Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Eşikte Kalmak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-04-2011, 08:33   #1
hilmiseker

 
Varsayılan Eşikte Kalmak

Muhalefeti parlamento dışı bırakan YSK tasarrufunun siyaset, hukuk ve toplumsal alanda meydana getirdiği kırılma, geleneksel anlayışla çalışmayı benimsemiş bu kurumun, konvansiyonel beklentiler doğrultusunda tartışılmasını gerektirdi. Aktüel sorunun yarattığı şokun ard alanına ışık tutmaya özgülenen bu deneme, uzun süredir siyasal yaşamı dizayn eden bu kurumu bir çok açıdan görmeyi hedefledi.
YSK'nın örgütlenme modeli ve bu modeli ayakta tutan mimari birey, toplum ve kamusal alanda ani ve derin kırılmalara yol açan sorunları aşmaya veya bu edenin tetiklediği şizofren sorunları giderecek kompozisyona sahip değildir. Seçim hukukundan kaynaklanan sorunların siyasi etki ve sonuçlar yaratan potansiyeli, bu kurumun bileşenlerinin hukuk ve siyaseti aynı kavşakta buluşturan bir dağılımı gerekli kılmaktadır. Kurulun bu kaygıyı taşımaktan uzak dinamiği, çoğu kez ceza hukukunun verileriyle çalışmak zorunda olan ve sorunları anılan disiplinin değer ve birikimiyle çözülmesini önlemekte, dahası sıradan bir sorunun aşılması mümkün olmamaktadır.
Parlamentonun sokağın disipline edilmiş bir türevi olması, buradaki her anlayışın, parlamentoda haline münasip bir yer bulmasını zorunlu kılar. Temsilde adaleti sağlamak, siyasal temsile giden arterleri temiz tutmak, tıkamayı önlemek, geçitleri açmak ve tuzakları önleyecek deneyimlere ihtiyaç duyar. Sokak ile parlamento arasındaki koridorun özgürlük karşıtı yorumlarla tutulması, toplumsal barışı ajite etmekle yetinmez, nefes almakta güçlük çeken muhalefetin acil çıkışlarını kullanmasına neden olur.
Küresel hukukun yedekler arasında yer bulmaması, geleneksel reflekslerin bırakmayı reddettiği bir ruh haline işaret etmektedir. Anılan ruh hali, gerçeği adalete dönüştüren, gerçekten hukuk yaratan her adıma direnmekte, ivme kazanan direnç, yarattığı sapmalarla muvaffak olmanın hazzını tatmaktadır.
Mevzuat, eşiğini yükselttiği barajla çoğulcu anlayışı iğdiş etmekte, eşiği geçmekte akim kalan düşün, kamusal kaynaklardan yoksun bırakılarak muhalefetin canlanma ve yarışma talebi yoksanmaktadır. Propaganda ihtiyacının dil aracılığıyla sönümlenmesi, siyasetle bireyin aynı kavşakta buluşma, gerçeği birlikte ve ortaklaşa çabayla arama ideali önlenmekte, kuşatılan düşüncenin çok engelli bu parkuru aşarak, diyalog sürecine tutunması bir başka bahara kalmaktadır.
Düşünce özgürlüğü, örgütlenme hakkı, çoğulcu demokrasi karar alma mekanizmasına dâhil olma ve siyasal katılım gibi demokratik değerlerin yaşam bulması temellendirmenin başarısına bağlıdır.Sistemin, genetiğini değiştirme ve başkalaştırma da kritik bir rol üstlenen deneyimleri gerekçelerinden soyutlamak olanaksızdır. İdeolojik, milliyetçi, monolotik, homojen, merkeziyetçi ve otoriter olana teveccüh etmek, gerekçe hukukunun şiddetle reddettiği eyleme biçimidir. Gerekçe, çoğul, özgür adil ve barış dilini kullanarak, demokrasiyi kurumsallaştırmaya odaklanmayı varlık sebebi sayar. Seçim söz konusu olunca gerekçe her şeyden, herkesten daha çok ve daima söyleyecek özel ve önemli bir şeyler bulmayı ihmal etmez. Seçim yargısı, işlemleri üzerinden birey ve toplumla ibralaşmak veya işlemlerinin hukuki, meşru yöntemlerle işler kılındığını birey ve topluma açıklamak zorundadır. Tartışmaya konu işlemin, birey ve kamuyu ikna ve inandırıcı olmaktan uzak olması, katılıma giden bu yolun başka amaçlara hizmet edecek edenlerce tutulduğu konusunda kaygılara yol açmaktadır.
Siyasete katılma koşullarını belirleme ve siyaseti biçimlendirme tekeline sahip kurumun eylem, işlem ve kararlarına karşı kanun yolunun kapatılması, demokratik denetimi öneren ve savunmayı etkin kılan iradeyle yolunu ayırmıştır. Anayasal güvenceye rağmen, düşün konuş ve temsil engellerine karşı bireyi savunmasız kılan siyasetin kendi kusuruyla düştüğü bu durumdan kurtulması zaruridir.
Dizge, kendisiyle çelişen veya yarışan dinamiklerin olağan yöntemlerle siyaset yapma ve parlamento aritmetiğinin ötekilerce belirleme olasılığını sıfırlamakta, kurgulanan modelle sürtüşen düşüncenin kendisini peçeleme, gizleme ve başkalaştırma girişimini minimize etme veya önleme çabasındadır.
Kurumun aktüel hukuk anlayışıyla yollarını ayırmış mevzuatı özgürlük engeline dönüştürmesi, öznelleştirerek başkalaştırması, onun klasik işleviyle uyumlu eylediğine ya da aslına sadık kaldığına karine oluşturur. Böyle bir amilin, ayıklayıcı rolüyle, muhalefeti sıradan bahanelerle parlamento dışı bırakması tesadüf sayılmamalıdır. YSK’ nın ceza hukukunun ilkelerinden bihaber ve eskidiği malum mevzuatla yaşamsal sorunlara çözüm arayışı, gelenekselde sebat girişimidir.
Dipteki akıntıya duyarsız mevzuatın uyarlanmaması ya da uyarlamanın çıkarlarla sınırlı tutulması muhalefeti dışarıda tutmayı yaşam biçimi addeden anlayışın derinliğine kanıt oluşturur. Siyaset kurumunun kendisini vurmaya hazır düzenlemeye sırtını dönmesi, görmezden gelmesi veya onunla oportünist ve konformist bir ilişki yaşaması siyasi riskin çağrısı manasına gelir.
Dışlanan dinamiklerin, öteden beri kendisini hedefleyen insan-malzeme-anlayış-deneyim dörtlüsünün yarattığı bu girdapta kaybolmaması için, siyasi gücünü mobilize etmenin olanaklarını zorlamalıdır. Demokrasi inşasına duyarsız kalmak,birey ve temsilci arasındaki etik ilişkiyi tartışmaya açacağını unutulmamak gerekir.
Yeri ve zamanı geldiğinde kendisiyle uyumsuz olanları enterne etmekte gecikmeyen kurumun deneyimlerine duyarsız kalmak, romantik ve nostaljik beklentileri karşılayan mevzuat ve bu düzenden nemalanan deneyimleri şımartmıştır. Kaynakları sömüren anlayış, oluşturulan barajların sağladığı zenginliği, eşikte kalanlarla paylaşmayı reddetmektedir. Paydaşlığı yoksayan bu tutum, çoğulcu demokratik değerlerle barışık, herkesi kucaklayan, imrendiren, kıskandıran, çelişerek ilerleyen bir dünya yaratmayı güçleştirmektedir. İrtifayı koruyan ve kaynakların bölüşülmesini reddeden sistemin, gözlerini siyasetten ayırmayanlara rağmen işlemesi mümkün olmadığı gibi böyle bir fragmanla toplumsal barışın tesisi mümkün değildir.
Kendisini temsil ve ifade etmekte güçlük çeken bir muhalefetin emelleriyle buluşacak başka araçlar ve yöntemler bulması an meselesidir. Yelpazeye kapıları kapamak siyaseti billurlaştırma ve tekleştirmeyi meşrulaştırma girişimini sıcak karşılamak, kişi ve kurumları yüceltmeyi erek edinen yaklaşımla flört etmek ya da miadı dolmuş anlayışları canlandırmaya kalkışmaktır. Aynı Kulvarda yürümeyi reddetmek, toplumsal cinnet ve kaosu tetiklemekle kalmayacak, oluşan yarılma, siyasal ve ekonomik kayıplara da yol açacaktır.
Düşünce özgürlüğünün türevi niteliğindeki parlamenter katılım, bireylerin kendilerini temsilcileri aracılığıyla ve dilediğince ifade etme özgürlüğüyle aynı kaynaktan beslenir. Parlamenter siyasetin düşün ve konuş özgürlüğüyle akrabalığı, sokaktaki renklerin hiçbir engelle karşılaşmadan yurttaş mekânında yer edinmesini önerir. Konuşma zeminin, yasa, insan ve malzeme üçlüsünün ittifakıyla büzülmesi veya istenmeyenin dışlandığı steril bir alana indirgenmesi, vasküler bağlamlı sendromlara yol açar Böyle bir yoksunluğun parlamentoya yeteri kaynağı, taşıması, tartışmanın gereksinim duyduğu malzemeyi tedarik etmesi mümkün olmaz.
Yasamaya katılmayanların bundan etkilenmesini beklemek ya da gıyapta vücut bulan bir etkinliğin bağlayıcı olmasını iddia etmek sahici demokrasilerde abesle iştigaldir. Böyle bir aritmetik içinde ortaya çıkanın, gerçek olduğunu, yasama işlevinin gerçeği yansıttığı ya da yasamaya gerçeğin hükmettiğini söylemek lafı güzaftır. Diyalektik tartışma formunun alacağı karardan etkilenen herkesin, yasamanın yarattığı etki ve sonuçlarını hükümden düşürme ya da benimseme özgürlüğü vardır. Özgürlük, insani olanaklar vaad eden ve insani yaşamı kolaylaştıran bir borç ise, devlet muaccel hale gelen borcunu derhal ve ziyadesiyle ödemek zorundadır. Borcun üzerine yatmak,, sudan bahanelerle bu borçtan kurtulmayı denemek, anı yaşamayı erek edinen toplumların işi değildir. Birey, toplum ve kamuya pahalıya mal olacak bu örgütlenme anlayışı, yarattığı gerilimle huzursuzluk ve toplumsal cinnete yazgılıdır. Yazgının değişmesi, aklıselimi önerene tutunmak, makul ve meşru olanda sebat etmek ve bu anlayışın önerileriyle uyumlu, ayakları yere basan, evlatlarını bağrına basan, onları çeliştirmeyen, çoğulcu ve demokratik bir parlamento inşa etmekle mümkündür. Böyle bir parlamento inşa etmeden, ülkeyi yarına taşıyacak bir sözleşme yapmak seraptır. Hilmi Şeker/Hâkim/İstanbul
Old 22-04-2011, 09:38   #2
Hk.Beyhanguler

 
Varsayılan

"Yasamaya katılmayanların bundan etkilenmesini beklemek ya da gıyapta vücut bulan bir etkinliğin bağlayıcı olmasını iddia etmek sahici demokrasilerde abesle iştigaldir"Katılımın her alanda ve tüm boyutlarıyla önemini aktaran bir çalışma,teşekkür.
Old 22-04-2011, 17:01   #3
üye34660

 
Varsayılan

YSK basın açıklaması:

http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/2011M...si21042011.pdf

Not: Bu aralar, yargıçların ya da yasal kurumların, yasal çerçevede verdikleri kararlara karşı( son zamanlarda ileri demokrasi söylemleriyle moda olan biçimde, hukuksal temeli olmayan sırf ideolojik, etnik, grupsal, şahsi, siyasi... çıkarlara ilişkin olan, ancak ülkemizin geleceği için yasalara aykırı biçimde ve bu durumları kendi çıkarları! doğrultusunda değerlendiren çoğu medya organının reyting kaygısı gibi muhtelif dürtülerle) haksız değerlendirmeler yapılmaktadır; ben naçizane deneyimli bir hukukçu olarak bu yorumlara inanın şaşıp kalıyorum; yani bu kurumlar, yasal görevleri dışına çıkarak nabza göre şerbet verip, üçüncü dünya ve hukuka dayanmayan ülkeler için kullanılan kavram olan muz cumhuriyeti ülkelerine özgü biçimde, pozitif yasal düzenlemeleri hiçe sayıp, toplumların zararına olan, temelsiz ve popülist tutum takınarak, görevlerini kötüye kullanıp reytingi! yüksek kararlar mı vermeli, yoksa mevcut yasaları mı uygulamalı?!

Bu minvalde, her zaman, her ortamda, her koşulda ve çoğu zaman terörize ettikleri asıl emellerine aykırı olan ve bu nedenle beğenmedikleri yasal uygulamalara karşı meydan okurcasına şiddete başvuranları ve destekçilerini memnun edecek kararlar mı verilmeli?!


Toplumu terörize edenlerin, terör örgütlerini arkalarına alıp, ayrıca bu terör örgütlerini varlıklarının sigortası görüp ve bunu açıkça ilan edenlerin ve demokratik hukuk devletine aykırı biçimde şiddeti siyasetin bir parçası sayanların suçu yok mu, yani kısacası hırsızın hiç mi suçu yok?

Suçlu sadece mevcut yasaları uygulayanlar mı?!


Sayın değerli hukukçu Hilmi Şeker; bu değerlendirmeler ışığında, yukarıda belirttiğim YSK'nın açıklamasında belirttiğim yasal düzenlemeleri değerlendirirseniz ve eğer siz YSK üyesi olsaydığınız, eleştirdiğiniz somut durum karşısında nasıl karar verirdiniz, nasıl karşıoy yazardınız... gibi hususları açıklarsanız çok memnun olurum...

Saygılarımla...
Old 22-04-2011, 22:57   #4
Av.Dilek Yüzgül

 
Varsayılan

her dönem, iktidarı elinde bulunduranların, kendi ideolojileri doğrultusunda ve iktidarda kalma mücadelesi içinde , topluma lütfettiği ve yeterli gördüğü demokrasi, özgürlük anlayışının yerini ; her daim varolan , iktidara göre şekil değiştirmeyen ,yasaklamayan ve yasaklanmayan bir anlayışa terk etmesi umuduyla....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Okulumda Kalmak İstiyorum! su perisi Yüksek Hukuk Eğitimi 19 03-09-2011 17:17
bakaya kalmak ve staj ilastepe Meslektaşların Soruları 3 14-12-2007 17:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08529305 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.