Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bonoda vade yazımında tahrifat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-09-2008, 19:01   #1
av_suat

 
Varsayılan bonoda vade yazımında tahrifat

Sayın meslektaşlarım;
Bonoda yazılı her iki vade tarihide(rakamla ve yazıyla yazılan kısım) birbirini tutmaktadır.
ancak borçlu rakamla yazılan vadeye tahrifat yapılmıştır iddiasıyla icra mahkemsinde dava açmıştır. bu olayla ilgili olarak yazıyla yazılan vadenin geçerli olduğuna dair yargıtay kararı arıyorum. vereceginiz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.
Old 17-09-2008, 10:42   #2
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Sayın suatcetinkaya,

Aynı kararı bende arıyorum lakin hala bulmuş değilim
Old 17-09-2008, 10:45   #3
miss_lawyer

 
Varsayılan

Rakam kısmında tahrifat varsa o zaman yazıyla olan kısma itibar edilmez..(Hatta resmi evrakta sahtecilik suçu oluşur.)Bu yönde birçok yargıtay kararı var ama sorunuzda yazılı durum için bir karara rastlamadım. Bende bulunan kararlar aleyhinize ama isterseniz gönderebilirim..
Old 18-09-2008, 10:13   #4
altınhukuk06

 
Varsayılan

Sorudan anladığım kadarıyla, rakam ve yazıyla yazılan vade tarihleri birbirini tutmuyor. Borçlunun rakamla yazılan vadede tahrifat iddiası doğru mudur ? Tahrifat yok sadece rakam ve yazıyla yazılan vadeler birbirini tutmuyorsa yazıyla olan vadeye itibar edilir. Tahrifat varsa altı da paraf edilmemişse senet senet vasfını yitirir kanısındayım.
Old 18-09-2008, 10:44   #5
av_suat

 
Varsayılan

Rakamla ve yazıyla yazılan vade tarihleri birbirini tutuyor.borçlunun iddiası tahrifat yapıldığı yönünde degildir.
Old 18-09-2008, 12:05   #6
v. Aynur

 
Varsayılan

(2004 S. K. m. 170) (6762 S. K. m. 688)

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Bono keşidecisi M. 'in mirasçıları olan borçlular hakkında 30.08.2005 vade tarihli 18.500.000.000-TL. lık bonoya dayalı takip yapılmış, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edilmesinden sonra borçlular vekili, bononun tanzim tarihinin 30.07.2005 iken tahrifatla 30.03.2005 tarihi yapıldığını, keşideci murisin ise 01.06.2005 tarihinde ölmesi nedeniyle 30.03.2005 tanzim tarihli senedi düzenlemesinin mümkün bulunmadığını, bu nedenle senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını ve imzanın da murise ait olamayacağını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir.

Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, imzanın muris M. M..'e ait olduğu ve 30.07.2005 iken tahrifatla 30.03.2005 tarihi yapıldığı tespit edildiği, bononun tanzim tarihinde tahrifat yapıldığı nedeniyle itirazın kabul edilerek takibin iptal edildiği görülmektedir.

TTK. nun 688. maddesi hükmüne göre, bonoda tanzim tarihinin bulunması zorunludur.

Ancak bu tarihin gerçeğe uygun olması gerekmez. (Prof. Dr. H. D. TTK. Şerhi- Kıymetli Evrak Hukuku ve Uygulaması, Sayfa 413) Tanzim edildiği tarihten önce veya sonraki bir tarihi taşıyan bonoda geçerlidir. TTK. nun 592 maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Alacaklı bonoyu tedavüle çıkarırken tanzim tarihini doldurabilir. Borçlunun bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını bir belge ile kanıtlaması gerekir..

Somut olayda, bononun tanzim tarihinin 30.07.2005 olması ve o tarihte keşidecinin ölü olması, yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında bononun niteliğine etkili olmayıp, kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

O halde Mahkemece borçluların sair itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kabulü isabetsizdir.

Kabule göre de; Mahkemece takip dayanağı bononun tanzim tarihinde tahrifat yapıldığı nedeniyle takibin iptaline karar verildiğine göre iptalin yasal dayanağı İİK. nun 170/a maddesi olup, anılan madde de öngörülmediği halde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru değildir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
12.HD., 2007/648 Esas,2007/3350 Karar
Old 18-09-2008, 12:21   #7
v. Aynur

 
Varsayılan

(6762 S. K. m. 615)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 10.3.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu itirazında senedin rakamla yazılan vade tarihi kısmında tahrifat yapıldığını itirazen bildirmiş, duruşma aşamasındaki yazılı beyanında da yazı ile yazılan vade tarihinin sonradan yazıldığını ifade etmiştir. Borçlunun rakamla yazılan vade tarihindeki tahrifat iddiası sabit olduğu takdirde senette iki vade tarihi bulunması söz konusu olacaktır. Bu durum ise TTK. 615/son maddesine aykırılık teşkil edeceğinden takip dayanağı senet bono niteliğini kaybedeceğinden alacaklının kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapması mümkün olmayacaktır. Ayrıca vade tarihi tanzim tarihinden önceki bir tarihi taşıması halinde de aynı durum söz konusu olacaktır. Merciice borçlunun tahrifat iddiası incelenip sonucuna göre karar verilmek gerekirken eksik araştırma ile ve yazılı gerekçe ile tahrifat itirazının reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.03.1997 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
12.HD.,1997/3169 Esas , 1997/3444 Karar
Old 18-09-2008, 12:36   #8
v. Aynur

 
Varsayılan

(6762 S. K. m. 598, 599)

Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 10. Hukuk Hakimliğince verilen 19.10.1979 tarih ve 355/547 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.9.1980 günde davalı avukatı Yurtay Gökay gelip davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukat dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştır. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkili şirketin bankadaki kredi hesabı dolayısı ile teminat olarak bankaya verdiği 136.000 liralık senedin bilahare banka ile yapılan portokolde karşılıksız kalması sonucu şirketin müdürü olan dava dışı Bülent Yamanoğluna iade edildiğini vade ve lehtar haneleri boş olarak verilen bonoyu bu kişi doldurarak ve vade tarihinde de tahrifat yaparak durumu bilen davalı Sabri'ye ciro ettiğini ve onun tarafından da icra takibine konulduğunu ileri sürerek müvekkilinin bu bono ile borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında bononun bedelsiz olmadığı gibi müvekkilinin hüsnüniyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanılan delillere, tanık anlatımlarına ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak bononun karşılıksız kaldığı gibi tahrif edilmiş senedi devir alan davalının da kötüniyetli olduğu görüşü ile davanın kabulüne ve davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Bir bonoyu elinde bulunduran kimse, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. TTK. 598 Yine TTK. 599. maddesi gereğince borçlu hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan defileri hamile karşı ileri süremez; meğerki hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlarının zararına hareket etmiş olsun. Olayda davacılar senet lehtarı Asbes Sanayi Kool.Şti. lehine düzenlenmiş oldukları iş bu dava konusu bononun karşılıksız olduğunu ileri sürmüşlerse de bu hususu kanıtlayamadıkları gibi biran için senedin bedelsiz olduğu kabul edilse dahi bu hususun TTK.nun 599 ncu maddesi gereğince davalı hamile karşı ancak onun senedin karşılıksız olduğunu bile bile davacılar zararına heraket etmiş olduğunun ispatı suretiyle davalıya karşı ileri sürmesi mümkün olabilir. Oysa, davalının senedin karşılıksız olduğu bile bile davacılar zararına senedi iktisap ettiği yönü hiç bir şekilde ispat edilmiş değildir. Senet üzerindeki rakkamla yazılmış vade tarihindeki bir tek rakkamın o da vadeyi uzatacak nitelikte olmak üzere değiştirilmiş olması TTK.nun 599 ncu maddedeki şartların varlığını kabul için yeterli değildir. Kaldı ki vade tarihi yazı ilede yazılmış olup onda hiçbir değişiklik yapılmış değildir. Bu durumda mahkemenin sırf bu tarihi değişikliği nedeniyle davalıyı kötü niyetli addederek yazılı olduğu şekilde karar vermesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINANA, davalının iş bölümü yönünden süresinde ve davanın devamında bir itirazı mevcut olmadığından buna ilişkin temyiz itirazlarının reddine davalı vekili duruşmaya geldiğinden 3000 lira duruşma avuakatlık ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.9.1980 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
11.HD., 1980/3232 Esas,1980/3895 Karar
Old 27-02-2016, 15:37   #9
Av. Özgün

 
Varsayılan

** “…Mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda Adli Tıp
Kurumu tarafından verilen raporda senet metninde rakamla yazılı
bulunan ödeme tarihinde yıllar hanesinde evvelce mevcut olan 5
rakamının üzerinde farklı fiziksel evsafta bir kalemle gidilerek 4
rakamına dönüştürülerek 5.7.2005 olan ödeme gününün 5.7.2004
tarihi haline getirildiği belirtilmiştir. Senet metninin yazılı kısmında
ise vade tarihinin 5.7.2004 olarak belirtildiğinin görülmesi karşısında
bu senet çift vade taşıdığından TTK.nun 690.maddesinin göndermesi
ile bonolar hakkında da uygulanması gereken 615.maddesi gereğince
bono vasfında sayılamaz. …” Y12HD. 23.03.2007, 2007/2902, 2007/
5518.
** “…10.03.2006 tanzim tarihli bononun vade tarihinde yapılan
tahrifattaki paraf imzası tanzim edene ait çıkmamıştır. Ancak, tahrifat

13
Domaniç-1990, s. 967.
14 Bu hüküm bonolarda uygulanmaz.
15
Öztan, s. 867-868; Poroy/Tekinalp, s. 215; Kınacıoğlu, s. 159.
16
Öztan, s. 868.
Kambiyo Senetlerinde Tahrifat (Değişiklik) Yapılması 993
sadece günde yapılmış olup, 10.03.2006 tanzim tarihli bononun vadesinin
tahrifatla 29.05.2006 vadeli senet haline getirilmesi durumunda
dahi TTK’nun 690. madde göndermesi ile bonolarda da uygulanması
gereken aynı Kanun 615. maddesi gereğince bono vasfına etkili
değildir. Önceki tarih tespit edilemediğine göre, 01.05.2006 tarihi
vade tarihi kabul edilmesi faizin başlangıcı açısından (alacaklı kabulü
de dikkate alınarak) 29.05.2006 tarihine göre borçlunun daha aleyhine
durum yaratacağı gözönüne alınarak, anılan senedin vadesinde
yapılan tahrifatla 29.05.2006 vade tarihli bono haline getirilmesi
sonuca etkili görülmemiştir. Mahkemece bu bonoya ilişkin itirazın da
yukarıda açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken,
kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. …” Y12HD. 25.04.2007, 2007/
5626, 2007/8063.
** “…Takip dayanağı 10.04.2008 tanzim tarihli ve 10.000 YTL
bedelli bononun vade tarihinin 30.06.2009 iken 30.06.2008 olarak
değiştirildiği yapılan bilirkişi incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Dayanak bononun yıl hanesinin 9 rakamının 8 olarak değiştirilmesi,
kambiyo senedi niteliğini etkileyen bir değişiklik olmayıp,
takibe gerçek vade tarihi olan 30.06.2009 olarak devam edilmesi
gerekir. Bu nedenle mahkemece işlemiş faizin 30.06.2009 vade tarihinden
hesaplanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yazılı
şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. …” Y12HD.
26.10.2009, 2009/12512, 2009/20430.
** “…TTK.nun 690.maddesinin göndermesi ile bonolarda da
uygulanması gereken aynı kanunun 615.maddesi gereğince iki farklı
vade bulunması halinde senet bono vasfını taşımaz.
Somut olayda, 01.05.2007 tanzim tarihli senedin vadesinin
01.07.2007 veya 07.07.2007 olması, her iki tarihin de tanzim tarihinden
sonraya ait olması nedeniyle kambiyo vasfını etkilemez. Adli Tıp
raporuna göre senedin hem rakamla yazılı tediye kısmı, hem de
matbu metin içindeki vade kısmı aynı şekilde düzeltildiğinden
senette iki ayrı vade tarihinin varlığından söz edilemez. O halde
mahkemece, itirazın esas ve süreden reddine karar verilmesi gerekir-
994 Mahmut BĐLGEN
ken 5 Ocak 2009 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu yanlış yorumlanarak
yazılı şekilde davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. …”
Y12HD. 28/10/2009, 2009/12225, 2009/20983.
Old 27-02-2016, 15:39   #10
Av. Özgün

 
Varsayılan

Vade tarihindeki tahrifatlarla ilgili farklı seçenekler için Yargıtay kararlarını ekledim. Sanırım fikir verecektir.
Old 27-02-2016, 15:43   #11
Av. Özgün

 
Varsayılan

** “…Mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda Adli Tıp
Kurumu tarafından verilen raporda senet metninde rakamla yazılı
bulunan ödeme tarihinde yıllar hanesinde evvelce mevcut olan 5
rakamının üzerinde farklı fiziksel evsafta bir kalemle gidilerek 4
rakamına dönüştürülerek 5.7.2005 olan ödeme gününün 5.7.2004
tarihi haline getirildiği belirtilmiştir. Senet metninin yazılı kısmında
ise vade tarihinin 5.7.2004 olarak belirtildiğinin görülmesi karşısında
bu senet çift vade taşıdığından TTK.nun 690.maddesinin göndermesi
ile bonolar hakkında da uygulanması gereken 615.maddesi gereğince
bono vasfında sayılamaz. …” Y12HD. 23.03.2007, 2007/2902, 2007/
5518.
** “…10.03.2006 tanzim tarihli bononun vade tarihinde yapılan
tahrifattaki paraf imzası tanzim edene ait çıkmamıştır. Ancak, tahrifat

13
Domaniç-1990, s. 967.
14 Bu hüküm bonolarda uygulanmaz.
15
Öztan, s. 867-868; Poroy/Tekinalp, s. 215; Kınacıoğlu, s. 159.
16
Öztan, s. 868.
Kambiyo Senetlerinde Tahrifat (Değişiklik) Yapılması 993
sadece günde yapılmış olup, 10.03.2006 tanzim tarihli bononun vadesinin
tahrifatla 29.05.2006 vadeli senet haline getirilmesi durumunda
dahi TTK’nun 690. madde göndermesi ile bonolarda da uygulanması
gereken aynı Kanun 615. maddesi gereğince bono vasfına etkili
değildir. Önceki tarih tespit edilemediğine göre, 01.05.2006 tarihi
vade tarihi kabul edilmesi faizin başlangıcı açısından (alacaklı kabulü
de dikkate alınarak) 29.05.2006 tarihine göre borçlunun daha aleyhine
durum yaratacağı gözönüne alınarak, anılan senedin vadesinde
yapılan tahrifatla 29.05.2006 vade tarihli bono haline getirilmesi
sonuca etkili görülmemiştir. Mahkemece bu bonoya ilişkin itirazın da
yukarıda açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken,
kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. …” Y12HD. 25.04.2007, 2007/
5626, 2007/8063.
** “…Takip dayanağı 10.04.2008 tanzim tarihli ve 10.000 YTL
bedelli bononun vade tarihinin 30.06.2009 iken 30.06.2008 olarak
değiştirildiği yapılan bilirkişi incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Dayanak bononun yıl hanesinin 9 rakamının 8 olarak değiştirilmesi,
kambiyo senedi niteliğini etkileyen bir değişiklik olmayıp,
takibe gerçek vade tarihi olan 30.06.2009 olarak devam edilmesi
gerekir. Bu nedenle mahkemece işlemiş faizin 30.06.2009 vade tarihinden
hesaplanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yazılı
şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. …” Y12HD.
26.10.2009, 2009/12512, 2009/20430.
** “…TTK.nun 690.maddesinin göndermesi ile bonolarda da
uygulanması gereken aynı kanunun 615.maddesi gereğince iki farklı
vade bulunması halinde senet bono vasfını taşımaz.
Somut olayda, 01.05.2007 tanzim tarihli senedin vadesinin
01.07.2007 veya 07.07.2007 olması, her iki tarihin de tanzim tarihinden
sonraya ait olması nedeniyle kambiyo vasfını etkilemez. Adli Tıp
raporuna göre senedin hem rakamla yazılı tediye kısmı, hem de
matbu metin içindeki vade kısmı aynı şekilde düzeltildiğinden
senette iki ayrı vade tarihinin varlığından söz edilemez. O halde
mahkemece, itirazın esas ve süreden reddine karar verilmesi gerekir-
994 Mahmut BĐLGEN
ken 5 Ocak 2009 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu yanlış yorumlanarak
yazılı şekilde davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. …”
Y12HD. 28/10/2009, 2009/12225, 2009/20983.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bonoda iki farklı vade? Av.Hakkı Yıldırım Hukuk Soruları 10 03-11-2008 09:08
Bonoda alacaklı kısmında yapılan tahrifat eylul83 Meslektaşların Soruları 3 18-04-2008 16:17
bonoda malen-nakten bölümünde tahrifat Avukat Neslihan Meslektaşların Soruları 5 15-01-2008 11:09
Bonoda tahrifat Avukat Sibel Sayın Meslektaşların Soruları 10 06-01-2008 01:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05759811 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.