Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapuya GÜven İlkesİ- Acİll

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-07-2011, 10:30   #1
avsafran

 
Varsayılan Tapuya GÜven İlkesİ- Acİll

Değerli Meslketaşlarım;
Müvekkil Ahmet , Ali isimli bir şahıstan bir daire satın alıyor ve bu bedeli ödüyor. Ali ise bu daireyi Ayşe isimli bir bayandan alıyor. Ancak Ayşeden bu daireyi satın alırken Ayşe Amcası Mehmete vekaleten satıyor. Ancak Ayşenin kullanmış olduğu vekalet sahte olduğundan Amca Mehmet bu satışa itiraz ediyor. Ve hiçbir şeydenn haberi olmayan ve mülkiyeti elinde bulunduran müvekkilein elindeki daireyi geri alıyoor. dairenin bize satışı esansında vekaletin kullanılası durumu yok, ancak bizden önceki malikten yani daireyi aldığımız kişini satın alması sahte vekalet satan kişiden olumştur.
Bu durumda tapuya güven ilkesince daireyi satın alan müvekkil, daha önceki bir kısım satışların sakat olması sonucu daireyi kaybediyor. Bu durumda müvekkil ne yapmalı. İnsan Hakları Mahkemesine gidebilir mi? zararını nasıl giderbilir...
Old 08-07-2011, 10:34   #2
Levent Cirit

 
Varsayılan

Yolsuz tescil iddiası, iyiniyetli 3.kişiye karşı ileri sürülemez. Müvekkilinizin kötüniyetli olduğunu davacı ispat edemiyorsa davanın lehinize sonuçlanması gerekirdi.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/13245

K. 2005/2075

T. 1.3.2005

• SAHTE VEKALETNAME KULLANILMAK SURETİYLE YAPILAN TEMLİKİN GEÇERSİZLİĞİ ( Yolsuz Tescile Güvenerek Taşınmazı Bu Kişiden Satın Alan İyiniyetli Üçüncü Kişinin İktisabının Korunacağı )

• İYİNİYETLİ ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN YOLSUZ TESCİLE GÜVENEREK TAŞINMAZ İKTİSABININ KORUNMASI ( Sahte Vekaletname Kullanılmak Suretiyle Yapılan Temlik Geçersiz Olduğundan Yolsuz Tescil Meydana Gelmesi )

• YOLSUZ TESCİLE İYİNİYETLE GÜVENEREK TAŞINMAZ İKTİSABININ KORUNMASI ( Sahte Vekaletnameyle Yapılan Taşınmaz Satışının Geçersiz ve Tescilin Yolsuz Olması )

4721/m.1023,1024/1

ÖZET : Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. Somut olayda taşınmaz sahte işlemlerle davalılardan Akif'e, onun tarafından da diğer davalı Sebahattin'e satış yoluyla temlik edilmiştir. İkinci el durumunda bulunan kayıt maliki davalının iyiniyet savunmasının sübutu halinde, adı geçenin taşınmazı edinimine değer verileceği ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle davalı kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığının araştırılması,sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken,olayda uygulama yeri bulmayan Yargıtay kararı örnek gösterilmek suretiyle davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, maliki bulunduğu 2 parsel sayılı taşınmaza davalılardan Ali tarafından sahte ve hileli işlemlerle, davalılardan Akif'e, Akif'in de davalı Sebahattin'e sattığını, hileli işlemleri 24.3.2004'te öğrendiğini ileri sürerek tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat isteklerinde bulunmuştur.

Davalılar, Akif ve Sabahattin davanın reddini savunmuşlar, davalı Ali ise tebliğata rağmen beyanda bulunmamıştır.

Mahkemece, davalılardan Akif aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın temliklerin sahtecilikle gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne tapunun iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiştir.

Karar,davalı Sebahattin vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla,duruşma günü olarak saptanan 1.3.2005 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili geldi,davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi,yokluğunda duruşmaya başlandı,süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi,duruşmanın bittiği bildirildi,iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden,toplanan delillerden çekişme konusu 2 parsel sayılı taşınmazın sahte işlemlerle davalılardan Akif'e 8.10.1999 tarihinde, onun tarafından da 16.11.1999 tarihli akitle diğer davalı Sebahattin'e satış yoluyla temlik edildiği görülmektedir. Yapılan ilk temliki işlemin sahtecilikle illetli olduğu ve geçersiz bulunduğu sabittir. Ne var ki, ikinci el durumunda bulunan davalı kayıt maliki Sebahattin ediniminde iyiniyetli olduğunu savunmuş,ancak mahkemece bu savunma üzerinde durulmamıştır.

Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşün- cesiyle,alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiş tir.Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirme- sinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır.İşte bu nedenle Devlet,nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş,bunların aleniliğini ( herkese açık olmasını ) sağlamış,iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023. maddesinde aynen " tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1.fıkrasına göre " bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.

Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi,hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyiniyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima gözönünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle "kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden ( resen ) nazara alınacağı ilkeleri 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 karar sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.

Somut olaya gelince; ikinci el durumunda bulunan kayıt maliki davalının iyiniyet savunmasının sübutu halinde adı geçenin taşınmazı edinimine değer verileceği ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca,yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle davalı kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığının araştırılması,sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken,olayda uygulama yeri bulmayan Yargıtay kararı örnek gösterilmek suretiyle davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ : Davalı Sabahattin vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,4.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren Avukat Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 400,00 YTL duruşma avukat parasının temyiz edilenden alınmasına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,1.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu Sİcİlİndekİ Kayda GÜven İlkesİ dsahutoglu Meslektaşların Soruları 11 25-06-2008 18:07
EŞİtlİk İlkesİ yyyasemin Hasta Hakları Çalışma Grubu 0 10-04-2008 22:51
Kendİne GÜven Üzerİne! NİLGÜN SEYMEN Kadın Hakları Çalışma Grubu 4 04-04-2006 12:09
Tapu Siciline Güven nke Hukuk Sohbetleri 1 22-10-2003 17:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03722095 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.