Anlaşmalı Boşanma İle Birlikte Mal Paylaşım Davası?

Forum içi aramalarıma rağmen kesin bir cevaba ulaşamadım.

Bilindiği üzere Medeni kanuna göre anlaşmalı boşanmalar da boşanmanın mali sonuçları üzerinde de anlaşılmış olması gereklidir ancak Mali sonuçlardan kastın mal paylaşımı olmadığını araştırmalarım sonucu ögrenmiş bulunmaktayım.

Bu anlamda anlaşmalı boşanma protokolünde velayet, nakafa ve tazminat konusunda anlaşıp, mal paylaşım davasının ise saklı tutulması durumunda, anlaşmalı boşanma davası ile birlikte aynı gün tedbir talepli mal paylaşım davası açılmasına engel bir durum var mıdır?

Dahası müvekkilin açmış olduğu ama kesin süreye rağmen gider avansının yatırılmaması sonucu büyük ihtimal gelecek celse usulden red olunacak olan bir aile konutu şerhi davası sebebiyle diğer eşe ait olan gayrimenkul için bu davadan tedbir kararı çıkmıştır. Bu davada alınan tedbir kararı ile benim açacağım mal paylaşım davasında aynı ev ile ilgili olarak isteyeceğim ikinci bir tedbir kararı her hangi bir itirazla karşılaşabilir mi?

Cevaplar için şimdiden teşekkürler ve iyi çalışmalar...

Merhaba Mert Bey, mali sonuçlardan kastın mal paylaşımı olmadığı sonucuna nasıl vardınız? Mali sonuçlar sadece nafaka ve tazminata ilişkin değildir diye düşünüyorum.

Yargıtay 2. HD'nin 26.02.2008 tarih ve 2007/5277 E. 2008/2323 K. sayılı kararında "Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi, Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi uyarınca delil toplanmadan karar verilemez. Bu gibi haller de tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Türk Medeni Kanununun 166 maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır." demiştir. Bu ifadenin geçtiği sayısız Yargıtay kararı bulunmaktadır.

Mal paylaşımı davası açma hakkının saklı tutulmasının, bu yönde bir dava açılmasına gerekçe oluşturmayacağını düşünüyorum.

115. maddeye göre ise Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder hükmü gereğince alınan tedbir kararı dayanaksız kalacaktır.

İyi günler...

Boşanma davası açılmakla eşler arasında ki mal rejimi yasal olarak sona ereceğinden boşanma davasını takiben eşler sona eren mal rejiminin tasfiyesi için dava açabilirler.
Mal rejiminin tasfiyesi davası,boşanma davasının sonuçlanmasını ve boşanmanın kesinleşmesini bekleyecektir.

Ayrıca,taraflar mal paylaşımı konusunda anlaşamıyorlarsa boşanma davasını çekişmeli olarak açmanızı öneririm.Çünkü anlaşmalı boşanma davalarında tarafların birbirlerinden maddi-manevi tazminat,nafaka,eşya,katkı payı,menkul-gayrimenkul mal ve alacak talepleri olup olmadığı değerlendiriliyor ve bu konularda anlaşmış olmaları gerekiyor.

Alıntı: Yazan sincap Merhaba Mert Bey, mali sonuçlardan kastın mal paylaşımı olmadığı sonucuna nasıl vardınız? Mali sonuçlar sadece nafaka ve tazminata ilişkin değildir diye düşünüyorum. Yargıtay 2. HD'nin 26.02.2008 tarih ve 2007/5277 E. 2008/2323 K. sayılı kararında "Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi, Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi uyarınca delil toplanmadan karar verilemez. Bu gibi haller de tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Türk Medeni Kanununun 166 maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır." demiştir. Bu ifadenin geçtiği sayısız Yargıtay kararı bulunmaktadır. Mal paylaşımı davası açma hakkının saklı tutulmasının, bu yönde bir dava açılmasına gerekçe oluşturmayacağını düşünüyorum. 115. maddeye göre ise Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder hükmü gereğince alınan tedbir kararı dayanaksız kalacaktır. İyi günler...

Öncelikle ilginiz için teşşekürler.

"Anlaşmalı boşanmada mali konulardan maksat, boşanmanın eki niteliğindeki maddi manevi tazminat, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasıdır.Bu konudaki anlaşmalar eşler arasındaki mal rejimi, alacak ve borç ilişkisinin tasfiyesini kapsamaz. Tabii tarafların bu konularda ayrıca anlaşmasını engelleyen bir kural yoktur." Ali İhsan Özuğur'un Boşanma davaları adlı kitabından alıntı.
Bunun haricinde bir kaç başka kaynakta da boşanmanın mali sonuçlarından kastedilenin mal rejimi olmadığını görmüştüm. Lakin sizin mesajınızdan sonra kafam iyice karıştı