmasına karar verebilir.

Saygılarımla...
Old 07-08-2009, 18:16   #10
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Olası cevabınıza karşı

Alıntı:
Yazan Av. Talih UYAR
İİK. mad. 72/II'de, mahkemenin «icra takibinin durdurulması» hakkında karar vermesi öngörülmüş olduğu ve bundan önceki aşamadan bahsedilmemiş olduğu için u y g u l a m a d a bu husus duraksama konusu olmaktadır. Kanımızca, mahkemelerin«icra takibi başlamadan önce de»İİK. mad. 72/II'deki diğer koşulların -örneğin, «teminat» ve «talep» koşulunun- gerçekleşmesi halinde, dava konusu belge (senet) hakkında, «alacaklı tarafından icra takibine konulmaması» hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilmesi gerekir. İİK. mad. 72/II hükmünün amacı ve konuluş nedeni bu doğrultuda bir yorum ve uygulamayı gerektirir. Hükmün belirttiğimiz şekilde yorumlanıp uygulanmaması, alacaklı için telafisi güç hatta imkânsız zararlara neden olur. Örneğin; alacaklının bankaya tahsile verdiği hatta protesto ettirdiği senet hakkında -bunun ödendiği, sahte olduğu vb. iddiaları ile- olumsuz tesbit davası açan borçlu, pekâlâ bu senet hakkında henüz icraya konulmadan önce «icraya konulmaması» için mahkemeden ihtiyati tedbir kararı isteyebilmelidir. Bu aşamada davacı - borçluya bu hak ve mahkemeye de bu konuda olumlu karar verme görevi yüklenmez ve senet ancak icraya verildikten sonra, mahkemenin «başlamış icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verebileceği» ileri sürülürse, alacaklının bu senede dayanarak ihtiyati haciz kararı alıp borçlunun mallarını haczettirmesi hatta onları muhafaza altına alması halinde, davacı - borçlunun istemi üzerine mahkeme İİK. mad. 72/II uyarınca «takibin durdurulması» konusunda ihtiyati tedbir kararı verse bile, borçlunun malları üzerindeki haciz kalkmayacağı ve daha kötüsü muhafaza altına alınan mallar borçluya -bu kararla- geri verilemeyeceğine göre, «icra takibinden önce -%15 teminat yatırarak- olumsuz tesbit davası açmış olmak borçluya hiçbir yarar sağlamayacak ve borçlu haczedilen (ve muhafaza altına alınan) mallarına kavuşabilmek için takip konusu borcun tamamını ödemek ve ondan sonra «geri alma» (istirdat) davası açmak zorunda kalacaktır. İleride borçlunun böyle bir durumla karşılaşmaması için, mahkemelerin, icra takibinden önce açılan olumsuz tesbit davalarında, dava konusu senet hakkında “icraya konulmaması” konusunda ihtiyati tedbir kararı verebileceklerinin kabulü yerinde olacaktır…

Alıntı:
Yazan Av. Talih UYAR
Mahkeme tarafından, icra takibinden önce açılan olumsuz tesbit davasında “dava konusu senetlerin icraya konu edilmesinin önlenmesi” hususunda verilen ihtiyati tedbir kararına rağmen, alacaklı tarafından senetlerin icraya konulması halinde (12. HD. 3.7.1995 T. 9844/9892), icra mahkemesince “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği gibi, mahkemece icra takibinden önce “icra takibinin durdurulması” konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmişse alacaklı yaptığı icra takibine devam edemez(12. HD. 4.5.1995 T. 6422/7055)

Katılmadığımı ve burada yukarıdaki açıklamalara rağmen sizin olayınızın somut durumu nedeniyle;

Alıntı:
Yazan nephilis
“dava konusu senetlerin icraya konu edilmesinin önlenmesi”
gibi bir kararın hukuka aykırı olacağını düşündüğümü de belirtmek isterim

Saygılarımla...
Old 09-08-2009, 15:59   #11
nephilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Olası cevabınıza karşı





Katılmadığımı ve burada yukarıdaki açıklamalara rağmen sizin olayınızın somut durumu nedeniyle;


gibi bir kararın hukuka aykırı olacağını düşündüğümü de belirtmek isterim

Saygılarımla...

Sayın Hades,

Size vereceğim cevabı siz benden önce vermişsiniz. Sayın Talih Uyar dava konusu senedin “icraya konulmaması” konusunda ihtiyati tedbir kararı verebilebilmesinin önemi ve mantığını yukarıda pek güzel ifade etmiş zaten benim üzerine daha fazla birşey eklememe gerek yok. Burada kanun maddesini lafzi yoruma göre ve çok katı yorumlarsanız sizin vardığınız sonuca çıkarsınız fakat burada amaçsal yorum yapmak gerektiğini düşünüyorum ve amaçsal yoruma gidildiğinde de -benim de katıldığım- sayın Uyar'ın vardığı sonuç ortaya çıkmaktadır. Bir kanun maddesi yorumlanırken sadece lex lata değil, de lege ferenda ve ratio legis de göz önünde tutulmalıdır diye düşünüyorum

Saygılar..
Old 25-08-2009, 09:25   #12
nephilis

 
Varsayılan

Merhaba,
Yukarıdaki 7 nolu iletideki sayın Hades'in eklemiş olduğu Yargıtay kararının tam metnini, elinde olan bir arkadaşımız ekleyebilir mi acaba..
Şimdiden teşekkürler..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kambiyo senedi yıllık %58 faiz menfi tespit davası prag Meslektaşların Soruları 6 09-01-2014 15:25
Menfi Tespit - Teminat avfatih Meslektaşların Soruları 4 21-07-2009 19:28
teminat senedi takibi-menfi tespit Av.Selim Demircan Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 3 18-07-2009 20:33
Bedelsiz kalan teminat senedi-menfi tespit davası Av.Hicran Danışman Meslektaşların Soruları 4 28-01-2009 19:18
Hizmet Tespit Davası Açılmadan İbraname ile Sulh Olmak ve Teminat Senedi Almak iussy Meslektaşların Soruları 11 15-01-2008 14:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,32051110 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.