Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Soybağı Tespiti Zamanaşımı Sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-09-2012, 11:20   #1
aytacyavuz

 
Varsayılan Soybağı Tespiti Zamanaşımı Sorunu

Sevgili Meslektaşlar..
Konu tamamen aşağıda belirttiğim YHGK kararındaki gibidir, ve aile mahkemesi görevli olduğundan ve soybağının tespiti olduğundan bahisle zaman aşımı sorunuyla karşılaşıyorum. Zamanaşımı sıkıntısı ne şekilde aşılabilir. Zira aradan yıllar geçmiş olsa da bir şahsın öz annesinin tespit edilmesi söz konusu ve çok büyük bir miras söz konusu.. Şimdiden teşekkürler.


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/2-572

K. 2005/551

T. 28.9.2005

• SOYBAĞININ TESPİTİ VE NÜFUS KADININ İPTALİ ( Her İki Davanın Birlikte Açılması - Görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi Değil Aile Mahkemesi Olacağı )

• NÜFUS KAYDININ İPTALİ VE SOYBAĞININ TESPİTİ ( Her İki Davanın Birlikte Açılması - Görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi Değil Aile Mahkemesi Olduğu )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Soybağının Tespiti ve Buna Bağlı Olarak Nüfus Kaydının İptali Davasının Birlikte Açılması - Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )

4721/m.282

1587/m.46

ÖZET : Dava, soybağının tespiti ve buna bağlı olarak nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Medeni Kanunun 282.maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Nüfus Kanununun 46. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır. Ancak nüfus kayıtlarının davacının talebi gibi düzeltilebilmesi için öncelikle gerçek anne-babanın dolayısı ile soybağının tespit edilmesi gerekir. O halde her iki davanın birlikte açılması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil Aile Mahkemesidir.

DAVA : Taraflar arasındaki "soybağı ve nüfus kaydının düzeltilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 1.Aile Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 12.10.2004 gün ve 2004/331 E. 104 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 21.02.2005 gün ve 2004/16747-2469 sayılı ilamı ile;

( ... Dava Hasan ve Fatma yönünden nüfus kaydının iptali, Kazım ve Fadima yönünden soybağı davasıdır.Yargılama sürdürülerek varsa taraf delilerinin toplanıp, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : A-DAVA KONUSU: Dava, soybağının tespiti ve buna bağlı olarak nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir.

B-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı, nüfus kayıtlarında anne ve babası olarak gözüken Fatma Y. ve Hasan Y.’nın gerçek anne ve babası olmadığını, gerçek anne ve babasının Fadıma T. ve Kazım T. olduğunu, bu durumun tespiti ile nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.

C-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar Kazım ve Fadıma T. ile Fatma ve Hasan Y., davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

D-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Adana Asliye 3. Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı Aile Mahkemesine devretmiştir.

Adana 1.Aile Mahkemesi ise davanın soybağı davası olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğunu açıklayarak davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME: Hükmün davalılar Hasan ve Fatma Y. tarafından temyizi üzerine Özel Daire, yukarıda açıklanan şekilde, Aile Mahkemesinin davaya bakması gerektiği gerekçesi ile kararı bozmuş, mahkeme önceki kararında direnmiştir, direnme kararı davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

E-UYUŞMAZLIK: Davanın niteliği ve buna bağlı olarak davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine mi, yoksa Aile Mahkemesine mi ait olduğu noktasında toplanmaktadır.

F-GEREKÇE:

a )Ön sorun değerlendirilmesi;

Yukarıda da açıklandığı üzere dava kendisine açılan Asliye Hukuk Mahkemesi, görevli olmadığına, davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiştir; dosya kendisine gönderilen aile mahkemesi ise kendisinin görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu yolunda karar ittihaz etmiştir. Bu kararın temyizi üzerine Özel Daire davaya aile mahkemesinin bakması gerektiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur.

Bu bozma üzerine dosya kendisine ulaşan aile mahkemesinin ilk oturumunda, davacı vekili ile davalılar bozma kararına uyulmasını istemişlerdir. Aile mahkemesi tarafların bozmaya uyulmasını istemelerine karşın bozma kararına uymayıp asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin ilk kararında direnmiştir.

Bu durumda her iki tarafın uyma kararı verilmesini istemeleri halinde, yerel mahkemece direnme kararı verilip verilemeyeceği bir ön sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilindiği gibi H.U.M.K.nun 429. maddesi hükmüne göre, Yargıtay bozma kararı üzerine hakim, tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki hakim, kural olarak Yargıtay bozma ilamına uymak ya da bu karara karşı direnme kararı vermek konusunda tarafların istekleri ile bağlı olmayıp serbest takdir yetkisine sahiptir. Eş anlatımla hakim bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararında direnebilir.

Ana kural bu olmakla birlikte bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden ( re'sen ) göz önünde bulundurması gereken hususlardan olmaması halinde, taraflar veya vekilleri, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme bu bozmaya uymak zorunda olup, direnme kararı veremez. Yargıtay'ın çekişmeli yargıda yerleşmiş ve kurallaşmış uygulaması bu doğrultudadır ( Hukuk Genel Kurulu'nun 25.06.1997 gün, E: 1997/11-313, K:1997/ 569, 18.10.1989 gün 541-534, 21.02.1990 gün 10-117, 19.02.1992 gün, 635-82, 23.02.1994 gün, 936-94, 27.01.1999 gün, 26-4 sayılı kararları ).

Somut olayda taraflar bozma ilamına uyulmasını istemiş iseler de, Genel Kurulda yapılan görüşmeler sonunda; Özel Dairenin bozma sebebi yaptığı konu kamu düzenine ilişkin görülmüş ve bu nedenle yerel mahkemenin her iki tarafın bozmaya uyulmasını istemelerine rağmen direnebileceği sonucuna varılmıştır.

b )Direnmenin değerlendirmesi ;

Davacı, Kazım ve Fadıma T.’nun gerçek anne babası olduğunun tespitini, nüfus kayıtlarında anne babası gözüken ancak gerçek anne ve babası olmayan Hasan ve Fatma Y.’nın nüfus kayıtlarından çıkarılmayı ve nüfus kaydının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.

Dava Kazım ve Fadıma açısından soybağı, Hasan ve Fatma açısından nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır.

4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5133 sayılı Kanun ile değişik 4/1 maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) doğan bütün dava ve işlere Aile Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir.

Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Medeni Kanunun 282.maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Nüfus Kanununun 46. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır. Ancak nüfus kayıtlarının davacının talebi gibi düzeltilebilmesi için öncelikle gerçek anne-babanın dolayısı ile soybağının tespit edilmesi gerekir. O halde her iki davanın birlikte açılması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil Aile Mahkemesidir.

Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 01-10-2012, 13:44   #2
emi_shn

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım soybağının reddi davasında çocuk ergin olduğu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde davayı açmak zorunda.Anladığım kadarıyla sizin olayınızda bu süre geçmiş ancak bunun istisnaları var. Gecikme haklı nedene dayanıyorsa bir yıllık süre bu bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
Kandırma hali varsa 1 yıllık hak düşürücü sürenin öğrenme tarihinden itibaren başlaması gerekir.Bu durumda müvekkiliniz nüfustaki anne babanın kendi anne babası olmadığını yeni öğrenmişşse buna dayanarak öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde dava açabilir kanısındayım.
Old 01-10-2012, 18:46   #3
aytacyavuz

 
Varsayılan

Teşekkür ederim ilginiz için..
Peki anne yahut babanın tespiti arasında bir fark var mıdır? Gerek süre açısından gerek diğer farklılıklar yönünden?
Old 02-10-2012, 09:25   #4
emi_shn

 
Varsayılan

benim yukarıda bahsettiğim dava soybağının reddi davası bu davayı baba açtıysa anne ve çocuğa,çocuk açtıysa anne ve babaya husumet yöneltilir.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=31794
Old 29-06-2021, 19:31   #5
midyat47

 
Varsayılan

Müvekkil şuan 40 yaşında ve nüfusta babasının annesi ve babasının babası adına kayıtlı.yanlis kaydın düzeltilmesi ve soybağının kurulması için dava açmayı düşünüyoruz. Bu durumda zamanaşımı geçmiş mi bu bize sorun olur mu
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kadastro tespiti ve zamanaşımı nazell Meslektaşların Soruları 22 17-04-2019 09:40
mülkiyet hakkı zamanaşımı-kadastro tespiti zamanaşımı ADVOCATEHAKAN Meslektaşların Soruları 14 23-03-2015 16:59
hizmet tespiti zamanaşımı av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 5 11-03-2013 15:39
soybağı sorunu Burak Demirci Meslektaşların Soruları 4 27-02-2007 23:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03303790 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.