Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kesin Mehil Nedeniyle Davanın Reddi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-05-2007, 10:04   #31
Fatma KAPUÇAM

 
Varsayılan

Sayın Olguner öncelikle ilginiz ve değerli fikirleriniz için teşekkürler.Biz belgeleri kesin süre verildikten sonra fakat bir sonraki duruşmadan önce yazılı beyanımızla birlikte sunduk.Hakim kesin süreyi verdiği ara kararında kesin süreden sonra dosyanın bilirkişiye gönderilmesine diye karar vermiş karşı taraf da masraf verererk dosyayı bilirkişiye göndermiş.Yani bilirkişi raporu var.Ama biz ek bilirkişi raporu istedik.hakimde geçen haftaki duruşmasında imza inkarı için karşı tarafa süre verdi.Ama karara çıkmadan bişeyler yapmak istiyorum.Çaresiz durumdayım.yargıtya kararlarını bu ortama bir an önce taşımanız dileğiyle
Yada mail yolula göndermesini biliyorsanız iyi olur.LÜTFEN
Old 11-05-2007, 10:56   #32
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

DEĞERLİ MESLEKTAŞIM FATMA HANIM .Belgeleri sunuduğunuza göre bilirkişi incelemesinde nazara alınması gerekir. Çünkü süresi içinde olmasa da duruşmadan önce vermişsiniz. Bilirkişi incelemesine dosya verilmeden önce dosyaya girdiklerine göre -- kesin olarak -- delil gücü vardır. Yargıtay kararlarının size yarayacak olanlarını size faxlayayım. 0 322 359 40 40 nolu telefonuma fax numaranızı bildiriniz.İçtihatları faxlarım.
Old 14-05-2007, 12:33   #33
Av. Kader DEMİR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Efkan,

Her zaman uyardığımız gibi, doğru yanıt alabilmek için, doğru soru sormak gerekir. Size soru sordukça açıklama yapıyorsunuz. İlk mesajınızda davanızın çeşidi dahi belli değildir. Sorudan (Benim gibi) kesin mehilin sadece tanık listesi sunulmasına yönelik olarak verildiğini anlayanlar da olmuştur. Lütfen benim şimdi soracağım sorulara açık ve net yanıt verir misiniz? Sizin mesajınızdan sonra yanıtlar değişebilir.

1- Dava dosyasında müfettiş raporu var demişsiniz. Bu rapor dosyaya nasıl girdi? Siz dava açarken mi sundunuz? Yoksa müvekkiliniz önce idareye müracaat etmiş de; idare İş Mahkemeleri Kanunu 10 uncu madde gereği müracaatı mahkemeye intikal ettirip, raporu da onlar mı dosyaya sundu?

2- Dava kaç duruşma sürdü? Kesin mehil hangisinde verildi?

3- Kesin mehil verilirken zapta geçenlerin tamamını olduğu gibi yazar mısınız?

4- Bazı iş mahkemeleri tensiple birlikte; davalıya iş yeri kayıtlarını sunması için müzekkere yazmaktadırlar. Tensip zaptında buna benzer bir ibare geçmekte midir?

Saygılarımla
geç cevap verebilyorum öncelikle kusura bakmayın ve uyarınız çok yerinde, haklısınız... bir daha ki sorunumda daha dikkatlı olacağım
sorularınız birebir cevap veriyorum
1- müfettiş raporu daha evvel vardı. davacı öncelikle çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına başvurmuştur. ilgili dava sonradan açılmıştır.
2- Sayın Suat Bey; dosyada yalnızca duruşma hazırlık tutanağı ve kesin mehilin verildiği ilk celse tutanağı vardır. ikinci celsede dava reddedilmiştir.
3- davacı vekiline vekaletnamesi ile birlikte taleplerini açıklayıocı dilekçeyi mahkememize sunması için 30 günlük süre verilmesine bu işlem tamamlanıp tal. dilk. davalı tarafa tebliğ edildiğinde taraflara dava ile ilgili delil ve belgelerini tanık isim ve adreslerini tanıkların gelecekleri celse için gerekli tebligat giderlerini davalı açısından varsa davacının şahsi iş yeri dosyasını sunmaları hususunda 30 ar günlük kesin mehil verilmesinne (kesin mehilin hukuki neticeleri anlatıldı)
4-tensip zaptında işyeri kayıtları istenmektedir.ancak dosyaya cevap yoktur.

ilginize teşekkürler...
Old 14-05-2007, 12:41   #34
Av. Kader DEMİR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
İstifade edebileceğiniz seçeneklerle ilgili kesin sürelerin geçerli ve geçersiz olmasına dair örnek içtihatları fax numaranıza faxlayarak yardımcı olmak isterim.


Sayın Hatun; şahsıma ilig yargıtay kararı göndermeniz halinde müteşşekkür olacağım. bu konuyla iligli tüm kaynaklardan yararlanmak çok faydalı olacak.
Saygılarımla 216 517 18 26
Old 15-05-2007, 16:28   #35
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Efkan
3- davacı vekiline vekaletnamesi ile birlikte taleplerini açıklayıocı dilekçeyi mahkememize sunması için 30 günlük süre verilmesine bu işlem tamamlanıp tal. dilk. davalı tarafa tebliğ edildiğinde taraflara dava ile ilgili delil ve belgelerini tanık isim ve adreslerini tanıkların gelecekleri celse için gerekli tebligat giderlerini davalı açısından varsa davacının şahsi iş yeri dosyasını sunmaları hususunda 30 ar günlük kesin mehil verilmesinne (kesin mehilin hukuki neticeleri anlatıldı)
4-tensip zaptında işyeri kayıtları istenmektedir.ancak dosyaya cevap yoktur.

ilginize teşekkürler...

Sayın Efkan,

Kanaatimce verilen bu kesin sürenin geçerliliği yoktur. Bazı katılımcıların da belirttiği gibi, kesin sürenin geçerli olabilmesi için, taraflara yüklenen edimlerin açık olması, varsa masrafların nelerden ibaret olduğu da açıkça yazılması vs. gereklidir. Yargıtay'ın bu yönde bir çok kararı bulunmaktadır.

Ancak daha önemlisi olayınızda kesin süre hiç işlememiş ki...Çünkü siz dava dilekçesinde taleplerinizi açık yazmadığınız için öncelikle size
Alıntı:
30 günlük süre verilmesine bu işlem tamamlanıp tal
şeklinde bir yükümlülük yüklenmiştir. Yani, önce siz 30 günlük süre içinde açıklayıcı dilekçenizi sunacaksınız.(Ki bu süre kesin süre değil)Daha sonra ise,
Alıntı:
tal. dilk. davalı tarafa tebliğ edildiğinde taraflara dava ile
denilerek, sizin açıklama dilekçeniz taraflara tebliğ edildikten sonra delillerin ibrazı için kesin süre olan 30 gün başlayacaktır.

Ancak sizin açıklama dilekçeniz dosyaya hiç sunulmamıştır. O halde kesin sürenin işlemesi için gerekli olan şart oluşmamış. Oluşabilmesi için, açıklama dilekçesinin taraflara tebliği şarttır.Bundan sonra delillere ilişkin olan kesin süre başlayacaktır.Bu anlamda kesin süre hiç bir zaman başlamayacaktır. Hakimin yapması gereken şey, tamamlama dilekçesi için size kesin süre vermesi, ondan sonra delillerin toplanması için kesin süre vermesidir.

Ara karar oldukça karışık yazılmış. Yine kesin mehilin geçerliliğ bakımından irdelemeye devam edelim.

1-Size tamamlama dilekçesi için 30 günlük süre vermiş; bu dilekçe taraflara tebliğ edildikten sonra 30 günlük kesin süre verilmiş...Bu dahi kesin sürenin geçersiz olduğunu göstermektedir. Siz tamamlama dilekçesini 30 uncu gün verseniz, mahkeme kalemi hemen tebliğe çıkarsa 3-5 gün geçecektir; iki tarafın kesin süresi işlemeye başlayacaktır. Sizin kesin süreniz de karşı tarafa tebliğ edildiğinde başlayacaktır. Çünkü
Alıntı:
davalı tarafa tebliğ edildiğinde taraflara dava
denilmektedir. Siz dilekçenizin karşı tarafa tebliğ edildiğini takip edeceksiniz, öğrendikten itibaren 30 günlük kesin süre işleyecek. Yargıtay'ın kesin süre kavramına bakışına ters bir durum. Ayrıca nereden bakılırsa bakılsın duruşmadan sonra 65-70 günlük bir zaman dilimini kapsamaktadır. İstanbul'da duruşmalar 2-3 ay ertelenebilmektedir.Ancak, ara kararda tanıklara tebligat yapılması da hüküm altına alınmıştır. Bunun da yapıldığını düşünelim.65 inci gün sonunda tanık ücreti vedavetiye gideri yatırdınız. Tanıklara davetiye gitmesi, tanıkların duruşmaya gelmesi için uygun bir süre tanınması gibi durumlarda, sizin duruşmanın en az 4 ay ertelenmiş olması gerekir. Böyle bir durum var mı? Duruşma ne kadar ertelendi?

2- Kesin süre verilirken tanık ücretleri ve davetiye giderinin de ayrıca ve açıkça yazılmasına dair kararı aşağıya aktarıyorum.

Bir kaç karar alıntıladım. İşinize yarayacaktır.

Saygılarımla
Old 15-05-2007, 16:30   #36
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Karar 1

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/16477
K. 2005/2581
T. 22.2.2005
• KESİN SÜRE ( Verilirken Tanık Ücretleri ve Çıkartılacak Davetiyelerin Giderlerinin Ne Olduğunun Açıklanmaması - Ara Kararının Sonuç Doğurmayacağı )
• TANIK ÜCRETLERİ VE ÇIKARILACAK DAVETİYE GİDERLERİ ( Kesin Süre Verilirken Ne Olduğunun Açıklanmaması - Ara Kararının Sonuç Doğurmayacağı )
• ARA KARARIN SONUÇ DOĞURMAMASI ( Kesin Süre Verilirken Tanık Ücretleri ve Çıkartılacak Davetiyelerin Giderlerinin Ne Olduğunun Açıklanmaması )
1086/m. 253
ÖZET : Kesin süre verilirken tanık ücretleri ve çıkartılacak davetiyelerin giderlerinin ne olduğu açıklanmamıştır. Usulüne uygun verilmeyen kesin süre ile ilgili ara kararı sonuç doğurmaz.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Figen ile vekili ve karşı taraf vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davalıya tanıklarını göstermek için 18.11.2003 tarihinde yirmi günlük kesin süre verilmiş, 9.12.2003'te tanıklar gösterilmiştir. Kesin süre verilirken tanık ücretleri ve çıkartılacak davetiyelerin giderlerinin ne olduğu açıklanmamıştır. Usulüne uygun verilmeyen kesin süre ile ilgili ara kararı sonuç doğurmaz. Mahkemece; gösterilen tanıkların Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 253 ve müteakip maddeleri çerçevesinde dinlenip, birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken bu yönün dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 400 YTL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-05-2007, 16:32   #37
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Karar 2

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/6944
K. 2005/4472
T. 18.5.2005
• KESİN SÜRE İÇİN BELİRLENEN SÜRE ( Kesin Süreye İlişkin Ara Kararı Verilirken Belirlenen Süre Yapılacak İşler İçin Yeterli Olmalı Ve Tebligat Tüzüğünün 12. Maddesi Dikkate Alınması Gereği )
• TEBLİGATIN İLGİLİLERE ULAŞMASINDA GÖZÖNÜNE ALINACAK SÜRE ( İlgililerin Tebliğin Gereklerini Yerine Getirebilmesi İçin Evrakı Çıkaran Merciice Tayin Edilecek Sürenin Hesabında Uzaklık Mevsim Ve Ulaşım Koşullarının Dikkate Alınacağı )
• SÜRE ( Kesin Süreye İlişkin Ara Kararı Verilirken Belirlenen Süre Yapılacak İşler İçin Yeterli Olmalı Ve Tebligat Tüzüğünün 12. Maddesi Dikkate Alınması Gereği )
3402/m. 36
Tebligat Tüzüğü m. 12
ÖZET : Mahkemelerce kesin süre verilirken verilen sürenin yapılacak işler için yeterli olması gerekir. Süre tayin edilirken mutlaka Tebligat Tüzüğü 'nün 12. maddesi göz önünde bulundurulmalıdır. Anılan maddeye göre, her nevi tebliğin veya davetiyenin alakalılara ulaşması ve alakalıların tebliğin gereklerini yerine getirebilmesi için evrakı çıkaran merciice tayin edilecek sürenin hesabında uzaklık, mevsim ve ulaşım koşulları dikkate alınmalıdır. Açıklanan ilkeler dikkate alındığında mahkemece verilen süre yeterli değildir.

DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

KARAR : Kadastro sırasında 101 ada 459 parsel sayılı 4201.52 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, ifraz, satış, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştiraken A. mirasçıları davalılar adına tesbit edilmiştir. Davacı D. Belediyesi vekili, yasal süresi içinde çekişmeli taşınmazın mer'a olduğu iddiasıyla taşınmazın mer'a olarak sınırlandırılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ispat edilemeyen davanın reddine ve çekişmeli parselin 1/6 hisselerle davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece verilen süre içerisinde davacı taraf vekilinin keşif avansını yatırmadığı, bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dairemize gelen ve incelemeye konu olan dosyalardan, davacı D. Belediye Başkanlığı'nın çok sayıda parsel hakkında aynı mer'a tahsis kaydına dayanarak dava açtığı, parsellerin birbirine bitişik olup aynı ada içerisinde yer aldığı, davaların davalısı farklı olmakla beraber davacı ve dayanılan delillerde birlik bulunduğu, delillerin değerlendirilmesinin doğru yapılması, sağlıklı sonuca varılması ve yargılamanın kısa zamanda en az masrafla sonuçlandırılması için bu davaların birleştirilmesinde zaruret bulunduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece bu zaruret nazara alınmadan, parsellerin biri hakkında verilen kararın diğerini etkileyeceği düşünülmeden yargılamanın ayrı ayrı yürütülüp sonuçlandırmaya çalışılması doğru değildir. Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayı, tanık, teknik bilirkişiye verilecek ücretlerle vasıta parasının, yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir.

Mahkemece hükme dayanak yapılan 05.04.2004 tarihli ara kararının masraflarla ilgili bölümü yasaya uygun olmakla beraber, masrafın yatırılması için davacı vekili ile bilirkişi adayı ve tanıklara çıkarılacak davetiyeler için ayrılan süre yeterli bulunmamaktadır. Davacı vekili, bilirkişi adayı ve tanıklar adına çıkarılacak davetiyeler için verilen sürenin yeterli olmadığı açıkça belli olan bu ara kararına dayanılarak keşif delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilemez. Süreler tayin edilirken Tebligat Tüzüğü'nün 12. maddesinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir. Tüzüğün anılan maddesine göre "Tüzüğün 8. maddesinde sayılan vasıtalarla yapılanlar dışındaki her nev'i tebliğ evrakı ve davetiyelerin alakalılara ulaşması ve alakalıların tebliğin veya davetiyenin icaplarını yerine getirebilmesi için bu evrakı çıkaran merci tarafından tayin edilecek müddetin hesabında evrakın gönderileceği mahallin yakınlık veya uzaklığı, mevsimin yaz veya kış olması, nakil vasıtalarının durumu gibi hususlar nazara alınır.

Bu suretle tayin edilecek müddet, tebliği çıkaran merciin bulunduğu köy veya belediye hududu dahilinde tebligat yapılacaksa 3 günden, köyde veya aynı vilayetin diğer bir kazasında tebligat yapılacaksa 15 günden, diğer bir vilayet içinde tebligat yapılacaksa 1 aydan az olamaz" hükmü yer almış bulunmaktadır. Tebligat Tüzüğü'nün anılan hükmü nazara alınarak mahkemenin hükme dayanak yaptığı ara kararının sürelerle ilgili bölümü irdelendiğinde davacı vekiline ara kararının tebliği, vekilin kendisine verilen 7 günlük sürede masrafı temin edip yatırması ve bundan sonra mahkemece yerel bilirkişi adayı ve tanıklara çıkarılacak davetiye için mahkemece öngörülen 30 günlük sürenin ( keşifle duruşma günü arasında 30 günlük bir süre mevcut olup davacı vekili ile bilirkişi ve tanıkların ikametgahları ve işyerleri nazara alındığında kalemce bütün işlemler günü gününe yapılsa dahi ) yeterli bulunmadığı çok açıktır. Yapılamayacağı önceden belli olacak keşif için taraflara külfet yüklenmesinde isabet bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; davacı tarafın aynı nedene dayalı olarak açtığı tüm davalar birleştirilmeli, bu parselleri kenardan çevreleyen, komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra davacı tarafa keşif masrafını yatırması için makul süre verilip, masraf yatırıldığında arazi başında keşif icra edilip, tarafların tüm delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.

SONUÇ : Yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-05-2007, 16:34   #38
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Karar 3

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/2395
K. 2004/3159
T. 19.4.2004
• KESİN SÜRE KARARININ GEÇERLİLİK ŞARTLARI ( Belirlenen Sürede İşlemlerin Yapılmaması Halinde Doğacak Hukuki Neticenin Gösterilmesi Davanın Bu Nedenle Reddedilebileceği Hususunda Davacının Uyarılması Zorunluluğu )
• KESİN SÜRE KARARINDAN ZIMNEN RÜCU ( Sonra Getirilen Kanıtların Kabul Edilip Üzerinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması )
• HAKİMİN VERDİĞİ SÜRENİN KESİN OLDUĞUNA KARAR VERMESİ ( Tanıdığı Süre İçinde Yapılması İstenen İşlerin Ne Olduğunu Hiçbir Şüpheye Yer Vermeyecek Şekilde Açıklaması ve Kesin Süreye Uymamanın Doğuracağı Sonucu Açık Olarak Anlatması ve Bu Anlatılanları Tutanağa Geçmesi Zorunluluğu )
1086/m. 163
ÖZET : Hakim sürenin kesin olduğuna karar vermiş ise tanıdığı süre içinde yapılması istenen işlerin ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklaması ve kesin süreye uymamanın doğuracağı sonucu açık olarak anlatması ve bu anlatılanları tutanağa geçmesi, uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedilebileceğini yine açıkça bildirilmek suretiyle ilgili tarafı uyarması gerekir.

Mahkemece kesin mehil kararından sonra getirilen kanıtların kabul edilip üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, ara kararından zımmen rücu edildiği anlamını da içermektedir.

DAVA : Dava dilekçesinde itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1- Dava, ortak gider payının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, dilekçede tanık, bilirkişi incelemesi vs. delillere dayanılmıştır.

Mahkemece 24.6.2002 tarihli oturumda verilen ara kararında "davacı vekiline delillerini bildirmesi için 10 gün kesin mehil verilmesine, sonuçlarının anlatılmasına ( anlatıldı )" denilmek suretiyle davacı tarafa kesin önel verilmiştir.

Tanınan 10 günlük süre geçtikten sonra ancak duruşmanın atılı bulunduğu 12.8.2002 tarihli oturum gününden önce davacı tarafça yönetime ait defter, makbuz ve diğer kağıtlar ve belgeler delil olarak gösterilmiş ve bilahare ibraz edilmiştir.

Bu deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişi raporu da alınıp dosyaya konulmuştur. Bu aşamadan sonra mahkemece yukarıda sözü edilen kesin önel verilmesine ilişkin ara kararına uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kesin süre; davayı uzatmak ve sonucunu geciktirmek amacında olan tarafın bu davranışını önlemek amacıyla getirilmiş olan bir tedbirdir. Hakimin ilk defa tayin ettiği süreler kural olarak kesin değildir, ancak hakim kendisinin tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir ( HUMK.md.163 ). Eğer hakim sürenin kesin olduğuna karar vermiş ise tanıdığı süre içinde yapılması istenen işlerin ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklaması ve kesin süreye uymamanın doğuracağı sonucu açık olarak anlatması ve bu anlatılanları tutanağa geçmesi, uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedilebileceğini yine açıkça bildirilmek suretiyle ilgili tarafı uyarması gerekir.

Somut olayda, Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamalarında da yerini alan bu esaslara uyulmayıp kararda belirlenen sürede işlemlerin yapılmaması halinde doğacak hukuki netice gösterilmemiş, davanın bu nedenle reddedilebileceği hususunda davacı uyarılmamış, sadece "sonuçlarının anlatılmasına ( anlatıldı )" denilmekle yetinilmiştir.
Mahkemenin bu nitelikteki ara kararının, HUMK.'nun yukarıda açıklanan özellikleri taşımadığı ve maddede öngörülen sonuçları doğurmayacağı ortadadır.

Öte yandan mahkemece kesin mehil kararından sonra getirilen kanıtların kabul edilip üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, ara kararından zımnen rücu edildiği anlamını da içermektedir.

Açıklanan nedenlerle mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda toplanan tüm kanıtlar değerlendirilip gerektiğinde yeni deliller de toplanmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması,

2- Avukatlık Yasasının ( değişik ) 164/son maddesi hükmünün yorumlanmasında yanılgıya düşülerek, avukatlık ücretinin davalı taraf yerine doğrudan vekile ödenmesine karar verilmiş olması,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-05-2007, 20:00   #39
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Kesin Mehil Nedeniyle Davanın Reddi

Arkadaşlar
Delil ibrazı konusunda verilen bir kesin sürenin geçerli olması için "delillerin hasren bildirilmesi" veya "sınırlandırılarak bildirilmesi" veya konuya ilişkin tüm delillerin sayılarak bildirilmesi" gibi bir ifadenin kararda yer alması gerekir. Aksi halde davanın her aşamasında (özel olarak bir delil için kesin süre verilmiş ise bu delil dışındaki deller açısından) delil sunmak ve incelenmesini istemek mümkündür.

Öte yandan;
Kesin mehilin amacı davanın sürüncemede kalmasını engellemektir. Eğer süre delili ibrazınız davanın sürüncemede kalmasına, davanın ilerlemesini engellemeye, zedelemeye neden olmadı ise bu kesin mehil anlamsızdır ve delilinizin incelenmesine engel olmaz. Bu konuda iki türlü de kararlar var. Ben bakış açısının bu olması gerektiğini, aksine bir düşüncenin hukuk sistemimiz ile uyuşmayacağını düşünüyorum.

Süreyi kaçırmak karşı taraf açısından kazanılmış hak doğurur mu sorusu gündeme gelebilir. Bence doğurmaz. Kaldı ki doğurduğu varsayılsa bile bu hakkın kullanılması adil yargılanmaya engel olacağından hakkın kötüye kullanılmaması ilkesine aykırı olacağından korunmaz.

Davanızı fazla anlatmamakta ısrarlısınız.

Umarım yardımcı olabilmişimdir.

Saygılar
Old 16-05-2007, 11:39   #40
Av. Kader DEMİR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Efkan,

.

Ancak daha önemlisi olayınızda kesin süre hiç işlememiş ki...Çünkü siz dava dilekçesinde taleplerinizi açık yazmadığınız için öncelikle size şeklinde bir yükümlülük yüklenmiştir. Yani, önce siz 30 günlük süre içinde açıklayıcı dilekçenizi sunacaksınız.(Ki bu süre kesin süre değil)Daha sonra ise,denilerek, sizin açıklama dilekçeniz taraflara tebliğ edildikten sonra delillerin ibrazı için kesin süre olan 30 gün başlayacaktır.

. Tanıklara davetiye gitmesi, tanıkların duruşmaya gelmesi için uygun bir süre tanınması gibi durumlarda, sizin duruşmanın en az 4 ay ertelenmiş olması gerekir. Böyle bir durum var mı? Duruşma ne kadar ertelendi?

Sayın Suat belirttiğiniz hususlar 30 ar günlük süreye dair olan; ben de de bir soru işaret uyandırmıştı. sorunuza gelince iki celse arasında iki buçuk ay vardı. bugün temyiz için de son gün. dilekçeyi yertiştirmeye çalışıyorum. bakış açınız yol gösterici ve gönderdiğiniz içtihatların da çok faydası oldu. teşekkürler yeniden.
Old 19-05-2007, 16:30   #41
gürbüz

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/5884

K. 1999/6686

T. 5.10.1999

• KESİN MEHİL ( Delillerin İbrazı İçin Taraflara Tanınan )

• DELİLLERİN İBRAZI İÇİN TARAFLARA TANINAN KESİN MEHİL ( Geçerli Olmasının Şartları )

• MEHİLİN GEÇERLİ OLMASININ ŞARTLARI ( Delillerin İbrazı İçin Taraflara Tanınan 10 Günlük Kesin Mehil )

• 10 GÜNLÜK KESİN MEHİL ( Delillerin İbrazı İçin Taraflara Tanınan Mehilin Geçerliliğinin Şartları )

1086/m.163


ÖZET : Verilen kesin mehil, HUMK. nun 163. maddesi hükmüne ve amacına uygun bir mehil olmadığından, anılan maddenin sonuçlarını doğurmaz.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, davalıyı taşınmazını satması için vekil tayin ettiğini, davalının taşınmazı 12.000 DM'a satmasına rağmen alıcıyı 7000 DM'a aldığını söylemesi konusunda uyardığını, bunun üzerine vekillikten azlettiğini ancak davalı tarafından kendisinin korkutularak tapuda devir işlemini yapmaya zorlandığını belirterek 5000 DM karşılığı 991.340.000 TL. nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacıya ait taşınmazı bedelini ödeyerek haricen satın alıp 3. bir şahsa sattığını, bunun üzerine davacının rızası ile tapuda ferağ işlemini yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece kesin süre içerisinde delil bildirilmediğinden isbat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davasına dayanak yaptığı delilleri açıklamıştır. Mahkemenin 23.3.1999 günlü celsesinde her ne kadar taraflara delil ve belgelerini ibraz etmeleri için 10 gün kesin mehil verilmiş ise de bu mehil yargılamanın süratle yapılması amacına uygun olarak verildiği taktirde hüküm ifade eder. 23.3.1999 tarihli celsede kesin mehil veren mahkeme duruşmayı 6.5.1999 gününe ertelemiştir. Oysa ki duruşma gününe kadar verilen süre içerisinde delilerin listesinin verilmesi ve ona ait belgelerin ibraz edilmesi dışında herhangi bir işlem yapılacağına ilişkin bir ara kararı da yoktur. Hal böyle olunca müteakip duruşma gününe kadar tarafların 10 günlük süre içerisinde delil ve belgeler bildirmeleri dışında başka bir işlem öngörülmesine göre burada verilen 10 günlük sürenin makul ve yerinde bir süre olduğunu kabule hukuken olanak yoktur. Çünkü mahkeme zaten delillerin toplanmasına 6.5.1999 günlü oturumdan sonraki dönemde başlayacaktır. O nedenle mahkemece verilen kesin mehil HUMK 163. maddesi hükmüne ve amacına uygun bir mehil olmadığından anılan madde sonuçlarını doğurmaz. Davacı müteakip 6.5.1999 günlü celsede delillerini bildirmiş olduğuna göre iddiası kapsamında delilleri toplanmalı, davalının karşı delilleri de değerlendirilmeli, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 5.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 21-05-2007, 12:38   #42
Av. Kader DEMİR

 
Varsayılan

sayın Gürbüz güzel bir karar. Teşekkürler.
Old 09-12-2009, 18:43   #43
Av.Adem Süpçin

 
Varsayılan

Kesin süreden zaman zaman herkesin başı yanabilir. Aşağıda Yargıtay'ın bir içtihadını gönderiyorum. Burada kesin süre ile amaçlanan olgunun eylemli olarak duruşmada yerine getirilmesi halinde davanın reddedilemeyeceği yazıyor. Yani tanık listesini kesin süre içinde veremedik ancak duruşmadan önce verdik. Tanıklarımızı da duruşmada hazır ettik. Bu durumda tanıkların dinlenmesi gerekir. Meslektaşlarımızın işine yarar ümidiyle, saygılar selamlar...

T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi

Esas: 2007/26033
Karar: 2008/22087
Tarih: 25.07.2008

ÖZET: -

( - )

KARAR METNİ:
Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, senelik ücretli izin, fazla mesai ile hafta ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içerisinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş.Kırmaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı aylık ücretinin net 600 YTL. olduğu durumda daha düşük bir ücretten hesaplanarak ödendiğini ileri sürerek fark ihbar ve fark kıdem tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve senelik izin ücreti isteklerinde bulunmuştur.

Davalı ise asgari ücret aldığını ve tazminatlarının eksiksiz ödendiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının delil ve tanık listesi sunması konusunda mahkemece verilen 10 günlük kesin mehile uymaması ancak tanıklarını duruşmada hazır bulundurması halinde bunların dinlenip dinlenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

HUMK. 163. maddesinde yasanın tayin ettiği müddetlerin kesin olduğu vurgulandıktan sonra bu maddeleri de yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği maddenin kesin olduğuna da karar verebilir hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda davalı 10 günlük süreden sonra tanık listesi vererek kesin mehil gereğini yerine getirmemiş ise de, önelin verildiği oturumu takip eden oturum tarihinde evvelce verdiği dilekçede belirterek dinlenmesini istediği tanıklarını hazır etmiştir. Bu halde tanıkların dinlenilmesi icap eder. Davalı ara kararını eylemli olarak yerine getirmiştir. Davalı tanıklarının dinlenmemesi savunma hakkının açıkça zedelenmesine yol açar.

Mahkemece davalı tarafa yeniden mehil verilerek tanıkları dinlenmeli ve savunmasını kanıtlama imkanı tanınmalıdır. Yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.

3- Dosya içinde mevcut imzalı bordrolarda fazla mesai sütununda tahakkuklar bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise bu durum dikkate alınmamıştır. Aylık ücret bordrolarındaki imzalar davacıya gösterilerek bu konudaki diyecekleri sorulmalı imzanın davacıya ilişkin olduğu tesbit edildiği takdirde. Fazla mesai tahakkuku bulunan aylar hesaplama dışında tutulmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Corpus Arşiv

[Copyright © Ced Dağıtım Medya Yazılım - Corpus Mevzuat ve İçtihat Programı]
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakimin reddi talebinin reddi veya kabulü halinde bu kararın temyizi ultrantalya Meslektaşların Soruları 17 24-03-2021 16:26
davanın husumet yönünden reddi vekalet ücreti KAANKAL Meslektaşların Soruları 1 31-03-2007 15:11
davanın husumetten reddi-davacının feragati-vekalet ücreti maktu mu nisbi mi? Av.Bülent Özkan Meslektaşların Soruları 3 04-03-2007 14:58
Zamanaşımı Nedeniyle Davanın Düşürülmesİ - Kaybolan Tazminat Hakları Av. Başak SANCAR Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 01-12-2006 00:46
Davanın Açılmamış Sayılması - Temyiz Edilmeyen ek davanın Bozul aeyesilkaya Hukuk Soruları Arşivi 1 08-09-2005 21:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12697196 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.