suç uydurma suçu var mıdır?

Herkese iyi bayramlar;

Sanıklar A ve B, alkollü olarak şakalaşırlarken sanık A, diğer sanık B'ye 'beni bıçakladığını polise telefon ederek söyleyeyim de polis buraya gelsin mi' demiş, sanık B' nin ise 'yapamazsın ' demesi üzerine bu konuda her iki sanık inatlaşmaya girmiş ve sanık A, polisi telefonda arayarak bulundukları yeri de söyleyerek 'ben bıçaklandım' demiş ancak kendisini kimin bıçakladığını belirtmemiştir.Polis ekipleri belirtilen yere gittiklerinde her hangi bir bıçaklama vakası görmemişler, sanıklar ise polisler gelmeden olay yerinden ayrılmışlardır. polisler bunun üzerine çevredekilere sormak suretiyle tutanak tutarak ayrılmışlardır. Savcılıkça sanık A hakkında suç uydurma suçundan diğer sanık B hakkında ise suç uydurmaya azmettirme suçundan dava açılmıştır.Sanıklara yüklenen bu suçlar oluşmuş mudur?

Madde 0271: Suç uydurma
( 1 ) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.
İlk bakışta maddede belirtilen suçun unsurları oluşmuş gibi görünse de ihbardan sonra orada bulunmamaları, tutanak esnasında hazır olmamaları savunma açısından kullanılablir diye düşündüm. Ayrıca amacın yetkili makamları yanıltmak iradesi olmadığı da savunulablir.İlk olarak bunlar aklıma geldi ancak ilgili tutanaktan ve iddianameden de daha başka sonuçlar elde edileblir. Olaya ilşkin Yargıtay kararı da aşağıya aktardım. Birebir örtüşmemekla birlikte yararlanlablir olduğunu düşündüm.
T.C.
YARGITAY
Dördüncü Ceza Dairesi
Esas No
: 2002/21805
Karar No
: 2003/04060
Tarih
: 14.05.2003

SUÇ UYDURMA
UYDURMANIN İNANDIRICILIĞI
İKRAR
ÖZET:
İftira suçunun oluşabilmesi için, soruşturmaya olanak verecek nitelikte olması gerekir. Karakola yapılan başvurunun ciddi bulunmayıp soruşturma yapılmaması durumunda suç oluşmaz. Sanığın suçunu itiraf edip olayı anlatması halinde TCY'nın 59. maddesi uygulanmalıdır.
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;


TCY.nın 283. maddesinde düzenlenen suç uydurma suçunun oluşabilmesi için uydurmanın soruşturmaya olanak verecek nitelikte bulunması gerekmektedir. Sanığın üzerinde paraların gaspedildiği yolundaki karakola yaptığı başvuru sonucunda, ilk bakışta inandırıcı bulunmaması nedeniyle polislerce soruşturma aşamasına geçilmediğinin anlaşılması karşısında sanığa yükletilen suçun öğelerinin oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,

Kabule göre, karakola başvurudan hemen sonra suçunu itiraf edip olayın doğrusunu anlatan ve dosya içeriğine göre herhangi bir olumsuzluğu görülmeyen sanığın kişiliğinin hangi bulgularla olumsuz bulunduğu açıklanmadan cezasının alt sınır aşılarak belirlenmesi ve ayrıca TCY.nın 59. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık Emre müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKMÜN BOZULMASINA) , yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.05.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Saygılarımla...

5237 Sayılı TCK'nun DÖRDÜNCÜ KISMI; Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler Kısmının "İKİNCİ BÖLÜMÜNDE"; "Adliyeye Karşı suçlar" düzenlenmiştir. "Adliyeye Karşı İşlenen Suçlar" kategorisinde madde:271/1:"Suç uydurma suçunu" düzenler.Bu maddeye göre: İşlenmediğini bildiği bir suçu,yetkil makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir,der.Kanaatimce olayda mezkur suç fiili oluşmuştur; zira adliye makamı bu suç fiili nedeniyle yanıltılmıştır.Her ne kadar sanıklar polis gelmeden önce olay yerinden ayrılmış olsalar da gerek telefon kayıtları gerek se sanıkların bu yöndeki ikrarları ve tanık beyanlarıyla bu filin oluştuğu ispatlanabilir.

Savunma açısından T.C.K. 271. maddedeki "yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden" ibaresi ile ihbar ve şikayetlerin nasıl yapılacağını düzenleyen C.M.K. 158. maddesi (özellikle 5.fıkra) birlikte kullanılabilir ve ortada usulüne uygun bir ihbar ve şikayet olmadığı, bu yönden suçun unsurlarının oluşmadığı savunulabilir.

İhbar ve şikâyet
MADDE 158 - [1] Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir.
[2] Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
[3] Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında Türkiye'nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulunulabilir.
[4] Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikâyet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
[5] İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir.
[6] Yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturma evresine geçildikten sonra suçun şikâyete bağlı olduğunun anlaşılması halinde; mağdur açıkça şikâyetten vazgeçmediği takdirde, yargılamaya devam olunur.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Savunma açısından T.C.K. 271. maddedeki "yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden" 158. maddenin ; [5] İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir. [.

Sayın Cengiz Aladağ'ın belirttiğinin aksine suç oluşmuştur. Yapılan ihbar 155 polis imdat telefonuna yapımıştır. Polis imdat telefonuna yapılan ihbarlar silinmemek üzere kayıt altına alınır ve tutanağa geçirilir.

Yürütülen soruşturma da bu 155 (haber merkezi ) kayıtlarına göre yapılmıştır.Yukarıda açıklandığı şekilde ; İhbar ve şikayeti düzenleyen 158 /5 'deki belirtilen sözlü olarak yapılma ve tutanağa geçirilme gerçekleşmiştir.

Bu sebeple yapılan işlemler doğrudur. Haber Merkezine yapılan ihbarların yüzde 40 gibi bir oranı yanlış ihbar olduğu düşünüldüğünce verilen güvenlik hizmetinin ne kadar aksadığını takdir edersiniz.

Bence bu konu adli soruşturma ile değil " İdari yaptırımla düzenlenmeli " ve vatandaşımız vergilerinden ödenen güvenlik hizmetinin bedeli bu sorumsuzca davranan şahıslardan alınmalıdır.

Saygılar.