|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
19-02-2009, 17:08 | #1 |
|
İİK Madde 169/a Hk.
Herkese selamlar,
Müvekkilimize verilen 2 adet senet tarafımızca takibe konulmuştur. Ancak borçlu takip tarihinden önce bankaya söz konusu senetlere mahsuben belirli miktarlarda para yatırmış olup elinde banka dekontları mevcuttur. Bu ödemelerden haberdar olmadan senetlerin tamamını takibe koymuş bulunduk. Sorum ise, borçlunun elindeki dekontlar resmi makbuz hükmünde midir? Mercii önünde ileri sürülebilecek bir evrak mıdır?İİK md.169-a ile ilgili yaptığım araştırmalardan tatmin edici bir sonuç elde edemedim. İlgilenen değerli meslektaşlara şimdiden teşekkürler... |
19-02-2009, 17:13 | #2 |
|
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi Esas: 2006/281 Karar: 2006/2729 Karar Tarihi: 16.02.2006 ÖZET: Borca itirazın, İİK. nun 169/a maddesinde yazılı belgelerle kanıtlanması zorunludur. Borçlunun takip dayanağı senedi ödediği iddiasına dayanak olarak sunduğu banka dekontlarında anılan senede atıf yapılarak ödemede bulunulduğunu gösterir herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Ödemeler, alacaklı tarafça da kabul edilmediğine göre, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekir. (2004 S. K. m. 169/a) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Borçlu hakkında kambiyo senetlerine dayalı takip yapılmaktadır. Borca itirazın, İİK. nun 169/a maddesinde yazılı belgelerle kanıtlanması zorunludur. Borçlunun takip dayanağı senedi ödediği iddiasına dayanak olarak sunduğu banka dekontlarında anılan senede atıf yapılarak ödemede bulunulduğunu gösterir herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Ödemeler, alacaklı tarafça da kabul edilmediğine göre, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde talep de aşılmak suretiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
19-02-2009, 17:15 | #3 |
|
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi Esas: 2005/16190 Karar: 2005/20353 Karar Tarihi: 20.10.2005 ÖZET: Alacaklının beyanına başvurularak sonuca gidilmesi gerekir. (2004 S. K. m. 169/a) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibi nedeniyle borçluyla tebliğ edilen örnek 163 ödeme emri üzerine borçlu vekili süresinde borca itiraz ederek itiraz dilekçesi ekinde sunduğu belgelere istinaden 4.700.000.000 TL için takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ödeme belgesi olarak sunulan dekont örneklerinden açıkça takip konusu senede atıfta bulunulmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun dayanmış bulunduğu ödeme ile ilgili bu belgeler için İİK' nun 169/a maddesi kapsamında alacaklının beyanına başvurulmadan sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen yasa maddesi uyarınca alacaklıya meşruhatlı davetiye çıkartılarak borçlu vekilinin sunduğu ödeme belgeleri konusunda beyanının alınması ve ondan sonra olaşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Alacaklı tebligata rağmen yargılamaya katılmadığı takdirde, dekontlarda dayanak belgeye atıf yapılmadığı gerekçesiyle itirazın reddedileceği tabidir. Ancak, öncelikte alacaklının beyanına başvurulmaması nedeniyle ve eksik incelemeye dayalı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur. Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
köy kanunu madde 13 ve köy yerleşme alanı uygulama yönetmeliği madde 15 | lawyer beyaz | Meslektaşların Soruları | 0 | 22-10-2008 13:42 |
Bk Madde 55 Mİ 100 MÜ? | advocatein | Meslektaşların Soruları | 2 | 07-04-2008 22:36 |
İİK. madde 28 | avukatsamsun | Meslektaşların Soruları | 2 | 15-11-2007 21:15 |
Tüketicinin Korunmasi Hakkinda Kanun 4. Madde Ve 10. Madde | Kadir COŞKUN | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 3 | 01-05-2007 08:30 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |