Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mala gelen zararlar için de Garanti Fonu' na (Güvence Hesabı) başvurulabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-10-2008, 13:49   #1
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan Mala gelen zararlar için de Garanti Fonu' na (Güvence Hesabı) başvurulabilir mi?

Sn. Meslektaşlarım;

Bildiğiniz gibi 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu' nun 91. maddesine göre, mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunludur. Bu sigortanın yapılmamış olması, işletilen aracın trafikten men edilmesini gerektirir.

Sigortasız bir araç kazaya karışırsa, zarar gören 3. şahıs, bedeni zararlarının tazminini, bu iş için oluşturulmuş Garanti Fonundan (Güvence Hesabı) talep etmektedir. Peki ya 3. kişinin malına gelen zararlar ne olacaktır? Sigortasız bir aracın sürücüsü, kusuruyla kazaya neden olur ve karşı tarafın aracının zarar görmesine neden olursa bu fondan yararlanmak mümkün değildir. Bu yöndeki talepler fon tarafından reddedilmektedir. Bu hususta fonun red kararının iptali için dava açılabilir mi? Bir de, sigortasız araçların trafikten men edilmesi görevi idarenindir. Böyle bir olayda, idarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğu yoluna gidilebilir mi?

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 02-11-2008, 00:02   #2
Sadık Toprak

 
Varsayılan Garanti Fonu

Garanti Fonu bu haliyle ülkemizin yıllardır hasret duyduğu bir eksikliği gidermiştir. Sorunuzda belirttiğiniz gibi trafik kazalarında bedeni zararların giderilmesi sözkonusudur. "Cana geleceğine mala gelsin" anlayışı çerçevesinde mevzuatımıza girmiştir. İdarenin araçların hepsinin tek tek sigortalı olup olmadıklarını kontrol etmek gibi bir görevi bulunmamaktadır. Dünya'da da böyle bir uygulama yoktur. Sigortasız araç sahibi, zararların tümünü karşılamak ve ayrıca sigortasız araç kullanmak veya kullandırmaktan, en azından "taksirle" zarara sebebiyet vermek itham ve külfeti altına girmiş olacaktır.Peki mala gelen zarar nasıl giderilecektir? Devlet, hukuk tabiatıyla buna da imkan tanımıştır. Açacağınız hukuk davası ile maddi zararlarınızı, yapılan yargılama masrafları ile birlikte talep edip almanız mümkündür. Ancak, cana gelen bir zararın olası acil ihtiyaçlar nedeniyle beklemeye tahammülü bulunmayabileceğini gözönünde tutmamız gerekiyor.
Old 03-11-2008, 11:27   #3
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sadık Toprak
Garanti Fonu bu haliyle ülkemizin yıllardır hasret duyduğu bir eksikliği gidermiştir. Sorunuzda belirttiğiniz gibi trafik kazalarında bedeni zararların giderilmesi sözkonusudur. "Cana geleceğine mala gelsin" anlayışı çerçevesinde mevzuatımıza girmiştir. İdarenin araçların hepsinin tek tek sigortalı olup olmadıklarını kontrol etmek gibi bir görevi bulunmamaktadır. Dünya'da da böyle bir uygulama yoktur. Sigortasız araç sahibi, zararların tümünü karşılamak ve ayrıca sigortasız araç kullanmak veya kullandırmaktan, en azından "taksirle" zarara sebebiyet vermek itham ve külfeti altına girmiş olacaktır.Peki mala gelen zarar nasıl giderilecektir? Devlet, hukuk tabiatıyla buna da imkan tanımıştır. Açacağınız hukuk davası ile maddi zararlarınızı, yapılan yargılama masrafları ile birlikte talep edip almanız mümkündür. Ancak, cana gelen bir zararın olası acil ihtiyaçlar nedeniyle beklemeye tahammülü bulunmayabileceğini gözönünde tutmamız gerekiyor.

Sn. TOPRAK;

Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. Garanti fonu, mevcut haliyle bile birçok kişinin sıkıntısını gidermektedir, doğru. Ancak mala gelen zararların fonun kapsamı dışında tutulmasının mantıklı bir hukuki gerekçesini bulamadım. Tekrar belirtmek isterim ki, trafik sigortası yaptırmak zorunludur. Bu sigortanın yapılıp yapılmadığını denetleyecek olan da idaredir. İdarenin, araçların sigortasını denetlemek gibi bir yükümlülüğü olmadığı fikrinize katılmıyorum. Çünkü kanunun 91. maddesinde açıkça "Geçerli teminat tutarları üzerinden Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayan araçlar, trafikten men edilir" denmektedir. Trafik Sigortası yaptırma zorunluluğu kanunla getirilmiştir ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu' nun 138. maddesinde de "Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür" denmekle, sorumlunun idare olduğu kanaatimce zımnen belirtilmiştir. Araçları trafikten men etme yetkisi ülkemizde İçişleri Bakanlığı' nda olduğundan bu konuda sorumluluğun da İçişleri Bakanlığı' nda olduğunu düşünüyorum.

Aksi halde, salt cana gelen zararların fon kapsamında olmasını yeterli görerek, hukuka aykırılığa göz yumarız gibime geliyor. Neden daha iyisi olmasın ki? Tamam, cana geleceğine mala gelsin ancak; kabul edelim ki mal da canın yongasıdır. Hukuk, bireylerin salt can güvenliğini değil, mal güvenliğini de temin eder/etmelidir.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 03-11-2008, 13:19   #4
Sadık Toprak

 
Varsayılan

Sayın Karaca,

Güvence Hesabı hakkındaki sorunuza yanıtımda ayrıntıya girmeden düşüncelerimi ifade etmeye çalışmıştım. Hukukumuz bireylerin can ve mal güvenliğini temin etmektedir. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Önceki yanıtımda da belirttiğim gibi mala yönelik zararları açacağınız dava ile son kuruşuna kadar tahsil edersiniz. Amacınız sigortasız araç yüzünden mağduriyete sebebiyet veren kişinin ayrıca cezalandırılması ise, işte İdare burada ortaya çıkar. Sigortasız araç kullanmanın kanun ve yönetmeliğinde öngörülen para cezasını uygular. Kanunun öngördüğü trafikten men etme,trafik kontrolünde tespit edilenlerin sigortasız araçlarının trafikten menidir. Gider sigortanızı yaptırırsınız. Öngörülen cezayı ödersiniz. Aracınız yine trafiğe çıkar. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir.

Zira, araç sigortasını yaptırmayan herkesin kasıtlı olarak bunu yaptırmadığı gibi bir anlayış, bireylerin yaşantısını büyük sıkıntılar içine sokar. Hastalığından, geçirdiği ameliyattan, yurtdışında bulunmasından, kendisinin veya ailesinden bir ferdin bedeni veya ruhi olarak maruz kaldığı acı bir olaydan ve sayabileceğimiz diğer bir çok nedenlerle aracını sigortalatmayı unutan veya ihmal eden şahsı da kasıtlı bir tutum izlemiştir düşüncesiyle aracını sürekli trafikten men etmek de sanırım adil bir tutum olmaz.

Kaldı ki, Güvence Hesabı Yönetmeliği'nin ilgili maddeleri, Hesabın yaptığı tüm masrafları rücû yoluyla sigortasız araç sahibinden tahsil ettiğini belirtmektedir. Tabiatıyla hukukun gereği de budur. Yani 2007 yılı öncesine kadar bireylerin kendileri veya yasal temsilcileri aracılığıyla açtıkları davalar sonucunda tahsil edebildikleri meblağların cana yönelik olanlarının tahsilini idare üstlenmiştir. Hesap öncesi, bireyin hem can hem mal zararları için yaptığı uğraşıların belki de önemli bir kısmını idare üstlenmiştir.

İşte burada sorunuza geliyoruz sanırım, mala gelen hasarların tazmini ve tahsilini de idare üstlensin. 2007'de mevzuatımıza giren Hesabın varlığını el'an bilmeyen vatandaşlarımız olduğu gibi, bu yeni uygulamayı yanlış anlayabilecek kişilerin de çıkacağını düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Mal hasarlarının da Hesap tarafından karşılanması halinde, vatandaşların bir kısmının "sigortaya ne gerek var, bir fon varmış devlet hem cana hem mala gelen zararları karşılıyormuş" düşüncesine kapılıp, yaptıracağı sigortaya ödeyeceği meblağdan çok daha fazlasını, idarenin rücû yoluyla kendisinden tahsil edeceğini düşünememe ihtimalinin yüksekliğini de takdirlerinize sunuyorum.

Ayrıca hukukçu arkadaşlarımın üstlenmek durumunda olduğu hukuki ihtilafların, idarenin üstüne yüklenmesinin de, esasen adil olmayacağını düşünüyorum. İdare doğal olarak, maddi imkansızlıktan dolayı ortaya çıkabilecek hayati tehlikeyi ön plana çıkarmış ve vatandaşlarının yaşama hakkına öncelik vermiştir. Kutlamak gerekir.

Saygılarımla.
Old 03-11-2008, 16:06   #5
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sn. TOPRAK;

Sizin de belirttiğiniz gibi, sigortasız aracın trafikten meni geçici bir men işlemidir. Sigorta poliçesi eksikliğinin ikmali halinde araç yeniden trafiğe çıkabilir. Parasızlık, hastalık, vs... gibi durumlar sigorta yaptırmamaya mazeret olamaz. Aynı mazeretleri başka işlerde de, söz gelimi dava açma süresi, zamanaşımı itirazında bulunma, vergi ödeme, sgk prim taksiti yatırma, vs... gibi durumlarda da kabul edeceksek sorun yok. Bu nedenle, sigorta yaptırmayan gerçek veya tüzel kişiler bunun sonucuna da katlanmalıdır. Ancak bu kişilerin ödeme güçlüğü içerisinde olması, zararın tahsil kabiliyeti olmaması gibi güçlükler de zarar gören üçüncü kişiyi zor durumda bırakmaktadır.

Fon hesabının varlık nedenlerini idrak edemeyip, "nasıl olsa garanti fonu zararı karşılayacak" anlayışı ile sigorta yaptırmayacak olanlara ise, sanırım söylenecek hiçbir şey yok. Çünkü bu sigorta, işletenin tehlike sorumluluğuna ortaktır. Bu nedenledir ki yapılması tüm modern hukuk sistemlerinde mecburidir. Trafik sigortası olmayan aracın trafikten men edileceği, trafik belgesinin verilmeyeceği, fenni muayenesinin yapılmayacağı, kanunda belirtilmiştir. Burada amaç, kişilerin bu sigortayı yapmasını temin etmek, sigorta yaptırmaya zorlamaktır. Bu işi de ancak idare yapabilir. Siz, ben ya da başkaları, trafikte yanımızda giden aracın sigortalı olup olmadığını araştıramayız, bilemeyiz. Ancak bir tek şeyi biliriz:
-Biz, trafiğin medeni kurallarla yönetildiği bir ülkede yaşıyorsak, devlet/idare yanımda seyreden aracın trafik sigortasının olup olmadığını denetlemektedir.

İşte bu güven nedeniyledir ki, güveniniz boşa çıktığında, idarenin aslında bu görevini yerine getirmediği/getiremediği anlaşıldığında, bunun da bir çözümünün bireylere gösterilmesi zorunludur. Adı üstünde bu bir sigortadır ve yedeği daima olmalıdır.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 03-11-2008, 19:55   #6
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Sn KARACA

Öncelikle böyle bir konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Bu konuda somut bir örneği vererek konunun daha detaylı anlaşılmasını diliyorum.

Müvekkilimizin kredi ile satın almış olduğu 175.000,00 YTL tutarındaki iş makinası halihazırda yol kenarında duruyorken bu esnada benzin yüklü araç yol kenarında duran iş makinasına çarpar ve haliyle büyük bir patlamayla ortamda bulunan bir kaç insanla birlikte iş makinası da tamamen yanarak kullanılamaz hale gelir. Kazaya karışan araç sürücüsü tamamen kusurlu bulunur ve aynı olayda aracıda yanarak kendiside vefat eder.

Olaya baktığımızda maddi ve bedensel zararların karşılanması zarar veren şahıs tarafından karşılanacağı her ne kadar hüküm altına alınmış ise de zarar verenin ekonomik durumunun yetersiz olması ve kendisine ait aracın sigorta poliçesinin bulunmayışı nedeniyle müvekkilin uğramış oldukları zararlar güvence hesabı kapsamında olmadığından dolayı tazmin edilememiştir. Oysa aynı olayda vefat eden diğer şahısların bedeni zararları güvence hesabı tarafından karşılanmıştır.

Bu olayın irdelenmesinde Özellikle Sn meslektaşım Fatih Bey'in de belirttiği gibi 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu' nun 91. maddesine göre, mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunludur. Bu sigortanın yapılmamış olması, işletilen aracın trafikten men edilmesini gerektirir. İdarece gereği yerine getirilerek zarar veren araç trafikten men edilmiş olsaydı, bu zararın ortaya çıkmayacağı aşikardı, burada kesinlikle ve kesinlikle bir hizmet kusuru olduğunu düşünüyorum. Buna sigortasız işçi çalıştıran bir işverenin durumunu da örnek verebiliriz. Bu durumlarda genelde SGK işçinin zararlarını karşılayarak ilgilisine rücu davası açmaktadır. Kaldı ki Güvence hesabının kurulduğu andan bugune kadar sürekli olarak zorunlu trafik sigortasından katkı payı aldığı da bir gerçektir. Zorunlu trafik sigortası salt bedeni zararlar için yapılan bir sigorta türüde olmamakla birlikte maddi ve bedensel zararları birlikte teminat altına alan bir sigorta türü olduğundan dolayı güvence hesabınınmaddi zararlarıda karşılaması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla
Old 03-11-2008, 20:26   #7
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim HARTAVİ

... Güvence hesabının kurulduğu andan bugune kadar sürekli olarak zorunlu trafik sigortasından katkı payı aldığı da bir gerçektir. Zorunlu trafik sigortası salt bedeni zararlar için yapılan bir sigorta türüde olmamakla birlikte maddi ve bedensel zararları birlikte teminat altına alan bir sigorta türü olduğundan dolayı güvence hesabınınmaddi zararlarıda karşılaması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla

Sn. Hartavi;

Öncelikle teşekkür ederim. Yukarıda alıntıladığım cümleniz aslında işi çözüyor. Trafik sigortası poliçesi yapılırken alınan katkı payını bir miktar artırmak ve fona mala gelen zararların tazminini de eklemek sorunu çözecektir.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Güvence hesabı ve ferdi kaza koltuk sigortası avukat_12 Meslektaşların Soruları 48 23-11-2017 17:43
karayolları trafik garanti fonu-güvence hesabı beyazbulut Meslektaşların Soruları 3 13-06-2013 12:05
Güvence Hesabı & Sigortasız Araç Ölümlü Trafik Kazası av.araf Meslektaşların Soruları 12 28-02-2013 15:03
Trafik Garanti Sigorta Fonu Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 23 02-09-2012 16:47
İbraname/ Garanti Fonu Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 3 26-05-2007 09:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04083490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.