tebligat zarfında postacıya yazılan not ve uyarılar

bazı meslektaşlarımın kullandığı zarflar dikkatimi çekiyor,
postacı amcaya dikkatini çekmek için çeşitli notlar yazıyorlar,
bu notlara derli toplu bir şekilde sahip olup bana gönderecek olan meslektaşıma şimdiden teşekkürler
av. m. emin öztürk
kocaeli

Sayın isimbulamadım,

Çok merak ettim, ne gibi notlar?

Saygılarımla.

sayın PTT görevlisi,
imi ve soyadınızı (sicilinizi)yazmayı unutmayın,
muhatapı bulamayıp başkasına tebligat yaparsanız muhatabı bulamama sebebini ve kime imzalattığınızı açıkça yazın,
vs
vs


gibi


saygılar

ilk defa duyuyorum böyle bir şeyi örnek 25/A da bu tarz kayıtların yasal olmadığı kanısındayım ama bu şekilde çıkaran meslektaşlarım varsa paylaşmalarını isterim doğrusu.

sayın "isim bulamadım" haklı aslında.
Şieketlere yaptığımız kaç tane tebligat, Tebligat kanunu 12-13 mdlere aykırı olduğu için iptal edildi. Postacının yazması gereken tek husus: "Tebligatı almaya yetkili olmadığından" şirket çalışanına,müstahdemine,memuruna .....
Borçlu şlirkete İcradan gönderilen tebligatları müzekkere ile gönderiyorum ben artık. İşimi sağlama almak için.Misal, ekli tebligatın Tebligat Kanunu 13 maddesi gereği, şirket yetkilisine tebliğ edilmesi, şirket yetkilisinin olmaması halinde de, şirket yetkilisinin (veya ehil olanın) adreste bulunmaması nedeniyle memur,çalışan imzasına tebiğ edildi hususun açıkça yazılmasına ...şeklinde.
Malum şirket müvekkili olan meslektaşlar bu hususları kaçırmıyor.

Sayın isimbulamadım,
Sayın Av.Mehmet Yılmaz,

Teşekkür ederim.

bir dosyamda devlet memuru borçluya çıkardığım tebligatı borçlunun iş yerine götüren tebligat görevlisi,borçlunun tebligatı almaktan imtina etmesi üzerine devlet dairesinin bulunduğu mahaldeki mahalle muhtarlığına götürüp borçlunun muhtarlık kaydı olmadığından bahisle tebligatı bila tebliğ iade etti.ben şimdi bu tebligatın üzerine nasıl bir not yazayım

Borçlu şirket hakkında yaptığımız takipte; postacı tebigat parçasına "kendisine" yazdığı için ödeme emri iptal olunmuştur. Zeki postacı şirketin sahibini tanıdığı ve tebligatı ona yaptığı için "kendisine" demekte sakınca görmemiş...

Saygılarımla

Av.Suat Ergin,

Bu anıyı "komik meslek anıları forumuna" da mı ekleseniz acaba?

Saygılarımla.

Biz ne yazdık!

Müvekkilin kiracısına gönderilen tahliyeyi de içeren ve iki kez (normal ve ekspres) gönderilen tebligat;
"Adreste .... ... -muhatabın resmen boşandığı eşi- oturuyor, muhatap adreste tanınmıyor, mahalle muhtarında da kaydı yok" mealli gerekçe ile iade edilince, tebliğ zarfının sağ üst köşesine, kırmızı kalemle "Tebliğ memurunun dikkatine; muhatap, tebliğ isteyenin kiracısı olup adreste oturmaktadır" yazdık.

Sonuç mu?
Tebligat muhataba ulaştı elbette.

Arkadaşlar unutmayalım lütfen postacı devlet memurudur ve ciddi sorumlulukları vardır ve dolayısıyla kendi alanında yetkinleşip vatandaşın mağduriyetini neden olmamak adına tebligat kanununa uygun muamele yapması gerekiyor.Aksi durumda kendisinin ve bağlı olduğu teşkilatının maddi ve cezai sorumluluğu vardır.Bu tarz usulsüz tebligatlardan dolayı uğranılan zararlardan dolayı tebliğ memuru ve teşkilatı hakkında yasal yolları işletmek lazım.Herkesin kanunen yapması gereken vazifeleri onların yerine yapmaya çalışmak kanımca bize eziyetten başka birşey getirmediği gibi yanlış uygulamaların devamına da yol açmış oluyoruz. Hakkında icra takibi yaptığımız bir vatandaşın köyde ikamet etmediğini beyan eden muhtar hakkında suç duyurusunda bulunmuştum ve muhtar yargılanarak ceza almıştı.
Bunun yanında şahsıma çıkarılan ve bir kamu kurumuna atanama ilişkin bir taahütlü mektubu benim yerime kendi imzalayan ve'şahsın bizzat imzasına tebliğ edildi' ibaresini koyan ve dolayısıyla yasal sürelerimin kaybına yol açan ptt görevlisine acıyıp şikayet etmediğim için ciddi mağduriyetler yaşadım.Bu günkü aklım olsaydı saniye durmazdım,yasal prosedür neyi gerektiriyorsa onu yapardım.İyi çalışmalar
İlgili tebligat kanununda yer alan ve tebligat zarfının üzerinde yer alan matbu yasal uyarılar dışında meslektaşlarımızca tebligat zarfına eklenen notlar ise ispatlandığı takdirde ilgili tebligatın hükümsüzlüğüne vs. gibi ciddi sonuçlara yol açacaktır.

Değerli Meslektaşlarım,
Hukuk tebligatla başlar ve tebligatla biter, dense yeridir.Dolayısıyla hukuk işlerinde tebligat işin en önemli parçasıdır.Ne yazık ki resmi tebligatın sorumlusu ve uygulayıcısı PTT bu konuda üzerine düşeni tam anlamıyla gereği gibi yapmamaktadır.
Buna ilişkin geçenlerde BK 260 gereği 30 günlük ödeme emrini Ankara Adliyesi'nden Cemal Gürsel/Kurtuluş adresine tam 2 ayda tebliğ ettiremedik.Tebligatın akibetini uzun uğraşılardan sonra öğrenebildik.Yetkili amirin bize söylediği adli tebligatta çalışanların çok vasıfsız olduğu hatta bu kısmın sürgün yeri olduğu şeklindeydi.Ancak bu kurum, elindeki tebliğ memurlarını eğitmek şöyle dursun özellikle vasıfsız elemanlardan oluşturmakta dolayısıyla birçok hak kayıplarına yol açmaktadır.Benim onlarca MBB nedeniyle açtığım ceza davaları sırf usulüne uygun olmayan tebligatlar nedeniyle düşürülmekte ve müvekkillerimin mağduriyetlerine neden olmaktadır.Özellikle bu hususta İcra Ceza Hakimlerine usulsüz tebligatla ilgili suç duyurularında bulunmalarını talep etmekteyim.
Meslektaşım Av.Semire Nergiz Toz'a katılıyorum.Yapılan yanlış uygulamalar için görevlilerin hukuki ve cezai sorumlulukları yasal yollardan hatırlatılmalıdır.Bu işi biz avukatlardan başak da yapacak olan pek yok gibi. Bir de barolar harekete geçirilmeli.Ayrıca bir diğer önerim tebligat işi ya bu kurumdan alınmalı ya da tıpkı adli kolluk düşüncesinde olduğu gibi özel eğitilmiş adli tebligat birimi oluşturulmalıdır.Tüketiciye saygı gereği birçok özel ve tüzel kişi kurum ve kuruluşlar mal ve hizmet sunumunda gecikme veya ayıplı ifa söz konusu olduğunda bunları tazmin etme cihetine giderken PTT'nin hiçbir sorumluluk duymaması beklenemez.Tebligat işini doru dürüst yapamayanların bir de bankacılığa soyunmaları da ayrı bir handikap.Selam ve saygılarımla.

Bir İcra Müdürlüğü olarak aynı sıkıntıları yaşıyoruz.Geçenlerde zor durumda olan bir şirkete yapmış olduğumuz ödeme emri tebligatlarında(birden fazla takip açılmıştı)PTT görevlisi arkadaş ,tebligatı şirketin işçilerinden birine yapmış.Ancak neden şirketin yetkilisi dururken işçisine yaptığını yazmamış.Durumu alacaklı vekiline anlattık ve yeniden usulune uygun tebligat yapalım dedik.Yeniden aynı adrese tebligat çıkarttık ve ekine de bir müzekkere yazarak tebligatın usulüne uygun olarak yapılması ve daha önceki tebligatta yapılmamış olan usulü hatırlattık.Birkaç gün sonra ilgili PTT şubesinden telefon ettiler ve dediler ki ekinde müzekkere yazılı tebligatı kabul edemeyeceklerini ve kendilerinin zaten tebligat kanununu bildiklerini bahsetti.Sonuç olarak tebligata herhangi bir müzekkere eklenemeyeceğince ancak şifai olarak dikkat edilmesi hususunda uyarabildim.
Sonuç olarak bu konunun önemini PTT dışında herkes kavramış.Ayrıca Tebligatlarda yapılan usulsüzlük sadece PTT yi ilgilendirmiyor.İşbu tebligata dayanarak yapılan tüm işlemleri icra eden bizleri de büyük bir sorumluluk altına itiyor.Saygılarımla.. [quote=Av.Hüseyin Erdayandı]Değerli Meslektaşlarım,
Hukuk tebligatla başlar ve tebligatla biter, dense yeridir.Dolayısıyla hukuk işlerinde tebligat işin en önemli parçasıdır.Ne yazık ki resmi tebligatın sorumlusu ve uygulayıcısı PTT bu konuda üzerine düşeni tam anlamıyla gereği gibi yapmamaktadır.
Buna ilişkin geçenlerde BK 260 gereği 30 günlük ödeme emrini Ankara Adliyesi'nden Cemal Gürsel/Kurtuluş adresine tam 2 ayda tebliğ ettiremedik.Tebligatın akibetini uzun uğraşılardan sonra öğrenebildik.Yetkili amirin bize söylediği adli tebligatta çalışanların çok vasıfsız olduğu hatta bu kısmın sürgün yeri olduğu şeklindeydi.Ancak bu kurum, elindeki tebliğ memurlarını eğitmek şöyle dursun özellikle vasıfsız elemanlardan oluşturmakta dolayısıyla birçok hak kayıplarına yol açmaktadır.Benim onlarca MBB nedeniyle açtığım ceza davaları sırf usulüne uygun olmayan tebligatlar nedeniyle düşürülmekte ve müvekkillerimin mağduriyetlerine neden olmaktadır.Özellikle bu hususta İcra Ceza Hakimlerine usulsüz tebligatla ilgili suç duyurularında bulunmalarını talep etmekteyim.
Meslektaşım Av.Semire Nergiz Toz'a katılıyorum.Yapılan yanlış uygulamalar için görevlilerin hukuki ve cezai sorumlulukları yasal yollardan hatırlatılmalıdır.Bu işi biz avukatlardan başak da yapacak olan pek yok gibi. Bir de barolar harekete geçirilmeli.Ayrıca bir diğer önerim tebligat işi ya bu kurumdan alınmalı ya da tıpkı adli kolluk düşüncesinde olduğu gibi özel eğitilmiş adli tebligat birimi oluşturulmalıdır.Tüketiciye saygı gereği birçok özel ve tüzel kişi kurum ve kuruluşlar mal ve hizmet sunumunda gecikme veya ayıplı ifa söz konusu olduğunda bunları tazmin etme cihetine giderken PTT'nin hiçbir sorumluluk duymaması beklenemez.Tebligat işini doru dürüst yapamayanların bir de bankacılığa soyunmaları da ayrı bir handikap.Selam ve saygılarımla.

Alıntı: YARGI KARARLARI IŞIĞINDA TEBLİGAT UYGULAMALARI Av.M.Lamih ÇELİK Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müdür V. 5- Evrakının muhataplarından biri olan O.K.`nin aranan saatlerde adreste rastlanmadığından nereye gittiği en yakın komşusu G.A.`ya sorulduğu, nereye gittiğini bilmediğini söylediği, evrak mahalle muhtarı F.A. imzasına, 1.8.1995 tarihinde tebliğ edilmiş bulunduğu ve komşusu G.A.`ya haber verildiği, kapısına da 2 nolu ihbar yapıştırılmış bulunduğu gelen tebliğ mazbatasından anlaşılmaktadır. Diğer muhatap Melike… adına çıkarılan tebliğ mazbatasının incelenmesinden;Muhatabın adresi geçici kapalı olup, Çarşıya gittiği komşusundan öğrenilmesi nedeniyle tebligatın muhtara yapıldığı iki nolu haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı komşusu Birsen....e haber verildiği belirtilmiş, Komşu imzadan imtina etti şeklinde bir açıklama yapılmakla yetinildiği ve tebliğ memurunca imzalandığı ve muhtara imzalatıldığı saptanmıştır. Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun öncelikle bunun nedenini, geçici mi yoksa temelli mi ayrıldığını bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir veya memurlarından araştırarak bunların beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalattırması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Burada Tüzüğün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "araştırma" görevi yüklemiştir. Buna göre, tebliğ memuru araştırma yapmakla kalmayıp, bunu belgelendirmeye yönelik olarak yaptığı araştırmanın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve ilgilisine imzalatacaktır. Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığı sonra geleceğinin beyan ve bunun evraka yazılması halinde, ancak, muhtara tebliğ edilip, kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Bu araştırma yapılıp sonucu evraka geçirilmeden 21.maddeye göre işlem yapılamayacağından yapılan tebligat geçerli değildir.(HGK 13.10.1965 T. 2/793-360 - HGK 16.9.1981 T. 7/2371-604 - HGK 29.12.1993 T. 18/778-876 - HGK 8.10.1997 T.2/499-783 - HGK 02.06.1999 T. E.1999/18-480 K.1999/486 - HGK 22.12.2004 T. E.2004/12-765 K. 2004/730)

muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması sebebiyle tebligat mahalle muhtarlığına imza mukabili teslim edildi.Keyfiyeti bildiren ihbarname kapısına asıldı.En yakın komşusu Z X ehaber bırakıldı.1 nisan 2007
imzadan imtina etti.( komşu için )
muhtar kaşesi ve imzası.

Yukarıda ki tebligat , tüzügün 28.maddesine göre sanırım geçersiz.tebliğ memuru ilgilinin neden adreste bulunmadığını araştırmamış..bu durumda yeniden tebligat çıkartmadan (kira bedelinin 30 gün içinde ödenmemesi sebebiyle ihtarlı takip sonrası) tahliye davası açılması halinde hakim icra dosyasındaki tebligatın geçerliliğini resen inceler mi??yoksa şikayet halinde mi tebligatın geçersizliğine karar verilir???

Adalet mülkün temeli olduğuna, adaletin işleyebilmesi için de tebligat başat olduğuna göre, bence adli tebligat için adalet bakanlığı bünyesinde ayrı bir birim kurulmaldır. Kanımca PTT adli tebligatlar hususunda yetkin ve başarılı değildir.Adli polis ne kadar gerekliyse adli tebligat birimi de bence o kadar gereklidir.

Arkadaşlar bu konuda davam var. Ptt memurunun usulsüz tebligatından dolayı müvekkilim maddi zarara uğramıştır. Bu zararımızın tahsilinin memurdan ve kurumdan isteyeceğiz.Bununla yargıtay karraı ve dava örneği var mı?

Bizim 35. maddeye göre çıkardığımız tebligatı postacı iade etti. Buna ne dersiniz...