Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargitay Kararlari Ariyorum.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-06-2010, 12:17   #1
avkaanisildas

 
Varsayılan Yargitay Kararlari Ariyorum.

Y 2.H.D. 02.06.1997 GÜN 5221-6280 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 01.12.1980 GÜN 7422-8596 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 21.05.1991 GÜN 4035-8188 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 06.05.2003 GÜN 3684-6706 esas-karar sayılı karar.


BU KARARLARI ARIYORUM..YARDIMCI OLURSANIZ SEVİNİRİM...ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...
Old 02-06-2010, 12:23   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avkaanisildas
Y 2.H.D. 02.06.1997 GÜN 5221-6280 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 01.12.1980 GÜN 7422-8596 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 21.05.1991 GÜN 4035-8188 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 06.05.2003 GÜN 3684-6706 esas-karar sayılı karar.


BU KARARLARI ARIYORUM..YARDIMCI OLURSANIZ SEVİNİRİM...ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...
"Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden vekili Av. ____ geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Taraflar 24.3.1999’da boşanmış, müşterek çocuk 7.4.1993 doğumlu A____’in velayeti babaya bırakılmıştır. Velayet düzenlenirken analık babalık duygularından önce küçüğün bedeni ve fikri gelişimine öncelik verilmelidir. A____’in astım hastası olduğu, babanın geceleri gitar çalarak hayatını kazandığı, küçüğe yeterli zaman ayıramadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında A____’in velayetinin anneye ( davacıya ) bırakılıp, baba ile uygun bir ilişki kurulması gerekir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır; SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 275.000.000. Tl. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi."

Alıntı:
Yazan avkaanisildas
Y 2.H.D. 02.06.1997 GÜN 5221-6280 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 01.12.1980 GÜN 7422-8596 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 21.05.1991 GÜN 4035-8188 esas-karar sayılı karar.
Y 2.H.D. 06.05.2003 GÜN 3684-6706 esas-karar sayılı karar.


BU KARARLARI ARIYORUM..YARDIMCI OLURSANIZ SEVİNİRİM...ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...
"M____ ile H____ arasındaki velayet davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmekle, gereği görüşülüp düşünüldü:
Velayet düzenlenirken ya da yeniden gözden geçirilirken çocuğun yararına ön planda yer verilmesi zorunludur. Öte yandan velayetin doğrudan doğruya ana, ya da baba tarafından bizzat kullanılması gerekir. Pek zorunlu hallerde geçici bir süre için ana babanın gözetimi altında çocuk bir akraba yanında bırakılabilir. Bu istisnai ( ayrıcalı ) durumun kötüye kullanılmasından ve kural haline getirilmesinden önemle kaçınılmalıdır.
Dosyadaki delillerden, tarafların müşterek çocuklarının velayeti boşanma kararı ile babalarına verildiği, ne var ki babanın İsveç'te çalıştığı, çocuklarını Türkiye'de babaannelerinin yanında bıraktığı, babaannenin ise onlarla yeterince ilgilenmediği, bakımsız bıraktığı esasen babaannenin ise onlarla yeterince ilgilenmediği, bakımsız bıraktığı esasen babaannenin de sağlığının iyi olmadığı, çocuklarında babalarını istemediklerini etrafta söyledikleri gerçekleşmiştir.
Babanın İsveç'te bir suçtan dolayı hapse girdiği de anlaşılmıştır. Şu durumda, çocukların velayetinin babadan alınması her yönü ile onların yararınadır. Kadının başka biri ile evlenme hazırlığı içinde olması ya da evlenmiş bulunması, hatta boşanma davasında velayetin babaya verilmesine razı olması, çocukların velayetinin anneye verilmesine engel değildir. Öyle ise çocukların velayetinin babalarından alınıp annelerine verilmesi gerekirken açıklanan yönler gözetilmeden davanın reddolunması Usul ve Kanun’a aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi."

Saygılarımla...
Old 02-06-2010, 13:04   #3
avkaanisildas

 
Varsayılan TeŞekkÜr

Sayin Hades Çok TeŞekkÜr Ederİm..
Old 02-06-2010, 18:31   #4
mdelen82

 
Varsayılan

Y 2.H.D. 02.06.1997 GÜN 5221-6280 esas-karar sayılı karar.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/5221
K. 1997/6280
T. 2.6.1997
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm nafaka ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1 - Mahkemece çocuklar dinlenmiş, büyük çocuk M. eğitimini de sebep olarak göstererek velayetinin babaya tevdini istemiştir. Anne çocukların eğitimin aksattığı gibi, çocukları aldığında anneanneye teslim etmekle velayetin gereği olan nezdinde bulundurma durumuna uymamaktadır. Boşanma sonucu velayeti düzenlerken, çocukları birbirinden ayırmamak gerekir. Şu halde velayetin anneye tevdi doğru bulunmamıştır.

2 - Davalının talebi olmadığı halde yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi de yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yukarıda 1 ve 2. bentte gösterilen nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine 2.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Old 02-06-2010, 18:33   #5
mdelen82

 
Varsayılan

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1992/2-140
K. 1992/248
T. 15.4.1992
• VELAYETİN TEVDİİ ( Velayet Kendinde Olan Tarafın Başkasıyla Evlenmesi ve Yurtdışına Çıkması-Diğer Tarafa Haber Verilmeden Çocuğun Sünnet Ettirilmesi )
• VELAYET HAKKINA SAHİP OLAN TARAFIN BAŞKASIYLA EVLENMESİ ( Velayetin Tevdii İçin Tek Başına Yeter Sebep Olmaması )
• VELAYET HAKKINA SAHİP OLAN TARAFIN EVLENİP BAŞKA YERE TAŞINMASI ( Velayetin Tevdii İçin Tek Başına Yeter Sebep Olmaması )
• VELAYET HAKKINA SAHİP OLAN ANANIN ÇOCUĞU BABASINA HABER VERMEDEN SÜNNET ETTİRMESİ ( Velayetin Tevdiine Sebep Olup Olamayacağı )
743/m.149
ÖZET : Velayet hakkına tek başına sahip olan ana veya baba, bir başkası ile evlenirse, veya başka bir yere giderse, hakim re'sen veya ana ve babadan birinin talebi ile olayın gerektirdiği tedbirleri alır. Kendisine velayet tevdi edilmiş eşin, evlenmiş bulunması veya yeni eşinin görevi nedeniyle başka bir yere gitmiş olması, velayetin kendisinden alınıp diğer tarafa tevdii için başlıbaşına yeterli bir neden değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki "velayetin tevdii" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara Ondördüncü Asliye Hukuk Mahkemesi )nce davanın reddine dair verilen 4.2.1991 gün ve 572-65 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi’nin 21.5.1991 gün ve 4035-8188 sayılı ilamıyla; ( ...Dosyadaki delillerden, velayet hakkı kendisine bırakılan davalı annenin, davacı babadan gizli olarak ve kendisine hiç bir surette bilgi verilmeden müşterek çocuk 1979 doğumlu Göktuğ’u sünnet ettirdiği, bir erkek evladı bulunan davacı babanın olayı üçüncü şahıslardan öğrendiği, yeni evlilik yapan ve bu sebeple kocası ile yurtdışına çıkmak zorunda kalan davalının okul idaresine ve babaya malumat vermeksizin çocuğu beraberinde götürdüğü, okul idaresi tarafından keyfiyetin babaya bildirildiği ve öteden beri babanın çocukla mahkeme hükmü ile tanınan yasal görüşme hakkını kısıtladığı anlaşılmaktadır. Gerçekten, olaylardan davalı annenin, hayatta bir kere olabilecek ve Türk örf ve adetine göre ananın babanın mürüvveti ve gururu sayılacak sünnet düğün merasimini ve özellikle yurt dışına çıkıp adresini babadan sakladığı ve aşikar biçimde çocukla baba arasında yasa hükümlerince tesis edilen görüşme hakkını ve babalık duygularının tatminini önlemeye çalıştığı görülmektedir.

Anlaşılmaktadır ki, davalı, baba ve çocuk ilişkilerinde açık, samimi ve babanın çocuk üzerindeki haklarına, dolayısı ile kanuna karşı saygılı değildir.

Velayet hakkı kullanılır iken çocuğun bedeni, fikri ve özellikle psikolojik gelişmesine özen gösterilmesi ve gerek bedeni, gerek ruh sağlığı açısından çocuk üzerinde olumsuz etki bırakılacak söz ve davranışlardan sakınılması gerekir. Olayımızda davalı annenin, babaya karşı gayet sert ve katı davranışlarda bulunduğu özellikle baba ile oğul’un görüşmelerinin engellenmeye çalıştığı gerçekleşmiştir. Bu halin ileride çocuk üzerinde olumsuz etki yapacağı da tartışmasızdır.

Bu durumda, velayet hakkının iyi niyetle ve yasanın tanıdığı haklara uygun şekilde kullanıldığından söz etmek mümkün değildir. Öyle ise olayda Medeni Kanunun 149. maddesinde yazılı koşullar gerçekleştiğinden davacının isteğinin kabulü ile velayetin anneden alınıp babaya verilmesi zorunludur.

Bu yönün gözetilmemesi usul ve kanuna aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden : Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK’nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, velayetin tevdiine ilişkindir.

Hemen belirtmek gerekir ki, Hukuk Genel Kurulu’nun 16.10.1991 gün ve 360-502 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere; velayet, çocukların bakım, koruma ve çeşitli yönlerden yetiştirilmelerini sağlamak amacıyla ana babanın, çocukların, şahısları ve malları üzerinde haiz oldukları hak, yetki ve ödevlerdir. Çağdaş hukukta, velayet öncelikle görevdir. Ana baba, velayet nedeniyle kendilerine yüklenen ödevleri yerine getirmekle yükümlüdürler. Velayet, çocuğun menfaatine kullanılması gereken bir yetkiler yumağıdır. Bu nedenle, velayetin kapsadığı yetkiler, kötüye kullanmaya karşı çok duyarlıdır ( Prof.Dr. B.Köprülü- Prof. Dr. S.Kaneti, Aile Hukuku, 1986 baskı, sahife 248 ).

Yine MK.nun 149. maddesine göre, velayet hakkına tek başına sahip olan ana veya baba, bir başkası ile evlenirse, veya başka bir yere giderse, hakim re’sen veya ana ve babadan birinin talebi ile olayın gerektirdiği tedbirleri alır. Ancak, vurgulamak gerekir ki, kendisine velayet tevdi edilmiş eşin, evlenmiş bulunması veya yeni eşinin görevi nedeniyle başka bir yere gitmiş olması MK.nun 149. maddesi uygulanarak, velayetin kendisinden alınıp diğer tarafa tevdii için başlıbaşına yeterli bir neden değildir. Bu yeni oluşumların, çocuk için maddi ve manevi zararlar vereceğini gösteren çok ciddi belirtiler bulunmalıdır.

Somut olayda ise velayetin anadan alınıp davacı babaya tevdiini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta bir oluşumun varlığı kanıtlanabilmiş değildir.

O halde, açıklanan ilkelere uygun bulunan yerel mahkeme kararı onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ), gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15.4.1992 gününde, oyçokluğuyla karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargitay Kararlari Ariyorum külekçi Meslektaşların Soruları 8 17-07-2009 11:17
Yargitay Kararlari Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 2 08-07-2009 15:43
Yargitay Kararlari Ariyorum!!! akyürek Meslektaşların Soruları 4 24-06-2008 11:00
Yargitay Kararlari Ariyorum erdal7 Meslektaşların Soruları 4 10-06-2008 16:18
Yargitay Kararlari Ceyhun Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12167192 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.