mahalle muhtarının haksız müdahalesi

merhaba sayın meslektaşlarım;
müvekkilim ve kardeşlerinin müşterek malik olduğu (arsa şehir içinde)arsa vasfındaki gayrımenkule mahalle muhtarı, caminin otoparkı yapacağım diye herhangi bir kamulaştırma olmadan fiili olarak el atıyor. ve arsanın bir bölümüne de mıcır dökerek düşüncesini eyleme dönüştürüyor. Şimdi biz müdahalenin önlenmesini talep edeceğiz. ama ondan önce bir tespit yaptırmayı düşünüyorum. Ancak bildiğim kadarıyla mahalle muhtarlığının hükmi şahsiyeti yok bu durumda davayı mahalle muhtarının kendisine mi yoksa bağlı bulunduğu belediyeye mi ya da her ikisine mi yöneltmem gerekiyor? bu konuda bilgi ve tecrübesi olan arkadaşlardan görüşlerini bekliyorum. şimdiden ilgilenen arkadaşlarıma teşekkür ederim

Sayın Meslaktaşım,
çok daha caydırıcı bir yola başvurun. TCK m.257'ye göre görevi suistimalden dolayı suç duyurusunda bulunun.Yalnız dikkat edin muhtar kamu görevlisi olduğu için o adliyede memur suçlarına bakan savcı ile görüşün.

Alıntı: Yazan kemal çelik Sayın Meslaktaşım, çok daha caydırıcı bir yola başvurun. TCK m.257'ye göre görevi suistimalden dolayı suç duyurusunda bulunun.Yalnız dikkat edin muhtar kamu görevlisi olduğu için o adliyede memur suçlarına bakan savcı ile görüşün.

Mahalle muhtarı görevi gereği bir eylemde bulunmadığından suç oluşmaz. Yapılacak olan mülki amirliğe başvurarak haksiz el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemek olmalıdır.

Sayın Hukukçu55,
eğer konu mesajını tekrar okur iseniz muhtar camii otoparkı yapacağım gerekçesi ile yani muhtarlık sıfatını kullanarak hareket ediyor.Zaten görevi kötüye kullanma fiili, resmi görevin görev ile bağdaşmayan şekilde kullanılması yahut bunu bir şahsi menfaat elde etmek gayesi ile kötüye kullanımıdır.Bu olayda birinci hal sözkonusu olduğundan bu görevi kötüye kullanma suçunu olüşturur. Şahsi unsur: Kamu görevi-Muhtar, Eylem unsuru:kötüye kullanım-muhtarın tahsis yahut kamulaştırma yetkisi yoktur.Sonuç:TCK 257-Görevi kötüye kullanma.

Alıntı: Yazan kemal çelik Sayın Hukukçu55, eğer konu mesajını tekrar okur iseniz muhtar camii otoparkı yapacağım gerekçesi ile yani muhtarlık sıfatını kullanarak hareket ediyor.Zaten görevi kötüye kullanma fiili, resmi görevin görev ile bağdaşmayan şekilde kullanılması yahut bunu bir şahsi menfaat elde etmek gayesi ile kötüye kullanımıdır.Bu olayda birinci hal sözkonusu olduğundan bu görevi kötüye kullanma suçunu olüşturur. Şahsi unsur: Kamu görevi-Muhtar, Eylem unsuru:kötüye kullanım-muhtarın tahsis yahut kamulaştırma yetkisi yoktur.Sonuç:TCK 257-Görevi kötüye kullanma.

Sayın Çelik,
Memurun önce yaptığı iş görevi olacak ve bu görev ifa edilirken kötüye kullanılacak. Muhtarın cami otoparkı yapmak gibi kendisine kanunla tanınan bir görev ve yetki verilmediğine göre verilmeyen bir görevin kötüye kullanılması da söz konusu olamaz.Zaten siz de muhtarın tahsis yada kamulaştırma yetkisi yoktur diyorsunuz. Olmayan bir yetkinin kanunla verilmeyen bir görevin kötüye kullanımı söz konusu olamaz.

Sayın Meslektaşım,
görevi kötüye kullanma suçu, adı üstünde görevi yani sahip olunan makamı kötüye kullanmaktır.Muhtarın kamulaştırma yapmak gibi yetkisi de görevi de yoktur.Ama kalkıyor muhtarlık kimliğini kullanıyor. Veya kendimizden örnek vereyim. Bir avukat müvekkilini dolandırır ise bu görevi kötüye kullanmaktır. Halbuki avukatın da dolandırıcılık yapmak gibi bir görevi yoktur.Fakat mesleğini alet etmektedir. Görevi kötüye kullanmak budur.

Sayın Hukukçu55,
çoğu meslektaşımız eski-yeni TCK konusunda yanılgıya düşmektedir. 5237 sayılı TCY nin “İkinci Kitap”, “Dördüncü Kısım”, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı “Birinci Bölüm” ünde 257. maddesinde düzenlenen “Görevi Kötüye Kullanma” suçu, 765 sayılı Yasanın 240. maddesinde yer alan “Görevde Yetkiyi Kötüye Kullanma”, 230. maddesindeki “Görevi İhmal”, 228. maddesinde düzenlenen “Görevde Keyfi davranış” ve 212/1. maddesindeki Basit Rüşvet Alma Suçlarının karşılığını oluşturmaktadır.

Alıntı: Yazan kemal çelik Sayın Meslektaşım, görevi kötüye kullanma suçu, adı üstünde görevi yani sahip olunan makamı kötüye kullanmaktır.Muhtarın kamulaştırma yapmak gibi yetkisi de görevi de yoktur.Ama kalkıyor muhtarlık kimliğini kullanıyor. Veya kendimizden örnek vereyim. Bir avukat müvekkilini dolandırır ise bu görevi kötüye kullanmaktır. Halbuki avukatın da dolandırıcılık yapmak gibi bir görevi yoktur.Fakat mesleğini alet etmektedir. Görevi kötüye kullanmak budur.

Avukat müvekkil ilişkisi var ise kanundan doğan avukatlık görevinin ifası söz konusudur. Ama avukat, avukatım diyerek vekalet ilişkisi olmayan birine karşı suç işlerse bunun avukatlık görevi ile bir ilişkisi olmadığından görevi kötüye kullanmaya girmez. Sanırım konuya ilişkin temel kavramlarda görüş ayrılığımız var. Size kolay gelsin diyerek konuyu burada kapatıyorum.

Kamulaştırma Kanunu'nun 5 ve 6 ncı amddelerinde kamulaştırma kararını almaya ve onaylamaya yetkili kurumlar belirlenmiştir ve bu listede Muhtar bulunmamaktadır. muhtarın yapmış olduğu işlem kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilemez. Muhatrın eylemi bir haksız fiildir. bu eyleme karşı Medeni Kanun hükümlerine göre "MÜDAHALENİN MEN'İ" davası açılacaktır. bu haksız fiil nenediyle bir zarar oluşmuşsa tazminat istenebileceği gibi, haksız kullanım süresi boyunca taşınmazdan faydalandığı için ecrimisil de istenebilecektir.