Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İcra Memurunun Cezaİ SorumluluĞu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-02-2010, 15:33   #1
Av. Esra Elif Şener

 
Varsayılan İcra Memurunun Cezaİ SorumluluĞu

Sayın meslektaşlarım,
Bir icra takibi dosyasında, borçlunun eski eşine ait işyerinde, borçlunun ve işyeri sahibi üçüncü kişinin itirazına rağmen ve hatta vergi levhasının üçüncü kişiye ait olduğu da zapta geçirilmiş olmasına rağmen haciz işlemi gerçekleştirildi. Üçüncü kişi işyeri sahibi "görevi kötüye kullanma" nedeniyle icra memuru ve alacaklı hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık, konunun hukuki ihtilaf olması gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Konuya ilişkin yargıtay kararı paylaşan olursa çok sevinirim.Şimdiden teşekkürler.
Old 15-02-2010, 16:04   #2
Levent Cirit

 
Varsayılan

Sayın Esra Hanım;

Kanımca burada İcra memurunun "görevi kötüye kullanma" suçunu işlediğinden bahsedilemez.

İİK Md.85 "Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallarıyla taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur." hükmünü içermektedir. İcra memuru, vergi levhasının 3.kişiye ait olduğunu ve 3.kişinin istihkak iddiasını zapta geçirmiş ise zaten görevini yapmıştır kanaatindeyim.

Kaldı ki aşağıda göreceğiniz üzere asıl haciz talebini uygulamaması halinde görevi ihmal suçunu işlemiş olacaktır.

Umarım yardımcı olabilmişimdir.

Saygılarımla;
Av.Levent CİRİT

T.C. YARGITAY
4.Ceza Dairesi

Esas: 2004/7934
Karar: 2006/9415
Karar Tarihi: 17.04.2006

ÖZET: İcra müdür yardımcısı olan sanığın alacaklı vekilinin gösterdiği yerde haciz yapmak zorunda olduğu halde, o yerde borçlunun oturmadığı gerekçesiyle haciz yapmayarak görevi savsama suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında 765 ve 5237 sayılı Ceza Yasaların lehe olan hükümlerinin belirlenerek uygulanması gerekir.

(2004 S. K. m. 85) (765 S. K. m. 230) (5237 S. K. m. 7, 257) (5252 S. K. m. 9)

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine güre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görül*memiştir.

Ancak; icra müdür yardımcısı olan sanığın İcra İflâs Yasası'nın 85. maddesi uyarınca alacaklı vekilinin gösterdiği yerde haciz yapmak zorunda olduğu halde, o yerde borçlunun oturmadığı gerekçesiyle haciz yapmayarak görevi savsama suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCY'nin 7/2 ve 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddeleri hükümleri gereğince 765 ve 5237 sayılı Ceza Yasaları'nın lehe olan hükümlerinin belirlenerek uygulanması zo*runluluğu,

Bozmayı gerektirmiş ve katılan Metin vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMA*SINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp so*nuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 15-02-2010, 16:58   #3
Av. Esra Elif Şener

 
Varsayılan

Öncelikle yanıtınız ve ilginiz için çok teşekkür ederim. İcra memurunun talebe uygun olarak haciz yapmak üzere alacaklı vekilinin gösterdiği adrese gitmek zorunda olduğu hususuna katılıyorum. Ancak işyerinin üçüncü kişiye ait olduğu vergi levhasından anlaşıldığında haciz işlemi yapılamayacağı şeklinde de kararlar var. Bu nedenle, icra memuru vergi levhasına rağmen hacze devam ettiğinden suç oluştuğunu düşünüyorum. Haciz zaptında vergi levhasının üçüncü kişiye ait olduğu açıkça belirtilmiş, üstelik üçüncü kişinin bu hacze muvafakat etmediği de aynen zapta geçirilmiş. Burada "keyfilik" olmaz mı? Ne bu yönde ne de aksi yönde herhangi bir karar bulamıyorum.
Old 15-02-2010, 17:40   #4
Levent Cirit

 
Varsayılan

Alacaklı söz konusu malların borçluya ait olduğu iddiasında ise bence haczedilmesinde sorun yoktur çünkü kişi sadece o işyerinin kendisine ait olduğunu ispat edebiliyor, mahcuzlara ait fatura veya benzeri belge sunamıyor anladığım kadarıyla.

Bu durumda haciz memurunun istihkak iddiasını tutanağa geçirip haczi gerçekleştirmesinde hukuka aykırılık olmadığı kanaatindeyim.
Old 15-02-2010, 22:00   #5
Av.M_K

 
Varsayılan

Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallariyle taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/8 md.) Borçlu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar, taşınır mal üzerinde üçüncü bir şahsın mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakkının bulunması veya taşınır malın üçüncü şahıs tarafından haczedilmiş olması halinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek ve beyanının haciz tutanağına geçirilmesini talep etmek, haczi yapan memur da borçluyu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahısları bu beyana davet etmek zorundadır. Bu tür mallar ile üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır.
Sayın Av.Esra ,kanunu 1.fırasında anlaşılması gereken icra müdürünün takdir yetkisinin olmadığını alacaklı haciz talebederse gerçekleştirmesi gerektiğini ;ayrıca 2.fıkraya bakıldığında hacizi yapan memur diyor demekki talebedilmiş ve ifası yerine getirilmiş bir taşınır haczi olduğu ama 3.şahıs istihkak iddia ederse ancak sadece icra müdürü tutanağa geçirir diyerek yorumlanması gerektiğini düşünüyorum.
Saygılarımla
Old 16-02-2010, 09:49   #6
radikal

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/1059

K. 2005/3883

T. 28.2.2005

• HACİZ UYGULAMA MECBURİYETİ ( İcra Müdürünün - Haciz Uygulanması İstenen Adresin Borçluya Ait Olmadığı Yönündeki Gerekçeyle Haciz Talebinin Reddedilemeyeceği )

• ŞİKAYET ( İcra Müdürünün Haciz Uygulama Mecburiyeti - Haciz İstenen Adresin Borçluya Ait Olmadığı Yönündeki Gerekçeyle Haciz Talebinin Reddedilemeyeceği )

• İCRA MÜDÜRÜNÜN HACİZ UYGULAMA MECBURİYETİ ( Haciz Uygulanması İstenen Adresin Borçluya Ait Olup Olmadığının İcra Memuru Tarafından Araştırılamayacağı )

2004/m.79/1,85/1

ÖZET : Gerek İİK.nun 79. maddesinde, gerekse 85. maddesinde yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, İcra Müdürüne haciz uygulanması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. İcra müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. İcra mahkemesinin kararında yer alan ve haciz istenen adresin, borçluya ait olmadığı yönündeki gerekçe, istihkak davası sırasında tartışılacak hususları içermektedir. O halde, şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan Devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, sözkonusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara İcra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İcra Dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. ( madde 79/1 ) İcra Müdürlüğünce, ( borçlunun kendi yedinde veya 3. şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana alacak, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı ) haczedilecektir. ( madde 85/1 )
Gerek İİK.nun 79. maddesinde, gerekse 85. maddesinde yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, İcra Müdürüne haciz uygulanması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. ( HGKnun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-202 E. 2004/196 K. )
İcra Müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. İcra Mahkemesinin kararında yer alan ve haciz istenen adresin borçluya ait olmadığı yönündeki gerekçe, istihkak davası sırasında tartışılacak hususları içermektedir. O halde, şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 28.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-02-2010, 13:26   #7
Av. Esra Elif Şener

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, tüm yanıtlarınız için çok teşekkürler. İcra memurunun takdir yetkisi bulunmadığına ilişkin kararlara bir diyeceğim yok. Ben de sizin görüşlerinize katılıyorum. Ancak aşağıda eklediğim kararda görüleceği gibi vergi levhasının ibrazı halinde haciz yapılamaz. Uygulamada da, benim alacaklı vekili olduğum dosyalarda bu hep böyle oldu. Vergi levhası üçüncü kişi adına kayıtlı işyerlerinde haciz yapamadık. Şimdi bu durumda, alacaklı vekili ve icra memuru, vergi levhasını göre göre, bunu zapta da geçirdikleri halde, haciz işlemi gerçekleştiriyorlarsa kasten yasayı ihlal etmiş sayılmazlar mı?

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/1147
Karar: 2006/4484
Karar Tarihi: 07.03.2006

ÖZET: İİK. nun 85. maddesi gereğince icra müdürlüğü alacaklının talebi doğrultusunda gösterilen adreste haczi uygulamak zorundadır. Somut olayda olduğu gibi üçüncü şahsın vergi levhası ibraz ederek haciz yapılan yerin kendisine ait olduğunu ileri sürmesi halinde anılan maddenin müteakip fıkraları uyarınca işlem yapılması gerekirken haczin uygulanması yerinde olmadığından mahkemece şikayetin kabulü gerekirken reddi isabetsizdir.


(2004 S. K. m. 16, 85)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: İİK. nun 85. maddesi gereğince icra müdürlüğü alacaklının talebi doğrultusunda gösterilen adreste haczi uygulamak zorundadır. Somut olayda olduğu gibi üçüncü şahsın vergi levhası ibraz ederek haciz yapılan yerin kendisine ait olduğunu ileri sürmesi halinde anılan maddenin müteakip fıkraları uyarınca işlem yapılması gerekirken haczin uygulanması yerinde olmadığından mahkemece şikayetin kabulü gerekirken reddi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 17-02-2010, 16:09   #8
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Sn. Şener;

İcra memurunun yasaya açıkça aykırı davranışına ilişkin yaptırım niteliğinde bir düzenleme var ise ve "mağdur" olan taraf bu düzenlemeye başvurarak işlemin ortadan kaldırılmasını sağlayabiliyorsa artık bence de memurun cezai sorumluluğundan bahsedememek gerekir. Ki memur muamelesini şikayet müessesesi bu gibi durumlar için getirilmemiş midir?

Zira olayınızda, haciz işlemini şikayet yolu ile iptal ettirmek suretiyle ortadan kaldırabilirsiniz. Bunun dışında belki (alacaklı veya icra memuru için) tazminat sorumluluğu doğabilecek ise de ben buna da pek sıcak bakmıyorum. Olay hukuki niteliktedir ve istihkak/memur muamelesini şikayet prosedürüne göre çözümlenmelidir.

Saygılarımla...
Old 18-02-2010, 10:57   #9
radikal

 
Varsayılan

İCRA TAKİBİNDE ÜÇÜNCÜ KİŞİDEKİ MALLARIN HACZİ

■ Doç. Dr. Oğuz Atalay Dokuz Eylül Üniversitesi, Hukuk Fakültesi

[FSEK gereğince makale metni mesajdan çıkarılmıştır-Site Yönetimi]
Old 28-02-2010, 00:05   #10
hazein

 
Varsayılan

Aynı sorun aşağıda vereceğim linkte tartışılmış. Sevgili meslektaşımın bahsettiği makaleye dokunulmamış.

Borçlunun eski eşine ait iş yeri diye başlıyor soru. Ben sormak istiyorum. Borçlu da eşinin şu an uğraştığı işle mi uğraşıyormuş. Eğer borçlu da yeni malik dul eşle aynı mekanda aynı işi yapıyorsa İİK'nun 44. maddesinin gereğini yerine getirmiş mi?


http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=33991
Old 05-03-2010, 11:19   #11
Av. Ömer ÜNLÜ

 
Varsayılan

Burada çözülmesi gereken öncelikli husus borçlunun haciz mahallinde bulunup bulunmadığı; bir başka söylemle malı yalnızca üçüncü şahsın mı yoksa borçlu ile birlikte üçüncü şahsın mı elinde bulundurduğudur.

Borçlunun haciz mahallinde yakalanması halinde malı borçlu ile üçüncü şahsın birlikte elde bulundurduğu kabul edilir ki bu halde insiyatif haczi mahallinde bulunan alacaklı vekilindedir. Hacze devam edilmesini talep ederse icra memuru bu talebe uymakla mükelleftir. Üçüncü şahsın vergi levhasını ibraz etmesinin bu durumda haczi engeleyebilecek bir kuvveti yoktur. Zira kesin verilerle desteklenmediği sürece usulünce düzenlenmiş Vergi Levhası dahi İİK 97.a'da yer alan mülkiyet karinesinin aksini ispatlamaya yetecek belgelerden değildir.

Ancak Borçlu haciz mahallinde bulunmaz, orada oturduğuna ilişkin hiç bir emareye rastlanmaz ve hazır bulunan üçüncü şahıs da vergi levhasını ibraz ederek malların kendisine ait olduğu iddiasında bulunursa, insiyatif artık alacaklı vekilinde değildir. İcra Memuru resen İİK 99 hükmünü uygulayarak hacze son vermeye ve Alacaklı Vekiline İstihkak davası açmak üzere 7 günlük süre tanımaya mecburdur.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasfiye Memurunun Sorumluluğu Mehmet Ovayolu Meslektaşların Soruları 8 23-11-2012 18:58
Sahte Çek!!! Cİrantanin Cezaİ SorumluluĞu ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 6 29-11-2011 23:41
İtİraza RaĞmen Hacİz İcra Memurunun SorumluluĞu denipre Meslektaşların Soruları 3 16-07-2009 11:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08285594 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.