hukuk büroları kurumsallaşmalı mıdır?

Bugünlerde avukatlık mesleğinin ne kadar zor şartlar altında icra edildiği hepimiz tarafından bilinmektedir.Benim de ,en kısa sürede kendi büromu kurmayı düşünen bir stajyer avukat olarak gelecekle ilgili kaygılarım var.

Birden fazla ürün ve hizmeti birarada sunan ve geniş bir kitleye ulaşma şansı daha fazla olan büyük alışveriş merkezlerinin ,tabiri caizse güç bela ayakta kalmaya çalışan 'bakkallar' ın varlığını tehlikeye düşürmesi bizim mesleğimizdeki sıkıntıyla benzeşmiyor mu?

İzlenimlerime göre 20 30 kişilik avukat kadrosuyla kurumsallaşmış avukatlık büroları , tek başına çalışan meslektaşlarının önünü büyük ölçüde kesmektedir.

Gerek isim yapama,gerek müvekkil çevresini geniş tutma, gerekse güven uyandırma açısından bu tarz büroların hep bir adım önde olduğu yönündeki düşüncemde yanılıyor muyum?

Değerli üstadlarım,
büro açacak gücü bulduğumda bu girişimimi güvendiğim arkadaşlarımla mı başlatmalıyım , yoksa kalabalık olmak işleri daha çok mu bulandırır?

Tecrübe ve fikirlerini paylaşan herkese teşekkürler.

Sayın Melis Aksu, kaygılarınızda haklısınız, gerçekten de artık tekil olarak çalışma yakın bir tarihte sona erecek, özellikle ticaret ve sanayinin üst düzey olduğu şehirlerde devesa hukuk büroları bir adım daha önde olacak, o yüzden kurumsallaşmaya önem verilmeli, artık Türkiye 30 yıl öncenin Türkiyesi değil, eskiden bir caddede 3 esnaf varken, şimdi aynı caddede 3.000 esnaf var,bunların olması ekonomi demek, ekonomi alacak verecek demek, alacak verecekse hukuki ihtilaf demek, özetle iş yoğunluğunun arttığı bir dönemde avukatlarda bu değişimden mutlaka etkilenecektir, avukat ortaklığı şeklinde olan hukuk bürolarının bir adım daha önde olduğunu düşünüyorum. Saygılar

Ben çok fazla teorik tartışmasına girmeden evet diyorum.

Çünkü insanların ve sistemin bireysel olarak çalışmasına izin verilmiyor.

Bu sistemin kendi gereğinden kaynaklanıyor.

Eskiden daha kapalı bir toplumduk.

Hem sayımız bu kadar değildi, hem de iş alanımız.

Ben 50 yaşımı aştım

Benim bu açıdan beklentim yok.

Ama senin var.

Türkiye globalleşiyor.

Doğru veya yanlış. BUnu tartışmıyorum.

Ve senin benim elimde olmadan globalleşecek.

Neden:

Sermaye kendisini en verimli biçimde ifade edecek. Bu onun hakkı.

Bugün gazetelerde bir haber vardı:

Türk iş adamları Mısır'da Bulgaristan'da vb toprak kiralayarak üretim yapıyorlarmış.

Aynı şekilde başka şirketler de Türkiye'de işletme kuracaklardır.

Şimdi;
Sen tek başına almanca, italyanca, yugoslavca ve Türkçe öğrenebilecek, bunların hukuk sistemine egemen (egemenlik hakimiyet anlamında değil bilme anlamında) olabilecekmisin? Y da sadece ben Türk esnafının avukatıyım mı diyeceksin? Burası senin sorunun.

Bence elinden geliyor iseyap.

Ama snmıyorum.

Tek başına yapamayacağına göre arkadaşlarınla görüş.

Senin karşına çıkacak sorun arkadaşların ile rantı paylaşmak olacaktır.

Bence çözeceğin en zor sorun

Bir laf vardır:
Para insanı bozar.

Birlikteliğinizi bozmadan böyle bir çabayı harekete geçirirseniz sevinirim

Sevgili meslekdaşım,
nasıl bir çalışma ortamı oluşturmaya karar vermeden önce kendi vasıflarını ve bulunduğun çevre ile birlikte kendi sosyal çevreni de göz önüne alarak hedef kitleni yani çalışma alanını belirlemelisin öncelikle.

Büyük şirketler kendi bünyelerinde avukat çalıştırıyorlar. Sözünü ettiğin büyük hukuk firmaları ise daha çok yurt dışı bağlantılı çalışıyorlar. Yani bu büyük hukuk firmalarında her şeyden önce birden fazla yabancı dilde hukuki destek verilmekte ve bu firmaların yurt dışı bağlantıları çok fazla. Hatta kimisinin yurt dışında şube niteliğinde de ofisleri var, kimileri ise yurt dışındaki hukuk firmaları ile bağlantılı çalışıyor. Dolayısı ile Türkiye'de ticari, sınai, parasal konularda iş yapan yabancı firmalarla çalışıyorlar. Eğer böyle bir çalışma ortamı oluşturma şansın varsa, yani herşeyden önce birden fazla yabancı dilde hukukçuluk yapabileceksen, öncelikle böyle bir hukuk firmasında avukat olarak çalışmaya başlayıp, bu tür çalışmada tecrübe kazanmalısın. Böyle hukuk büroları yabancı ülkelerde çeşitli reklam ve ilanlar da veriyorlar ve hatta uluslararası hukuk ajanslarına üye olarak Türkiye'de hukuk yardımına ihtiyaç duyan herhangi bir ülkedeki kişinin kendilerine ulaşmasını mümkün kılıyorlar. Ayrıca ülkemize gelen her türlü ticari, sınai, finansal veya herhangi bir sermaye bilgisini elde edince bu firmalara hukuki hizmet verebileceklerini bildiren ve hatta bazan referanslarına da yer verdikleri mektuplar göndererek girişimlerde bulunuyorlar. Bütün bunları yapabilmek için böyle bir firmada tecrübe kazanmak ve artı belli bir sermayeyi de gözden çıkarmak gerekiyor.

Eğer böyle bir oluşum için öncelikle yeterli düzeyde yabancı diliniz ve tecrübenüz yoksa 20 genç avukat da bir araya gelseniz fayda etmez.

Yalnız çalışmaya gelince, eğer belli bir iş çevresi ve sosyal çevreye sahipsen, tek başına ofis açmak da iyi bir seçenektir. Zira iş ortaklığa ve parasal konulara gelince birlikteliği sürdürmek bazen evlilikten bile zor olabiliyor. Ortaklığı oluşturacağın arkadaşlarını çok iyi tanıman ve ortaklığın sınırlarını çok iyi belirlemen gerekir. Sırf masraf ortaklığı bile bazen ilkesel uyumsuzluk olduğunda yürümeyebiliyor.

Büyük şehirlerde yaşamıyanlar için tek başına yeni bir ofis açmak daha cazip sanki.

Kolay gelsin, karar vermek zor.