Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

cevap dilekçesi hakaret...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-02-2008, 16:37   #1
selimaksu

 
Varsayılan cevap dilekçesi hakaret...

sevgili meslektaşlarım; benim sorum şu olacak cevap dilekçesinde müvekkilim için.......'konusundaki cahillik ve görgüsüzlüğü yüzünden' şeklinde devam eden cevap dilekçesinde hakaret suçu oluşmuş mudur...bu ibareleri yazma ihtiyacı hisseden meslektaşım hakkında ne gibi yollara başavuarabilirim...
Old 05-02-2008, 16:40   #2
miss_lawyer

 
Varsayılan

avukat müvekkilinin beyanları ile dilekçe oluşturduğu için bence avukattan ziyade karşı taraf asil aleyhinde biş şey yapmalısınız..bence burada görgüsüz kelimesi ağır kaçmış..
Old 05-02-2008, 16:56   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan miss_lawyer
avukat müvekkilinin beyanları ile dilekçe oluşturduğu için bence avukattan ziyade karşı taraf asil aleyhinde biş şey yapmalısınız..bence burada görgüsüz kelimesi ağır kaçmış..

Avukat müvekkilinin beyanlarını aynen yazmak zorunda mıdır?

Saygılarımla
Old 05-02-2008, 17:05   #4
miss_lawyer

 
Varsayılan

aynen yazmasa da müvekkilin beyanları ile bağlıdır
Old 05-02-2008, 17:13   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan miss_lawyer
aynen yazmasa da müvekkilin beyanları ile bağlıdır

Misal borçlu müvekkiliniz size dedi ki; " Alacaklı görünen herife bir kuruş borcum yoktur. Kendisi aşağılık herifin birisi olup, dolandırıcıdır." Menfi tespit davası açacaksınız. Dilekçeye bunları yazar mıydınız?

Saygılarımla
Old 05-02-2008, 17:20   #6
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/5895
Karar: 2003/12559
Karar Tarihi: 31.10.2003

ÖZET : Somut olayda davalılar tarafından açılan tazminat davası üzerine davacının buna karşı verdiği cevapta, yukarıda da açıklandığı üzere dilekçenin asgari hukuk bilgisini içermediği, gibi sözler kullanılarak davalıların mesleki bilgilerinin yetersizliği ileri sürülmüştür. Davalılar, bu sözlerin savunma sınırlarını aştığından bahisle davacı hakkında açtıkları tazminat davasında; davaya konu edilen yukarıdaki sözleri kullanmışlardır. Davalılar tarafından açılan bu davanın yargılaması sonucunda mahkemece 8/12/1999 günlü dilekçede kullanılan sözlerin savunma sınırları içinde bulunduğu, kişilik değerlerine saldırı oluşturmadığı gerekçesi ile davalıların açtığı dava reddedilmiş ve temyiz aşamasından geçmek suretiyle karar kesinleşmiştir. Böylece davacı tarafından davaya karşı verdiği cevaptaki sözlerin hukuka aykırı olmadığı anlaşılmıştır. Buna rağmen davalılar eldeki iş bu davaya konu edilen, yukarıda yazılan ve manevi tazminata ilişkin dava dilekçesinde yer almaması gereken sözleri kullanmak suretiyle davacı hakkında değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Örneğin, davalılar davacı için, saldırgan, Hacivat-karagöz oyunu oynayan, sanki bir takım usulsüzlükler yapmışçasına mızrak çuvala sığmaz, kin ve nefretle hareket eden, iftira ve tehditkar davranan, gibi nitelendirmeler yapılmıştır. Somut olayın oluş ve gelişimi ve davacının konumu, yürüttüğü görev, sözlerin bu görev nedeniyle kullanılmış olması gözetildiğinde, vekillik görevini üstlenen bir kişi için onun meslek ve kişilik değerlerine saldırı oluşturur. Tüm bu yönler gözetilerek takdir edilecek miktarda tazminata hükmedilmek gerekir.

(818 S. K. m. 49)

Dava: Davacı Ahmet vekili Avukat tarafından, davalılar Kemal ve Evrim aleyhine 21/12/2000 gününde verilen dilekçe ile davacının kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; sabit olmayan davanın reddine dair verilen 4/2/2003 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: Davalılar tarafından vekil sıfatıyla açtıkları bir tazminat davasına karşı o davada davalı vekili olarak davaya karşı cevap vermiştir. Bu cevaba karşı da, davalılar cevaba cevap vermişlerdir. İşte davacı verilen bu cevaba cevap dilekçesindeki ve kendisi hakkında açılan tazminat davası dilekçesindeki sözlerden ve yine davalıların baroya verdikleri şikayet ve savunma dilekçesindeki sözlerden dolayı eldeki bu davayı açmış ve kullanılan sözlerle savunma sınırlarının aşıldığı, mesleki kişilik değerlerinin saldırıya uğradığını iddia etmek suretiyle manevi tazminat istemiştir.

Davacı, davalılar tarafından 22/12/1999 tarihli dilekçede yazılan ve davacı amaçlanarak "saldırgan tavırlara girdiği", "mızrak çuvala sığmaz", "hacivat-karagöz oyunları oynadığı" gibi değerlendirmeler yapıldığı, daha sonra Ankara Barosuna verilen 23/12/1999 tarihli dilekçelerinde de;

Davacının "saldırılarına devam ettiği", "kin ve nefretinde kararlılığı içinde bulunduğu", "iftira ve tehditkar saldırganlıklarına dayanak aradığı" gibi sözler kullanılmıştır. Mahkemece her iki tarafın baroya kayıtlı avukat oldukları, kamu görevi yürüttükleri, davalıların davacı için iddia edilen sözleri kullandıkları doğru ise de bu sözlerin hakaret kastı taşımadığı, iddia ve savunmaya yönelik açıklamalar olduğu, eleştiri niteliğinde bulunduğu, dilekçelerin hak aramaya yönelik olduğu belirtilerek dava reddedilmiştir.

Yukarıda da açıklandığı üzere, davalıların trafik kazası nedeniyle açtıkları bir tazminat davasındaki dilekçeye karşı davacı cevap vermiştir. Bu cevap, 8/12/1999 tarihini taşımakta olup dava dilekçesinin yasada öngörülen biçim koşullarını taşımadığından hareketle dava dilekçesinin usul yasasına ve asgari hukuk bilgisini içermediğinin belirtilmesi üzerine davalılar tarafından davacı aleyhine tazminat davası açmışlar ve bu arada baroya yapılan şikayetler üzerine de davalıların baroya verdikleri savunma dilekçelerinde de davacı hakkında davaya konu edilen sözleri söylemişlerdir. Şu durum itibariyle yanlar arasındaki bu davanın ve davalıların daha önce davacı ve diğer çalışan avukatlar aleyhlerine açtıkları davanın, başka bir davanın vekilliklerini yürüttükleri sırada karşılık olarak verdikleri dilekçelerdeki sözlerden kaynaklandığı görülmektedir. Sözlerin saldırı oluşturup oluşturmadığının belirlenebilmesi için asıl davanın konusunun ve o davadaki karşılık olarak verilen dilekçe ve sözlerinin irdelenmesi gerekmektedir.

Somut olayda davalılar tarafından açılan tazminat davası üzerine davacının buna karşı verdiği cevapta, yukarıda da açıklandığı üzere dilekçenin asgari hukuk bilgisini içermediği, gibi sözler kullanılarak davalıların mesleki bilgilerinin yetersizliği ileri sürülmüştür. Davalılar, bu sözlerin savunma sınırlarını aştığından bahisle davacı hakkında açtıkları tazminat davasında; davaya konu edilen yukarıdaki sözleri kullanmışlardır. Davalılar tarafından açılan bu davanın yargılaması sonucunda mahkemece 8/12/1999 günlü dilekçede kullanılan sözlerin savunma sınırları içinde bulunduğu, kişilik değerlerine saldırı oluşturmadığı gerekçesi ile davalıların açtığı dava reddedilmiş ve temyiz aşamasından geçmek suretiyle karar kesinleşmiştir. Böylece davacı tarafından davaya karşı verdiği cevaptaki sözlerin hukuka aykırı olmadığı anlaşılmıştır.

Buna rağmen davalılar eldeki iş bu davaya konu edilen, yukarıda yazılan ve manevi tazminata ilişkin dava dilekçesinde yer almaması gereken sözleri kullanmak suretiyle davacı hakkında değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Örneğin, davalılar davacı için, saldırgan, Hacivat-karagöz oyunu oynayan, sanki bir takım usulsüzlükler yapmışçasına mızrak çuvala sığmaz, kin ve nefretle hareket eden, iftira ve tehditkar davranan, gibi nitelendirmeler yapılmıştır. Somut olayın oluş ve gelişimi ve davacının konumu, yürüttüğü görev, sözlerin bu görev nedeniyle kullanılmış olması gözetildiğinde, vekillik görevini üstlenen bir kişi için onun meslek ve kişilik değerlerine saldırı oluşturur. Tüm bu yönler gözetilerek takdir edilecek miktarda tazminata hükmedilmek gerekirken davanın reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/10/2003 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 06-02-2008, 14:13   #7
selimaksu

 
Varsayılan

müvekkilin karşı taraf hakkında her söylediğinin dava-cevap dilekçesine geçmemesi gerektiğine inanıyorum. müvekkille özdeşleşmemek gerektiği kanısındayım. bir avukata hiç bir şekilde başkalarına hakaret etmeyi yakıştıramıyorum ayrıca.yorumlarınız için teşekkür ederim.
Old 06-02-2008, 14:45   #8
miss_lawyer

 
Varsayılan

tarafın avukatı olduğunda ve karşılık beyanlarımızı sunarken "davalının avukatının beyanları" değil "davalının beyanları"..vs olarak dile getiriyoruz.Yani avukat müvekkilinin her söylediğini yazacak değil tabiki ama müvekkilin beyanları ile bağlıdır. Bu yüzden açılacak dava avukata değil asıla açılmalıdır.
Old 06-02-2008, 15:16   #9
avensis

 
Varsayılan

Türkiye Barorlar Birliğinin sitesine girdiğiniz zaman avukatlar hakkında verilen cezalara bakarsanız birçok avukatın bu gibi dilekçelerine yazdıkları beyanlar yüzünden disiplin cezası aldıklarını göreceksiniz. Avukatlar müvekkilin beyanı ile bağlıdırlar ancak mesleki sınırlar içinde olup olmadığını kendileri değerlendirmeliler. Avukat hakkında baroya şikayette bulunabilirsiniz.Kararları incelemenizi tavsiye ederim.İyi çalışmalar...
Old 06-02-2008, 15:23   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan miss_lawyer
tarafın avukatı olduğunda ve karşılık beyanlarımızı sunarken "davalının avukatının beyanları" değil "davalının beyanları"..vs olarak dile getiriyoruz.Yani avukat müvekkilinin her söylediğini yazacak değil tabiki ama müvekkilin beyanları ile bağlıdır. Bu yüzden açılacak dava avukata değil asıla açılmalıdır.


Türkiye Barolar Birliği
AVUKATLIK MESLEK KURALLARI


Avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür.

Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve nesnel bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır.

Avukat iddia ve savunmasının hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır.
Old 06-02-2008, 15:36   #11
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan cevap dilekçesi hakaret...

Sn. miss lawyer;

Müvekkiliniz size bir şeyler söylüyor. Siz onları algılayarak hukuki bir metin haline getiriyorsunuz. Dilekçenin altındaki imza sizin. Sonuçta ortada sizin imzanız ile doğruladığınız, sizin beyanlarınız var.

Bir başka açıdan bakarsak: müvekillerinizle yaptığınız tartışmanın sonucu diyelimki özel bir durum yakalayarak nedensiz zenginleşmeye ilişkin yeni bir bakış açısı oluşturdunuz. Bu bilgi birikimi ve bu bakış açısından doğan sonuçlar size mi ait olacaktır, müvekkilinize mi?

Düşünceleriniz doktrinde tartışıldığı takdirde sizin adınızla mı tartışılacaktır. Müvekkilinizin adı ile mi?

Doğru avukatlar müvekkilleri adına hareket ederler. Ama bu davranışın da bir sınırı vardır. Biraz da olayı karikatürize edelim.

Bir sürü tartışmada müvekkiliniz karşı taraf için ağza alınmayacak laflar etmiş, veya şu veya bu şekilde davranılması, aşağılanması gerkir o bunu haketti gibi laflar etmiştir. Şimdi müvekkilim söyledi diyerek bu eylemlerde bulunma hakkına sahip olabilir miyiz?

Biz bilgi ve birikimlerimizi kullanarak müvekkilimöizin ve toplumun çıkarlarını gözeterek adaletin gerçekleşmesine yardımcı olmak zorunda olan bir meslek grubuyuz. Müvekkilimizin katibi yada fedaisi değiliz. Bu nedenle de sorumluluğumuzun doğacağı ve doğması gerektiği açıktır

Saygılar
Old 06-02-2008, 15:55   #12
Av.Sedat Yahşi

 
Varsayılan

Tartışma konusunda sayın Av.Muzaffer Erdoğan'a katılıyor ve müvekkilimizin bize her anlattığının olduğu gibi dilekçeye yazılmasını kabul edemiyorum.Baromuza kayıtlı genç arkadaşlarıma da bu konuda sürekli telkinde bulunmaya çalışıyorum.Özellikle boşanma davaları ile ilgili olarak tarafların ilerde her zaman yeniden biraraya gelebilme ihtimallerini de düşünerek karşı tarafı rencide edecek anlatımlarını dilekçelerine yazmamalarını öneriyorum.
Ayrıca forum yöneticimiz sayın Av.Suat Ergin'in çok yerinde olarak belirttiği meslek kuralının da dikkatlice ve altı çizilerek tekrar okunmasını rica ediyorum.Sözkonusu meslek kuralı gereğince hakarete varan beyanlardan bana göre avukat sorumlu tutulmalıdır.
Saygılarımla
Old 06-02-2008, 17:40   #13
askeplion

 
Varsayılan

selamlar,
avukatın aldığı işi özenle yapma yükümlülüğü vardır. bu özen kavramı içinde somut olayda anlatıldığı gibi hakarete varacak beyanların savunma dokunulmazlığı kapsamında olmayacağı kanaatindeyim. müvekkil illa ki bu tür tabirleri kullanmak ve dile getirmek istiyorsa yazılı beyanı alınıp dilekçe ekinde yada sözlü olarak mahkeme huzurunda dinletmesi avukatın özen yükümüne uygun olacaktır. saygılarımla.
Old 06-02-2008, 20:16   #14
Av.Kaan

 
Varsayılan

Anlatılmak istenen hususların hakarete başvurmadan anlatılabileceğinden ve bu anlatımın da aynı manayı vereceğinden yapılan eylemin savunma hakkı veya herhangi bir hukaka uygunluk nedenine uymadığını, belirtildiği üzere de disiplin sorumluluğunu gerektirdiğini düşünmekteyim.

Ancak her insan gibi avukatın da hata yapabileceği nazara alınarak öncelikle kendisine ifadelerini düzeltme imkanı tanınmasını, bu şekilde çözüm aranmasını faydalı buluyorum. Ancak tabi ki takdir olayı bizzat yaşayan sizindir.
Old 06-02-2008, 23:46   #15
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan cevap dilekçesi hakaret...

SEVGİLİ KAAN KARDEŞİM;

Bir lafımız vardır; Kan kan ile yıkanmaz, kan su ile yıkanır.

Kırıldığınız belli.

Ne yapmak isterseniz sizin tercihiniz
kimse size bir şey söyleyemez
Ama sizin de sorumluluğunuz.

Saygılar
Old 07-02-2008, 09:26   #16
selimaksu

 
Varsayılan

ben hiç bir zaman cevap dilekçesinde müvekkilime kaksız isnatlarda bulunan meslektaşımız hakkında (cevap dilekçesini okuduğum an hariç) her hangi bir makama şikayette bulunma düşüncesinde olmadım. Ama neden? neden bir avukat arkadaşımız bu tür kelimeleri kullanma ihtiyacı hisseder onu anlamak istedim? Görüyorum ki avukatın müvekkilinin sözleriyle bağlı olduğunu (bu sözler hakaret içerse bile) düşünen meslektaşlarımız var. Bu gerçekten üzücü...
Old 07-02-2008, 12:13   #17
miss_lawyer

 
Varsayılan

ben müvekkilin "HER SÖYLEDİĞİ" ile bağlıyız demiyorum, sanırım yanlış anlaşıldım, sadece şikayet edilecekse asıla yönelik olmalıdır avukata yönelik değil diye düşünüyorum...
Old 07-02-2008, 16:18   #18
Av.Kaan

 
Varsayılan ?

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
SEVGİLİ KAAN KARDEŞİM;

Bir lafımız vardır; Kan kan ile yıkanmaz, kan su ile yıkanır.

Kırıldığınız belli.

Ne yapmak isterseniz sizin tercihiniz
kimse size bir şey söyleyemez
Ama sizin de sorumluluğunuz.

Saygılar

Mesajınızı anlayamadım, hele de neye kırıldığımı anlayamadım, başında bana hitap etmeseydiniz bana cevaben yazıldığını dahi anlayamayacaktım.
Old 07-02-2008, 17:20   #19
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan cevap dilekçesi hakaret...

yanlşlık

özür dilerim

selime yazılmıştı

Saygılar
Old 07-02-2008, 17:25   #20
Av.Kaan

 
Varsayılan

, rica ederim Muzaffer bey. Bi de şu aynen iade konusunda anlaşşsak?
Old 08-02-2008, 02:40   #21
Mehmet Taşcı

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım
Bu konuyu tartışmak bile abes.
Dilekçeyi kim kaleme almışsa ( imza atmışsa) Hakaret suçu işlemiştir.
T.C.K.nu anlamında suç işlediği tartışma götürmez.
Baban bile olsa müsamaha göstermeyeceksin. hele hele bir avukat böyle bir cümleyi hiç ama hiç kullanamaz.
Arayın sizden özür dilesin, aksi halde yarın öbürgün daha ileri gider meslektaşlarına hakaret eder.
Tercihinize kalmış, ancak burada suçun mağduru müvekkilinizdir. Müvekkiliniz isterse savcılığa şikayet eder ve hakaretten dava açtırır. İsterse hukuk mahkemesinde manevi tazminat davası açar isterse de baroya şikayet eder veya hepsini birden yapar.
Avukat müvekkilinin söylediklerini yazmaz dilekçeye. Olayı hukuki boyutuyla ve edebi bir uslüpla kaleme alır.
BİZLER AVUKATIZ, DİKTE MEMURU ( KATİP) DEĞİL.
Müvekkilin ne söylediğinin önemi yok, avukatın ne yazdığı önemlidir.
Old 23-01-2009, 16:17   #22
av.orhanerol

 
Varsayılan

Mesleği yücelten de kirleten de bizleriz.Aldığı vekalet ücreti için yapması gereken sadece hukuki normlarda savunma olan meslektaşlarımız müvekkilerine showmenlik uğruna mesleği kirletiorlar. bunu yapan bir avukatta olsa şikayet edilmelidir.Müvekkilinin her söylediğini dilekçeye yazması asla tasvip edilemez.Hukuk süzgecinden geçmeyen kelimeleri yazan ,yazdıklarından tabiki sorumludur
Old 23-01-2009, 16:51   #23
nil-nil

 
Varsayılan

Staj yaptığım avukatın bu yönde açmış olduğu tazminat davası vardı. hEM AVUKATA hemde karşı tarafa yöneltilmişti!Sonuçlandı mı bilmiyorum.Öğrenirsem buraya yazarım..kolay gelsın..
Old 23-01-2009, 20:53   #24
echokosmos

 
Varsayılan

merhaba..,mahkemelerde verilen karşılıklı-lahiya-cevaba cevap yazışmalarında,savunma sınırları içinde bulunduğu,kişilik haklarına saldırı olmadığı,hakaret-tehdit,içermediği,sürece tazminat talepbinde bulunulumaz....türkçede kullanılan kelimelerin çoğu 2-3 eş anlamlı ve yoruma açık kelimeler..bu durumda NİYETE BAKILIR ve kötü niyet ard düşünce içeriyor ise kişilik haklarına saldırı ve hakaret olgugusu taşır kanaatini taşımaktayım.BU YORUMA AÇIK LASTİKLİ TÜRKÇE KELİMELER DE SINIRI KİM BELİRLİYECEK..???? AYRICA BU TÜR İDDİALAR ŞİKAYETE BAGLI SUÇLARDIR....hakimin insafına ve taktir yetkisine kalmış bir durum ...kolay gelsin
Old 07-12-2010, 15:09   #25
Milano

 
Varsayılan

merhabalar. almış olduğum bir cevaba cevap dilekçesinde, ''davalı örnek baba rolünü oynamış ama aslında öyle biri değildir.'' , ‘’…davalı, kızının adına fatura kestirecek kadar da küçülmüştür.’’ , ‘’…Çocuklarına düşkün hiçbir baba, karısını aldatıp yuvasını yıkmaz.Bu davalının ne kadar bencil ve egoist olduğunu göstermektedir.'' şeklinde bu ve buna benzer bir çok kişiliği hedef alan söz ve cümle gördüm. müvekkilimizin haklarını korumakla yükümlü olsakta, bir avukatın bu tarz bir dilekçe yazmaya, hasmane bir tutum izlemeye hakkı yoktur. herşey bir tarafa biz neyiz burada? hakaret ettiğin adamın bir avukatı var ya.
Old 07-12-2010, 16:19   #26
suskun_juliette

 
Varsayılan

Hak ararken başkalarının haklarını gözetmeden hareket etmek, hukukun prensiplerine taban tabana zıttır.Avukat, müvekkilin beyanlarıyla ve aynı zamanda etik normlarla bağlıdır.Müvekkil, olayın bizzat kahramanıdır,avukat ise hak meydanına müvekkilinin sesini duyuran kişidir.Avukat, görevini icra ederken başkalarının haklarına saldırı niteliği taşıyan tutumlar takınırsa tek bir insanın dahi hukuka güveni kalmayacaktır.Yoksa hukukçuluk sadece fiyakalı bir cümleden öteye geçemez.
Olaydaki durum nazarı dikkate alındığında savunmanın maksadını aşan cümlelerle örüldüğü görülmektedir.Buna savunma dokunulmazlığı süsü vermek, hukuku,adaleti,etik değerleri kısacası tüm evrensel değerleri diri diri toprağa gömmektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Duruşmada alınan cevap dilekçesi-ara karar-replik dilekçesi AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 1 09-10-2007 00:15
Müracaat Dilekçesi smilen Hukuk Soruları Arşivi 6 26-12-2006 17:57
Bosanma dilekcesi Av. serdar iyigün Meslektaşların Soruları 1 06-07-2006 15:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08471608 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.