Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Okul Derneği Makbuz Zayii - Sorumluluk ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-10-2011, 17:27   #1
eser_29

 
Varsayılan Okul Derneği Makbuz Zayii - Sorumluluk ?

Bir Okul Derneğinin makbuzu okul içerisinde zayi olmuş ve aramalara karşın bulunamamıştır. Bununla ilgili zayii belgesi almak üzere görevli mercii Asliye Hukuk Mahkemesi midir ?

Ayrıca zayii nedeni ile Dernek Yönetiminin cezai sorumluluğu bulunmakta mıdır ? Cezai sorumluluk doğmaması açısından ne gibi hukuki yol takip edilmelidir ?
Old 27-10-2011, 21:35   #2
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan eser_29
Bir Okul Derneğinin makbuzu okul içerisinde zayi olmuş ve aramalara karşın bulunamamıştır. Bununla ilgili zayii belgesi almak üzere görevli mercii Asliye Hukuk Mahkemesi midir ?

Ayrıca zayii nedeni ile Dernek Yönetiminin cezai sorumluluğu bulunmakta mıdır ? Cezai sorumluluk doğmaması açısından ne gibi hukuki yol takip edilmelidir ?


Dernekler Kanunu madde 32/k'da cezai sorumluluğun hangi halde söz konusu olup olmayacağı düzenlenmiştir.

Asliye hukuk mahkemesi sonucuna nereden ulaştınız?
Old 27-10-2011, 22:13   #3
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Dernek makbuzu "ticari belge" midir? Makbuz ticari nitelikli bir belge ise; bence Asliye Ticaret Mahkemesi...
Old 28-10-2011, 08:17   #4
eser_29

 
Varsayılan

İlginiz ve cevaplarınız için teşekkür ederim...

Bana Dernek Yöneticisi telefonla ulaşıp: "Biz dernek ile ilgili makbuzu kaybettik, zayii belgesi için asliye hukuk mahkemesine başvuru yapacağız, bu arada bizim cezai sorumluluğumuz olur mu?" diye sorunca bende yetkili mercii orası mı diye merak ettim. Ticari makbuz/fatura olması halinde Asliye Ticaret diyelim, peki Aidat Alındısı makbuzu zayii halinde yetkili mercii neresi ?

Ayrıca konu içeriğinde meslektaşımız Asliye Hukuk Mahkemesi Medeni Kanuna göre yetkilidir demiş (Ticari belge istisna).
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=48444

EKLEME:

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2010/7-473
K. 2010/520
T. 20.10.2010
• ZAYİ BELGESİ VERİLMESİ İSTEMİ ( 21. Maddedeki Yükümlülüklere Aykırılık Halinde de Failler Hakkında Aynı Cezaya Hükmolunacağı - Şeklinde Olup Mahkumiyet Hükmü Bulunup Bulunmamasının Esasa Etkili Olmadığı )
• YETKİLİ MAHKEMESİNE ZAYİ BELGESİ ALMAK İÇİN BAŞVURMAYANLAR ( veya Bu Belgeyi Denetim Sırasında İbraz Edemeyenler Üç Aya Kadar Hapis veya Adlî Para Cezası İle Cezalandırılacağı )
• DEFTER VE BELGELERİN ZAYİ OLMASI ( Gerekli Dikkat ve Özen Gösterilmiş Olması Şartıyla Elde Olmayan Bir Nedenle Okunamayacak Hâle Gelmesi veya Kaybolması Hâlinde Öğrenme Tarihinden İtibaren Onbeş Gün İçinde Dernek Merkezinin Bulunduğu Yerin Yetkili Mahkemesine Başvurması Gerektiği )
• MAHKUMİYET ŞARTI ( Zayi Belgesi Verilmesi İstemi - 21. Maddedeki Yükümlülüklere Aykırılık Halinde de Failler Hakkında Aynı Cezaya Hükmolunacağı/Mahkumiyet Hükmü Bulunup Bulunmamasının Esasa Etkili Olmadığı )
• BAŞVURU SÜRESİ ( Zayi Belgesi Verilmesi İstemi - Kanunda Aranan Başvuru Süresinin Hak Düşürücü Süre Olmaması Nedeniyle Karar Defterinin Kasten veya Kasta Yakın Bir Kusurun Varlığı Nedeniyle Zayi Olup Olmadığını Araştırmak Gerektiği )
5253/m.21, 32
ÖZET : Dava, Dernekler Kanunu'nun 32. maddesi hükmüne göre hasımsız olarak açılmış, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Özel dairenin araştırmaya yönelik bozma kararı kısmen yerinde bulunmakla birlikte 5253 sayılı Yasanın 32/k bendi “ 9 ve 19. maddelerin üçüncü fıkralarındaki zorunluluğa uymayanlar ile tutulması zorunlu olan defter ve belgelerin, gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olması şartıyla elde olmayan bir nedenle okunamayacak hâle gelmesi veya kaybolması hâlinde, öğrenme tarihinden itibaren onbeş gün içinde dernek merkezinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesine zayi belgesi almak için başvurmayan veya bu belgeyi denetim sırasında ibraz edemeyenler üç aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. 21. maddedeki yükümlülüklere aykırılık halinde de failler hakkında aynı cezaya hükmolunur.” Şeklinde olup mahkumiyet hükmü bulunup bulunmaması esasa etkili değildir.

Mahkemece yapılacak iş; kanunda aranan başvuru süresinin hak düşürücü süre olmaması nedeniyle işin esasına yönelik delilleri toplamak ve özellikle karar defterinin kasten veya kasta yakın bir kusurun varlığı nedeniyle zayi olup olmadığını araştırarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki “Zayi belgesi verilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Narman Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.07.2009 gün ve 2008/87 E., 2009/61 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 03.12.2009 gün ve 5457-5540 sayılı ilamı ile;

( ... Dava, Dernekler Kanununun 32. maddesi hükmüne göre hasımsız olarak açılmış, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacı dernek yöneticilerinin 5253 sayılı Yasanın 32/k bendinde düzenlenen 15 günlük süre geçirildikten sonra mahkemeye başvurdukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmediği gibi toplanan deliller de hüküm vermeye yeterli değildir.

5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 32/k maddesi hükmünde, dernekler tarafından tutulması zorunlu olan defter ve belgelerin gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olması şartıyla elde olmayan bir nedenle okunamayacak hale gelmesi veya kaybolması halinde derneğe bu hususun öğrenilmesi tarihinden itibaren 15 gün içinde dernek merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde zayi belgesi almak için dava açma zorunluluğu getirilmiş, bu gereği yerine getirmeyen yöneticilerin cezalandırılması öngörülmüştür.

Somut olaya gelince, dosya içeriğinde toplanan delillerden davacı derneğin muhasebe işlemlerinin yapılması için evraklarını Erzurum İl merkezine gönderdiği, bu evraklar içerisinde bulunan karar defterinin kaybolduğu anlaşılmaktadır.

Usul kurallarına göre ispat yükü olumsuzu iddia edene değil olumluyu iddia edene düşer. Dosya içeriğinde davacı dernek yöneticilerinin gerekli dikkat ve özeni göstermediği veya defteri kasten kaybettiklerine ilişkin herhangi bir delil ve belge bulunmamaktadır. Davacı dernek tacir olmadığından yöneticilerinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülükleri de bulunmamaktadır. Bu olgular ve defterin davacı dernek yöneticilerinin iradeleri dışında bir nedenle kaybolduğu ayrıca 5253 sayılı Yasanın 32/k bendinde öngörülen 15 günlük sürenin dernek yöneticilerinin gecikmeden mahkemeye başvurmalarını sağlamaya yönelik olarak getirildiği, bu tarihten sonra dava açılamayacağı şeklinde değerlendirileceği gözetilerek davacı dernek yöneticilerinin davaya konu karar defterini kasten zayi edip etmediklerinin veya bu eylem nedeniyle haklarında verilmiş bir mahkumiyet hükmü bulunup bulunulmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Davacı, dernek karar defterinin 23.11.2008 tarihinde kaybolduğu anlaşıldığından bahisle bu hususun tespiti ile zayi belgesi verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkemece “Karar defterinin kaybolmaması için gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği ve davaya konu karar defterinin elde olmayan bir nedenden dolayı kaybolmadığı, üstelik 5253 sayılı Yasanın 32/k bendinde öngörülen onbeş günlük süre geçtikten sonra işbu davanın açıldığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacının temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.

Yerel Mahkeme önceki kararında direnmiş; hükmü temyize davacı getirmiştir.

Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; 5253 sayılı Yasanın 32/k bendinde öngörülen onbeş günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olup olmadığı, işin esası yönünden de davacı tarafça karar defterinin kaybolmaması için gerekli dikkat ve özenin gösterilip, gösterilmediği noktalarında toplanmaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, yerel mahkemece hem hak düşürücü süre dolduğundan hem de esastan davanın reddine karar verilmiş olup; hak düşürücü sürenin dolduğundan bahisle davanın reddedildiği durumda işin esası incelenmeyeceğinden aynı zamanda esas hakkında da karar verilemez. Hak düşürücü süre dolmuş ise işin esasına girilmeyip sadece bu yönden karar vermekle yetinilmelidir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle söz konusu sürenin hak düşürücü nitelikte olup olmadığı hususu ele alınmış; 20.10.2010 günlü ikinci görüşmede 5253 sayılı Yasanın 32/k bendinde öngörülen onbeş günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olmadığı, sadece dernek yöneticilerinin zaman kaybetmeden mahkemeye başvurmalarını sağlamaya yönelik ve başvurulmamasının cezai sonuçlara bağlandığı özel bir düzenleme olduğu sonucuna varılmakla, somut olaya özgü olmak üzere işin esasına yönelik incelemeye geçilmesine oyçokluğu ile karar verilmiştir.

Esas yönünden yapılan incelemede ise; özel dairenin araştırmaya yönelik bozma kararı kısmen yerinde bulunmakla birlikte 5253 sayılı Yasanın 32/k bendi “ 9 ve 19 uncu maddelerin üçüncü fıkralarındaki zorunluluğa uymayanlar ile tutulması zorunlu olan defter ve belgelerin, gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olması şartıyla elde olmayan bir nedenle okunamayacak hâle gelmesi veya kaybolması hâlinde, öğrenme tarihinden itibaren onbeş gün içinde dernek merkezinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesine zayi belgesi almak için başvurmayan veya bu belgeyi denetim sırasında ibraz edemeyenler üç aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. 21 inci maddedeki yükümlülüklere aykırılık halinde de failler hakkında aynı cezaya hükmolunur.” Şeklinde olup mahkumiyet hükmü bulunup bulunmaması esasa etkili değildir. Bu nedenle bozma metninde yer alan “…bu eylem nedeniyle haklarında verilmiş bir mahkumiyet hükmü bulunup bulunulmadığı…” ifadesinin metinden çıkarılmasının uygun olacağı, ayrıca karar defterinin kaybında kasıt ya da kasta yakın bir kusur bulunup bulunmadığının da tespiti gerekirken böyle bir inceleme ve araştırmanın mahkemece yapılmamış olduğu, 20.10.2010 günü yapılan ilk görüşmede oyçokluğu ile karara bağlanmıştır.

O halde mahkemece yapılacak iş; kanunda aranan başvuru süresinin hak düşürücü süre olmaması nedeniyle işin esasına yönelik delilleri toplamak ve özellikle karar defterinin kasten veya kasta yakın bir kusurun varlığı nedeniyle zayi olup olmadığını araştırarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.

Açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeye dayalı önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile bozma ilamı metninden “... veya bu eylem nedeniyle haklarında verilmiş bir mahkumiyet hükmü bulunup bulunulmadığının” ibaresi de çıkarılarak direnme kararının yukarıda açıklanan değişik nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın geri verilmesine, hak düşürücü süre yönünden yapılan ikinci görüşmede, esas yönünden ise yapılan ilk görüşmede olmak üzere, 20.10.2010 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 28-10-2011, 15:46   #5
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

H.M.K. 383 (Konu Dışı -İlgilisine- Not: Slm...)'e istinaden; "Sulh Hukuk Mahkemesi" diyorum o zaman ben...
Old 28-10-2011, 15:58   #6
üye31284

 
Varsayılan

Slm...

Ben de, bu durumda, Caner Bey gibi sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu düşünüyorum.
Old 28-10-2011, 17:09   #7
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

382 ve 383. maddeler birlikte değerlendirildiğinde evet; sulh hukuk diyebiliriz... ( 333... diyemem yooo demiycem; ama, dedim bileee... Not: 333 bir "kanun maddesi" değildir )
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
zayii nedeniyle çek iptal davalarında vekalet ücreti maktu mudur? Av. Yasin Yıldız Meslektaşların Soruları 1 08-10-2010 04:31
tasfiye edilmiş şirketin ticari defterlerinin zayii olması melbaska Meslektaşların Soruları 5 26-06-2009 17:44
çek zayii davası avkt Meslektaşların Soruları 4 27-07-2008 22:33
çek zayii davası avkt Meslektaşların Soruları 0 05-05-2008 17:10
Okul müdürü'nün okul bahçesindeki ağaçları kesmesi hakkında! av.egemen Meslektaşların Soruları 1 18-01-2008 00:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05363297 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.