Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tasarrufun İptali ara malik ispat?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-01-2016, 22:51   #1
sailor1981

 
Varsayılan Tasarrufun İptali ara malik ispat?

Borçlu B keşide ettiği çekin vadesinden 10 gün sonra aracını önce aracı A 'ya ondanda kızkardeşi K satış yapılmış ve son satışta bankadan kredi kullanılmıştır. Araç halen borçlunun kızkardeşi adına kayıtlıdır. Tasarrufun iptali davası açmayı düşünüyoruz.
B----A-----K (borçlunun kardeşi)

a)Davayı B-A-K üç kişiyede açmak gerekir mi?Elimizde borçluya ait araç üzerindeki 30 haciz kaydını gösterir liste aciz halini ispat için yeterlimidir.

b)Ara malik A tanımıyoruz,borçlumuz ile ilişkisi nedir bilmiyoruz
c)Satışlar 7 gün arayla yapılmış.İptal için yeterlimidir.
d)İpotek alacaklısını taraf göstermeye gerek var mı, davanın kabulü halinde ipotek boşa mı çıkacaktır.
Old 19-01-2016, 13:01   #2
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/9134
K. 2013/8306
T. 4.6.2013
• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI (Borçlu ile Üçüncü Kişi Arasında Akrabalık Arkadaşlık Ticari İlişki Gibi Borçlunun Mal Kaçırma Kastını Üçüncü Kişinin Bildiği ya da Bilebilecek Durumda Olduğunu Gösterir Bir Yakınlığın Bulunup Bulunmadığının Üzerinde Durulması Gerektiği)
• TASARRUF TARİHİ (Tasarrufun İptali Davası - Davacı Alacağının İptali İstenen Tasarruftan Önce Doğduğu Kabul Edilerek İptal Şartlarının Araştırılması Gerektiği)
• MAL KAÇIRMA KASTI (Üçüncü Kişinin Bildiği ya da Bilebilecek Durumda Olduğunu Gösterir Bir Yakınlığın Bulunup Bulunmadığının Üzerinde Durulması Gerektiği - Tasarrufun İptali Davası)
• ORGANİK BAĞ (Tasarrufun İptali Davası - Davalıların Şirketleri Arasında Organik Bir Bağ veyahut Ticari Bağlantı Olup Olmadığının Araştırılması Gerektiği)
2004/m.277,278,279,280
ÖZET : Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davaya konu taşınmazın satış bedeliyle tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmadığına dair gerekçesi taşınmaz üzerindeki ipotek nazara alındığında doğru kabul edilse bile iptal nedenleri yeterince araştırılmamıştır. Zira borçlu ile üçüncü kişi arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını üçüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın bulunup bulunmadığı ya da mevcut ise davalıların şirketleri arasında organik bir bağ veyahut ticari bağlantı olup olmadığı üzerinde de durulmamıştır. Davacı alacağının, iptali istenen tasarruftan önce doğduğu kabul edilerek açıklandığı şekilde iptal şartlarının araştırılması yerine eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle hüküm tesisi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 4.6.2013 Salı günü davacı Ö. G. vekili geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı Ö. vekili, davalı borçlu M. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, davaya konu taşınmazını davalı S.'e satışına dair tasarrufun iptalini istemiştir. Davalı M. vekiliyle davalı S. vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce yapılmış olduğu ve taşınmazın satış bedeliyle gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İ.İ.K.277 vd. maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda 4.8.2007 tarihli alacaklı ve borçlu arasındaki sözleşme içeriği ve tanık beyanlarıyla sözleşmede geçen icra dosyalarına nazaran davacı alacağının tasarruf tarihinden önceye dayandığı hususu açıktır. Bu sebeple Mahkeme'nin, borcun doğumuna dair gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.

Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İ.İ.K.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İ.İ.K. m. 281). Bu yasal sebeple de davacı tarafından İ.İ.K.nın 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı).

Mahkemece davaya konu taşınmazın satış bedeliyle tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmadığına dair gerekçesi taşınmaz üzerindeki ipotek nazara alındığında doğru kabul edilse bile az yukarda izah edilen iptal nedenleri yeterince araştırılmamıştır. Zira borçlu ile üçüncü kişi arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını üçüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın bulunup bulunmadığı ya da mevcut ise davalıların şirketleri arasında organik bir bağ veyahut ticari bağlantı olup olmadığı üzerinde de durulmamıştır. Hal böyle olunca davacı alacağının, iptali istenen tasarruftan önce doğduğu kabul edilerek açıklandığı şekilde iptal şartlarının araştırılması yerine eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 990.00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.06.2013 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-01-2016, 14:29   #3
Av. Hande Temeltaşı

 
Varsayılan

a) Eldeki davanın kimlere açılacağı hakkında:

Yargıtay kararına göre işlemin iptali durumunda diğer kişilerin de hakları etkileneceğinden hepsinin taraf gösterilmesi gerekecektir. Bu durumda siz işlemde bahsi geçenlerin tümüne husumet yöneltmelisiniz diye düşünüyorum.

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/2974
Karar: 2010/8597
Karar Tarihi: 21.10.2010


TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - TAŞINMAZI SATIN ALAN BEŞİNCİ KİŞİ KONUMUNDAKİ KİŞİYE KARŞI DAVA AÇILMIŞ OLDUĞU - TASARRUF İŞLEMİNİN TARAFI OLAN DİĞER KİŞİLERİN DE HAKLARI ETKİLENECEK OLMASI - TARAF TEŞKİLİ SAĞLANMASI GEREĞİ - ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI

ÖZET: Somut olayda borçlu olduğu bildirilen Ş.’in kendisine ait taşınmazı dava dışı O.'a, onun tarafından yine dava dışı A. ve E'e, onlar tarafından da davalı A.'e satılmış olduğu öne sürüldüğü halde dava sadece borçlu Ş. ile beşinci kişi konumunda olan A'in aleyhine açılmıştır. Beşinci kişi olan A'in aleyhine dava açıldığına ve davada yapılan tasarruf işlemlerinin iptali istenildiğine göre, iptal kararı verilmesi halinde davada taraf gösterilmeyen ancak tasarruf işleminin tarafı olan kişilerin de hakları etkileneceğinden dava dışı O. ile A. ve E.'e de dava dilekçesinin tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması gerekmektedir. İptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup, üçüncü kişiden satın alan dördüncü ve beşinci kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olması nedeniyle sadece beşinci kişi konumundaki davalının yetki itirazında bulunması halinde bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir.

(2004 S. K. m. 277, 282) (1086 S. K. m. 43, 44, 45, 46, 47, 48)

Dava: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili davalılardan Ş’in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı O.'a, onun tarafından A. ve E.'e, onlar tarafından da davalı A.'e satıldığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalılardan A.'in yetki itirazı ile birlikte davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece dava dilekçesinin yetki nedeniyle dosyanın Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK.’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali iste-mine ilişkindir. Aynı Yasanın 282. maddesi uyarınca iptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılması gerekir. Bunlardan başka kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. Somut olayda borçlu olduğu bildirilen Ş.’in kendisine ait taşınmazı dava dışı O.'a, onun tarafından yine dava dışı A. ve E'e, onlar tarafından da davalı A.'e satılmış olduğu öne sürüldüğü halde dava sadece borçlu Ş. ile beşinci kişi konumunda olan A'in aleyhine açılmıştır. Beşinci kişi olan A'in aleyhine dava açıldığına ve davada yapılan tasarruf işlemlerinin iptali istenildiğine göre, iptal kararı verilmesi halinde davada taraf gösterilmeyen ancak tasarruf işleminin tarafı olan kişilerin de hakları etkileneceğinden dava dışı O. ile A. ve E.'e de dava dilekçesinin tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de iptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup, üçüncü kişiden satın alan dördüncü ve beşinci kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olması nedeniyle sadece beşinci kişi konumundaki davalının yetki itirazında bulunması halinde bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekirken dava dosyasının tamamının yetkisizlik kararı ile Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş olması da doğru değildir.

Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

b)Aciz vesikası hakkında :

Bu hususta haczi kabil mal bulunmadığına dair haciz tutanağının geçici aciz vesikası olarak tasarrufun iptali davaları bakımından dava şartını sağlamakta yeterli olduğu ifade ediliyor.

Bu hususta borçlunun adresi terk ettiği, tapu, trafik banka gibi yerlerden malvarlığının olmadığı belirlenmişse geçici aciz belgesi niteliğindedir. Bu noktada bence hacze çıkarak koşulu sağlayabilirsiniz.

Aşağıdaki karar kardeşler ve geçici aciz belgesi hakkında, umarım işinize yarar.

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/7483
Karar: 2014/17022
Karar Tarihi: 27.11.2014


TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - BORÇLU İLE ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN KARDEŞ OLDUĞU - KARDEŞLER ARASINDA YAPILAN İVAZLI YADA İVAZSIZ TASARRUFLARIN BAĞIŞLAMA HÜKMÜNDE SAYILACAĞI - İCRA DOSYASINDAKİ HACİZ TUTANAĞININ GEÇİCİ ACİZ VESİKASI OLDUĞU - HÜKMÜN ONANDIĞI

ÖZET: Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerin tartışılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, borçlu S... ile 3. kişi S...'ın kardeş olmalarına, kanun maddesine uyarınca kardeşler arasında yapılan ivazlı yada ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağının öngörülmesine, icra dosyasındaki haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı S...'in yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün onanmasına karar verilmiştir.

(2004 S. K. m. 278)

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı S...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, davalı S...'ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazı kardeşi olan diğer davalıya sattığını, öne sürerek satış işlemlerine ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini istemişlerdir

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı S... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerin tartışılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, borçlu S... ile 3. kişi S...'ın kardeş olmalarına, İ.İ.K.’nun 278/III-1 maddesine uyarınca kardeşler arasında yapılan ivazlı yada ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağının öngörülmesine, icra dosyasındaki haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı S...'in yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.009,95 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı S...ten alınmasına 27.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 23-01-2016, 21:54   #4
sailor1981

 
Varsayılan

iki ayrı icra dosyasının sadece birinde alınan haciz tutanağı ikisi içinde geçerli olur mu ?bu hususta emsal karara ihtiyacım var.
Old 23-01-2016, 22:09   #5
Av. Hande Temeltaşı

 
Varsayılan

Tam olarak işinize yarar mı bilemiyorum ancak kararda her takip için ayrı ayrı aciz belgesi alınması gerektiğinden bahisle verilen ret kararı bozulmuş. Ancak aşağıda bir de aleyhe bir karar var.

T.C YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2008 / 1952
Karar: 2008 / 5312
Karar Tarihi: 13.11.2008

ÖZET: Davacı tarafça yapılan takipler sırasında borçlunun adresini terk ettiği, hakkında birden çok takip yapılarak taşınmaz ve aracına hacizler konulduğu, dosyalara sunulan mal beyanlarında hem borçlunun hem de ortağı olduğu diğer borçlu şirketin ödeme gücünün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tapu sicil müdürlüklerine ve trafik tescil bürolarına yazılan müzekkerelere verilen cevaplar da nazara alındığında borçlunun aciz halinde olduğunun kabulüne zorunluluk bulunmaktadır. Hal böyle olunca davanın diğer şartlarının varlığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.(2004 S. K. m. 277)

Dava: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı borçlu Birsen aleyhine takip yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını bu nedenle borçlunun taşınmazını davalı olan kızı Ebru'ya onun tarafından da diğer davalıya satışa ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Nuray vekili cevap dilekçesiyle, taşınmazın gazete ilanından bulunduğunu, gerçek bedelinin banka havalesi ve nakit olarak ödendiğini satımın muvazaalı olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemişlerdir.

Mahkemece, tasarrufun iptali davasının koşullarından birinin de aciz belgesi alınması olduğu, her takip için ayrı ayrı aciz belgesi sunulması gerektiği, borçlunun terk ettiği adreslerde tutulan haciz zabıtlarının aciz belgesi yerine geçen tutanaklardan olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Davacı tarafça yapılan takipler sırasında borçlunun adresini terk ettiği, hakkında birden çok takip yapılarak taşınmaz ve aracına hacizler konulduğu, dosyalara sunulan mal beyanlarında hem borçlunun hem de ortağı olduğu diğer borçlu şirketin ödeme gücünün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tapu sicil müdürlüklerine ve trafik tescil bürolarına yazılan müzekkerelere verilen cevaplar da nazara alındığında borçlunun aciz halinde olduğunun kabulüne zorunluluk bulunmaktadır. Hal böyle olunca davanın diğer şartlarının varlığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine, 13.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir de İstanbul Barosu Dergisinin ( Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011 )sayısında,"Tasarrufun iptali davalarında, her icra takibi için ayrı ayrı aciz vesikası ibraz edilmesi gerekeceğini" (7. HD. 10.3.2009 T. 3739/1268) diyerek bir karar paylaşılmış ancak tam metin bulunmuyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasarrufun İptali Davası mı yoksa muvazaa nedeni ile tasarrufun İptali mi açılır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 15 28-01-2021 19:57
Aynı tasarrufun iptali için üç ayrı alacaklı tarafından açılan ve bedele dönüşen Tasarrufun İptali davaları sonucuna dair önemli bir içtihat ! Av.Bilgen Savaş Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 1 11-05-2016 14:18
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali mi? Tasarrufun İptali Davası mı açmalıyım? pehlivanoğlu Meslektaşların Soruları 1 05-09-2014 16:01
İtirazın İptali, Tasarrufun İptali ve Eşya Hukuku için Kitap Önerisi MTL Meslektaşların Soruları 0 24-04-2010 10:57
Muvazaa Nedenİyle Tapu İptali mi? Yoksa Tasarrufun İptali mi? SOFTWARE Meslektaşların Soruları 16 22-02-2009 11:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04340410 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.