ölen eşin emekli maaşı, mirasçılık

Sayın meslektaşlar,

Soru bana ilk bakışta tartışma gerektirmeyecek kadar basit görünse de karşıt görüşe sahip insanların sayısı kendimi sorgulamama neden oldu. Yanlışım varsa düzeltilmeyi çok isterim.

Her ikisi de ikinci evliliklerini sürdürmekte olan eşler arasındaki boşanma davası sürerken adam vefat ediyor. Mirasçıları bu arada devreye girerek kadının kusurunu ileri sürüyorlar ve miras hakkından yoksun bırakılan kadının ismi veraset ilâmında geçmiyor.

Bundan sonraki bir yıl içinde kadın, adamın emekli maaşını çekmeye devam ediyor. (Adamın ölümü bildirilmiş ve maaşın ilgili bölümü sanırım duş olması itibariyle kadına tahsis edilmiş; adam sağmışçasına bir hile söz konusu değil bildiğim kadarıyla) Derken adamın mirasçıları bu kez de kuruma başvuruyorlar ve kadına ödenen bu aylığın da durdurulmasını sağlıyorlar.

Ben burada kötü niyetli olduğunu düşündüğüm kadın tarafından bir sene boyunca çekilmiş olan paranın iadesi istenmediği için şanslıymış diye düşünürken "evlilik boşanma ile değil vefatla sonuçlandığı için aylığı almaya devam etmek kadının miras hakkı olarak değerlendirilmemeli, sosyal sigorta mevzuatından doğan farklı bir tür hakkıdır" diyen, azımsanmayacak sayıda hukukçuya rastladım.

Siz ne düşünüyorsunuz? Şimdiden teşekkürler.

Mirası red halinde bile mirasçı olan eş murisin maaşını alıyorsa ve diğer haklardan yararlanıyorsa , neden bu bayan da maaş almasın diye ben de düşündüm şimdi... Bana göre de mirası reddeden mirasçı ile sorudaki mirasçının arasında bir fark yok diye düşünüyorum.

Sayın multipack,

benim görüşüme göre, açılmış bir boşanma davasının sürdürülmesi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Taraflardan birinin ölümü durumunda davanın düşmesi gerekir, mirasçılardan birisi davayı devam ettirmek istese bile.

Dava düşünce de evlilik ölümle sona ermiş olur ve sağ kalan eş hem mirasa hem de emeklilik maaşına hak kazanır. Benim bu görüşümün tersini belirten ve Boşanma davası devam ederken, ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır. diyen, yani boşanma davasının tarafı olan eşin, boşanan eşte olduğu gibi mirasçı olamıyacağını hüküm altına alan medeni kanunun 181 maddesinin ikinci fıkrası hukuk mantığına ters düşüyor benim düşünceme göre. Konu hakkında daha fazla bilgi için: İzzet Doğan'ın THS'deki makalesi. http://www.turkhukuksitesi.com/makale_523.htm

Saygılarımla