Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yargıtay kararı arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-12-2008, 17:35   #1
qendal21

 
Varsayılan yargıtay kararı arıyorum

selamlar;
Yar.11.H.D. 2001/10143 E, 2002/2566 K, 21.03.2002 tarih ,
Yar.12.H.D. 2006/14978 E, 2006/17396 K, 26.09.2006 tarih
Yar.11.H.D. 2002/1508 E, 2002/5286 K., 27.05.2002 tarih sayılı Yargıtay kararlarını araıyorum yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
saygılarımla.
Old 18-12-2008, 17:51   #2
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/10143
K. 2002/2566
T. 21.3.2002

• EMEKLİ MAAŞINA UYGULANAN BLOKE İŞLEMİNİN KALDIRILMASI ( Sosyal Sigortalar Kanununa Göre Bağlanan Gelir ve Aylıkların Haczedilememesi )

• KISMEN HACZİ CAİZ OLAN ŞEYLER ( Sosyal Sigortalar Kanununa Göre Bağlanan Gelir ve Aylıkların Haczedilememesi )

• MAAŞA UYGULANAN BLOKE İŞLEMİNİN KALDIRILMASI VE TAHSİLİ ( Sosyal Sigortalar Kanununa Göre Bağlanan Gelir ve Aylıkların Haczedilememesi )

• TEMLİK SENEDİ ( Maaşta Tasarrufu Engelleyici Nitelikte Sözleşme Olması Nedeniyle Geçersizliği )

506/m.121
2004/m.83
818/m.19,20

ÖZET : 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre bağlanan gelir ve aylıklar ile sağlanan yardımlar haciz edilemez. İcra İflas Kanunu 83. maddesi uyarınca borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi caiz olmayan bir malın haczedilebileceği hakkında alacaklı ile yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Yargıtay'ın uygulaması, Emekli Sandığından alınan maaşların 1/4 ünün haczedilebileceği yönündedir. Bu durum karşısında davacının imzaladığı temlik belgesinin, maaşta tasarrufu engelleyici nitelikte bir sözleşme olduğu ve Borçlar Kanunu 19. ve 20. maddeleri uyarınca geçersiz sayılacağının gözönüne alınması gereklidir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 9.7.2001 tarih ve 2001/382-2001/405 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesi aracılığı ile SSK.Genel Müdürlüğünden emekli maaşı aldığını, dava dışı Ayten'in davalıdan aldığı kredi sözleşmesine de kefil olduğunu, bir süre sonra müvekkilinin maaşına el konulduğunu, 506 sayılı kanunun 121. maddesi uyarınca bağlanan gelir ve aylıkların haczedilemeyeceğini, İİK hükümlerine göre haczi mümkün olmayan hak ve malların önceden haczedilebileceğine ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğunu ileri sürerek, toplam 255.000.000-lira maaşı üzerindeki blokenin kaldırılması ve yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava emiştir.

Davalı vekili, davacının maaşının imzaladığı temlik senedi uyarınca alındığını, ortada bir haciz işlemi olmadığını, 506 sayılı kanunda temliki önleyen hüküm bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının imzaladığı belgenin haczedilemezlikten feragat mahiyetinde değil BK.162. maddesinde düzenlenen alacağın temliki mahiyetinde bulunduğunu, davalı bankaca yapılan bloke işleminin yasal olduğu gerekçesiyle, davanın REDDİNE karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davacının imzaladığı temlik belgesi dolayısıyla davalı banka şubesi tarafından SSK. Genel Müdürlüğünden aldığı emekli maaşına uygulanan bloke işleminin kaldırılması ve tahsili istemine ilişkindir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu 121. maddesi uyarınca, bu kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar ile sağlanan yardımlar haciz edilemez. İcra İflas Kanunu 83. maddesi uyarınca borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi caiz olmayan bir malın haczedilebileceği hakkında, alacaklı ile yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Dairemiz uygulaması, Emekli Sandığından alınan maaşların dahi aynı madde gereğince 1/4 ünün haczedilebileceği yönündedir. Bu durum karşısında mahkemece, davacının imzaladığı temlik belgesinin maaşta tasarrufu engelleyici nitelikte bir sözleşme olduğu ve Borçlar Kanunu 19 ve 20 maddeleri uyarınca geçersiz sayılacağı gözönüne anılmaksızın, alacağın temliki mahiyetinde bulunduğu gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı İbrahim Kabak yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/1508
K. 2002/5286
T. 27.5.2002

• EMEKLİ MAAŞI ( Bağlanan Gelir Aylıklar Ve Sağlanacak Yardımlar - Nafaka Borçları Dışında Haczi Ve Temlikinin Mümkün Olmaması )

• HACİZ ( Emekli Maaşlarının Haczi Hususunda Önceden Yapılan Anlaşmaların Hükümsüz Olması - Takasınında Mümkün Olmaması )

• TAKAS VE MAHSUP ( Kredi Borçları Sebebiyle Emekli Maaşlarına Uygulanamayacağı )

• KREDİ BORCUNUN ÖDENMEMESİ ( Önceden Yapılan Anlaşma Gereği Kesilen Emekli Maaşı Kesintilerinin Bankaca Geri Ödenmesi Gereği )

506/m.121
2004/m.83
818/m.19/2, 118, 123

ÖZET : SSK Kanunu gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceği gibi, bu mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar geçerli değildir. Yine, bu alacakların takası da kabil değildir. Bu itibarla şahsa imzalatılan, kullanılan kredi borcunun yatırılmaması halinde emekli maaşının kesilmesine yetki verildiğine dair belge baştan itibaren batıl olup, buna dayanarak yapılan kesintilerin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının emekli maaşından kesilen miktarın bankadan tahsiline karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Konya Ereğli Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.7.2001 tarih ve 2000/340-2001/269 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin SSK.dan emekli olup, emekli maaşını davalı bankadan aldığını, dava dışı şahsın kredi borcuna kefil olduğunu, bu şahsın borcunu ödememesi üzerine müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını ve bankanın müvekkilinin maaşına 1999 Ağustos yılından dava tarihine kadar el koyduğunu, bankanın gerekçe olarak dayandığı belgenin kredi sözleşmesi sırasında diğer belgelerle okunmadan imzalandığını, bunun BK.19/2 ve İİK 83/a maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin 1999 Ağustos ayından 2000 yılı Ağustos ayına kadar kesilen miktar olan 1.220.615.800-liranın davalıdan faizi ile tahsiline, kesintinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili, davacının borçtan müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının kredi sözleşmesinden sonra imzaladığı metinle emekli maaşının borcuna mahsup edilmesini kabul ettiğini, işlemin BK.118. maddesine de uygun olduğunu, 506. sayılı kanunun 121. maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından davacının 10.3.1999 günlü irade beyanına göre dava tarihine kadar olan kesintinin doğru yapıldığını ancak davacının dava ile artık maaşının kesilmemesi iradesini açıkladığından SSK. Kanunu 121. maddesi uyarınca maaştan kesinti yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren davacının hesabından kesinti yapılmamasına, önceden yapılan kesintilerin iadesine ilişkin talebin REDDİNE karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1-Davacı, emeklilik maaşını aldığı davalı banka şubesinden kullandığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle, haksız olarak emekli maaşının davalı tarafından, kredi borcuna karşılık takas-mahsup edildiğini ileri sürerek dava tarihine kadar takas ve mahsup yapılan maaşının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı banka kredi sözleşmesi ile birlikte imza altına alınan 10.3.1999 tarihli belgeye dayanmıştır. Ancak, SSK. kanunu 121. ve İİK.83/a. maddeleri hükmü uyarınca; SSK kanunu gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceği gibi, bu mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir. Yine, BK. nun 123.madde hükmüne göre de, bu alacakların takası kabil değildir. Bu itibarla, davacıya imzalatılan 10.3.1999 tarihli davacının kullandığı kredi borcunun yatırılmaması halinde emekli maaşının kesilmesine yetki verdiğine dair belge, baştan itibaren batıl olup, buna dayanarak yapılan kesintilerin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının emekli maaşından kesilen miktarın davalıdan tahsiline karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; HUMK.434/2.maddesi hükmüne göre , temyiz isteği harca tabi ise temyiz, harcın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Davacı vekilinin temyiz dilekçesi 27.8.2001 tarihinde hakim tarafından havale edilmekle birlikte , dilekçenin harcı yatırılmadığı gibi temyiz defterine de kaydı yapılmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin HUMK. 432/4.madde uyarınca REDDİNE karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin HUMK.432/4.madde uyarınca REDDİNE, alınmadığı anlaşılan 4.960.000-lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/14978
K. 2006/17396
T. 26.9.2006

• HACZEDİLMEZLİK HAKKINDAN VAZGEÇME ( Ancak Haciz Sırasında ve Daha Sonra Özel Kanununda Haczedilemeyeceği Yazılı Bu Haktan Feragat Edilebileceği )

• HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ ( 506 Sayılı Yasaya Göre Bağlanan Gelir Aylık ve Diğer Yardımlar Nafaka Borçları Dışında Haciz veya Devir ve Temlik Edilemeyeceği - Borçlunun Süresiz Şikayet Hakkı Olduğu )

• SSK EMEKLİ MAAŞININ HACZEDİLEMEMESİ ( Borçlunun Süresiz Şikayet Hakkı Olduğu )
• SÜRESİZ ŞİKAYET ( 506 Sayılı Yasaya Göre Bağlanan Gelir Aylık ve Diğer Yardımlar Nafaka Borçları Dışında Haciz veya Devir ve Temlik Edilememesi Nedeniyle Olduğu )

2004/m.82,83
506/m.121

ÖZET : 506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi gereğince, bu Kanuna göre bağlanan gelir, aylık ve diğer yardımlar, nafaka borçları dışında haciz veya devir ve temlik edilemez. Bu hüküm, kamu düzenini ilgilendirir. Mahkemece resen gözetilmelidir. Borçlunun süresiz şikayet hakkı vardır. Ancak, haciz sırasında ve daha sonra bu haktan borçlu feragat edebilir.

DAVA : Mahalli mahkemesi tarafından verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 121. maddesinde ( bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez ) hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm, kamu düzenini ilgilendirmekte olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir.

Borçlunun, anılan madde içeriğine aykırı şekilde yapılan haciz işlemine karşı süresiz şikayet hakkı vardır. İİK'nın 83/a maddesi gereğince, 82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve haklarının haczolunabileceğine dair "önceden yapılan" anlaşmalar muteber değildir. Bu nedenle, ancak haciz sırasında ve daha sonra özel kanununda haczedilemeyeceği yazılı bu haktan ( 82/1 ) feragat edilebilir ( Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas 1. Cilt, sh. 834 ) ( HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-202 ).

Somut olayda, borçlunun yukarıda açıklanan yasa hükümlerine uygun bir feragati yoktur. Mahkemece şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 18-12-2008, 23:49   #3
qendal21

 
Varsayılan

emekleriniz ve yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargıtay kararı arıyorum Av.Öznur A. Arabacı Meslektaşların Soruları 1 02-09-2008 11:01
yargıtay kararı arıyorum Av.Öznur A. Arabacı Meslektaşların Soruları 1 21-08-2008 09:22
Yargıtay Kararı arıyorum erdal7 Meslektaşların Soruları 1 13-06-2008 11:56
yargıtay kararı arıyorum... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 3 06-04-2007 11:37
yargıtay kararı arıyorum... av_mesutkaya Meslektaşların Soruları 1 22-03-2007 14:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03224993 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.