Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararı arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-04-2011, 11:59   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Yargıtay Kararı arıyorum

Sayın meslektaşlarım,

Yargıtay 11. HD.'nn 30.1.1975 T, E.4654/K.572 Sayılı kararının tam metnini bendeki içtihat programlarında bulamadım.

Karar, Gönen Eriş'in Anonim Şirketler Hukuku isimli kitabının 297. sayfasında özet olarak yer alıyor.

Bu kararı bulabilen arkadaşlarım ekleyebilirlerse çok sevinirim.

Saygılarımla,
Old 06-04-2011, 12:11   #3
hewal65

 
Varsayılan

üstadım şu işinize yarar mı? konuyla ilgili (konuyu karar içeriğini araştırarak öğrendim. umarım yanlış bir bilgi edinmedim)


T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 1974/3677
Karar: 1974/3733
Karar Tarihi: 17.12.1974

ŞİRKET YÖNETİM KURULUNUN SORUMLULUĞU - ŞİRKETİN YÖNETİM KURULUNUN BASİRETLİ BİR İŞ ADAMI GİBİ HAREKET ETMESİ GEREĞİ - SORUMLULUĞA KARŞILIK TİCARİ HAYATIN GEREKTİRDİĞİ YETKİLERİN TANINMAMASI

ÖZET: Davacı dava ettiği kalemlerle bağlı olup sonradan zararın müfredatı değiştirilemez. Şirketin yönetim kurulunun, ticaret şirketinin iştigal konularına giren bütün faaliyetlerinde (Basiretli bir iş adamı) gibi hareket etmesi gerekir. Bunun önemli bir kıstası da herhangi bir faaliyetin Şirket yararına olup olmadığıdır. Sorumluluğa karşılık ticari hayatın gerektirdiği yetkilerin tanınmaması basiretli bir iş adamı gibi hareket etme olanağını kaldırır. Yönetim kurulu hakkında dava açılabilmesi için Şirket Genel Kurulunun bu yolda kararı gerekir.


(6762 S. K. m. 320, 341)

Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı Salihli As. Hukuk Hakimliğinceverilen 24.6.1974 tarih ve 427/449 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.12.1974 gününde davacı avukatı N. Çolak ile davalılar avukatı A.N. Yanıker gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: (Salihli Palamut ve Veleks Sanayi T.A.Ş.) murakıbı A. Aktuğan ve K. Akay vekilleri dava dilekçesinde, Arel firması ile davacı şirket arasında yapılan 5.6.1974 tarihli komisyon sözleşmesi ile fabrikalarının imalatı olan veleks (Palamut hülasası'nın ve bu mamul maddenin ham meddesi olan (Palamut Tırnağı)'nın % 4 komisyon ücreti mukabilinde yabancı ülkelere ihracında anlaşmaya varılarak üç parti halinde 260 ton valeks ve 1190 ton tırnak ihraç edildiğini, ilk parti sevkiyatta komsiyon sözleşmesi henüz imzalanmamış olduğundan komsiyon ücretini miktarı yönünden şirket Müdürler Kurulunun 9.6.1964 tarih ve 24/35 sayılı kararı ile yürürlüğe giren satış esasları yönetmeliğinin uygulanması ve % 4 nisbetin kabulü gerektiğini, 2. 3. parti sevkiyatta ise komisyon mukavelesine göre yine % 4 komisyon ücreti ödenmesi icap ettiğni, mukavelenin 5. maddesinde firmanın satışları temin etmek için yapacağı masrafların kendisine ait olacağı ve 7.maddesinde açılacak akreditifin mal bedeli karşılığı olarak şirket emrine verileceğinin tespit edildiğini, şirket müdürler kurulu başkanı ve şirket müdürü E. Özbek ile müdürler kurulu üyesi işletme şefi F. Karaova'nın, 6.3.1965 tarih ve 7/14 sayılı müdürler kurulu kararı ile, makul bir sebep yokken sözleşmeyi feshederek Arel firmasına % 4 yerine % 12 komisyon ücreti vermek, satış masrafları firmaya ait iken ve firmanın şirkete bildirdiği düşük satış fiyatları ile firmanın fiili satış fiyatı olan akreditif fiyatları arasındaki fark şirketlerine ait olmak gerekirken bu farkın komisyoncu firmaya ödenmesine karar vermek suretiyle şirkete cemm'an (174.452,79) lira zarar iras ettiklerini belirterek bu meblağın faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar savunmalarında özetle, 1964 yılında vazifede bulundukları sırada şirket elinde 4.000 ton stok valeks bulunduğunu, ancak senede 400 ton satış yapılabildiğini, bazı maların hacizli olduğunu, müstahsilin elinde üç yıllık ham madde bulunduğunu, fabrikanın çalışmadığını, en önemli konunun eldeki stokların satılması olduğunu, bu sebeple liberasyon sistemi yuguladıklarını, ilk safhada reklam ve alıcılara kolaylık yaptıklarını, bu sebeple eldeki stokların satıldığını, komsiyoncunun talebi uygun görülerek satış farkını ödemek maksadı ile komisyon miktarının % 12'ye çıkarıldığını ve uygulama zorluklarını gidermek için mukaveleyi feshettiklerini, aldıkları 6.3.1965 tarih ve 7/14 sayılı kararı, şirket hissesinin % 51'rine sahip Sümerbank Genel Müdürlüğüne gönnderdiklerini, teamüle göre 15 gün içinde karara itiraz edilmediği takdirde kararın yürürlüğe girdiğini, alınan kararın ve uygulamanın şirkete zarar iras etmediğini, olayda ticaret şefi M. Erensoy ve firma sahibi M. Arel'in kusurları olduğundan bunların müdahil olarak davaya katılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

Mahkemece davalıların görevi aldıkları ve bıraktıkları tarihler tespit edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılışı ve taleple bağlı kalınarak (174.452,79) liranın dava tarihinden kanuni faizile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

Hüküm davalılar tarafından temyiz olunmuştur.

1 - Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi davacı (174.452,79) liranın tahsilini istemiştir. Bunun kalemleri arasında açık bir şeklide vergi iadesi miktarından söz edilmemiştir. Halbuki hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda vergi iadesi de dahil olmak üzere üç kalem halinde yekun olarak (174.601,74) liralık zarardan bahsedilmiştir.Davacı dava ettiği kalemlerle bağlıdır. Sonradan zararın müfredatı değiştirilemez. Bu bakımdan mahkemece talep edilen zarar müfredatı ile bağlı kalınarak tahsil kararı verilmesi için bu yönlerin incelenmesi gerekir.

2 - Davalıların yönetim kurulu başkan ve üyesi olarak sorumluluğuna gelince bu sorumluluğun Türk Ticaret Kanununun 336. maddesinin 5. fıkrası gereğince, görevin ifarazında kasıt veya ihmal sonucu olarak yükümlülüklerine aykırı davranıp davranmamış olmalarına göre tayini iktiza eder.

Davalıların mensubu oldukları yönetim kurulu anonim şirketin yönetim görevini ifa eder. Şirketi temsilen faaliyette bulunan yönetim kurulunun, ticaret şirketinin iştigal konlularına giren bütün faaliyetlerinde (Masiretli bir iş adamı) gibi hareket etmesi lazımdır. Bunu önemli bir kıstası da herhangi bir faaliyetin şirket menfaatına, yararlı olup olmadığıdır. Bu itibarla yönetim kurulu mensuplarınnı sorumluluğunda bu kıstasın esas alınması gerekir. Sorumluluğa karşılık ticari hayatın icap ettirdiği yetkilerin tanınmaması basiretli iş adamı gibi hareket etmek olanağı ortadan kaldırır.

3 - Olayda mukavele ile tespit edilen % 4 komisyonun % 12'ye çıkarılmasının nedeni olarak, şirketin satış fiyatı ile ihraç fiyatı arasındaki farkını dava dışı Arel firmasına intikal ettirilmesi olarak savunulmuştur.

O halde bu yön üzerinde de durulması davacı defterlerinin ve gerekirse Arel firmasına ait defterlerin de incelenemsi lazımdır.

4 - Bundan başka savunmada, 1964 yılında 4.00 ton stok mal bulunduğu buna karşılık ancak 400 ton satılabildiği ve stokun eritilebilmes için sorumlulukları iddia edilen komisyon miktarını yükseltilmesi ve satış tenzilatı yapılması gibi tedbirlere başvurdukları ileri sürülmüştür. Şu halde davalılara atfedilen, akdin feshi ve diğer hareketleri neticesinde şirketin gerçekten bir zararının doğup doğmadığının veya bu faaliyetlerin şirket menfaatine olup olmadığının o tarihteki stok miktarı, satış durumu, piyasa ve ihraç fiyatları bakımlarından incelenmesi, o yılın önceki ve sonraki yılların bilançolarının gözönnüde tutulması lazımdır.

Bu suretle davalıların basiretli bir iş adamı gibimi yoksa şirket zararına ve keyfi olarak hareket eden kimseler mi oldukları tayin ve takdiredilebilir. Bütün bu hususların ve bu açıdan şirket zararı gerçekleşiyorsa miktarını yetenekli bilirkişiler aracılğı ile saptanması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mücerret komisyon miktarının arttırılmasına ve satış tenzilatı ile vergi iadesine dayanan bilirkişi raporunun esas tutularak hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.

5 - Nihayet dosya arasında anonim şirket genel kurulunun davalılar hakkında dava açılmasını içeren kararına rastlanamadığı gibi, mahkeme kararının gerekçesinde de Genel Kurul kararını ibraz edildiğine ve incelendiğine ilişkin ir ibare bulunamamıştır. Türk Ticraet Kanununun 341. madesi gereğince bu husustaki genel kurul kararı davanın açılması koşuludur.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 17.12.1974 tarihinde çoğunlukla karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 06-04-2011, 12:40   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hewal65
üstadım şu işinize yarar mı? konuyla ilgili (konuyu karar içeriğini araştırarak öğrendim. umarım yanlış bir bilgi edinmedim)


T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 1974/3677
Karar: 1974/3733
Karar Tarihi: 17.12.1974

ŞİRKET YÖNETİM KURULUNUN SORUMLULUĞU - ŞİRKETİN YÖNETİM KURULUNUN BASİRETLİ BİR İŞ ADAMI GİBİ HAREKET ETMESİ GEREĞİ - SORUMLULUĞA KARŞILIK TİCARİ HAYATIN GEREKTİRDİĞİ YETKİLERİN TANINMAMASI

ÖZET: Davacı dava ettiği kalemlerle bağlı olup sonradan zararın müfredatı değiştirilemez. Şirketin yönetim kurulunun, ticaret şirketinin iştigal konularına giren bütün faaliyetlerinde (Basiretli bir iş adamı) gibi hareket etmesi gerekir. Bunun önemli bir kıstası da herhangi bir faaliyetin Şirket yararına olup olmadığıdır. Sorumluluğa karşılık ticari hayatın gerektirdiği yetkilerin tanınmaması basiretli bir iş adamı gibi hareket etme olanağını kaldırır. Yönetim kurulu hakkında dava açılabilmesi için Şirket Genel Kurulunun bu yolda kararı gerekir.


(6762 S. K. m. 320, 341)

Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı Salihli As. Hukuk Hakimliğinceverilen 24.6.1974 tarih ve 427/449 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.12.1974 gününde davacı avukatı N. Çolak ile davalılar avukatı A.N. Yanıker gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: (Salihli Palamut ve Veleks Sanayi T.A.Ş.) murakıbı A. Aktuğan ve K. Akay vekilleri dava dilekçesinde, Arel firması ile davacı şirket arasında yapılan 5.6.1974 tarihli komisyon sözleşmesi ile fabrikalarının imalatı olan veleks (Palamut hülasası'nın ve bu mamul maddenin ham meddesi olan (Palamut Tırnağı)'nın % 4 komisyon ücreti mukabilinde yabancı ülkelere ihracında anlaşmaya varılarak üç parti halinde 260 ton valeks ve 1190 ton tırnak ihraç edildiğini, ilk parti sevkiyatta komsiyon sözleşmesi henüz imzalanmamış olduğundan komsiyon ücretini miktarı yönünden şirket Müdürler Kurulunun 9.6.1964 tarih ve 24/35 sayılı kararı ile yürürlüğe giren satış esasları yönetmeliğinin uygulanması ve % 4 nisbetin kabulü gerektiğini, 2. 3. parti sevkiyatta ise komisyon mukavelesine göre yine % 4 komisyon ücreti ödenmesi icap ettiğni, mukavelenin 5. maddesinde firmanın satışları temin etmek için yapacağı masrafların kendisine ait olacağı ve 7.maddesinde açılacak akreditifin mal bedeli karşılığı olarak şirket emrine verileceğinin tespit edildiğini, şirket müdürler kurulu başkanı ve şirket müdürü E. Özbek ile müdürler kurulu üyesi işletme şefi F. Karaova'nın, 6.3.1965 tarih ve 7/14 sayılı müdürler kurulu kararı ile, makul bir sebep yokken sözleşmeyi feshederek Arel firmasına % 4 yerine % 12 komisyon ücreti vermek, satış masrafları firmaya ait iken ve firmanın şirkete bildirdiği düşük satış fiyatları ile firmanın fiili satış fiyatı olan akreditif fiyatları arasındaki fark şirketlerine ait olmak gerekirken bu farkın komisyoncu firmaya ödenmesine karar vermek suretiyle şirkete cemm'an (174.452,79) lira zarar iras ettiklerini belirterek bu meblağın faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar savunmalarında özetle, 1964 yılında vazifede bulundukları sırada şirket elinde 4.000 ton stok valeks bulunduğunu, ancak senede 400 ton satış yapılabildiğini, bazı maların hacizli olduğunu, müstahsilin elinde üç yıllık ham madde bulunduğunu, fabrikanın çalışmadığını, en önemli konunun eldeki stokların satılması olduğunu, bu sebeple liberasyon sistemi yuguladıklarını, ilk safhada reklam ve alıcılara kolaylık yaptıklarını, bu sebeple eldeki stokların satıldığını, komsiyoncunun talebi uygun görülerek satış farkını ödemek maksadı ile komisyon miktarının % 12'ye çıkarıldığını ve uygulama zorluklarını gidermek için mukaveleyi feshettiklerini, aldıkları 6.3.1965 tarih ve 7/14 sayılı kararı, şirket hissesinin % 51'rine sahip Sümerbank Genel Müdürlüğüne gönnderdiklerini, teamüle göre 15 gün içinde karara itiraz edilmediği takdirde kararın yürürlüğe girdiğini, alınan kararın ve uygulamanın şirkete zarar iras etmediğini, olayda ticaret şefi M. Erensoy ve firma sahibi M. Arel'in kusurları olduğundan bunların müdahil olarak davaya katılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

Mahkemece davalıların görevi aldıkları ve bıraktıkları tarihler tespit edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılışı ve taleple bağlı kalınarak (174.452,79) liranın dava tarihinden kanuni faizile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

Hüküm davalılar tarafından temyiz olunmuştur.

1 - Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi davacı (174.452,79) liranın tahsilini istemiştir. Bunun kalemleri arasında açık bir şeklide vergi iadesi miktarından söz edilmemiştir. Halbuki hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda vergi iadesi de dahil olmak üzere üç kalem halinde yekun olarak (174.601,74) liralık zarardan bahsedilmiştir.Davacı dava ettiği kalemlerle bağlıdır. Sonradan zararın müfredatı değiştirilemez. Bu bakımdan mahkemece talep edilen zarar müfredatı ile bağlı kalınarak tahsil kararı verilmesi için bu yönlerin incelenmesi gerekir.

2 - Davalıların yönetim kurulu başkan ve üyesi olarak sorumluluğuna gelince bu sorumluluğun Türk Ticaret Kanununun 336. maddesinin 5. fıkrası gereğince, görevin ifarazında kasıt veya ihmal sonucu olarak yükümlülüklerine aykırı davranıp davranmamış olmalarına göre tayini iktiza eder.

Davalıların mensubu oldukları yönetim kurulu anonim şirketin yönetim görevini ifa eder. Şirketi temsilen faaliyette bulunan yönetim kurulunun, ticaret şirketinin iştigal konlularına giren bütün faaliyetlerinde (Masiretli bir iş adamı) gibi hareket etmesi lazımdır. Bunu önemli bir kıstası da herhangi bir faaliyetin şirket menfaatına, yararlı olup olmadığıdır. Bu itibarla yönetim kurulu mensuplarınnı sorumluluğunda bu kıstasın esas alınması gerekir. Sorumluluğa karşılık ticari hayatın icap ettirdiği yetkilerin tanınmaması basiretli iş adamı gibi hareket etmek olanağı ortadan kaldırır.

3 - Olayda mukavele ile tespit edilen % 4 komisyonun % 12'ye çıkarılmasının nedeni olarak, şirketin satış fiyatı ile ihraç fiyatı arasındaki farkını dava dışı Arel firmasına intikal ettirilmesi olarak savunulmuştur.

O halde bu yön üzerinde de durulması davacı defterlerinin ve gerekirse Arel firmasına ait defterlerin de incelenemsi lazımdır.

4 - Bundan başka savunmada, 1964 yılında 4.00 ton stok mal bulunduğu buna karşılık ancak 400 ton satılabildiği ve stokun eritilebilmes için sorumlulukları iddia edilen komisyon miktarını yükseltilmesi ve satış tenzilatı yapılması gibi tedbirlere başvurdukları ileri sürülmüştür. Şu halde davalılara atfedilen, akdin feshi ve diğer hareketleri neticesinde şirketin gerçekten bir zararının doğup doğmadığının veya bu faaliyetlerin şirket menfaatine olup olmadığının o tarihteki stok miktarı, satış durumu, piyasa ve ihraç fiyatları bakımlarından incelenmesi, o yılın önceki ve sonraki yılların bilançolarının gözönnüde tutulması lazımdır.

Bu suretle davalıların basiretli bir iş adamı gibimi yoksa şirket zararına ve keyfi olarak hareket eden kimseler mi oldukları tayin ve takdiredilebilir. Bütün bu hususların ve bu açıdan şirket zararı gerçekleşiyorsa miktarını yetenekli bilirkişiler aracılğı ile saptanması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mücerret komisyon miktarının arttırılmasına ve satış tenzilatı ile vergi iadesine dayanan bilirkişi raporunun esas tutularak hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.

5 - Nihayet dosya arasında anonim şirket genel kurulunun davalılar hakkında dava açılmasını içeren kararına rastlanamadığı gibi, mahkeme kararının gerekçesinde de Genel Kurul kararını ibraz edildiğine ve incelendiğine ilişkin ir ibare bulunamamıştır. Türk Ticraet Kanununun 341. madesi gereğince bu husustaki genel kurul kararı davanın açılması koşuludur.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 17.12.1974 tarihinde çoğunlukla karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Sayın meslektaşım, ilginiz için teşekkür ederim. Ancak bu karar farklı bir karar.
Old 06-04-2011, 22:06   #5
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın meslektaşlarım,

Yargıtay 11. HD.'nn 30.1.1975 T, E.4654/K.572 Sayılı kararının tam metnini bendeki içtihat programlarında bulamadım.

Karar, Gönen Eriş'in Anonim Şirketler Hukuku isimli kitabının 297. sayfasında özet olarak yer alıyor.

Bu kararı bulabilen arkadaşlarım ekleyebilirlerse çok sevinirim.

Saygılarımla,

Malesef sinerji ve corpus da yok. Kararın konusu Nedir Mehmet Bey
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Kararı Arıyorum Av.Ömer Güntay Meslektaşların Soruları 3 20-12-2010 11:09
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
Yargıtay kararı arıyorum? sailor1981 Meslektaşların Soruları 3 16-01-2010 13:35
yargıtay kararı arıyorum BK.m.355-356 av.ipekkeskin Meslektaşların Soruları 6 11-01-2010 19:06
yargıtay kararı arıyorum. salih altınok Meslektaşların Soruları 0 07-01-2010 16:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04568195 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.