Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hak düşürücü süre kaçırılmış mı ? (İstirdat)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-11-2007, 12:36   #1
Favor

 
Varsayılan Hak düşürücü süre kaçırılmış mı ? (İstirdat)

A kişisi aleyhine B şirketi tarafından 2005 yılının Şubat ayında bonoya
dayalı takip düzenleniyor. A kişisine tebligat 2005 Mart ayında ulaşıyor. A
kişisi takibe itirazda bulunmuyor takip kesinleşiyor. Ardından A kişisi B
şirketinin avukatına bonoya ilişkin borcu taksitler halinde ödüyor. B
şirketinden 2006 yılının ortalarında bonoyu alıyor. A kişisi bonodaki borç ve
imzanın kendisine ait olmadığını 2007 yılının Ocak ayında fark ediyor. B
şirketinden daha önce de mal aldığı için bonoyu teslim aldıktan sonra fazla
incelemiyor. A kişisinin imzanın kendisine ait olmadığını 2007 Ocak ayında
fark ettiğini nasıl kanıtlayabiliriz.? 2007 yılı Ocak ayı itibariyle öğrenildiğinden
bahisle istirdat davası açabilirmiyiz.?
Old 21-11-2007, 15:11   #2
sarissa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Favor
A kişisi aleyhine B şirketi tarafından 2005 yılının Şubat ayında bonoya
dayalı takip düzenleniyor. A kişisine tebligat 2005 Mart ayında ulaşıyor. A
kişisi takibe itirazda bulunmuyor takip kesinleşiyor. Ardından A kişisi B
şirketinin avukatına bonoya ilişkin borcu taksitler halinde ödüyor. B
şirketinden 2006 yılının ortalarında bonoyu alıyor. A kişisi bonodaki borç ve
imzanın kendisine ait olmadığını 2007 yılının Ocak ayında fark ediyor. B
şirketinden daha önce de mal aldığı için bonoyu teslim aldıktan sonra fazla
incelemiyor. A kişisinin imzanın kendisine ait olmadığını 2007 Ocak ayında
fark ettiğini nasıl kanıtlayabiliriz.? 2007 yılı Ocak ayı itibariyle öğrenildiğinden
bahisle istirdat davası açabilirmiyiz.?

sayın favor bende benzer bir davanın davalı vekiliyim. araştırmalarıma göre hak düşürücü sürenin başlaması için tüm dosyanın kapanması gerekiyor. tüm kararlar bu yönde lehimize sadece tek bir karar buldum. imzanın size ait olmadığı itirazını istirdat davası haricinde sebepsiz zenginleşme, alacak gibi davalarda da ileri sürülebilir diye düşünüyorum. kolay gelsin
Old 21-11-2007, 15:43   #3
Favor

 
Varsayılan

Sayın Sarissa çok teşekkür ederim. Yalnız şöyle bir durum daha var borç haricen tahsil edilmiş dosyada tahsilat gözükmüyor. Avukata yönelik ödediği belgeler var yalnızca.
Önce İstirdat davası açsam süreden reddedilirse alacak davasına dönebilir miyim ?
Old 22-11-2007, 11:15   #4
sarissa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Favor
Sayın Sarissa çok teşekkür ederim. Yalnız şöyle bir durum daha var borç haricen tahsil edilmiş dosyada tahsilat gözükmüyor. Avukata yönelik ödediği belgeler var yalnızca.
Önce İstirdat davası açsam süreden reddedilirse alacak davasına dönebilir miyim ?

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1993/167
K. 1993/7082
T. 11.5.1993
• İSTİRDAT DAVASI AÇILABİLMESİ ( Çek Niteliğinde Olmayan Belgeden Doğan Borcun Cebri İcra Baskısı Altında Ödenen Kısmı İçin )
• ÇEK NİTELİĞİNDE BULUNMAYAN BELGEDEKİ HAKLARIN CİRO YOLUYLA DEVREDİLEMEYECEĞİ ( Cebri İcra Sonucu Ödenen Kısmi Borç İçin İstirdat Talebi )
• KISMİ ÖDEMEDE ÖDENEN KISIM İÇİN İSTİRDAT DAVASI AÇILMASI ( Borcun Tamamının Ödenmiş Olmasının Şart Olmaması )
2004/m.72
6762/m.697
ÖZET : Borcun bir kısmını cebri icra baskısı altında ödemiş olan borçlu, henüz ödenmemiş alacak kesimi için menfi tesbit davası, alacağın ödenmiş olan kısmı için ise istirdat davası açabilir. İik. 72/7. Maddesinde tamamen ödemek deyimi istirdat davasının açılması koşullarından olmayıp bu davanın açma süresinin başlangıcı olarak kabul edilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Gölcük Asliye Hukuk mahkemesince verilen 9.10.1992 tarih ve 178- 545 sayılı hükmün temziyen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından yapılan icra takibi üzerine ( 10.000.000 ) TL. bedelli dört adet senet ile ( 12.500.000 ) TL. nakit para vererek makbuz ve ibraname alındığını, esasen haczin borçlusu olmadıklarını, icraya konu çekte ciro silsilesinin bozuk olup icra vasıtasıyla ödemek zorunda kaldıkları 12.500.000 TL.nın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ( 12.500.000 ) TL'lık çekin hamili olup davacının borçlu ( ciranto ) durumunda olduğunu, ihtiyati haczin infazı sırasında borçlu davacı borcu kabul ederek ( 12.500.000 ) TL. ödediğini ve geri alım davasının sözkonusu edilemeyeceğini, yasal dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, icra dosyası, ibraname ve tüm dosya münderecatından öncelikle istirdat davasının açılabilmesi için İ.İ.K. nun 72. maddesine göre borcun tamamen ödenmesi gerektiği, davacının bir kısım peşin para verdiği, kalan kısım için vadeli senetler verildiğine dair ibraname gereğince ve bu hususun aksinin ileri sürülmemesine göre borcun asıl dayanağı çekin ciro silsilesindeki bozukluk davalının kanunen hamil sayılamayacağı iddialarının hukuki dayanağı bulunmadığından istirdat davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İ.İ.K.nun 72. maddesinin 538 sayılı Yasa ile değişmesinden sonra, borcun ödenmesinden önce menfi tesbit davası açılma imkanı getirilmiş olmasına göre, borcun bir kısmını cebri icra baskısı altında ödemiş olan borçlu henüz ödenmemiş alacak kesimi için menfi tesbit davası, alacağın ödenmiş bölümü için de istirdat davası açabilir. İ.İ.K.nun 72/7. maddesinde tamamen ödemek deyimi istirdat davasının açılması koşullarından olmayıp, istirdat davası açma süresinin başlangıcı olarak kabul edilmelidir. Bu nedenledir ki, mahkemenin borcun tamamen ödenmediği nedeniyle istirdat davasının açılamayacağı görüşü yasa ve bu konuda kararlılık kazanan Yargıtay kararları ve bilimsel öğretiye aykırıdır.
Öte yandan davaya konu edilen 25.8.1990 tarihli 50.000.000 TL'lık çekin incelenmesinde çekin ( A. Sanayi ve Ticaret Ortaklığı ) emrine düzenlendiği anlaşılmaktadır. T.T.K. nun 697. maddesine göre çek ya muayyen bir kimseye veya bir tüzel kişi emrine düzenlenebilir. Olaydaki "Ticaret ortaklığı" bir kimse veya tüzel bir kişiliğe sahip şirket olmadığına göre anılan belge bir çek olarak kabul edilemez. Bu niteliği ile de anılan belgedeki hakların ciro yolu ile devri mümkün olamaz. Mahkemece bu husus nazara alınmadan, davacı savunmaları değerlendirilip çek niteliğinde olmayan bir belgedeki cirolara dayanılarak yapılan takip ve ihtiyati haciz sonunda davacının ödemek zorunda kaldığı meblağın istirdadına karar vermek gerekirken davanın reddi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.5.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

sayın Favor bence süreyi geçirmiş değilsiniz. Alacak davası konusunu bilemiyorum. Forumda istirdat davası konusunda arama yaparsanız işinize yarar şeyler bulursunuz. ayrıca haricen ödeme yapmış olmanız -elinizde maqkbuz varsa- cebri icra tehdidi altında ödediğinizin kanıtıdır. baki kurunu İİ kitabındada detaylı açıklama var.kolaylıklar..
------------------
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İİK 72. maddeye göre açılan İstirdat davasında hak düşürücü süre ne zaman başlar? sarissa Meslektaşların Soruları 9 23-11-2012 13:40
Hak DÜŞÜrÜcÜ SÜre GeÇmİŞ Mİ? Seher Meslektaşların Soruları 1 06-11-2007 11:19
Hak düşürücü süre yargıtay kararı Seher Meslektaşların Soruları 1 26-10-2007 15:41
hak düşürücü süre avhalit Meslektaşların Soruları 6 20-03-2007 11:02
Kadastro tespiti-hak düşürücü süre mehmet sirn Meslektaşların Soruları 3 14-11-2006 13:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04430199 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.